Rap’çiler susmadılar!


Cuma yazı günüm değildi, yazamadım.Ama o müthiş parçayı yazmadan da duramadım.“Susamam”dan söz ediyorum.

Biliyorsunuz, 18 rap’çi bir araya geldi ve çok konuşulan bir şey ortaya çıkardılar. Kadına şiddet, hayvan hakları, doğa katliamı, kuraklık, adalet ve gündemde olan olmayan pek çok sorunu dile getiren bir parça yarattılar.

Her kesime yüklenmişler.

Özellikle de “beyaz Türkler”in sessizliğini dile getirmişler.

Ben içinde cesaret ve yaratıcılık olan her şeyi seviyorum. Bu da öyle. Kızacak, alınacak, darılacak bir şey yok. “Rap” dediğin müzik türünün varlık sebebi zaten bu: Eleştirmek, muhalefet etmek.
Bence zekice kaleme alınmış şarkı sözlerinden dolayı bu gençleri kutlamalı!

*
Cuma günü yayınlanan, 14 dakika 55 saniyelik bu klip çok ses getirdi. Bir tür rap isyanı gibi! YouTube’a yüklenen video, 3 günde neredeyse 15 milyon izlendi.

Parçanın başında, teknolojiye gömülmemize tepki olarak mekanik bir ses şunları söylüyor:

“Günler koşuşturmakla geçip giderken… Neden var olduğunu unuttun… Neden olduğun sorunların farkında değilsin… Gülmek, eğlenmek istiyorsun… Sorunlara çözüm bulmak gibi bir derdin yok… Hayat zaten çok zor… O yüzden müzik seni eğlendirsin istiyorsun… Ama biz, müziğin bir şeyler değiştirebileceğine inanıyoruz… Bizimle gel… Başlayalım mı?”

Veee parça başlıyor…

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Şanışer (@sarp.palaur)’in paylaştığı bir gönderi ()

*
Rap’çi Şanışer (Adı da çok ilginç değil mi?) 17 farklı isimle birlikte söylüyor “Susamam”ı…

Fuat, Ados, Hayki, Server Uraz, Beta, Tahribad-ı İsyan, Sokrat St., Ozbi, Deniz Tekin, Sehabe, Yeis Sensura, Aspova, Defkhan, Aga B, Mirac, Mert Şenel, Kamufle… Hepsi de rap’çi. Doğa, kuraklık, hukuk, adalet, Türkiye, İstanbul, eğitim, sorgulamak, kadın hakları, gurbet, hayvan hakları, faşizm, sokak, trafik gibi pek çok konuya değiniyorlar.

Erkek şiddeti ve kadın cinayetlerinin konu alındığı bölümü Deniz Tekin seslendiriyor. Bu bölümde Emine Bulut’un sesiyle birlikte, Şule Çet, Münevver Karabulut, Habibe Karadavut, Seda Kuzucu, Nurhayat Beytekin gibi erkek şiddetine kurban giden kadınların isimleri ekrana geliyor.

Kadın şiddetine ağırlıklı bir biçimde dikkat çekmeleri de beni çok etkiledi. Yazıyla başaramadığımızı inşallah onlar müzikle başarırlar!

Her bölümün ayrı ayrı yazı konusu olacak kadar sağlam sözleri var. Günümüzde o kadar salak saçma şarkı sözleri var ki yüzeysellikten öleceğiz. O yüzden gençlerin tavır alan bu şarkısı pek çok insanı heyecanlandırdı.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Deniz Tekin (@dapheadizh)’in paylaştığı bir gönderi ()

Tabii ki eleştirenler, konuyu başka yerlere çekenler olacaktır. Özellikle de oturdukları yerden ahkâm kesip hiçbir şey yapmayanlar… Ama ben “Susamam”ı iyi niyetli ve yapıcı buldum.

Sadece Türkiye’deki değil, tüm dünyadaki olumsuzlukları eleştirmişler. Yan gelip yatmamışlar, çağın sorunları üzerine kafa patlatmışlar.

Helal olsun onlara!

HAMİŞ:
Eşzamanlı olarak rap’çi Ezhel de “Olay” isimli bir parça yayınladı. Klibinde Türkiye ve dünya gündeminde yakın tarihte yaşanan olayların görüntülerine yer verdi. Aynı anda yayınlanan bu iki parça da rap’te devrim olarak yorumlanıyor. Darısı diğer müzik türlerinin başına…

KALBİME BİR ÖKÜZ OTURDU

NEFES alamadım.
Bu ne büyük bir acıdır!
Nasıl bir insanlık rezaletidir!
İzmir Buca’da annesinin sevgilisi tarafından dövülen, yaşadığı dayağın şiddetiyle kalbi duran 5 yaşındaki minik Eymen’den söz ediyorum.
İnsanlık ağlar bu duruma…
El kadar çocuk!
Allah belanızı versin!
Bela okumak kötü ama gerçekten akıllara ziyan bir vahşet bu.
“Annelik kutsaldır” filan diyorlar ya, değil. Herkes anne filan doğmuyor. Anne olmak da istemiyor. Bir şekilde cinsel ilişki kuruyor, hamile kalıyor. Bu olaylarda görüyoruz, her hamile kalan karnındaki çocuğu doğurmamalı. Allah’ın belası toplum dayatmaları yüzünden istenmeyen, planlanmayan çocuklar dünyaya geliyor ama onların sorumluluğunu alan olmuyor. Sonra da böyle felaketler yaşıyoruz…

*

Düşünün, 5 yaşındaki çocuğa nasıl bir dayak attılarsa dayanamamış, kalbi durmuş, ölmüş.

Peki n’apıyorlar? Kafasına poşet geçirerek tandıra saklıyorlar. Bu nasıl bir hainlik, nasıl insanlık dışı bir şeydir!

Yazıklar olsun! Yavrun ulan o senin, elin adamı nasıl bunları yapar ve sen izin verirsin! Beter olun! En ağır cezayı alın! İnsanlığın yüz karasısınız! Size “insan” demek bile lütuf!

Eymen bebeğin cesedi sonra ormanlık alanda, bir çukurda bulunuyor. Sevgili, suçu anneye atıyor. İkisi de tutuklanıyor. Ama neye yarar, çocuk gitti…

Eymen’in babası 2 yaşındayken vefat etmiş. Akrabalarında kalıyormuş. Bir orada bir burada büyüyen zavallı çocuklar… Annesi olacak kadın, bu vahim olaydan önce “Denize götüreceğiz” bahanesiyle halasından alıyor. Hala telefondaki konuşmalarından şüphelenerek fotoğraf ve video çekmesini istiyor.

25 yaşındaki anne, Eymen’e yemek yedirdiği anın videosunu çekerek gönderiyor. Video ve fotoğraflarda çocuğun şiddete maruz kaldığını fark eden hala, polise şiddet ve istismar şikâyetinde bulunuyor.

Eymen’in son görüntüsü olan bu videoyu izlerken de insanın kanı donuyor. Çocuğun yüzünde gözünde alenen morluklar var. Videoda “İyiyim” dese de kolunu kıpırdatamayacak halde…

Halanın şikâyetiyle anne N.D.’nin peşine düşen polis, onu 10 gün sonra saklandığı bir evde buluyor.

Sorguya alınan kadın, vahim olayı itiraf ediyor. Sevgilisinin oğlunu döverek öldürdüğünü ve başına poşet geçirerek boş bir tandırda sakladığını anlatıyor! Anne ve sevgili, sonra çocuğu gömdükleri yeri söylüyorlar ve ekipler orada tanınmaz halde bir bebek cesedi buluyorlar.

Tutuklandılar.

Hiçbir suçu olmayan, dünyanın en masum varlığı bu şekilde aramızdan ayrıldı. Ona bunu yapanlar en ağır cezayı alsınlar ve ömürleri boyunca utanç içinde kalsınlar!

*

Minik Eymen’in cenaze namazını kılan müftü de beni ağlattı. “Mahcubuz” dedi.

Aynen öyle. Hepimiz mahcup olmalıyız. Bu ülkede bir şeyler değişmedikçe hepimiz bu cinayetlerin suç ortağıyız. Zihinsel bir devrime ihtiyaç var. Bütün bir toplum, bu ilkellikleri değiştirmek için harekete geçmeli…

Müftü, Eymen’in tabutunu öpüp cenaze namazını kıldı. Ve şöyle dedi:

“Cennet kuşu yavrumuzun karşısında mahcubuz! Çocuklar bizim gönül huzurumuz, göz aydınlığımız… Yeryüzünün en masum, en nadide varlıklarından biri olan Eymen yavrumuzun cenaze namazını kıldırmaktan dolayı üzgünüm. Rabbim bizi merhametten ayırmasın. Buna sebep olanlar, kıyamet günü en ağır soruya muhatap olacaklar!”

Çok haklı ama ben sadece öteki dünyada değil, bu dünyada da en ağır cezayı almaları gerektiğine inanıyorum böyle aşağılık insanların!

HAMİŞ:

Herkes şunu bilmeli ki her hamile kalan ya da doğuran kadın, anne değildir! Eymen’in annesi olacak kadın bir kere daha hamile kalmış. O çocuk da Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilmiş. Şimdi kim bu kadına anne diyebilir! Allah’tan oradan da bir aile evlat edinmiş. Belki onun hayatı kurtulur, kim bilir…

Yorum Bırak