BUNDAN böyle her cuma böyle… Elimden geldiğince cuma günleri bu köşede kadın girişimcilere yer vereceğim. Bize, bütün kadınlara ilham olabilecek kadın girişimcilere… Çok çok büyük olmaları gerekmiyor ama farklı ve yaratıcı olmaları gerekiyor. Yürünmeyen yollarda yürüme cesareti gösteren bütün kadınlara selam olsun!
Bu ülkeyi kurtaracaksa kadınlar ve gençler kurtaracak, bana devam etme gücü veren de onlar…
İşte Melis Tasacı onlardan biri. Hacettepe Üniversitesi İstatistik Bölümü’nde okurken engelli ürünler sektöründe çalışmaya başlıyor, eksikleri tespit ediyor veeeeee 2008’de, 23 yaşındayken, çok sevdiği ve ona özgürlük veren vosvos’unu 3400 liraya satarak kendine “Medlis Engelli Yaşam Çözümleri” şirketini kuruyor.
Önce distribütörlük yaparak işe başlıyor, 3 yıl içerisinde diğer firmalardan ayrılıyor. Sektörde en üst kalite ürün ithalatçısı olarak biliniyor ve güvenilen bir firma haline geliyor. Derken pazarda eksikliği hissedilen portatif rampa işine giriyor. Ve tekerlekli sandalye kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırmak için pratik ve fonksiyonel portatif rampalar üretiyor!!!
Gerçekten müthiş bir kadın. Çünkü engelliler için hayati önemde çözümler sunuyor. Üstelik sürekli kendini yeniliyor, Amerika ve Avrupa ülkelerinden “engelli erişimi eğitimi” alıyor. Türkiye’de bu sertifikalara sahip tek kişi olarak konuya hâkimiyetimi sürdürüyor.
Gerisini kendi ağzından dinleyelim…
Melis, sen kimsin nesin? Seni tanıyalım…
– Ben bir kadın girişimciyim. Biraz daha açarsam… Özgürlüğüne düşkün, tutkulu, hırslı, araştırmayı ve yeni yerler keşfetmeyi seven, dünyanın en uyumlu adamıyla evli, ona deliler gibi âşık 32 yaşında bir kadın girişimciyim!
Nasıl bir ailede büyüdün?
– Bir kadının, önce kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini öğreten matematik öğretmeni bir anneyle, bir hafta sonu evin önüne karavan getirip, yeni coğrafyaları keşfe meraklı esnaf bir babanın kızıyım. Sahip olduğum her şeyin paylaştıkça çoğaldığını tattığım ve şu anda hayallerimi ve işimi paylaştığım kardeşimle çekirdek bir ailede büyüdük. Mutlu bir çocukluk. Kesin bilgi.
Annenden öğrendiğin en önemli şey, babandan öğrendiğin en önemli şey?
– Annem “Çalışırsan, emek harcarsan başarırsın!” diyerek iş hayatının formülünü verdi. Babam da 11 yaşında karting, 20’li yaşlarımda ralliyle tanıştırıp bir kadının farklı alanlarda da başarılı olabileceğini öğretti.
İyilik yapma, topluma faydalı olma ve iş geliştirme ilhamını kimden aldın?
– İlk işim, annemin de yönlendirmesiyle, üniversite öğrencilerine özel dersler vermek oldu. Onlar başarılı oldukça ben kendimi acayip faydalı hissettim ve mutlu olarak çalışmanın hazzını öğrendim. Basketbol antrenörlüğü, tercümanlık da derken, üniversite 1. sınıfta üç işim vardı. İlham annemden! Annemin beni iş hayatına yönlendirmesi olmasa, belki girişimci de olamazdım!
RAMPALARIMIZIN YÜZDE 85’İNİ İHRAÇ EDİYORUZ
Portatif rampaları dünyaya ne zaman ihraç etmeye başladın?
– 2015’te, Fransa’dan gelen taleple ilk ürünlerimizi gönderdik. Şu anda üretimimizin yüzde 85’ini ihraç ediyoruz. En büyük pazarımız AB ülkeleri. Ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri ve Filipinler’de de düzenli çalıştığımız bayilerimiz var.
Peki sizin portatif rampaların farkı ne?
– Kullanıcı dostu ve güvenli olması. Taşıma gerektirmeyen, tekerlekleri üzerinde sürüklenebilir hafif rampalar ürettik. Katlandığında sadece 15 santim derinlikte yer kaplıyor, kapının arkasına yerleştirilebiliyor. Bu konuda bizi heyecanlandıran ve mutlu eden çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Tekerlek fikri, dünyada bir ilk oldu ve uluslararası patent aşamasında!
Bu rampalardan Türkiye’de kimler yararlanıyor?
– 3000’i aşkın alanda erişim sunuyoruz. Çankaya Köşkü’nden 1. Meclis’e, Anıtkabir’den tren garlarına, bakanlık ve kurum binalarından özel sektöre, pek çok bankaya, üniversiteye ve aklınıza gelen pek çok yere…
ENGELSİZ CADDE HAYALİ
– Hayalim aslında ülkemizde bir caddedeki tüm dükkânların önüne, rengârenk portatif rampaları yerleştirerek “engelsiz cadde” oluşturmak ve farkındalığı arttırmak!
BİZİM ENGELLİLERİMİZ NE YAZIK Kİ EVE HAPİS
Batılı ülkelerle, Türkiye’deki engellilerin yaşamı arasında ne tür farklar var?
– Bence en büyük fark, hayata katılamamak. Avrupa’da kısa bir süre bile geçirseniz, “Ne kadar çok tekerlekli sandalye kullanıcı sokakta! Demek ki, engellilik oranı yüksek!” diye düşünürsünüz. Oysa gerçek öyle değil! Sadece evde değiller, diğer herkes gibi sokağa çıkabiliyorlar. Bizde ise maalesef eve hapisler…
Batı’daki başka hangi kolaylıklar Türkiye’de yok ve bu, engellilerin hayatını ne kadar zorlaştırıyor?
– Ulaşım ve binalara erişim konusunda bizden çok daha verimli çözümler sunuyorlar. Engelliler üniversiteye gidip meslek sahibi olabiliyor ve iş gücüne katılabiliyor. Bu sayede bağımsız bir hayata sahip olabiliyorlar. Ama son yıllarda bu konuda bizim ülkemizde de farkındalığın arttığını düşünüyorum. Bir başka şey de sağlık sigortaları. Avrupa’da engellilerin evlerinde ve araçlarında, ihtiyaç duydukları düzenlemeler sigortalar tarafından karşılanıyor. Amaç, engelli kişinin kimseden yardım almadan bağımsız bir hayat sürebilmesi. Bizde bu durum vergi muafiyeti olarak uygulanıyor.
23 YAŞINDA VOSVOS’UMU SATTIM İŞ KURDUM
Sen hangi akla hizmet, vosvos’unu satıp iş kurdun?
– Şimdi dışarıdan bakınca, ben de o anki ruh halime ve cesaretime şaşırıyorum. Ama yaptım. O anıma dönsem yine yaparım! O benim en sevdiğim ve özgürlüğümü hissettiğim arabamdı. Ama part time başladığım bu işe çok inanıyordum. 3.5 yıl emek harcadım, sıfırdan işi öğrendim ve çok sevdim. Pazarın eksiklerini ve neler yapabileceğimi planladım. Avantajlı ve dezavantajlı olduğum her noktayı belirledim. En önemli soruyu da cevapladım: “Müşteri neden benden satın alsın?” Geriye şirketi kurmak kalmıştı.
23 yaşımda, vosvos’umu satarak kurdum.
Engelli ürünler sektöründeki boşluğu nasıl yakaladın?
– Çok araştırdım ve zaman harcadım. Dünyada engelliler için hangi ülkede, hangi marka, hangi tip ürünler üretir, fiyatı nedir, bizim pazarımıza uygun mudur ve fayda sağlar mı hepsini öğrendim. Yurtdışına fuarlara ve üretici firmaların eğitimlerine katıldım.
Sonra?
– Türkiye’de bulunmayan özellikli ürünleri araştırıp distribütörlüklerini aldım. Şirketimin konumunu kaliteli ve en özellikli ürünler bulunduran firma olarak planladım. Firmalarla bayileşme süreci başladı.
NEREDEN AKLINA GELDİ?
Peki engelliler için portatif rampa yapma fikri nereden çıktı?
– Engellilerin karşılaştığı en büyük sorunlarından birinin evden çıkamamak, günlük hayata katılamamak olduğunu fark ettim. Tekerlekli sandalyeleri var ama 2-3 basamaklı evlerinden dışarı çıkıp, ulaşım araçlarına geçiş sağlayamıyorlar. Okula, hastaneye, bankaya, restorana, müzeye, sinemaya gidemiyorlar.
Oysa bu bir insan hakkı, herkes kamuya açık her alana ulaşabilmeli. Bu konuda maalesef bir çözüm sunamıyorduk. Tüm alanları, tarihi mekânları tekrar düzenleyemeyeceğimize göre bir çözüm olmalıydı. Araştırdığımda, dünyada portatif rampalar kullanıldığını gördüm. Çözüm kafamda çok netti, Türkiye’de daha önce hiç üretilmemiş olan bu portatif rampaları biz üretecektik. Ürettik de…