O Renan.
Renan Tan Tavukçuoğlu. Hayalleri olan, o hayalleri hayata geçirmek için deli gibi uğraşan, elini taşın altına koyan bir kadın. Şahane bir kadın.
Biliyorsunuz, cumaları fark yaratan kadınları yazıyorum, Renan da onlardan biri.
“Puduhepa ve Kız Kardeşleri” onun alkışı fazlasıyla hak eden projesi. Fikir şahane bence. Kız çocuklarının hayallerine sarı saçlı plastik bebekler değil, gerçek Anadolu kadınlarının başarı hikâyeleri ilham olsun istediği için bez bebekler üretiyor. Hikâyesi olan bez bebekler. Geliri de TOÇEV aracılığıyla kız çocuklarının eğitimine burs olarak dönüyor. Şu ana kadar da inanılmaz bir ivme kaydetti, röportajda okuyacaksınız.
Renan aynı zamanda çok okunan, çok tanınan bi yazarın, Canan Tan’ın kızı. Annesine dair, “Annem, ilk kahramanım ve orijinal hayal kaynağımdır benim” diyor. Sizi Renan’la baş başa bırakıyorum…
Seni tanıyalım…
Ben Renan. Tek başına hayal kuran, sonra o hayali gerçekleştirebilmek için çevresine yüzlerce kişi toplayan ve herkesin fark yaratabileceğine yürekten inanan bir kadınım…
– Ya Puduhepa… O kim?
3000 yıl önce bizlerle aynı topraklarda yaşamış, tarihin ilk barış anlaşması Kadeş’e mührünü basmış bir Hitit kraliçesi. Güçlü bir kadın. Gücünü iyi şeylere kullanmış bir kadın. Şahane bir rol modeli…
– İyi de nereden çıktı şimdi Puduhepa?
Yeni yetişen kız çocuklarının hayallerine sarı saçlı plastik bebekler değil, gerçek Anadolu kadınlarının başarı hikâyeleri ilham olsun diye geri geldi! Puduhepa, gerçek bir süper kahraman. Ben tarih okumayı severim, istedim ki herkes tanısın bu müthiş kadını. Ve “Puduhepa ve Kız Kardeşleri” diye bir proje başlattım. Amacım da kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmelerine destek olmaktı. Hikâyesi olan bez bebekler bizimki. Geliri de TOÇEV aracılığıyla kız çocuklarının eğitimine burs olarak dönüyor. Bu arada, elyapımı ürünlerimizi biçen, diken, dokuyan kadınlar da para kazanıyor.
– Şahane bir fikirmiş gerçekten, kutluyorum seni… Sanırım Puduhepa’nın kıyafetlerini de Arzu Kaprol tasarladı…
Aynen öyle! Kutusunda el yapımı bir çanta, gecelik, Demet Kılıç tarafından yazılıp çizilen ilham dolu bir hikâye kitabı, çatışma çözme beceri setiyle birlikte geliyor. İçerikleri hazırlarken TOÇEV’in gelişim psikoloğu Ceyda Demirbaşoğlu’ndan destek aldık. Amacımız gerçekten fark yaratmak, gerçek fayda sağlamak. Puduhepa her yaştaki kadına dokunan bir proje.
– Puduhepa’dan sonra başka karakterler de olacak mı?
Evet. Bir sonraki bez bebek, yani “kız kardeşi”, bilim dünyasından geldi. Astrofizikçi Dilhan Ege Eryurt. NASA’da çalışan ilk Türk. Bundan sonra yine bilim, sanat, spor dünyasından kız kardeşler katılacak Puduhepa’ya…
– Peki onları yaratmak nereden aklına geldi?
Ben çok içine kapanık bir çocuktum. Lise 2 yazında, Amerika’ya bir değişim programına gittim ve hayatım değişti. Bir başkası için bir şey yapmanın nasıl şahane bir şey olduğunu gördüm. Çocuklar için bir şeyler yapmayı ise hep istiyordum. Ergenlik öncesi verilmesi gereken bazı mesajlar olduğuna inanıyorum: “Olduğum halimle mükemmelim… Vazgeçmezsem başarabilirim… Yardım isteyebilirim… Kendime güveniyorum… Ben fark yaratabilirim” gibi. Bu mesajlarla toplumumuz da farkı şekillenebilir.
– Sen bez bebekleri bir araç olarak kullanıyorsun yani…
Elbette! İbn-i Haldun’un “Coğrafya kaderdir!” sözü beni hep düşündürmüştür. Ben bunu olumlu alıyorum. Çünkü bu topraklar inanılmaz güçlü kadınlar görmüş. Ben de onların hikâyelerini yeniden dolaşıma sokmaya karar verdim.
GÜÇLÜ KADINLARLA GÜÇLÜ TOPLUM İNŞA ETMEK
– Bu projenin altında yatan ana hedef, misyon ne?
Üç önemli hedefimiz var: 1- Kız çocuklarına ilham vermek. 2- Okuyan kızlara maddi destek sağlamak. 3- Kadınlara iş imkânı sunmak. Kısaca, güçlü kadınlarla güçlü bir toplum inşa etmek!
– Peki seni tetikleyen ne oldu?
Bir gün, “Asi Kızlar İçin Uykudan Önce Hikâyeler” kitabı geçti elime. Dünyadan fark yaratan kadınların ilham dolu hikâyelerini okurken, “Aralarında neden hiç Türk kadın yok!” diye üzüldüm. Değerlerimize maalesef sahip çıkamayan bir toplumuz biz. Ama geçmişimizi bilmeden de geleceğe sağlam gidemeyiz. Bundan iki sene önce, Armağan Portakal’ın Seferihisar’daki çiftliğinde bir sohbet esnasında, Tarsus’ta çıkarılan Puduhepa’nın mühründen haberdar oldum. Ve “Puduhepa ve Kız Kardeşleri” projesi o gün doğdu. Kızlar için hikâyesi olan bebekler yapma fikriyle yanıp tutuşmaya başladım. Türkiye’de yaşayanları ikiye ayırıyorum ben: Şikâyet edenler ve istedikleri değişim için harekete geçenler. Ben ikinci gruptan olmayı tercih ediyorum.
NASA’DA ÇALIŞAN İLK TÜRK KADININ BEZ BEBEĞİ DE YAPILIYOR
– Fonlamaya neden ihtiyaç duydunuz?
Çünkü bu benim senin onun değil, hepimizin projesi. Doğası gereği katılımı çağırıyor. Geçen sene 23 Nisan’da Puduhepa için kitlesel fonlamaya çıktık ve kampanyayı bir ayda hedefimiz olan 50 bin TL’yi aşıp 180 destekçi ve 51 bin 490 TL ile başarıyla tamamladık. İki yüksek lisans tezine konu oldu. Yeşilay örnek proje olarak gösterdi, ne mutlu bize. Bu sene de aynı hevesle yine açtık fonlamamızı ve fakat kriz, seçim, tatil derken aynı hıza ulaşamadık. 18 Temmuz’da sonlanacak fonlama kampanyamızı desteklemek için fongogo sitesindeki Dilhan Ege Eryurt sayfasına bekliyoruz herkesi.
– Sırada ne var?
İsimlerini hiç duymadığınız kadınların bebekleri geliyor. Dilhan Ege Eryurt ismini çoğumuz ilk defa duyuyoruz, eminim. NASA’da çalışan ilk Türk. Aya iniş projesinde çalıştığı için Apollo 11 Ödülü var. Remziye Hisar adını duymuş muydunuz? Sorbounne’dan mezun olan ilk Türk ve Marie Curie’nin öğrencisi ilk kadın kimyagerimiz. Bunlar gibi daha onlarcası var. Kendi değerlerimize sahip çıkmak çok mühim mevzu. Dilhan Ege Eryurt’ın kıyafeti değerli tasarımcımız Zeynep Tosun imzalı ve Bartınlı kadınlar tarafından tel kırma tekniğiyle işleniyor. İleriye ve yükseğe, değerlerimize sahip çıkarak gidebiliriz ancak. Bir çizgi filmi yapmak da hedeflerimiz arasında…