Nesilden nesile devredilen miras iğne oyası

Oya, öyle bir sanat ki bir şehrin kaderini değiştiriyor. O şehrin kadınlarının öz güvenlerini dimdik ayakta tutuyor. Aile ekonomisinden, geleneğin nesillere aktarılmasına kadar büyük bir rol oynuyor.

Başrolde hep KADINLAR. Hatta, bu oya geleneğinin takipçisi kooperatif bile kadınlardan oluşuyor. Kurucusu da bir kadın. Hüsniye Tanrıverdi
.
50 yaşından sonra iş hayatına atılmış, oyanın Gönen için önemini her platformda anlatan Hüsniye Hanım, Gönenli kadınların dik duruşunu da tığlarının gücüne bağlıyor.
.
Gönen, öyle enteresan bir yer ki, kadınlar toplanıp iğne oyasından resmen ağaç yapmışlar. Hem de 90.000 metre ip kullanarak! Bu oyadan yapılmış şeftali ağacı ile Guinness Rekorlar Kitabı’na dünyanın en büyük dantel heykeli kategorisinden girmişler…
.
Hüsniye Tanrıverdi’yle Gönen Kadın Kooperatifi’ni konuştuk.

Sizi tanıyalım…
-Gönenliyim. Eğitimimi burada tamamladım. Kız Meslek Lisesi mezunuyum. 20 yaşında evlendim. İki dünyalar güzeli kızım var. Eşimin mesleği gereği, yıllarca Gönen dışında yaşadık. Çok şükür ki, en son tayinimizi Gönen’e isteyerek, 15 yıldır memleketimizde yaşıyoruz. Benim çalışma hayatım olmadı, ta ki Gönen Kadın Kooperatifi’ni kurana kadar. Kooperatifle birlikte, 50 yaşından sonra aktif olarak iş hayatına başladım. İşimi çok severek yapıyorum. Kadın enerjisine, kadın gücüne inanıyorum.

GÖNEN’DE HER EVDE, İĞNE OYASI BİLEN VE YAPAN EN AZ BİR KADIN VARDIR

Gönenli bütün kadınlar, gençken iğne oyası yapmayı öğrenir mi?
-Valla, çoğunluğu öğrenir. Her evde, iğne oyası bilen ve yapan en az bir kadın vardır. Çocuk yaşlarda öğretilmeye başlanır bizde iğne oyası. Hatta, çocuklarımız emeklemeye başladığında, rengarenk ipler, makaralar ve bobinler onların oyuncağıdır. 6-7 yaşlarında ilk düğümler atılır. Çünkü çocuklar, iğne ipliği eline alabilecek yaşa gelmiştir. Zaten oya malzemelerine aşinadırlar çünkü evde yaşayan büyükleri onlara rol model olmuştur. Hiç yadırgamadan büyük bir hevesle oya yapmaya başlarlar. Çünkü bu Gönenli bir çocuk için, “Ben artık büyüdüm. Oya yapabiliyorum!” anlamına gelir. Akranlarına ve kendinden büyüklere güçlü bir mesaj verir.

İĞNESİ OYASI DEMEK EKONOMİK ÖZGÜRLÜK DEMEK

O zaman oya, Gönenli bir kadın için pek çok şey ifade ediyor…
-Elbette! Bunların başında da, ekonomik özgürlük geliyor. İğne oyası bilen bir kadının, sosyal hayatı da gelişiyor. Üretmek, kazanmak, kendi ayaklarının üzerinde durabilmek bir kadını öz güvenli ve güçlü kılıyor. Üreten ve kazanan kadın, kendisini daha çok seviyor, hayatla daha barışık ve mutlu yaşıyor. Aile ve arkadaş çevresinde daha sağlıklı ve pozitif bir yaşam sürüyor. Mutlu kadın da, mutlu aile ve huzurlu bir yuva anlamına geliyor.

ÖNCE KLASİK VE AĞIR MODELLER YAPIYORDUK ŞİMDİ SALAŞ VE MODERN MODELLERE GEÇTİK

Siz de küçükken oya yaptınız o zaman?
-Tabii, tabii. İğne oyası yaşadığımız topraklarda nesilden nesile devredilen en değerli miras.

Bir de kızınızın sizi yönlendirmesiyle bir bandana çıkmış ortaya ve çok popülermiş. Ben de fotoğraflarını gördüm. Efsane! Oyadan bandananın hikayesi nedir?
-Biz önce, kaplıca müşteri profilini baz alarak üretim yaptık. Çünkü Gönen kaplıcalarıyla da meşhurdur. Bu doğrultuda daha klasik ve ağır modeller üzerinde çalıştık. Kızlarım İzmir’de yaşıyor ve çok sık Gönen’e gelip gidiyorlar. Her gelişlerinde, “Ya bu modeller çok sıkıcı! Daha modern modeller çalışmalısınız!” deyip durdular. Bandana fikri, böyle doğdu. Gerçekten de Gönen kadını için yenilenme zamanı gelmişti. Bandanaları yapmaya başlayınca, ben de çok keyif aldım. Çok beğenilmesi ve olumlu dönüşlerin olması bize pozitif anlamda ayrı bir enerji ve güç verdi.

Türkiye’nin her yerinde oya yapılıyor ama tek oya pazarı Gönen’deymiş. Hem de uzun yıllardan bu yana. Bize biraz bu oya pazarını anlatır mısınız?
-Gönen’de ilk oya pazarı 70’li yılların başında kurulmuş. O günden bugüne devam. Bu pazar, ihtiyaçtan doğmuş. Harikadır, salı günleri kurulur, bir gün mutlaka denk gelmelisiniz. Sabah saat 05.00’da köylü kadınlarımız gelir, 07.00 gibi Gönenli oya yapan kadınlar da pazara dahil olur. Alıcıyla satıcıyı buluşturan 4-5 saatlik hızlı bir pazardır. Son 20 yıldır pazarımız merkezden biraz uzakta olan kapalı pazar yerine taşındı. Fakat işleyişi yine aynı hızla devam ediyor. Oya pazarının erken saatlerde başlamasının nedeni de, satıcı için şu anlama gelir: Oyasını satan kadın, kazandığı parayla, pazardan evinin ve ailesinin ihtiyacı olan alışverişi yapar. İlk zamanlarda üç oyacı tezgahıyla başlayan pazar, günümüzde 50 tezgâha çıkmış durumda. Satış için gelen yüzlerce kadın görülmeye değer. Oyalarını, büyük bir itinayla çay tepsilerine ya da uygun büyüklükte kutulara çeyiz serer gibi sıralarlar, bir ellerine tepsiyi alırlar, diğer elleriyle de oyalarını dizerek, şahane bir görüntü sergilerler.

GÖNEN İĞNE OYASI NASIL DÜNYANIN BİRÇOK YERİNE ULAŞTI?

Anneanne ve babaannelerimizin zamanında, ipek böceği yetiştirildiği için; o dönemlerde Gönen iğne oyası da, ipekle yapılırmış. Ama tabii ipek iple, oya yapmak çok zahmetli. İlerleyen yıllarda, hayatımıza naylon iplerin girmesiyle olay bambaşka bir boyuta taşındı. Naylon ipler hemen kabul gördü. Çünkü hem ucuz hem de üretimi ciddi anlamda arttıracak sağlamlıktaydı. Tabii ne oldu? Üretimi arttı, oya piyasası genişledi. Yurt içi ve yurt dışı satışlarla, Gönen iğne oyası, dünyanın birçok yerine ulaştı.

Oya, sizin buralarda o kadar popüler ki, Guinness Rekorlar Kitabı’na bile girmişsiniz! İki metrelik bir şeftali ağacı heykeli yapmışsınız. Nereden çıktı bu şeftali ağacı? Neden şeftali ağacı? Kaç metre iplik gitti bu işe? Kaç saat çalıştınız?
-Neden şeftali ağacı? Çünkü şeftali ağacı Gönen Kadın Kooperatifi’nin çıkış noktası. Çocukluğumuzda, Gönen şeftalisi çok güzeldi ve namı da büyüktü, 1970’li yılların başına kadar her yıl şeftali festivali yapılır, lezzeti, büyüklüğü ve görseli en güzel olan şeftaliyi üreten kişiler için yarışmalar düzenlenir, dereceye giren kişiler altın ile ödüllendirildi.
“Şeftali güzeli” seçilir birinci olana taç takılırdı. Yerel bir panayır havası eserdi. Sonrasında o güzelim şeftali ağaçları kesildi ve şeftali bahçelerinin yerini çelik tarları aldı. Bizler o günlerin güzelliğini yaşadık fakat çocuklarımıza aktaramadık. İşte bu yüzden, oya ile oluşturduğumuz şeftali ağacını sembolik de olsa çocuklarımıza aktarmış olduk. Bir diğer anlamı da imece usulü ile yapılması. Bu geleneksel dayanışma biçimini, tekrar insanlara hatırlatmak da güzeldi. Bir diğer anlamı da ilk düğümün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda atılmasıdır. Son düğüm ise 30 Ağustos Zafer Bayram’ında atılarak ortaya bir ‘’Cumhuriyet Ağacı’’ çıkmıştır. Gururluyuz. Guinness Rekorlar Kitabı’na başvuru yaparak “Dünyanın en büyük dantel heykeli olarak” tescilini yaptırdık ve sanat eserimizi taçlandırdık. Guinness Rekorlar Kitabı’nda iğne oyası kategorisi olmadığı için dantel adı altında tescillendi.

Kaç metre ip kullanıldı?
-90.000 metre uzunluğunda ip kullanıldı! Ayrıca tüm malzemeler Gönen’de ilk oya tezgahını açan kadın olan Şahide Bal’ın oğlu tarafından, annesinin anısına ithafen bağış olarak yapıldı. Bizim için manevi değeri büyük.

NE KADAR ÇOK İŞ O KADAR ÇOK YORGUNLUK VE SONUÇ ÇOK ÇOK MUTLULUK

Biliyor musunuz, aslında siz birçok şehirli kadının hayalini gerçekleştiriyorsunuz. Anadolu’da çok güzel bir şehirde yaşıyor üstüne, bir de kadın kooperatifinin başkanlığını yapıyorsunuz. Kooperatif başkanı olmak nasıl bir duygu?
-Başkan olmanın benim için artısı, işleyişi hızlandırması. Daha hızlı karar almak ve uygulamaya geçmek, sonuca daha kısa sürede ulaşmamızı sağlıyor. Daha çok ve daha iyi işler üretebiliyorsunuz. Bu durum kendinizi iyi hissetmenizi sağlıyor. Çünkü başkalarına faydanız olabiliyor. Ne kadar çok iş o kadar çok yorgunluk ve sonuç çok çok mutluluk… Bu yüzden sevdim başkan olmayı.

YILLARCA, KADINLARIN ÜRETTİĞİ İĞNE OYASI ÜRÜNLER, TOPTANCILARIN ELİNDE ZİYAN OLDU, SÖMÜRÜLDÜ

BİZ KOOPERATİF OLARAK, KADINLARDA, EMEKLERİNİN DEĞERLİ OLDUĞUNU VE MADDİ KARŞILIĞININ OLMASI GEREKTİĞİ FARKINDALIĞINI YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ

“Gönen Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi” olarak kadınlara nasıl destek oluyorsunuz?
-Üreten her kadını kucaklıyoruz, üyemiz olsalar da olmasalar da… Yıllarca, kadınların ürettiği iğne oyası ürünler, toptancıların elinde ziyan oldu, sömürüldü. Biz kooperatif olarak, kadınlarda, emeklerinin değerli olduğunu ve maddi karşılığının olması gerektiği farkındalığını yaratmaya çalışıyoruz. Kadının, emeğine sahip çıkması konusunda destek oluyoruz. Onların ihtiyaç sahibi olması, çaresizlik anlamına gelmemeli. Gönen kadınları olarak fırsat avcılarına karşı da ciddi bir mücadele içindeyiz.

ABBOTT’A TEŞEKKÜRLER, ÖZELLİKLE PANDEMİ DÖNEMİNDE, YÜZLERCE KADININ HAYATINA DOKUNDU

Abbott’la yollarınız nasıl kesişti? Birlikte nasıl bir proje hayata geçiriyorsunuz?
-Gönenli kadınları tanımak istediler. İğne oyamıza sahip çıktılar. Çok yapıcı yaklaştılar. Aramızda güzel bir iş birliği başladı. Abbott’la şu an bir sosyal sorumluluk projesi üzerinde çalışıyoruz. Özellikle pandemi döneminde, yüzlerce kadının hayatına dokundular. Teşekkür ediyoruz. Temennimiz, Abbott’un diğer firmalara örnek olması.

HAYALİMİZ OYA KÜLTÜRÜNÜ GELECEK NESİLLERE AKTARACAK BİR ATÖLYE

Nihai amacınızın, oya kültürünü gelecek nesillere aktaracak bir atölye kurmak olduğunu okudum. Atölye çalışmaları nasıl gidiyor?
-Evet. Bir atölyemizin olmasını gerçekten çok istiyorum. Evde üretim aksayabiliyor. Kadınları atölyede bir araya toplayıp düzenli ve disiplinli olarak üretmeye alıştırmak verimlilik açısından çok önemli. Özellikle genç nüfusumuzun sayısı çok fazla. Biz bu gençleri erken yaşta iğne oyasına doğru olarak yönlendirebilirsek, hayatları boyunca hangi alanda çalışıyor olurlarsa olsunlar ellerinde her zaman ikinci bir meslek olacak. İğne oyası, hayatlarında alternatif olarak cepte olmalı. Ama maalesef henüz bir atölye açma aşamasına gelemedik. Bütün çabalamalarımıza rağmen, bir türlü şartlar olgunlaşmadı ama hayallerimizden vazgeçmedik. Er ya da geç o atölye açılacak. Bebek adımlarıyla da olsa hedefe ulaşacağız! Tabii şu da var: Bir atölyemiz olur, toplu ve düzenli bir mesai içerisinde üretebilirsek; kadınlarımıza, maaş artı sosyal güvence sağlayabiliriz. Bu yüzden atölye konusunu önemsiyoruz.

KOLEKSİYONLARI ŞAHANE!!! OYA.GONENKADİN.COM WEB SİTESİNE BİR GÖZ ATIN

Çok güzel bir web siteniz var. Koleksiyonunuza da bayıldım. Bence müthiş şık, havalı ve modernler. Modelleri belirlerken nelere dikkat ediyorsunuz?
-Web sitesi konusundaki başarı tamamen genel müdürümüz Recai Tekin’e ait. Benim katkım ürün fotoğraflarının çekimi. Modelleri belirlerken, öncelikle hangi yaş grubuna hitap edeceğini düşünerek başlıyoruz, ona göre model ve renk belirliyoruz. Klasik ve ağır modellerin yanında yeni yeni salaş modeller de çalışmaya başladık. Olumlu dönüşler oldu, bu da bize bir yol haritası çizdi. Kullandığımız malzemelerin kaliteli olması her zaman önceliğimiz. Kumaştan ipliğe, aparatlardan taş ve boncuğa kadar kaliteli olmasına özen gösteriyoruz.

OYALARIN SESSİZ DİLİ!

Anadolu’da insanlar, “Sustuğu zaman renkler, motifler ve oyalar konuşur!” derler. Gönen oyaları ne anlatır? Neleri simgelerler?
-Gönen oyalarının da, sessiz bir dili vardır. Duygulara ve düşüncelere tercüman olan güçlü bir iletişimdir. Renkler ve motifler Anadolu’da olduğu gibi Gönen’de de aynı anlamı taşır.
Birkaç örnek vermek gerekirse; gelin, başına kırmızı biber oyalı yazma bağlamışsa, “Eşimle aram tatlı değil!” mesajı vermek istemiştir. Başına sümbül oyalı yazma bağlayan kadın, aynı renkte iki sümbül oyası varsa, “Ben mutluyum”, sümbülün iki rengi farklıysa, “Ben mutsuzum!” demek istemiştir. Yani duygu ve düşünceler oyalarla dile gelir ve muhatabına sessiz fakat bir o kadar da güçlü mesajı iletir.

EN ÇOK DİKKAT ETTİĞİMİZ KONU, İNSAN TENİYLE UYUMLU KUMAŞLAR YA DA MALZEMELER KULLANMAK

Bu ürünlerin oluşumunda kooperatifte kaç kadın çalışıyor?
-Yaklaşık olarak 40 kadınla çalışıyoruz. Ayrıca Bandırma’da Halk Eğitim Merkezi bünyesinde 15 kişiden oluşan bir engelli grubumuz bulunuyor. Tığ oyası işlerimizi daha çok bu grupla yapıyoruz. Kullandığımız malzemelerde de, en çok dikkat ettiğimiz konu, insan teniyle uyumlu kumaşlar ya da malzemeler kullanmak. Bu yüzden pamuklu, keten ya da ipek kumaşları tercih ediyoruz. Kullandığımız ipler Gönen’de üretiliyor ve bu durum bize büyük bir avantaj sağlıyor.

MEMLEKETİMDE, GELECEK KAYGISI TAŞIMAYAN, YÜZÜ GÜLEN, ÜRETEN, MUTLU KADINLAR GÖRMEK İSTİYORUM!

Sizin kişisel olarak Gönen’le ve burada yaşayan kadınlarla ilgili hayaliniz nedir?
-Ben memleketimde, gelecek kaygısı taşımayan, yüzü gülen, üreten, mutlu kadınlar görmek istiyorum. Üreten kadınlarının, emeklerinin gerçek değerini görmesini istiyorum. Gerçekten keyif alarak üretmelerini istiyorum. Kendilerini değerli hissetmelerini istiyorum. Bunu başardığım gün, hayallerimin gerçekleştiği gündür.

Yorum Bırak