Sakın “Olmaz”cılara aldırmayın! Pembe saçlı kadın da olur! Kadından bilim insanı da olur!

Ebrar’dan sonra huzurlarınızda yine şahane bir rol model: Elanur Yılmaz..
.
Dr. Elanur Yılmaz, 36 yaşında bir genetik bilimci… Bilim kadını yani… Müthiş birikimli, cesur, hayallerinin peşinden giden, kafasına koyduğunu gerçekleştiren, ne olmak istediğine 18 yaşında karar vermiş dünya tatlısı biri… Enerjik, samimi, sahici.
.
Şu anda Koç Üniversitesi’nde, Türkiye’nin en iyi tıbbi genetik ekibinde, doktora sonrası araştırmacı olarak çalışıyor. Hayali, günün birinde “İmkânsız!” denen genetik bir hastalığa tedavi geliştirebilmekkk
.
Böyle müthiş kadınlarla tanışmak geleceğe güvenle bakmamı sağlıyor. Elidor Türkiye ekibini, bir kere daha çok isabetli bi rol model seçtikleri için kutluyorum.
.
Elidor’un Ebrar’lı reklam filminden sonra, insanlar, sosyal medyada #DedimOlabilir etiketiyle kendi hikâyelerini anlatan paylaşımlar yaptılar. Elanur da bi tweet atmış. 11 yaşındayken çizdiği resme “Pembe saçlı kız mı olur?” diyen bi yetişkin yüzünden nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığını ve bi daha resim yapmadığını anlatmış. Elidor, Elanur’un tweet’inden etkileniyor, onu buluyor, yarım kalan hayallini 25 sene sonra tamamlıyor.
.
Nasıl mı??? KienArt ile güzel bir duvar resmi çalışması yapıyorlar. Elanur’un çocukken çizdiği resim, şimdi Kadıköy Meydanı’nda dev bi duvarda!!!! Pembe saçlı kız Kadıköy’den bütün İstanbul’a gülümsüyor. Merak edenler yıl sonuna kadar gidip görebilirler.
.
Ayrıca bu duvar resminin bir dijital versiyonu NFT olarak tasarlandı, OpenSea platformunda açık artırmaya çıkarıldı. Satış geliri de Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG), Gençlik Bursları Fonu’na aktarılarak. Veeeee daha çok genç kadının hayallerine ulaşması desteklenecek!!! Bana çok etkileyici geldi. Projede emeği geçen herkesi tebrik ederim. Bravooo… Bravooo… Bravoooo…

Şimdi söz Elanur’da…. Onun hikayesini okuyunca sizin de benim kadar onu seveceğinize ve saygı duyacağınıza eminim.

Elanur seni tanıyalım…
-85 doğumlu bir genetik bilimciyim. Genom projesi, 2003’te tamamlandığında 18 yaşındayım. İnanılmaz heyecanlandım. “İşte bu! Yapmak istediğim bu! Bilim insanı olmak istiyorum!” dedim. Biyoloji okumaya ve genetik üzerine çalışmaya karar verdim.

ŞİMDİ DE İNSAN HASTALIKLARININ GENETİK NEDENLERİNİ, ZEBRA BALIĞI ÜZERİNDEN ARAŞTIRIYORUM

Harikaymış! Tebrik ediyorum. Sonra?
-Hacettepe Biyoloji bölümüne girdim ve çok yönlü bir biyoloji eğitimi aldım. Aynı anda su altı sporlarıyla da ilgileniyordum. Lisansüstü araştırmalarımı, balık genetiği ve popülasyon genetiği üzerine yapmaya karar verdim. Doktora derecemi ise, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji programından aldım. Doktora yaparken, zamanın en yeni teknolojilerinden birini öğrenmek için 6 aylığına Hollanda’ya gittim. Harika bir ekiple çalıştım. Kraniosinostoz adı verilen, doğuştan gelen ve nadir rastlanan kafatası şekil bozukluklarının altındaki genetik nedenlerin araştırılması üzerine bir tez yazdım. Doktora sürecim devam ederken, hem balık genetiğinde hem de insan genetik hastalıklarında elde ettiğim deneyimi birleştirmenin hayalini kurmaya başladım. Zebra balıkları, özellikle geçtiğimiz 20 yıl içinde, insan hastalıklarının araştırılması, anlaşılması ve tedavisinin geliştirilmesi için büyük bir potansiyel sağlıyor. Ben de özellikle nadir görülen insan hastalıklarının genetik nedenlerini, zebra balığı üzerinden araştırmaya başladım.

Vay süpermiş! Şu anda bu hayalini mi gerçekleştiriyorsun…
-Aynen öyle! Sözünü ettiğim araştırmaları yapabilmek için, Koç Üniversitesi Translasyonel Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (KUTTAM), Türkiye’nin en iyi tıbbi genetik ekibinde, doktora sonrası araştırmacı olarak çalışıyorum.

Peki gelecekteki hedeflerin, hayallerin…
-Günün birinde “İmkânsız!” denen genetik bir hastalığa tedavi geliştirebilmek. Umarım bir gün, en az bir hastalık için bu hedefime yaklaşabilirim. Hayatta asıl motivasyonum da, devamlı yeni bilgiler öğrenmek, bunları kullanarak sürekli üretme uğraşı içinde olmak. Bu üretimi, ileride kim ne şekilde kullanır, onu da, o an dünyanın içinde bulunduğu durumlar belirleyecek sanırım.

Ebrar’lı “Dedim Olabilir” reklam filminden sonra, pek çok insan sosyal medyada #DedimOlabilir hashtag’iyle paylaşımlar yaptı. Sen de bir tweet attın… Neydi o tweet? Bizimle de paylaşır mısın?
-Küçükken resim yapmayı çok seviyordum. Sonra bir gün, çizdiğim resmi gören bir yetişkin, “Bak, bakalım dışarda pembe saçlı kız var mı?” diye sordu. “Pembe saçlı kız olmaz” demeye çalıştı. O gün çizdiğim resim yarım kaldı. O gün ona, “dedim olabilir” diyemedim, çünkü 11 yaşındaydım. Ebrarlı Elidor reklamını gördükten sonra ise, 36 yaşında, birçok kadınla birlikte #dedimolabilir diyorum! Tweet’imde de bunu anlattım.

O yetişkinin, yaptığın resim üzerine yorumu sende nasıl bir duygu yarattı?
-Müthiş bir hayal kırıklığı! Bir daha resim yapmadım, o kadar üzüldüm. Oysa ana sınıfında, resimde il birincisi olmuştum, renklerle oynamayı çok seviyordum. Benim için özgür bir alandı resim yapmak. İlkokul öğretmenimiz de hep bizim özgür düşünmemizi desteklerdi. Ama işte o yetişkinin yorumu, hayallerimi budadı. “Baltalı ilah” karikatürünü bilir misiniz? Hani hayallerinizi baltalar. Öyle bir andı. “Özgürce boyayamayacaksam, hayal ettiğim dünyayı çizemeyeceksem, resim yapmanın ne anlamı var ki?” diye düşündüm, o çocuk aklımla. Bir daha da pek resim yapmadım.

GENÇ KADINLAR! “OLMAZCI”LARA KULAĞINIZI TIKAYIN, KENDİ YOLUNUZDA İLERLEYİN

Hayatında sonra da sana “O olur mu?” “Bu, olur mu?” diyenler çok oldu mu?
-Olmaz mı? Her gün karşılaşıyoruz “Olmaz”cılarla! “Kadından bilim insanı olur mu?” var mesela. “Türkiye’de bilim insanı olunur mu?” “Bilim yapıp aç mı kalacaksın?” “Nobel mi alacaksın sanki? Biyolog olup ne yapacaksın?” “Dalış, tenis, çok sosyalsin, bilim insanı bu kadar sosyal olur mu?” Say say bitmez!

Sen peki, kendi yolundan gitmeyi ve “Onu, bunu yapma!” diyenlere kulak asmamayı nasıl öğrendin?
-Bir süre sonra insan, “Bunların hepsini dinlersem, ben ben olamam ki!” diyor. Bir de asi bir tipim ben, “Yapamazsın!”lar “Olmaz!”lar beni motive ediyor. Hem neden olmuyor? Neden yapamıyoruz? Bir deneyelim önce, bakalım oluyor mu olmuyor mu? Zorsa bir şekilde hallederiz, imkânsızsa, “Denedik” deriz! Ben inatçı, azimli, sabırlı ve çalışkan bir insanım. Kendime sürekli soruyorum: Ne olmak istiyorum, nasıl bir hayat istiyorum? Bunun için ne yapmalıyım? Çok çalışıyorum, çok emek veriyorum. O zaman kime ne? İstediğim hayali kurarım, istediğim gibi yaşarım. Kulağımı “Olmaz”cılara tıkarım. Ben geriye dönüp baktığımda, “İçimden gelen her şeyi yaptım şu hayatta” demek istiyorum. Hayat felsefem şu: Ne kadar çok “İyi ki…” ne kadar az “Keşke…”

EBRAR’LI REKLAM FİLMİNDEN SONRA KENDİ HİKAYESİNİ PAYLAŞANLARDAN BİRİ DE BENDİM. ASLA SEÇİLECEĞİMİ DÜŞÜNMEDİM!

Reklam filminden sonra insanlar #DedimOlabilir etiketiyle kendi hikayelerini anlattıkları birçok paylaşım yaptı. Sen de bir tweet attın, o sırada nerede, ne yapıyordun?
– Laboratuvarda çalışıyordum, 15 dakikalık bir aram vardı, Twitter’a girdim. “Dedim Olabilir” reklamı önüme düştü. Reklamı izledim, bir daha izledim ve bir daha. Pembe saçlı kız, bana çocukken çizdiğim resmi hatırlatmakla kalmadı, o travmama da pansuman yaptı. “İşte bu ya! Pembe saçlı kadınlar oluyor, hem de çok güzel oluyor!” dedim içimden. Deneye geri döndüm ama reklam filmi kafamın içinde dönüp duruyordu. “Bak bakalım pembe saçlı kızlar oluyor muymuş, olmuyor muymuş?!” dercesine, geçmişte bir hayalimi baltalayan o kişiye minik bir selam çakarak, tweet’i attım. Sonra da hem deneyime hem de hayatıma kaldığım yerden devam ettim.

Sonra?
– Sonra birileri mesaj attı. Yazdıklarınızdan çok etkilendik, size ulaşmaya çalışıyoruz gibi bir şey. “Galiba dolandırıcılarla karşı karşıyayım!” dedim. Sosyal medyada bu tür şeyler çok oluyor ya. Ya da “Biri benimle kafa buluyor!” diye düşündüm. Doğru olabileceğine ihtimal vermedim. Influencer olan çok yakın bir arkadaşımı aradım, ufak bi Google araştırması yaptık ve bana ulaşmaya çalışan kişilerin gerçek olduğunu gördük. Ve sonra, birbirinden şahane, ince bir yerlere dokunmak isteyen çok yaratıcı bir ekiple tanıştım. Küçükken kesintiye uğramış hayallerimi tamamlamak istediklerinden bahsettiler. Acayip şaşırdım. Nasıl yani oldum? Yaklaşık 25 yıllık bir hikâye, gerçekten tamamlanabilir miydi? Nasıl olacaktı? Bir türlü aklım almıyordu. Elidor’cular, “Gel, biz bu resmi kocaman bir duvara yapalım” dediler. İyice şoke oldum. Hani diyor ya Sezen, “İçindeki çocuğa sarıl”, Elidor da içimdeki o çocuk Elanur’a sarılıyordu. Hayalim sadece tamamlanmakla kalmıyor, içinde müthiş bir amaç da barındırıyordu.

ŞİMDİ KADIKÖY MEYDANI’NDAKİ 30 METRELİK DEV BİR DUVARDA, PEMBE SAÇLI KIZLARIN OLDUĞU KOCAMAN BİR MURALİM VAR!

Sonrasında ne oldu peki?
-Valla rüya gibi. Mural sanatçısı Kien Stüdyo (@kienart) ile iş birliği yapıldı, benim yarım kalan hikâyem, Kadıköy Meydanı’nda bir murale taşındı. Vinçle yukarı çıkıp duvarı boyamak, resmi bozmaktan korkmak ama bir yandan da içinin içine sığmaması. Ağzım kulaklarımda boyadım pembe saçları. Kien, inanılmaz yetenekli ve bir o kadar da mütevazi bir sanatçı. Onunla öncesinde hiç konuşmamış olmamıza rağmen, öndeki uzun saçlı kız, benim çizdiğim kızın neredeyse aynısı. Saçının ortadan ayrılması, kocaman gülen bir yüz… Şimdi Kadıköy Meydanı’ndaki 30 metrelik dev bir duvarda pembe saçlı kızların olduğu kocaman bir muralimiz var! Gözlerim dolmadan bakamıyorum. Ayrıca bu güzel mural, yine Kien Stüdyo tarafından NFT olarak da tasarlandı. OpenSea platformunda açık artırmaya çıkarıldı. Elde edilen gelir, “Kendi Yolumuzda” projesi kapsamında Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın Gençlik Bursları Fonu’na bağışlanacak. Müthiş di mi? Yarım kalan ama sonradan tamamlanan bir hayalim, gençlere umut oluyor! Ve onları, hayallerine giden yolda destekliyor.

ÖZELLİKLE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNE MARUZ KALAN KADINLARIN, EĞİTİME ERİŞİMİNE DESTEK OLMALIYIZ!

Bu topluma, genç kadınlarla ilgili neler söylemek istersin?
-Onların hayallerini dinleyin ve onları destekleyin. Genç kadınları ciddiye alın! Kendim de bir akademisyenim ve eğitimin toplumda neler başarabileceğini birebir deneyimledim. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğine maruz kalan kadınların, eğitime erişimine destek olmalıyız, hayallerini gerçekleştirebilmeleri için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız!

GENÇ KADINLAR VAZGEÇMEYİN, PES ETMEYİN! HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞUNSABIRLI OLUN VE ÇOK ÇALIŞIN

Peki gençlere neler söylemek istersin?
-Ne kadar büyük olursa olsun, hayallerinizin peşinden koşun. Bu yol bazen dikenli olabilir. Ama siz, hayalinize inanıyor ve gerçekten ne istediğinizi biliyorsanız, durmayın. Koşun. Pes etmeyin, asla vazgeçmeyin. “Olmaz!” diyenlere de aldırmayın. Olur, neden olmasın? Tek yapmanız gereken, insanlara nasıl olabileceğini göstermek. Sabırlı olun ve çalışın… Çok çalışın… Ben size inanıyorum.

“Kendi Yolumuzda” projesi kapsamında Elidor’la bir yola çıktınız. Bu iş birliği sayesinde bugüne kadar kaç genç kadına burs imkânı sağladınız?
-Toplam 232 genç kadına. Onlara, üniversite eğitim hayatları boyunca sürecek burs desteği sağlıyoruz. Sadece burs desteğiyle de kalmadık. Yine Elidor ve International Center for Women’s Research (ICRW) iş birliği ile “Kendi Yolumuzda” platformu üzerinden genç kadınlara hayallerine ulaşmalarında rehberlik edecek video içerikleri de sağlıyoruz. 3 milyondan fazla genç kadına bu yolla ulaşmayı başardık. Şimdi de sivil toplum alanında bir yeniliğe imza atıyoruz. Kadıköy Meydanı’ndaki “Dedim Olabilir” duvar resminin NFT versiyonun satış gelirinin miktarına bağlı olarak, burs rakamını daha da büyüteceğiz.

“Kendi Yolumuzda” kampanyası nasıl doğdu?
– Bir araştırma sonucunda bu kampanyayı başlatma kararı aldık. Türkiye’de her 10 genç kadından 6’sı hayallerine ulaşmasının önünde engeller olduğunu düşünüyor. Bu üzücü bir durum ve mutlaka değişmeli. Biz de elimizden geldiğince genç kadınları cesaretlendirmeye, güçlendirmeye ve ufuklarını genişletmeye katkı sağlamak için çalışıyoruz. Burs desteği, ilham verici rol modellerle rehberlik içerikleri, genç kadınların hayallerine ulaşmalarında onlara yetkinlik kazandıracak eğitimler ve erişim desteği gibi farklı çalışmalar yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.

Ebrar reklamı müthişti, devrim niteliğinde bir şeydi. Fakat aynı zamanda cesaret isteyen bir işti. Hiç tereddüt etmediniz mi?
-Yok, hayır. İnsanlar markaların iletişimlerinde “kalıplaşmış güzellik tanımlarını” görmekten ve duymaktan sıkıldı. Sokakta karşılaştıkları, kendileri gibi insanları görmediklerini düşünüyorlar. Ekranda alışılmışın dışında, kısa saçlı bir kızın şampuan reklamında olması, bu ihtiyaca yanıt oldu diye düşünüyorum. Biz güzellik tanımını yeniden yapıyoruz ve tüm iletişim çalışmalarımızda kalıplaşmış güzellik ön yargılarını kıran “Pozitif Güzellik” anlayışını benimsiyoruz. Ebrar kendine has tarzı, enerjisi ve tavrıyla hem çekim sürecine hem de reklamın kendisine renk kattı ve ortaya her şeyden önce samimi bir iş çıktı.

AÇIK ARTIRMAYA ÇIKARDIĞIMIZ NFT SAYESİNDE, TOG’UN GENÇLİK BURSLARI FONU’NA KAYNAK SAĞLIYORUZ

Elanur’un yarım kalan hayalini tamamlayarak hem harika bir şey yapıyorsunuz hem de hızlı tüketim markası olarak Türkiye’deki ilk NFT projesine imza atıyorsunuz… Bu fikir nasıl doğdu? Bir hızlı tüketim markası ve NFT ne alaka?
-NFT çalışması, “genç kadınların hayallerinin önündeki engelleri aşmalarına destek olmak için daha ne yapabiliriz” diye düşünürken ortaya çıktı. Bu çalışmayla birlikte NFT işini Türkiye’de ilk yapan hızlı tüketim markası olmanın da mutluluğunu yaşadık. Ayrıca açık artırmaya çıkardığımız NFT sayesinde geniş bir kitleye sesimizi duyurarak “Kendi Yolumuzda” projemiz kapsamında Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın Gençlik Bursları Fonu’na kaynak sağlıyoruz. Bu sayede daha çok genç kadın, hayallerinin önündeki engelleri aşmak için destek alacak.

GENÇ KADINLARA YALNIZ OLMADIKLARINI HİSSETTİRELİM. ONLARIN HAYALLERİNİ DESTEKLEYELİM!

Ipsos ile ülke genelinde yaptığımız araştırma, 18-35 yaş aralığındaki 1000 genç kadınla yapıldı. Sonuçlar çarpıcı! Genç kadınlar, bizlere hayallerine giden yolda desteklenmeye ve cesaretlendirilmeye ihtiyaç duyduğunu anlatmaya çalışıyor. En çok da, kendi ayaklarının üzerinde duran güçlü bireyler olmanın hayalini kuruyorlar. Geleceklerinin, kadınlara “yakıştırılan” belirli kalıplar içerisine sıkıştırılmasını kabul etmiyorlar. Bizler genç kadınların önlerindeki engelleri, onların umut verici hayalleri büyüterek kaldırabiliriz. Lütfen onlara yalnız olmadıklarını hissettirelim. Ve hayallerini destekleyelim!

Yorum Bırak