İMDAT! Felaket haberleri üzerime üzerime geliyor!
Bazı günler de iyi şeyler okumak ve görmek istiyorum. Bugün öyle bir gün işte.
İçimi açan şeyler yazma, paylaşma günü. Bugünkü genç adam da öyle biri.
Adı bile güzel. Oğuzhan Canım.
Örnek alınacak bir sosyal girişimci. “Askıda Ne Var” sitesinin yaratıcısı.
Üniversite öğrencilerine yemek, kıyafet, tiyatro-konser-sinema bileti, kitap, yurtdışı staj gibi ürün ve hizmetlerin ücretsiz sunulmasını sağlayan bir sosyal girişimci.
Fikir güzel, gençler güzel. Unutmayın, iyilik bulaşıcı, size de bulaşması ve “Askıda Ne Var”a destek olmanız dileğiyle…
– Seni tanıyalım Oğuzhan Canım…
– İktisat mezunuyum. Aslen Sinopluyum. İki kez âşık oldum. Şiir okumayı, hatta ezberlemeyi seviyorum. İletişim ve pazarlama üzerine konferanslar veriyorum. “Askıda Ne Var” ile birlikte, bir gençlik ajansını da yönetiyorum.
– “Canım” ilginç bir soyadı, bir hikâyesi var mı?
– Babamlar Kafkas göçmeni. Vakti zamanında, lakabımız “Canımoğulları” imiş, sonra Canım soyadını almışız. Fena da olmamış…
– Müthiş bir sosyal girişime imza attın. Alkışlıyorum seni…
– Teşekkür ederim. Ben de çalışma arkadaşlarımı alkışlıyorum. Ne başardıysak, beraber yaptık.
– “Askıda Ne Var” nedir?
– Üniversite öğrencilerine yemek, kıyafet, tiyatro-konser-sinema bileti, kitap, yurtdışı staj gibi ürün ve hizmetlerin ücretsiz sunulmasını sağlayan bir sosyal girişim…
– Nasıl işliyor?
– Mesela, gönüllü kişiler askidanevar.com’a girip, diledikleri sayıda yemeğin ödemesini kredi kartıyla yaparak üniversiteliler için, askıya yemek bırakabiliyor. Bize kayıtlı üniversiteliler de sisteme girdiklerinde, askıdaki yemeği görüntüleyip, bir kod numarası alıyor. Bu kod numarasıyla ilgili restorana gidip, ücretsiz yemek yiyebiliyorlar. Aynı şey pek çok ürün ve hizmet için de geçerli…
– Süpermiş! Böyle bir şeyi kurmak nereden aklına geldi?
– Üniversite dönemi, bir gencin hayatının en önemli dönemlerinden biri. Pek çok şeyi yapmak istiyor ama henüz çalışma hayatına atılmadığı için yapamıyor. Böyle pratik bir ihtiyaçtan ortaya çıktı aslında. Bir nebze de olsa onların hayatını kolaylaştırmak ve daha donanımlı hale gelmelerini sağlamak…
İLHAMI ‘ASKIDA EKMEK’TEN ALDIK
– Nerden ilham aldın?
– Osmanlı’daki “Askıda Ekmek” ve İtalya’daki “Askıda Kahve” uygulamalarını biliyordum ve çok hoşuma gidiyordu. Tanımadığınız birine yemek ısmarlama fikri hâlâ beni heyecanlandırıyor. Bu iki uygulamadan da esinlendim. Batı’da da “Pay it forward” denen bir şey var, yani size yapılan bir iyiliği, bir başkasına yapmak gibi. Bizimki bunun daha fonksiyonel ve bugüne uyarlanmış hali…
185 SANATÇI VE MARKAYLA İŞBİRLİĞİNDEYİZ 2 MİLYONUN ÜZERİNDE ÜRÜN VE HİZMET DAĞITTIK
– 2015’te, 2 milyonun üzerinde ürün ve hizmet dağıtmışsınız. Bu çok ciddi bir rakam…
– Evet. Çok çalıştık. Şu an 185 marka ve sanatçıyla işbirliği yapıyoruz. Her geçen gün ulaştığımız kitle büyüyor, onbinlerce datamız var. Twitter üzerinden aylık 23 milyon görüntüleme alıyoruz, ki bu çok ciddi bir istatistik. Askıda ürün bırakıldığında, öğrenci ücretsiz alıyor. Marka hem sosyal sorumluluk hem de tanıtım yapmış oluyor. Daha fazla insana ulaştığımız için bizim de gücümüz artıyor.
– Şirketleri ikna etmekte zorlanıyor musunuz? Yoksa iyilik bulaşıcı diye, koşa koşa geliyorlar mı?
– Sistemi anlatana kadar zor, sonrası şahane! Hikâyemizi anlatmaya başladığımızda gözleri parlayan ve bize elinden gelen desteği veren, sağ olsunlar, insanlar çok. Ama daha çok kurum ve markayla da işbirliği yapmak isteriz.
BİZ 5 KURUŞ KAZANMADIK SOSYAL SORUMLULUK OLARAK YAPIYORUZ
– Peki bu sistem hangi öğrenciye, nasıl ulaşıyor?
– Devlet üniversitesinde okuyanlara. Özel üniversitede okuyanlardan da burslu olduklarına dair belge istiyoruz…
– Öğrencileri nasıl seçiyorsunuz?… Rasgele mi?
– Askıdaki yemekleri ilk gören öğrenci alabiliyor. Diğer kıyafet, kitap gibi ürün ve hizmetleri ise, yazılımımız, son 15 gün içerisinde herhangi bir şey kazanmamış öğrenciler arasından rasgele seçiyor.
– Her şey iyi hoş da siz nereden para kazanıyorsunuz?
– “Askıda Ne Var” benim işim değil, tutkum. İlk 4 yıl 5 kuruş kazanmadık fakat 2016 bazı sponsor markalar ile anlaştık. Bu markaların bize ayırdıkları bütçelerle sürdürülebilirliğimizi sağlıyoruz. Bu sayede web sitemizi, yazılımımızı yenileyerek inanılmaz bir ivme kazandık. Ana sponsorumuz başta olmak üzere tüm sponsorlarımıza teşekkür ederim.
– Sabancı Vakfı’nın “Fark Yaratanlar”ında belgeseliniz çekildi…
– Evet. Sabancı Vakfı’nın desteğini almış olmak bize birçok kapı açtı. Bugüne kadar Ashoka, Bilgi Üniversitesi, TÜBİTAK gibi birçok kurumdan destek aldık.
Çok mutluluk verici. Bir sosyal girişimci daha ne ister ki?
– Siz de üniversite öğrencisiyken böyle bir şey olsun ister miydiniz?
– İstemez olur muyum? O dönem küçük paralarla yaşıyorsunuz. Tiyatroya, konsere gitmek, kitap almak pahalı geliyordu…
– Kendinizle gurur duyuyor musunuz?
– Yaptığım işi seviyorum, mutlu oluyorum ama yeterli bulmuyorum, bu nedenle gurur duyduğumu söyleyemem. Halen ulaşamadığımız, ihtiyaç sahibi öğrenciler var, daha çok çalışmalıyız ve daha çok iyilik peşinde koşmalıyız.