BENİM sözünü ettiğim bu işte… İyilik bu işte… Dayanışma bu işte…
Sinem Irgat, hayatında hiç görmediği, tanımadığı, şiddete uğramış kadınlara destek oluyor. Bir kısmı artık hayatta bile değil.
Çocuğunun yanında eşi tarafından öldürülmüş Esra Gövem gibi mesela. Sinem Irgat, okuduğu ya da televizyondan izlediği haberlerden etkilenip, insanları yaşadığı acıyı yüreğinde hissedip harekete geçiyor ve onlara yardımcı olmaya çalışıyor. Gönüllü avukat buluyor, hukuki bilgi veriyor, elinden ne gelirse yapıyor. Onların sorunlarını duyurmaya çalışıyor. Hiçbir beklentisi yok. İyilik için. İnsanlık için. Şahane değil mi? Hepimize örnek olması dileğiyle…
– Sizi tanıyalım?
Adım Sinem Irgat. Kendi halinde bir kadınım. Çok özel bir hikâyem yok. 1978 doğumluyum. Bursalıyım. Otellere malzeme temin ediyorum.
– Avukat veya sivil toplum gönüllüsü değilsiniz ama erkek şiddetine ve cinayete kurban gitmiş kadınların ailelerine gönüllü destek veriyorsunuz…
Evet. Yaşam hakkı elinden alınmış kadınların ailelerine elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum.
– Müthiş bir şey bu… Özel bir sebebi var mı?
Aslında yok. Olması da gerekmiyor bence. İnsanlık bunu gerektirmez mi? Hepimiz isyan etmiyor muyuz, gazeteleri açtığımızda, televizyonda gördüğümüzde, izlediğimizde… Kadınlar birer birer katlediliyor ülkemizde. İsyan etmemek mümkün değil. Ben de bir kadın olarak tepkisiz kalmayı kendime yakıştıramıyorum. Televizyon karşısında bu haberleri “Ahh vahh” diye izlemek, o kadın katillerine küfretmek, beddua etmek yerine, her kadının elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum. O yüzden de o ailelerle irtibata geçiyorum. Ve yapabileceğim bir şey var mı diye soruyorum.
Biz haberleri okuyor hayata devam ediyoruz
– Her şey Esra Gövem davasıyla mı başladı?
Evet. Esra’nın başına gelenleri okuyunca çok sarsıldım. “Bir şeyler yapmalıyım!” dedim. O felaketi okuyup hiçbir şey olmamış gibi normal hayatıma devam edemedim.
– Ne olmuştu Esra Gövem’e?
Esra Gövem, 29 Mayıs 2016’da ayrıldığı eşi Tolga Yavaşer tarafından katledildi! Gencecik bir kadın öldürüldü. Hayattan silindi. Üstelik mahkemenin hafta sonlarında görebilmesine izin verdiği kızı Efsa’yı almak için gittiği gün. Onun gözleri önünde! Korkunç bir olay. Tarifsiz bir acı. Hayatta bundan daha vahim ne olabilir? Babası, 20 aylık kızının gözünün önünde annesini öldürdü! Daha vahşice bir ölüm biçimi olabilir mi? Evladınızın yanında eşinizi öldürüyorsunuz. Evladınıza da kıyıyorsunuz aslında. O çocuğun yaşadığın travmanın şiddetini tahmin edebiliyor musun?
SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ DAVASINI KAZANIRLARSA BU İLK OLACAK
– Haklısınız. Aileyle iletişime geçince ne fark ettiniz?
Desteğe çok ihtiyaçları olduğunu. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu haberleri okuyoruz, ama sonra hayatımıza devam ediyoruz. Onlarsa acıları ve bin bir türlü sorunlarıyla baş başa kalıyorlar.
– N’aptınız peki?
Hemen davaya gönüllü avukat buldum, işe başladım. Şimdi 4 buçuk yaşında olan Efsa, annesine bu kötülüğü yapan babasının soyadını da taşımasın istedim. Bunu Efsa’nın velayetinin verildiği anneannesi Ferda’yla paylaştım. O da hak verdi, ama nasıl yapılacağını bilmiyordu. Aileyle birlikte soyadı değişikliği davasını açtık. Dava, şu an yargı aşamasında. Kazanırsak yaşam hakları elinden alınmış kadınlarda bu dava ilk olacak Türkiye’de…
KEŞKE BAŞKALARINA DA ÖRNEK OLABİLSEM
– Destekleriniz sadece Esra Gövem davasıyla da sınırlı değil, Ceyda Malay davası da var. O nedir?
Ceyda Malay, sistematik olarak şiddete maruz kalmış 25 yaşında genç bir kadın. Defalarca şikâyetçi oluyor. Sonunda da kendisini korumak ve savunmak adına, kendisine şiddet uygulayan ve tehdit eden adamı vurmak zorunda kalıyor ve tutuklanıyor. Bu davadan da çok etkilendim. Hemen olayın ertesi günü iletişime geçtim. Tıpkı Esra Gövem davasında olduğu gibi aileye gönüllü avukatlar buldum. Şimdi onlarla birlikte delil toplama aşamasındayız, mahkeme gününü bekliyoruz…
– Bu gönüllü hizmetleriniz sürecek mi?
Gücüm yettiği sürece devam edeceğim, evet…
– Herkesin her şeyden “Aman başıma bir iş gelmesin!” diye uzak durduğu bir dünyada siz bunları niye yapıyorsunuz?
Çünkü dünyayı değiştirmek bizim elimizde! Şikâyet ederek, onu bunu suçlayarak, sistemin değişmesini bekleyerek hiçbir şey olmuyor. Yeter ki harekete geçelim… Ben geçtim. Ayrıca ailelere destek verdikçe, onların gözündeki umut ışığı görmek beni çok mutlu ediyor. Bunun verdiği huzur hiçbir şeyle ölçülemez! Keşke başkalarını da örnek olabilsem, hepimiz destek olabilsek, omuz olabilsek… Bu dünya çok daha yaşanılır bir yer haline gelir!