‘Gelişim Seninle’ projesi sayesinde harika gençlerle tanıştım… Her biri ne istediğini bilen, bi amacı olan ve bu amaç uğruna çalışan emek harcayan gençler… bp Türkiye’nin hayata geçirdiği organizasyonun temel taşı ‘öğrenci kulüpleri’ demiştim hatırlarsınız.
.
İşte o kulüplerden biri Abant İzzet Baysal Tıp Öğrencileri Birliği. Birliğin üyelerinden Selin Çamdeviren’le bir araya geldik. Tıp Fakültesi öğrencileri kendi sosyal fayda projesi olarak ‘Sağlık Okuryazarlığı’nı seçmişler.
Ne kadar güzel bir konu… Herhalde milletçe bi şey bilmeden en çok atıp tutulan konu başlığı sağlık..
.
Hangi ilacı içeceğimizden ne zaman ameliyat olmamız gerektiğine kadar doktorlar dışında etrafımızdaki herkesin bir lafı sözü var öyle değil mi? Herkes çok bildiğini sanıyor olsa da, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde 10 kişiden 7’imin sağlık okuryazarlığı yetersiz.
.
Abant İzzet Baysal Tıp Fakülteli gençler, bir web sitesi aracılığıyla; bilgilendirici videolar, doğru bilinen yanlışlar, araştırmalar ve uzman konuklar sayesinde toplumun sağlık okuryazarlığını artırmayı hedefliyor. Nefis bir proje! Ben de tüm kalbimle destekliyorum.
.
İkinci konuğum ise Trakya Üniversitesi ETUPSA’dan Betül Arslan oldu. Onlar da, sağlık konusunda çok önemli bir proje geliştirmişler. Odak noktaları da ilaç atıkları. ”Araştırmalar, satın alınan ilaçların yüzde 40’ının hiç kullanılmadan çöpe atıldığını gösteriyor” diyor Betül Arslan ve ekliyor ‘’2 milyar Dolar’ın çöpe gitmesi dışında, bu ilaçların havaya, suya ve toprağa karışması büyük riskleri de barındırıyor!’’
.
Trakya Üniversiteli gençler, ilaç atıkları toplama projeleriyle en çok çocuklar üzerinde erken bilinç oluşturma çabasında olduklarını söylüyorlar. Üreten gençleri görmek içimi açıyor… Gençler ve onların projelerini tanımaya devam edeceğiz….
Tebrik ederim. Sağlık okuryazarlığı, harika bir proje! Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Öğrencileri Birliği olarak geliştirdiniz. Hem üniversitede okuyup hem de böyle faydalı projeler üreten bir öğrenci kulübüne üye olmak nasıl bir deneyim senin için?
-Müthiş! Hem okumak hem de böyle bir kulübün ve projenin parçası olmak, büyük bir sorumluluk olsa da, kişisel gelişimim ve görev bilincim açısından bana çok büyük katkıları olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte, takımca çalışmanın ve yeni şeyler üretmenin önemini bir kez daha anladım ve doğru yolda olduğumu fark ettim.
Peki aldığınız eğitimlerden memnun kaldın mı?
-Hem de nasıl! Böylesine önemli bir kurumsal sosyal sorumluluk projesinin parçası olmak benim için inanılmaz bir duygu.
En çok ilgini çeken eğitim ne oldu?
– “Sürdürülebilir Yaşam.” Çünkü özellikle pandemi döneminde hepimiz yavaş yavaş içimize kapanmaya başladık. Bu eğitim sayesinde, “Hayat devam ediyor ve dünyada yapılması gereken çok şey var! Benim de elimi taşın altına koymam lazım” fikrini tekrar hatırladım. Bana çok iyi geldi.
BU ŞEKİLDE KÜRESEL KALKINMA HEDEFLERİNE DE KATKIDA BULUNACAĞIZ
Tıp fakültesi öğrencileri birliği olarak, sosyal fayda yaratacak projeniz “sağlık okuryazarlığı” üzerine. Neden bu konuyu seçtiniz?
-Çünkü Sağlık Bakanlığı araştırmalarına göre, 10 kişiden 7’sinin sağlık okuryazarlığı yetersiz. Bundan dolayı biz de, en iyi bildiğimiz konuda, yani sağlık konusunda, doğruluğu kanıtlanmış bilgileri insanlara düzgün, anlaşılır bir biçimde aktarıp, toplumun sağlık okuryazarlık seviyesini artırarak, küresel kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak istiyoruz. Bu nedenle de bu konuyu seçtik.
ABANT TÖB OLARAK, PROJEMİZLE, ELİMİZDEN GELDİĞİNCE İNSANLARA YARDIMCI OLMAK İSTİYORUZ
Peki sağlık okuryazarlığı sence nasıl mümkün olabilecek?
-Kapsamlı bir çalışma gerekiyor. İlkokulda verilen eğitimlerden tutun da sosyal medyadaki paylaşımlara kadar geniş bir yelpazeden söz ediyorum. Sağlık okuryazarlığının temelinde bireylerin kritik düşünme, problem çözme, karar verme gibi becerilere sahip olması yatıyor. Bu yüzden bu konuda çalışmalar yapılabilir. Biz de Abant TÖB olarak, projemizle elimizden geldiğince insanlara yardımcı olmak istiyoruz.
Sağlık konusunda en yaygın doğru bildiğimiz yanlışlar ne sence?
-Say say bitmez! “Ne kadar çok ilaç içersem, o kadar çabuk iyileşirim” düşüncesi mesela! Doğru tedavi süreci, hekimlerin hastalara aktardığı sürede ve dozda ilaç kullanmasıyla ve hastanın da katkılarıyla ilerliyor.
Sizin sağlık okuryazarlığı projenizin uygulama detayları neler?
-Web sitemizde bilgilendirici videolar, anlaşılır düzeyde araştırmalar/makaleler, podcastler ve alanında uzman kişilerle yaptığımız online oturumları paylaşmayı planlıyoruz. Çok heyecanlıyız. Tam gaz çalışıyoruz.
Tebrik ederim. Evsel atık ilaçlar konusunda bir proje geliştirmişsiniz. “Doğaya İlaç Ol” adı. Projeyi bir de senden dinleyelim…
– “Atık ilaçlar”, doğrudan toprağa, suya veya çöpe atıldığında, bir çevre sorunu haline geliyor. Çünkü çevreye zarar verebilecek kimyasal maddeler barındırıyor. Hedefimiz bunu önlemek ve toplumu atık kutularına yönlendirmek. Ve geliştirdiğimiz bu proje sayesinde, doğamızı iyileştirmek. Projemize başlamadan, “Son kullanma tarihleri geçen ilaçları ne yapıyorsunuz?” sorusuna, yüzde 79,5 oranla, “Çöpe atarım” cevabını aldık. Bu oranı bilinçlendirme çalışmalarıyla düşürmeyi planlıyoruz.
İLAÇLARIN YAKLAŞIK YÜZDE 40’I HİÇ KULLANILMADAN ÇÖPE GİDİYOR. BUNU, PARA BAZINDA DÜŞÜNÜRSEK EN AZ 2 MİLYAR DOLAR ÇÖPE GİTMİŞ OLUYOR
Araştırmalar ne diyor?
-İlaçların yaklaşık yüzde 40’ı hiç kullanılmadan çöpe gidiyormuş. Bunu, para bazında düşünürsek, en az 2 milyar dolar çöpe gitmiş oluyor. Maddi yönü dışında, çevreye de zararı oldukça fazla. Atık ilaçların, içerisindeki maddelerin hemen hepsi kimyasallar içeriyor. Bilinçsizce çöpe attığımız atık ilaçlar, suya, havaya, toprağa karışarak çevremize zarar veriyor. “Atık ilaç noktaları” sayesinde, atık haline gelmiş kullanmadığımız ilaçlar, bilinçli bir şekilde toplanıp uygun şekilde imha edilecek. Onları, ilaç toplama noktalarına atarak, daha kaliteli bir yaşam sürmeye katkı sağlayabilecek ve çevre kirliliğini önleyebileceğiz.
Projenizin hedef kitlesi kimler?
-Aslında herkes! Projemiz ne kadar çok kişiye ulaşabilirse, etkinliğinin o kadar artacağına ve yayılacağına inanıyoruz. Çocuklar mesela, “Biliyor musunuz böyle bir proje varmış, ilaçlar da toplanıyormuş!” diye hevesli hevesli büyüklerine anlatsa, hem çocukları hem ailelerini kazanmış oluruz. İlkokul ve ortaokul grubu çocuklarla çalışmanın verimliliği artıracağına inanıyoruz. Aynı şekilde, üniversite gençliği de projemizin geniş bir alanını kaplıyor. Ve tabii eczacılar bu konunun en etkin kişileri oldukları için, onların da bilinçlenmesi çok önemli bizim için.
ATIK İLAÇLAR YÜKSEK ISILI FIRINLARDA BERTARAF EDİLECEK
Şahane proje! Peki diyelim ki, hayata geçti, atık ilaçları toplamayı başardık. Ne olacak o ilaçlar, nasıl imha edilecek…
-İlk etapta belediyeler, eczacı odaları ve çeşitli kurumlar tarafından kurulmuş olan “Atık Getirme Merkezleri”ne bu ilaçların getirilmesi sağlanacak. Daha sonrasında atık ilaçlar, özelliklerine uygun bir teknoloji ile yakma tesislerinde -yüksek ısılı fırınlarda- bertaraf edilecek. Ya da çevre izin ve lisansı bulunan ara depolama tesislerine gönderilecek. Burada biriken atık ilaçlar kayıt altına alınacak ve çevre koşullarına uygun şekilde imha edilecek. Kirlettiğimiz doğanın sonuçlarıyla yakın zamanda karşı karşıya kaldık. Buna örnek olarak, müsilaj sorununu verebiliriz. Hepimiz ne kadar endişelendik değil mi? Sonuçların getirebileceği yıkıcı tablonun farkına varmak atık ilaçları, atık ilaç toplama noktalarına götürmek için bir motivasyon kaynağı olacaktır.
bp’nin başlattığı “Gelişim Seninle” projesi hakkında düşüncelerin nedir?
-Üniversite öğrencilerinin fikirlerinin dinlenmesi ve desteklenmesi çok önemli. Bu projede ikisi de fazlasıyla mevcut. “Gelişim Seninle”yi diğer platformlardan ayıran en önemli özelliği ise, eğitimler verilip bırakılmaması. Sosyal proje yarışmasıyla, bize bir uygulama alanı tanıdılar ve kazanan projelerin hayata geçebilmesi için önemli olan iki faktörü bize sundular: Mentor ve maddi destek. Her ayrıntısı özenle planlanmış bu proje için bp’ye bir kez daha teşekkür ederiz.