OLEEEEEEY!
İşte hayalim karşımda duruyor!
Hayalim, Bodrum Gürece’de bir anneanne bahçesi içindeki iki metruk köy evini “İyilik Kolyeleri Atölyesi”ne dönüştürmekti.
Her akşam bu rüyayla yatıyordum, sabah da bu rüyayla kalkıyordum.
Haliyle en çok sevgilimin hayatını kararttım!
Hayaldi, gerçek oldu: İyilik Kolyeleri Atölyesi
Tepesine çöküp, “Şöyle hayallerim var” diye başlıyordum anlatmaya: “Birlikte üretmek, yaşadığım köye katkıda bulunmak, gönüllülüğü yüceltmek, hep birlikte bir iş yapmak, bir işe yaramak, sivil toplum örgütleriyle çalışmak, elde edilen gelirin köye katkı sağlaması için uğraşmak…”
Kilitlendim ben bu fikre…
Bir şeyi tutturdum mu eyvah eyvah, kaçın benden, annemden miras bu, tutturuğun âlâsı oluyorum…
Sonunda İstanbul’da bir ev sattım, “Delisin!” dediler, aldırmadım, kazandığım ne varsa oraya soktum. Evler güzelleşsin, bir kişilik kazansın diye Hindistan’dan eşyalar taşıdım, kumaşlar taşıdım, halılar taşıdım. Evdeki mobilyaları oraya yığdım, ucuz formüller aradım…
Geçen sene bir kısmı bitti, ama para kısa kaldı, bu sene yine devam ettim…
Ve şimdi arkadaşlaaaar, “İyilik Kolyeleri Atölyesi” hayata geçiyooor… Bugün… Tabii ki eksiklerimiz var, onlar hiç bitmez, ben daha köyün meydanı da güzelleşsin istiyorum, kadın girişimciler köyün meydanında satış yapsın istiyorum, evleri boyayalım istiyorum, daha bir sürü şey…
Ama en azından hayalimin bir kısmı gerçekleşti!
*
‘Toplum Gönülleri Vakfı’yla da güçlerimizi birleştirdik. Atölyede satılan kolyelerin geliri onlara gidiyor. Kolye atölyeleri düzenliyoruz, ilki bugün. Yaz boyu arı gibi çalışacağım, her hafta düzenleyeceğiz. Her atölyede 15 kişi o kolyeleri nasıl yaptığımızı öğrenecek, gelip şahane bahçemizde bizimle birlikte kolye yapacak. O 15 kişinin 10’u için katılım ücretli. Direkt TOG’a bağış yapacaklar. Diğer 5’i köyümün kadınları olacak, onlar ücretsiz katılacak. Dilerlerse kolyeleri yapmayı öğrendikten sonra minik dükkânımız için kolye yapacaklar, o kolyeler yine TOG yararına satılacak. Bu arada Alya da 7-13 yaş için atölyeler yapacak.
*
Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın 6 ilkesinden biri “yerel katılım”. Toplum gönüllüsü gençler, yaşadıkları, okudukları illerde sorunları ve o bölgenin gelişim alanlarını tespit ediyorlar, sorunlara çözümler üretiyorlar. Ama gittikleri o yerde bir taşı bile kaldıracak olsalar, bunu orada yaşayan halk ve yerel yönetimle birlikte yapmayı çok önemsiyorlar.
Haziran sonunda TOG yetkilileri ve gençleri Gürece’ye geliyor. Gençler, tek tek bütün haneleri gezip Gürecelilerin hayallerinin ne olduğunu soracaklar. Onların hayalleri benim hayallerimden daha önemli. Yani kolyelerden ve yapacağımız diğer faaliyetlerden elde edilen gelir ne için kullanılsın? Çocuklar için mi, kadınlar için mi ya da başka şeyler için mi…
Çünkü TOG’lu gençler diyor ki “Sorunlar orada yaşayan halkla ve yerel yönetimle birlikte çözüldüğünde sürdürülebilir oluyor ve bir işe yarıyor.” Haklılar.
Hayaldi, gerçek oldu: İyilik Kolyeleri Atölyesi
İki gün önce sosyal medyadan ilk atölyemizi duyurdum ve “Katılım için TOG’a başvurun!” dedim, o kadar çok ilgi görmüş ki mutluluktan havalara uçuyorum.
*
Bugün Alya çocuklarla dans atölyesi düzenlerken biz de bahçenin diğer ucunda iyilik kolyesi yapımına başlayacağız.
Tatlı bir heyecan içindeyiz anlayacağınız…
Kim bilir, belki önümüzdeki haftalarda canlı söyleşiler yaparız, seneye konserler düzenleriz. Bende hayal bitmiyor. İnşallah hepsine yetişebilirim…
Başka sivil toplum örgütleriyle de güçlerimizi birleştiriyoruz. Mesela kadın kanserleri konusunda farkındalık yaratmak, erken teşhisin önemini vurgulamak için müthiş projeler yapan ‘Pembe İzler Derneği’yle de bir ortak etkinlik geliştiriyoruz. Onlar da ağustosun başında “İyilik Festivali” düzenlemek istiyorlar bahçemizde. Fikre bayıldık.
İyilik gerçekten bulaşıyor, halka halka yayıldı. Önce 60’a yakın kurumla işbirliği yaptık, her biri bizim kolyelerimizden aldı, farklı sivil toplum örgütlerine bağışta bulundu. Ve iyilik kolyeleri sayesinde sivil toplum örgütlerine bir milyon 500 bin lira kaynak yarattık. Şimdi atölyemizle bu kaynağı arttırmaya çalışıyoruz.
Yolunuz Bodrum Gürece’ye düşerse bekleriz. O an atölyede değilsem ya röportaj yapıyorumdur ya da yazı yazıyorumdur ama merak etmeyin akşamüzeri işlerim bitince koşarak gidiyorum oraya…
En güzeli, sevgili annemle yaz boyu birlikteyiz. Acaba o da bale workshop’ları mı yapsa diye düşünüyorum. İşte böyleee…
Yarın İstanbul’a oyumu vermeye gidiyorum, pazar akşamı tekrar yerel kalkınmaya destek olmak için Gürece’ye dönüyorum. Kolye dizmek bir tür terapi gibi, hem dinlendiriyor hem eğlendiriyor. Sonra yaptığınız kolyeyi boynunuza takıp gidiyorsunuz. Ama yerel kalkınmaya da destek olmuş oluyorsunuz…