Bugün, 5 Haziran Dünya Çevre Günü…
Yaşadığımız bu dönem, ‘Krizler Çağı’ olarak tanımlanıyor. İki büyük krizi deneyimliyoruz: 1-Bioçeşitlilik. 2-İklimler krizi. Canlılar yok oluyor. Kaynaklar tükeniyor. Çoğumuz belki bunun farkındayız ama pek azımız bireysel olarak harekete geçiyoruz!
.
Küresel geleceğimiz tehdit altındayken, yaşadığımız gezegenin geleceğini garantiye almak için Milli Eğitim Bakanlığı ve Hayat Holding önemli bir adım attı. Ve Hayata İyi Bakarız Ekolojik Okuryazarlık Projesi’ni başlattı. Bu kapsamda, ilkokul 3. ile 4. sınıflarda ekolojik okuryazarlık eğimleri verilmeye başlandı. Çünkü sürdürülebilir bir dünya için ekolojik duyarlılığı bizden daha yüksek bireyler yetiştirmemiz gerekiyor.
.
10 pilot ilde, 300 devlet okulunda başlayan eğitimlerle 600 öğretmen ve 30 bin öğrenciye ulaştılar. Toplumun dönüşümüne hizmet eden bu sosyal projeyle amaç, sadece öğrencilerin değil, öğretmen ve velilerin de ekolojik okuryazarlık düzeylerini artırmak. İklim değişikliğine uyumlarını güçlendirmek, ekolojik okuryazarlık kapsamında farkındalıklarını artırmak, kaynakların tükenmesini önlemek ve korumaya yönelik davranışlarını geliştirmek… Çok değerli buldum bu sosyal projeyi. Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.
.
İlkokul 3. ve 4. sınıfların müfredatlarına uygun olarak, destekleyici içeriklerle hazırlanan ekolojik okuryazarlık eğitimleri, alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlandı. Bir teşekkür de bu hocalarımıza.
.
Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi’nden Prof. Dr. Utku Perktaş, Çocuk Gelişimi Bölümü’nden Prof. Dr. Pınar Bayhan ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nden Doç. Dr. Bengisu Koyuncu’ya…
.
Çocukların ‘oyun’la öğrenmelerini sağlayan bu sistemle, bilginin kalıcı olması destekleniyor. Ayrıca ailelerin de dahil edildiği ev ödevleriyle, çocukların evde de oynayarak öğrenmesi ve öğrendiklerini hayata geçirmesini amaçlanıyor.
.
Doğayla uyumlu yaşayan nesiller yetiştirmeyi hedefleyen bu sosyal projeyi, değerli hocalarımız ve Hayat Holding Strateji ve Pazarlamadan sorumlu Başkan Yardımcısı Aysel Aydın’la konuştuk.
Hayat Holding olarak, Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle ilkokul 3. ve 4. sınıfların müfredatlarına uygun olarak, destekleyici içeriklerle ‘Hayata İyi Bakarız’ Ekolojik Okuryazarlık Projesi başlattınız. 10 pilot ilde, 300 devlet okulunda eğitimler başladı bile… Ve 600 öğretmen ile 30 bin öğrenciye ulaştınız. Çok tebrik ederim!
-Teşekkür ederim. Çok önem verdiğimiz ve heyecan duyduğumuz bir proje bu. Uzun zamandır üzerinde çalışıyoruz. Proje, sadece öğrencilerin değil, öğretmen ve velilerin de ekolojik okuryazarlık düzeylerini artırmayı hedefliyor.
‘Hayata İyi Bakarız’ projesi nasıl doğdu?
-Hayat Holding olarak, 100 yıllık cumhuriyetimizin 85 yılına tanıklık ettik. Globalleşme serüvenimiz ise 2000’li yıllarda başladı. Hepinizin yakından tanıdığı Molfix, Molped, Bingo, Papia, Evony gibi pek çok “lovemark”ı sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada milyonlarca tüketiciyle buluşturuyoruz. Avrupa, Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük temizlik kağıtları üreticisiyiz. Nijerya’dan İtalya’ya, Vietnam’dan Rusya’ya, Pakistan’dan Amerika’ya kadar, 100’den fazla ülkede, insanların yaşamına bire bir dokunuyoruz. Temiz suya erişimin zor olduğu ülkelerde, hijyenik koşulların ne kadar zor sağlandığını, size kelimelerle ifade edemem! Hijyen ürünleri üretip, aynı zamanda insanlarda hijyen bilincinin oluşması için çaba sarf ediyoruz. Çünkü küresel geleceğimizin tehdit altında olduğunu biliyoruz. Bu yüzden, sadece ürünlerimizle değil, sosyal projelerimizle de insanların yaşamına, gezegenimize, yani toplamda “hayata iyi bakacak” işler üretmeyi önemli buluyoruz. Bunun temeli de eğitim. Sosyal etki projelerimiz, hep eğitim ekseninde birleşiyor. İşte, “Hayata İyi Bakarız” Ekolojik Okuryazarlık Projesi de bu şekilde doğdu.
Sürdürülebilir bir dünya için ekolojik duyarlılığı bizden daha yüksek bireyler yetiştirmemiz gerekiyor…
-Aynen öyle! Gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz en büyük miras, bilgi. Tam da bu yüzden, Milli Eğitim Bakanlığı’yla iş birliği yaptık ve bu eğitim programını geliştirdik. Konusunda uzman akademisyenlerden oluşan bir danışma kurulumuz var. Hepsine teşekkür borçluyuz. Müthiş yardımcı oldular. Eğitimlerin ilk etabı Nisan’da başladı.
Peki danışma kurulunda kimler yer alıyor?
-Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Perktaş, Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Bayhan ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bengisu Koyuncu. Üçü de birbirinden değerli hocalar. Utku Perktaş Hocamız, ekolojiyi öğrenmeye nereden başlayacağımız konusunda verdiği değerli bilgilerle projemizin içeriğine çok önemli katkılar sağladı. Pınar Bayhan Hocamız ise çocuklara bu yeni kavramları, hayatın içinde bir deneyim olarak, nasıl anlatabiliriz konusunda bizi yönlendirdi. Ve tüm oyun uygulamalarını, onların anlayabileceği yaşa göre düzenledi. Bengisu Koyuncu Hocamız ise eğitimlerde, eğitimci ve öğretmenlerimizin bu bilinçle nasıl hareket edeceği konusunda bizlere ışık tuttu. Eğitimin müfredata uyumlu hale getirilmesini sağladı.
Yanılmıyorsam, bu projeye iki tecrübeli gazeteci de destek verdi…
-Evet. Gazeteci-yazar Nuran Çakmakçı ve Elif Ergu. Her ikisi de kıymetli yönlendirmelerini ve yardımlarını esirgemedi.
DOĞAYLA TEMAS EDEN ÇOCUKLAR DAHA YARATICI, ÖZ GÜVENLİ VE BAŞARILI OLUYOR
Ekolojik okuryazarlık için özellikle çocukları seçmenizin nedeni nedir?
-Çocuklarımız dijital bir dünyanın içerisinde yaşıyor. Bunu artık hepimiz biliyoruz. Yaşadığımız çağın gerçeği bu. Ama şunu da biliyoruz: Aynı zamanda toprağa dokunan, doğayı gözlemleyen, doğayla temas eden çocuklar daha yaratıcı, öz güvenli ve başarılı oluyor. Çocuklarımızın ekolojik okuryazar bireyler olarak yetişmesine vesile olmak, geleceğe dair en kıymetli yatırımlardan biri. Bu arada, ‘ekolojik okuryazarlık’ derken, sadece çevre ve iklim hakkındaki bilgilerini artırmaktan söz etmiyoruz. Hedefimiz, doğayla gerçekten uyum içinde yaşamaları, erken yaşta iklim bilinci kazanmaları. İnanıyoruz ki bu tür eğitimlerin ışığında, dünyaya bizlerden daha iyi bakacaklar!
Ders içerikleri nasıl planlandı?
-Alanında uzman akademisyenler tarafından, 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin öğrenme yatkınlıklarına göre tasarlandı. Oyun ve görsel aktivitelerle zenginleştirilmiş ders içerikleri planlandı.
Ekolojik okuryazarlık projeniz ne tür eğitimleri içeriyor?
-Biyoçeşitlilik, İklim değişikliği, Ekolojik okuryazarlık, Doğal kaynaklar ve Sürdürülebilirlik başlıklarını içeriyor… Ayrıca öğrenci sunumları, öğretmen kılavuzları, okul ile aile oyunları ve videolardan oluşan zenginleştirilmiş bir eğitim içeriği mevcut. Dünyanın ve canlıların yaşamlarına sağlıklı şekilde devam etmesi için bu alanlarla ilgili kolektif bir bilinç oluşturulmasının önemini biliyoruz. Ve bunu aktarmaya çalışıyoruz.
Peki ya bu dersleri çocuklara veren öğretmenler…
-Onlar da eğitim alıyor. Geçtiğimiz aylarda, 10 ilden 452 öğretmen bu eğitimlere katıldı. Utku Perktaş Hocamız, Biyoçeşitlilik, İklim değişikliği, Ekolojik okuryazarlığı, Doğal kaynaklar ve Sürdürülebilirlik konularını ele aldı. Pınar Bayhan Hocamız, oyun tabanlı öğrenme, okul ve aile oyun içeriklerini aktardı. Bengisu Koyuncu Hocamız ise müfredat ilişkileri ve kazanımlara dair bilgiler verdi. Uzun süredir üzerinde emek verdiğimiz bu projemizle öğretmenlerin ilgisine, çocukların heyecanına şahit olmak ve okullarında bu konuyla ilgili çalışmalarını görmek bizler için paha biçilemez bir duygu…
Ekolojik-okuryazarlık eğitimlerinizle başka neleri hedefliyorsunuz?
-Projemizi, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 4. Maddesi: ‘Nitelikli Eğitim’, 10. Maddesi: ‘Eşitsizliklerin Azaltılması’, 13. Maddesi: ‘İklim Eylemi’ ve 17. maddesi olan ‘Amaçlar için Ortaklıklar’ çerçevesinde tasarladık. Bu eğitimlerle, çocukların ve velilerinin, iklim değişikliğine uyumlarını güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Ekolojik okuryazarlık kapsamında, bilgi ve farkındalığı artmış nesillerin yetişmesini, kaynakların tükenmesini önleme ve korumaya yönelik davranışların çocukluk çağından başlayarak geliştirilmesini hedefliyoruz. Bahar dönemi sonunda, 300 okulda, 600 öğretmen, 30 bin öğrenci ile 60 bin veliye ulaşmış olacağız.
‘Hayata İyi Bakarız’, 10 pilot ilde başladı. Bu illerin seçilmesinin özel bir nedeni var mı?
-Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) yayımladığı 5. Değerlendirme Raporu’na göre, ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle karşılaşacak en hassas bölgelerden biri olarak tanımlanıyor. Bilimsel verilere göre, Türkiye, su kaynaklarının azalması ve çölleşme gibi küresel ısınmaya bağlı ekolojik bozulma ve olumsuzluklardan etkilenmeye başladı bile. Projenin hayata geçirildiği 10 pilot il ise Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık haritasına göre kuraklıktan en çok etkilenecek Türkiye temsili şehirler olarak belirlendi. Proje kentlerimiz; Kocaeli, İzmir, Muğla, Antalya, Giresun, Mardin, Erzurum, Şanlıurfa, Eskişehir ve Konya’dan oluşuyor.
Devlet okullarında öncülük ettiğiniz bu eğitim projesinin, tüm okullarda yaygınlaşmasını istiyor musunuz?
-Elbette. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı’mızla iş birliği ve onların onayı çok önemli. Bugün Türkiye’de devlet ilkokullarında 5 milyonun üzerinde çocuk öğrenim görüyor. Projenin ilk yılında, 10 ilde 30 bin öğrenciye ulaşıyoruz. Ancak zaman içerisinde, özellikle eğitici eğitimlerinin de artmasıyla ekolojik okuryazarlık eğitiminin etki alanının büyüyeceğine inanıyoruz.
Aileler ve çocuklardan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
– Harika! Herkes çok memnun. En güzeli, çocuklar eğlenerek öğreniyor. Oyun, çocukların bir konuyu hızlı bir şekilde içselleştirebilmelerinin en etkili yolu. O zaman hem kendileri öğreniyor hem de aileleriyle birlikte -doğayı esas alan- sosyal aktiviteler hayata geçirmiş oluyorlar.
Ayrıca bu 10 okula, kitap hibe etmişsiniz, “Hayata İyi Bakarız” kütüphaneleri oluşturmuşsunuz. Bu da çok kıymetli…
-Albert Einstein’ın çok sevdiğim bir lafı var: “Şu hayatta mutlaka bilmen gereken tek şey, kütüphanenin yeri!” Her çocuk, kitapla büyümeli, kütüphaneyle kendini geliştirmeli. Biz buna inanıyoruz. Gelecek nesillerin eğitimi için en değerli hazinelerimizden biri, kitaplarımız, eserlerimiz, tarihimiz. Bu ilhamla projemiz kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı’yla 300 okula, Hayat Kütüphaneleri bağışı gerçekleştirmek üzere hareke geçtik. Önümüzdeki yıllarda bu sayıyı artırmak istiyoruz.