DAHA neler göreceğiz bakalım… Olay Adana’da yaşanıyor. Apartmanın yöneticisi, kat görevlisinin kızına tacizde bulunuyor. İddia bu.
Üç yıl boyunca.
Kız 15 yaşında.
Adam ise 60.
Kızın dedesi yaşında!!!
Kıza, sarkmaya- yavşamaya başladığında, kız henüz 12 yaşında.
Çüşünüz ya!
Bu nedir ya!
Bu apartman görevlisinin işi gücü yok, torunu yaşındaki çocuğun peşinde. İkide bir küçük kızı orada burada sıkıştırıyor ya da “Seni çok özledim. Oruçlu olmasam seni kucağıma alırdım!” gibi sapık laflar ediyor.
Daha başka şeyler de oluyor.
Küçük kız iyice içine kapanıyor.
Duşa girmeye korkuyor, yastığının altında bıçakla uyuyor.
Abla, kız kardeşinin günlüklerini okuyor, kendine bir şey yapacağından endişeleniyor. Bu arada, gerçekten de kız, intihara kalkışıyor, ilaç içiyor, hastaneye yetiştiriliyor.
Ve sonunda ablanın ısrarıyla şikâyetçi oluyorlar.
Dava açılıyor.
Adam önce tutuklanıyor, sonra cezası ev hapsine çevriliyor.
Şaka gibi!
Şu anda, tacizci ve mağdur aynı apartmanda! Adam, güya ev hapsinde. İkide bir, hastaneye deyip çıkıyor. Etrafta fink atıyor. Kapıcıyı ve ailesini apartmandan attırmaya çalışıyor.
Tüm bu taciz suçlamalarına bulduğu kılıf da “İşten atacaktık, böyle bir iftiraya başvurdular!”
Ama nedense bu mazeret ilk ifadesinde yok.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun takip ettiği bir dava bu. Adana Kadın Platformu’nun kadın hakları komisyonu adına da Sevil Aracı davanın avukatlığını yapıyor.
Aşağıda kendisiyle yaptığım röportajı okuyacaksınız.
Müvekkiliniz kaç yaşında?
– 15’inin sonlarında…
Apartman yöneticisi kaç yaşında?
– 60.
Nasıl bir tacize uğramış?
– 2014 yazında, mağdur küçük kız, denize gitmek istediğini ailesine söylerken, apartman yöneticisinin eşi duyuyor. “Biz yazlığa giderken bizimle gelsin!” diyor. Kat görevlisi de götürmek isteyenler yaşlı başlı insanlar diye rıza gösteriyor. İlk kez, yazlıktayken, alışveriş için evden birlikte çıktıklarında asansörde, apartman yöneticisi küçük kıza dokunuyor. Göğüslerine ve bacaklarına. Kız da korkup geri çekiliyor. Yazlıkta giyinip soyunurken, yöneticinin kendisini gözetlediğini fark ediyor. Aynı şekilde duş alırken de. “Keşke seninle denize girebilseydim, oruçlu olmasam girerdim, seni kucağıma alırdım” gibi laflar ediyor…
Mağdur n’apıyor?
– İçine kapanıyor. Sürekli ağlıyor. Ama kimse sebebini anlayamıyor. Ertesi sene, ablası ona hediye olarak bir günlük alıyor. Neden bu kadar mutsuz olduğunu anlamak için merakından kardeşinin günlüğünü gizlice okuyor ve tacize uğradığını fark ediyor. Ama anneye-babaya söylemiyorlar…
Neden?
– Çünkü baba sert bir adam. Onun tepkisinden korkuyorlar. Hem de babalarının o adama bir şey yapıp hapse girmesinden. Öyle olursa, “Annem köye döner, bizi yurda verirler!” falan gibi şeyler düşünüyorlar. Bu yüzden uzun süre kimseye söylemiyorlar.
Apartman yöneticisi tacize devam mı?
– Evet. Her fırsatta kıza sözle tacizde bulunuyor. Çeşitli teklifler yapıyor. Asansörde denk gelirlerse fiili tacizleri de oluyor. Peşine düşüyor, karşısına dikiliyor, bedenine dokunuyor. Dedesi yaşında adam… Ve bu işkence 3 sene sürüyor!
Sistematik bir şekilde mi?
– Evet. O kadar ki kız artık psikolojik olarak müthiş yorgun düşüyor. Ablası, duşa girmeye korktuğunu, yanında bıçak bulundurduğunu anlatıyor. İşin fenası intihar içerikli çeşitli notlarını buluyor abla…
Sizce bu bir pedofili vakası mı?
– Bence öyle. Çünkü ilk taciz başladığında mağdur henüz 12 yaşında. 12 yaşında bir kız çocuğuna tacizde bulunan pedofildir.
Peki tüm bunların ne tür sonuçları oluyor?
– Küçük kız, evinde ilaç içip arkadaşına gidiyor, intihara kalkışıyor. Hastaneye kaldırılıyor. Hayati tehlike şüphesi ile bir gece yatırılıyor. Neyse ki bir şey olmuyor.
EVDE YALNIZ OLDUĞUNU ANLADIM
SENİ ÖZLEDİM
Tacizin tanığı olur mu?
– Cinsel taciz vakaları genellikle ispatı zor olan olaylar. Çünkü tacizciler, mağdurlara tamamen yalnız oldukları anlarda tacizde bulunuyor. Ama bu davada arkadaşı Y. ve ablasının bazı tanıklıkları var. Çok ilginç bir ayrıntı: Küçük kızın evde yalnız olduğunu apartman yöneticisi, klimanın su damlatmasını takip ederek anlıyormuş. Bunu hem mağdurun ablası söylemiş hem de sanık. Çünkü elektrik paralarını kendileri ödedikleri halde klima açmalarına kızıyorlarmış. Anne-baba evde iken klima açamıyorlarmış. Anne-baba olmayınca, evde yalnız kaldıklarında kızlar, ev zemin katta ve korunaksız olduğundan korkuyorlar ve her tarafı kapatıp klimayı açıyorlarmış. Apartman yöneticisi en son tacizinde “Klimanız su damlatıyor, evde yalnız olduğunu anladım, seni özledim” gibi sözler söylemiş ve abla da bunları duymuş…
EV HAPSİ ONA BİR ÖDÜL!
Hukuken dava ne durumda?
– Soruşturma başladığında, apartman yöneticisi ev hapsi kararıyla evine gönderildi. Savcılığın itirazı üzerine 1 Ağustos’ta tutuklandı. Ama iki hafta sonra tahliye edildi. Şu an yine ev hapsinde. Bir sonraki duruşma da 19 Ekim’de… Aslında apartman yöneticisinin, küçük kıza ve babasına yaklaşması, küfür, hakaret, tehdit ve küçük düşürücü sözler söylemesi yasaklanmış durumda. Ama dinleyen kim? Bunları bırakın, kızlara fiziki saldırıda bulundular. Böyle bir sürü olumsuz durum devam ediyor.
Aynı apartmanda oturdukları düşünülürse, ev hapsi tacizciye ödül anlamına gelmez mi?
– Tabii ki ödül!
İFTİRA ATIYORLAR!
Apartman yöneticisi, “Kapıcıyı işten çıkaracağımızı söylemiştik. O ve ailesi böyle bir iftira atıyorlar!” diyor… Bu konuda ne diyeceksiniz?
– Valla, Emniyet ifadesinde ve sorguda hâkim karşısında bunların hiçbirinden bahsetmemiş. Ne zaman ki ikinci kez sorguya çıkıyor, iddiasını kuvvetlendirmek üzere böyle bir senaryo yazıyor. Bir babanın, işten çıkarılması ihtimali üzerine, yöneticiye tepki duyup kendi kızlarının ismini böyle bir olaya karıştırması mantıklı değil. Tüm aile fertleri, yaşayabilecekleri birçok olumsuzluğu göze alarak tacizi ortaya çıkarma yolunu seçmişler. Çünkü endişe ettikleri artık küçük kızlarının hayatı olmuş…