‘Toplum gönüllüsü gençler’i alkışlıyorum


VAR ya…

Şahaneydi TOG BAZAAR.

Bu yıl 12’ncisi düzenlendi.

Yine Toplum Gönüllüleri Vakfı tarafından.

Şu son yıllarda, beni geleceğe dair en çok umutlandıran kurumların başında geliyor…

GENÇLİĞİN GÜCÜ ADINA

TOG BAZAAR’ı anlatmadan ‘Toplum Gönüllüsü’ gençlerden bahsetmek istiyorum.

Çünkü fark ediyorum ki, TOG deyince herkes bilmiyor.

Ben bilsin istiyorum.

Nedir TOG?

‘Toplum gönüllüsü gençler’i alkışlıyorum

Türkiye’nin 80 ilinde, gençlik grubu veya üniversite kulübü olarak faaliyet gösteren şahaneeeeee bir organizasyon!

132 gençlik grubuyla aktif çalışmaları var.

Şahane, pırıl pırıl gençlerle…

Bu gençler, kendilerine “Toplum Gönüllüsü” adını veriyorlar.

Sloganları da, “Gençliğin Gücü Adına…”

826 BİN KİŞİYE İYİLİK GÖTÜRDÜLER

Toplum Gönüllüsü gençler, son bir yılda 825 bin 920 kişiye çeşitli alanlarda hizmet götürdüler.

Düşünebiliyor musunuz…

826 bin kişiye “iyilik” götürdüler yani!

Ben onlara bayılıyorum.

Ve hep söylüyorum:

Bu ülkede en çok gençlere ve kadınlara inanıyorum.

O yüzden de TOG’u desteklemeyi görev biliyorum.

Kızım Alya da Toplum Gönüllüsü olsun istiyorum.

Bu sene hayalimiz onunla TOG’un bir saha etkinliğine katılmak…

Bu gençler nasıl mı hizmet götürüyor?

Okudukları üniversitelerde kulüp ya da topluluk olarak örgütleniyorlar. Ve belirledikleri ihtiyaca göre, “sürdürülebilir sosyal sorumluluk projeleri” geliştiriyorlar. Sonra da onları hayat geçirmek için kaynak buluyorlar. Evet kaynağı da çoğunlukla kendileri buluyorlar. Sonra da canla başla çalışıp, o projeyi hayata geçiriyorlar.

Düşünün, 2017’de 1839 projeyi hayata geçirdiler.

Tamı tamına 74 bin 613 genç…

Ne zaman onların hikâyelerini dinlesem, onlarla bir etkinliğe katılsam ya da sahaya gitsem mutluluktan ağlamak istiyorum.

O kadar müthişler ki…

ONLARLA SAHADA OLMAYA BAYILIYORUM

Geçtiğimiz aylarda, üç kere sahaya gitme fırsatı buldum.

İlki, Diyarbakır Suruç’ta bir okulu tamir etme ve boyama projesiydi…

Harbiden boyama işine giriştik.

Öyle gidip turist gibi takılmaca yok. Gerçekten çalışıyorsun.

İkincisi Antalya’da üniversite kampusu ağaçlandırmasıydı. Elini toprağa daldırıp ağaç dikiyorsun. Üniversitenin kel bir yeri, TOG gençliği sayesinde yemyeşil olacak…

Üçüncüsü de -ki oraya TOG’un kurucusu İbrahim Betil de katılmıştı, tanımaktan gerçekten onur duyduğum biri- Van Gölü sahilinin bir kısmının temizlenmesi projesiydi. Bir sürü naylon ve plastik topladık sahil boyunca…

HAYALLERİNE ORTAK OLALIM

İşin beni en etkileyen tarafı, gençler hangi projeyi hayata geçirmek istediklerini belirliyorlar ya, onlara “Yap” ya da “Yapma” diyen bir üst kurul, üst akıl olmaması. Yani bir onay mekanizması yok.

Kendi bölgelerindeki profesyonel TOG ekibiyle konuşuyorlar, içinde şiddet ve ayrımcılık barındırmayan her türlü proje hayata geçebiliyor.

Yani gençlere gerçekten inanan, gençliği adam yerine koyan bir vakıf.

O etkinliği, o projeyi hayata geçirebilmek için kaynağı da kendileri buluyor gençler.

Okul mu boyayacaklar? Gidiyorlar boya temin edebilecekleri firmalara Toplum Gönüllüsü nedir anlatıyorlar, kafalarındaki projeyi paylaşıyorlar; tabii genelde karşısında bu kadar heyecanlı ve kararlı gençleri görenler onların hayallerine ortak oluyorlar.

EKONOMİYE 42 MİLYON KATKIDA BULUNDULAR

Toplum Gönüllüsü gençlerin Türkiye’nin her yerinde “Gençlerle İyilik Her Yerde” diyerek yaptığı toplumsal fayda çalışmaları, ülke ekonomisine 42 milyon lira katma değer üretti…

Sizce de etkileyici değil mi?

Toplum Gönüllüsü gençler, gençlere imkân tanındığında, onlara inanıldığında, destelendiklerinde…

Bu ülkede yapamayacakları şeyin olmadığını kanıtlıyor!

Çabalarını, emeklerini, enerjilerini, iyi niyetlerini alkışlıyorum…

YAŞASIN İYİLİK! YAŞASIN GENÇLER!

GELELİM TOG BAZAAR’a…

Dün ve evvelsi gün gerçekleşti… Gidip görmemiş olanlar için anlatayım…

Mekân Ortaköy. Esma Sultan Yalısı. Onun içi ve güzelim bahçesi…

Girişten itibaren yan yana stantlar… 200’ün üzerinde irili ufaklı firma ürünlerini sergiliyor…

Hepsi birbirinden renkli…

Stant görevlileri genelde kadınlar… Güler yüzlü, şık, tatlı kadınlar… Ürünler yaratıcı…

Her tür ürün var. Yazlık giysiler, hasır çantalar, şapkalar, kimonolar, takılar aklınıza ne gelirse…

Hava mis! İkinci gün biraz yağmur yağdı ama o bile bir hava kattı. Etrafta cıvıl cıvıl Toplum Gönüllüsü gençler -bu iki günlük etkinlik için Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen 100 genç çalıştı- Boğaz masmavi, arkada şahane bir müzik yükseliyor…

Her yılın bir sloganı var.

Bu yılınki: “Eleştirmek için değil değiştirmek için…” Gelir, yine her zamanki gibi Toplum Gönüllüsü gençlere gitti.

Onların sosyal sorumluluk eğitimleri ve projeleri için sürdürülebilir bir kaynak yaratma amacıyla her yıl böyle bir organizasyon düzenleniyor.

Benim gördüğüm kermesler içinde en şıkı, en oturmuşu, en organizesiydi…

Bir tür alışveriş festivali…

Üstelik Boğaz’ın dibinde…

Biz de Sakajewa İyilik Kolyeleri’mizle oradaydık, bizim bütün gelirimiz TOG’a gitti.

KAMYONLA EVİ STANDA TAŞIYORUZ 

Yine Maribel’le evimizi taşıdık.

Benim elimde değil, böyle etkinliklerde standımızın ruhu olsun diye bütün evi söküp götürüyorum.

Gerçekten bu sefer kamyonla iki koltuk, kocaman bir bank, iki dresuar, lamba, masa, komodinler, Allah ne verdiyse taşıdık…

Büyük keyif alıyorum…

Komodinlerin çekmecelerinden kolyeler fışkırıyor, heykellerin boyunlarında iyilik kolyelerimiz asılı…

Her tarafta resimler, fotoğraflar… Öyle rahat hissediyorum kendimi…

Standı da kendime benzetince!

Deli gibi kolye sattık.

Nasıl mutlu oldum anlatamam.

Bütün TOG ekibine, o dünya tatlısı gençlere, bize yardımcı olan herkese çok çok teşekkür ederim.

Müthiş bir deneyimdi, seneye bir daha…

Yaşasın iyilik!

Yaşasın gençler!

Yaşasın TOG!

Yorum Bırak