Sürdürülebilir Fayda Programı’yla geleceğe ilham oluyoruz

Bugün birbirinde anlamlı, üç sosyal projeyle karşınızdayım…
İlki, ‘Marmara’nın Umudu Pina’…  Nesli tükenmek üzere olan ve dünyada sadece Marmara Denizi’nde kalan bir midye türü pina… O kadar değerli bir canlı ki, 6 litre deniz suyunu 1 saatte filtreleyerek temizliyor. Bu projenin amacı pina popülasyonunu korumak…
Bir diğeri ‘Zaman Yolcusu Kreta’… İklim krizinin çocuklar üzerindeki etkisine odaklanıyor. Bu konunun çocuklarımıza en doğru şekilde anlatılmasının, iklim krizi konusunda harekete geçmenin önemi vurguluyor!!!
Üçüncüsü ise Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu… Eşitsizliklerin giderilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve engelli haklarına dair farkındalık yaratmak gibi önemli adımlar atıyorlar.
Üç projeye de bayıldım… Merak ettiğim her şeyi sordum, sırayla paylaşacağım. Hepsini buradan okuyabileceksiniz.
.
Borusan Holding’in ‘Sürdürülebilir Fayda Programı’ kapsamında destek verdiği bu üç proje, 25 farklı ilden, 121 başvuru arasından seçildi. İklim kriziyle mücadele ve eşitsizliklerin azaltılmasını odağına alan bu sosyal projeler, günümüz sorunlarına değinmelerinin yanında, çözüm önerileri de sunuyor.
.
Geleceğe ilham olan bu anlamlı sosyal projede emeği geçen herkesi ve ve onlara destek veren Borusan’ı yürekten kutluyorum.
Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş’le Sürdürülebilir Fayda Programı’nı konuştuk.

Tebrik ederim! Borusan olarak, Sürdürülebilir Fayda Programı’nız kapsamında, iklim kriziyle mücadele ve eşitsizliklerin azaltılmasını odağınıza alarak, üç kıymetli projenin destekçisi oldunuz. Projelere geçmeden, Sürdürülebilir Fayda Programı nedir? Hangi gerekçeyle doğdu?
-İş süreçlerimizde aldığımız kararlarda, sürdürülebilirliği merkezimizde konumlandırıyoruz. Fakat bu konunun, bir de ‘etki yaratma’ kısmı var. Borusan olarak, elimizden geleni yapıyoruz. Fakat sürdürülebilirlik deyince pek çok fikir, pek çok proje söz konusu. Biz de Impact Hub Istanbul’la birlikte, faaliyet gösterdiğimiz alanların dışına çıkarak, farklı projelere destek verip, ekosistemde etki yaratmayı hedefledik. Sürdürülebilir Fayda Programı işte böyle doğdu. Amacımız, daha kapsayıcı bir yol izlemek. 2022’nin Ekim ayında, yani Cumhuriyet’imizin 99. yılında hayata geçirdik. 100. yılımızı kutlarken de ilk meyvelerini almayı umuyoruz.

Seçtiğiniz üç proje de çok değerli. İnsan gerçekten heyecanlanıyor ve umutlanıyor…
-Çok teşekkürler. Biz de aynen böyle hissediyoruz. Destek verdiğimiz ilk proje, Prof. Dr. Mustafa Sarı liderliğinde hazırlanan Marmara’nın Umudu Pina adlı proje. Marmara Denizi’ndeki müsilajın ve iklim değişikliği sebebiyle yaşanan ekosistem tahribatının etkilediği pina popülasyonunu, bilimsel verilerle ve restorasyon stratejileriyle korumayı amaçlıyor.
İkinci proje, Ayşe Damla İşeri Sunman’ın Dem Derneği ile hayata geçirdiği Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu. Türkiye’de, sağır ve işitme engelli kadınların, toplumsal cinsiyet eşitliği temelli haklarıyla ilgili farkındalığının artmasını amaçlıyor. Üçüncü proje ise Nesra Gürbüz ve Gülşah Özdemir Koryürek’in, Zaman Yolcusu Kreta isimli projeleri. Bu proje de çocuk hakları odağında, iklim krizinin etkilerini, çocuklara anlatmak, kısa film, videolu kitap serisi ve hikayeleştirme yoluyla farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’na eminim pek çok proje başvurmuştur…
-Evet. 25 farklı ilden, 121 başvuru oldu. 55’i iklim, 41’i eşitsizlik, 25’i de iklim ve eşitsizlik temalarını birlikte içeriyordu. Projemizin ilk yılı olmasına rağmen, bu yoğun ilgi bizi mutlu etti.

Peki aralarından bu üçünü nasıl seçtiniz?
– Açıkçası zorlandık. Çünkü katılımcılar, ufkumuzu açan değerli fikir ve projelerle gelmişlerdi. Ama sonunda bu üç projede karar kıldık. Yenilikçi, uygulanabilir ve sürdürülebilir olması, seçim aşamasında bizim için önemli oldu. Tabii en önemlisi, üçünün de gerçek bir soruna işaret eden ve çözüme katkı sağlayan fikirleri, yol haritaları vardı. Yani günümüz sorunlarına değinmelerinin yanında, çözüm önerileri de sunuyorlardı.

Katılan projeler nasıl bir değerlendirme sürecinden geçti?
-Önce bir ön değerlendirmeye tabi tutuldular. Sonra mülakatlar gerçekleştirildi. Tüm bu değerlendirmeler sonrası, 10 proje finale kaldı. Hepsiyle buluştuğumuz bir jüri günü gerçekleştirdik. Proje ekiplerinin sunumlarını, değerli jüri üyeleriyle birlikte dinleyerek, ortak bir karara vardık.

Tek bir konuya odaklanmak yerine, neden üç farklı projeyi odağınıza aldınız?
-İklim kriziyle mücadele ve eşitsizlikler konusunda almamız gereken o kadar çok yol var ki… Ne kadar çok projeyi destekleyebilirsek, o kadar ilerleyebiliriz ve farkındalığımız artar! Gönül ister ki daha çok projeyi destekleyelim, daha çok projenin gelişmesine katkıda bulunalım… Ama elimizdeki kaynakları, mentorlarımızı ve eğitimlerimizi düşündüğümüzde, şimdilik sadece 3 projeye destek olabileceğimizi gördük. Kim bilir belki de önümüzdeki senelerde bu sayı artabilir…

Seçilen bu üç sosyal projeye nasıl destekler vereceksiniz…
-İlk olarak bir hibe desteği sağlıyoruz. Eş zamanlı olarak mentorluklar ve eğitimlerle kapasite geliştirme desteği veriyoruz. Her bir projenin, kendine özgü ihtiyaçları var. Biz de alanında yetkin kişilerle ekipleri bir araya getirerek, projenin sürdürülebilirliği ve uzun vadeli etkisine katkı sağlıyoruz. Görünürlük ve iletişim desteği de sağladığımız projelerle bütün yolu birlikte yürüyoruz diyebilirim. Destek verip kenara çekildiğimiz değil, adım adım gelişimi ve ihtiyaçlarıyla temas halinde olduğumuz bir süreç bizim için.

Bu projelerin nasıl bir noktaya gelmesini istiyorsunuz?
-Gelmelerini beklediğimiz nokta aslında programımızın adında da yer alıyor: ‘Fayda.’ Bu projelerle birilerinin hayatına dokunabilmeyi, yaşam koşullarını iyileştirmeyi, geleceğimiz için faydalı bir adım atmayı umuyoruz. Örneğin; Marmara’nın Umudu Pina ile Marmara Denizi’ni kurtarmak… Zaman Yolcusu Kreta ile çocukların ve gençlerin sürdürülebilirlik konusunda farkındalığını artırmak… Sağır ve İşitme Engelli Kadın Hakları Eğitim Platformu ile kadın haklarını farklı bir şekilde dile getirerek, bilinci yükseltmek istiyoruz… Tüm projeler, daha iyi bir gelecek daha refah bir toplum için önemli adımlar atmamızı sağlayacak!

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nızda, iklim, insan ve inovasyon odak alanlarını, desteklemenizin özel bir sebebi var mı?
-Sürdürülebilirlik dendiğinde, genelde insanların aklına ‘çevre’ ve ‘iklim’ başlıkları geliyor. Sürdürülebilirlik, yeşille özdeşleştirilmiş durumda. Oysa, bundan çok daha fazlası! Pek çok farklı alanda ele alınması gereken bir kavram… Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na baktığımızda, 17 başlık görüyoruz. ‘Yoksulluk ve açlığa son’, ‘İnsana yakışır iş ve ekonomik büyüme’, ‘Sürdürülebilir şehirler ve topluluklar’ gibi farklı alanlar var. Biz de bu paralelde, kapsayıcı bir bakış açısıyla ‘iklim’, ‘insan’ ve ‘inovasyon’ odak alanlarını belirlerken, alt başlıklarda bu alanları açtık. Örneğin ‘İklim’ odağımızda, karbonsuzlaşma ve döngüsel ekonomiye katkı konularına değiniyoruz… ‘İnsan’da, yetenek yönetimi, eşitlik ve çeşitlilik, iş sağlığı ve güvenliği başlıklarımız yer alırken… ‘İnovasyon’ ile değer yaratmayı amaçlıyoruz.

Seçtiğiniz üç projeye de bayıldım. Sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
-Her bir proje, farklı bir hassasiyetime dokunduğu için ayrım yapmam çok zor! Birinde denizlerimiz, Marmara’nın geleceği, ekosistemin sağlığı söz konusu… Diğerinde, eşitsizliklerin giderilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve engelli haklarına dair farkındalıktan, atılan önemli adımlardan bahsediyoruz… Üçüncüsünde ise iklim krizi ve çocuklarımıza bu konunun en doğru şekilde anlatılmasının, bu konuda harekete geçmenin önemi vurgulanıyor… Üçü de beni çok etkiledi. Yani D, hepsi!

Yorum Bırak