Hepimiz biliyoruz ki…
Bu ülkede erkek şiddeti ve kadın cinayetleri konusunda resmi veri bulunmuyor. Varsa da kamuoyuyla paylaşılmıyor. İşte bu noktada ‘bianet’ devreye giriyor. İyi ki var. bianet, bağımsız bir iletişim ağı. Her ay erkek şiddeti ve üç ayda bir ifade özgürlüğü raporları yayınlıyorlar. Yani çetele tutuyorlar!
Bugün bianet’in kurucusu Nadire Mater’le huzurlarınızdayım. Yine çok faydalı bir şey yapıyorlar, erkek şiddetini konuşulur hale getirmek için kapı aralıyorlar. 52 hafta boyunca 52 erkeğin, erkek şiddeti hakkında görüşlerini okuyacağız. Üç tanesi yayınladı bile, Murat Çelikkan, Mehmet Eroğlu ve Tuğrul Eryılmaz. Devamı da gelecek, okumanız dileğiyle…
Siz, bianet’in kurucususunuz. Hangi ihtiyaca cevap vermek için bianet’i kurdunuz? Ne eksikti?
“Başka bir medya olamaz mı?”. Soru da buydu, ihtiyaç da. Gazetecilerle, akademisyenlerle, yerel medya temsilcileriyle, medyayla derdi olanlarla böyle bir hayalin peşine takıldık…
Amacınız neydi?
Bianet, görmezden gelinenler ve sesini duyuramayanlar için de bir mecra olacaktı. Oldu da. Amacına ulaştı. Bugün dünyanın ya da Türkiye’nin herhangi bir köşesinde yaşayan biri, bianet’e yazabiliyor, haber geçebiliyor…
Bebeğiniz bianet büyüdü ve kaç yaşına geldi?
Kasımda 18’ini bitiriyor…
Harika! Yaptığı nelerle en çok gurur duyuyorsunuz?
Gurur demeyelim de, “İyi ki yapmışız, yapıyoruz!” hissi yaşatıyor insana. Haberciliğe getirdiğimiz yaklaşımlar ve pratiği, haber atölyelerimiz ve sayısı 20’yi aşan gazetecilik kitaplarımız geliyor öncelikle aklıma. Üniversitenin bize çok katkısı oldu. Özellikle eğitim danışmanımız Prof. Dr. Sevda Alankuş’un. Kendisiyle 10 yıldır “hak haberciliği” odaklı yaz okulları gerçekleştiriyoruz. Biriktirdiğimiz deneyimle birlikte, artık tüm yıla yayılan bir seminer programımız var. Bağımsız gazeteciliğe kapıları açacak bir merkez olacak. Bugün kadın, toplumsal cinsiyet ve çocuk odaklı habercilik, bianet sayfalarından yayıldı ve diğer gazetecilerin konusu oldu…
SİZ ERKEKLERE KATİL Mİ DİYORSUNUZ?!
Erkekler sizce bu ülkede yaşanan ve her gün kadınların ölümüne sebep olan erkek şiddetine karşı yeterince duyarlılık gösteriyor mu?
On yılı geçti, her ay erkek şiddetinin çetelesini tutuyoruz. Erkeklerin cinsel, fiziksel, sözel, ekonomik, her türlü şiddetini ve bu şiddete karşı mücadeleyi haberleştiriyoruz. Kadınlar hem şiddete maruz kalıyor, şiddet tehdidiyle yaşıyor hem de mücadele ediyor. Kadın adına politika yürüten, konuşan erkekler, erkek şiddeti denince, “kadın işi” diyerek susuyor. Kavramsal olarak “erkek şiddeti”ni kabul eden erkek sayısı hayli sınırlı. Bianet’te ilk erkek şiddeti çetelesi tutmaya başladığımızda, aylık dökümde “Erkekler, kasımda 27 kadın öldürdü!” başlığını attığımızda, sosyal medyada bianet’e karşı çirkin bir kampanya başlatıldı…
İtirazlar neydi?
En çok “Siz erkeklere katil diyorsunuz!” cümlesine takılmışlardı. Ama aldırmadık, formatımızı değiştirmedik. Son çetele başlığımız şöyle: “Erkekler, aralıkta 31 kadın öldürdü!” Başlığa uzun bir süredir itiraz duymuyoruz. Kabullendiler mi, aldırmıyorlar mı? Bilemiyorum, “İlerlemedir” diye düşünmek istiyorum.
ERKEK ŞİDDETİNE BİR DE TERSTEN BAKALIM İSTEDİK
Şimdi de 52 erkek, 52 hafta projesiyle gündemdesiniz. Amaç ne?
Hollywood’la başlayan başka ülkelere de yayılan “Me too/ Ben de” ve “Time’s up/ Süre bitti” kampanyaları Türkiye’de pek karşılık bulmadı. Yine çoğunlukla kadınlar yazdılar. Biz bianet’te hem dünyadaki gelişmeleri haberleştirdik hem de yazılar yayınladık. “52 erkek, 52 hafta” ile ise tersten bakalım dedik. Alanlarında isimleri bilinen erkekleri yaşadıkları, tanık oldukları üzerinden, bir tür kendileriyle konuşmaya davet bu kampanya. Konuyu, erkekler arasında da konuşulabilir kılma denemesi diyelim…
BU KAMPANYA ERKEK ŞİDDETİNİ KONUŞABİLİR KILMAYA KAPI ARALIYOR
52 hafta boyunca, 52 erkek kendi bakış açısını mı yazacak bianet’e?
Evet. Bakış açısını da yazabilir, tartışabilir de. Bunu yaparken de, okuyan erkeğe de bir davet çıkarmalı “Şimdi sıra sende” gibi…
Tüm bunlar bize ne kazandıracak?
Bir başlangıç gibi olarak düşünmek gerek ‘52 Erkek 52 Hafta’yı. Hep birlikte göreceğiz. Murat Çelikkan’ın yazısı yayımlanınca, “Ben de yazmak istiyorum” diyenler çıktı mesela. Her şey konuşmakla başlamaz mı? Erkek şiddetini konuşulabilir kılmaya bir kapı aralanıyor. “Gelin, kendimizi, erkeklik hallerimizi sorgulayalım, şiddetimizi tartışalım, şiddetin her türünü konuşalım” demek aslında bir açıdan…
ERKEKLER SİZ DE KATILIN
Kimlerin görüşlerini okuyacağız?
2018 boyunca medya, spor, sinema, edebiyat, akademi, müzik, resim, hak mücadelesi, iş ve işçi dünyası gibi alanlardan isimlerin yazılarını okuyacağız. Buradan da bir çağrı yapayım, yazmak isteyenler bu çalışmanın koordinatörü Şenay Aydemir’e ulaşabilir: [email protected].