Huzurlarınızda Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı… Marmara’nın Umudu Pina projesi onun liderliğinde hayata geçirildi.
.
Pina çok kıymetli bir midye türü. Deniz suyunu filtreleyerek besleniyor. Yani bizim arıtmadan denize boca ettiğimiz atıkları temizliyor. Ama maalesef pinaların nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Cebelitarık Boğazı ile İstanbul Boğazı arasındaki Akdeniz Havzası’nda yaşayan bu endemik midye türü, şu anda sadece Marmara Denizi’nde yaşıyor. Daha doğrusu yaşam mücadelesi veriyor!
.
Marmara Denizi’nin müsilaj tekrarı riskini, bir parça da olsa azaltmak istiyorsak, onları korumalıyız. Ne yazık ki pinaların önemini bilmiyor ve bilinmediği için de onları koruyamıyoruz.
.
Pinalar, deniz çayırlarıyla bütünleşik yaşıyor. Biz, denizlerin, akciğeri denilebilecek deniz çayırlarını tahrip ediyoruz. Balıkçılık ve dalış faaliyetleriyle istemeden de olsa pina stoklarına zarar veriyoruz!
.
Marmara’nın Umudu Pina projesiyle pinaların herkes tarafından önemi bilinen, tanınan ve korunan bir tür olmasını hedefleniyor. Tam da bu nokta Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nın verdiği destekle pina farkındalığı başlatılmış oldu! Bu farkındalıkla Marmara’nın Umudu Pina, şimdi bakanlık düzeyinde de destekler alıyor. Bu geleceğe dönük umut veren bir haber.
.
Hadi, deniz ekosisteminin sağlıklı olması için önemli bir yer tutan bu faydalı canlıyı daha yakından tanıyalım. Veee koruyalım. Söz şimdi Mustafa Hoca’da…
Hocam, sizin liderliğinizde, dünyada yalnızca Marmara Denizi’nde kalan, endemik bir midye türü olan pinaları koruma altına almak için bir proje hayata geçirildi: Marmara’nın Umudu Pina… Önce pina neyin nesidir?
-Dünyada sadece Cebelitarık Boğazı ile İstanbul Boğazı arasındaki Akdeniz Havzası’nda yaşayan, boyu 120 cm olan, yaşı 50 yılı bulan, deniz tabanına tutunarak sabit yaşam süren bir çift kabuklu. Başka organizmalarla karışmaması için bilimsel isminin Pinna nobilis olduğunu da kayda geçirelim.
Pinaların denizlerimiz için önemi nedir?
-Pina, deniz suyunu filtre ederek beslenen ve nefes alan bir canlı. Deniz suyunu temizleyerek berraklaştırıyor. Yani bizim arıtmadan denize boca ettiğimiz atıkları temizliyor. Kabukları üzerinde onlarca organizma yaşıyor. Bu yüzden deniz ekosisteminin sağlıklı olması için pina gibi organizmaların, sağlıklı bir şekilde yaşama devam etmesi çok önemli.
2016-2019 arasında Çanakkale Boğazı’ndan Cebelitarık Boğazı’na kadar bütün pinaların öldüğü doğru mu?
-Ne yazık ki doğru! 2016’da başladı toplu ölümler. 2019’a geldiğimizde, Marmara Denizi dışındaki bütün pina stokları öldü.
Ölüm nedeni ne?
-Tek bir etkiye bağlayamıyoruz. Ama iklim değişimine bağlı deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın, diğer etkileri de tetiklediği düşünülüyor. Önce pinaya özgü bir protozoa, sindirim sistemine bulaşıyor. Ardından bakteriyel ve viral etkiler devreye giriyor. Sonuç olarak, pinalar topluca ölüme maruz kalıyor.
Pina, şu an dünyada sadece Marmara Denizi’nde mi var yani…
-Aynen öyle! 2020 Aralık’ta, bizde de bazı yerlerde toplu ölüm görülse de kayıplar durdu. Yeryüzünde şu anda sağlıklı tek pina stoku Marmara Denizi’nde! Marmara Denizi tuzluluğunun Karadeniz’den yüksek, Akdeniz’den düşük olmasının pinaya zarar veren protozoanın yayılmasına bir sınır olduğu düşünülüyor. Yani Marmara Denizi, pina için dünyadaki son sığınak!
Peki biz, bunun kıymetini biliyor muyuz?
-Hayır! Marmara bizim için kocaman bir atık çukuru adeta! Denizi, sihirbaz zannedip, kirlettik. Kirletmeye de devam ediyoruz. Pinalar, deniz çayırlarıyla bütünleşik yaşıyor. Biz, denizlerin, akciğeri denilebilecek deniz çayırlarını tahrip ediyoruz. Sığamadığımız dünyaya sürekli kıyı dolgusu yapıyoruz. Sahillerdeki turizm işletmeleri, denize girenlerin istekleri doğrultusunda, kıyılardaki deniz çayırlarını sökerek temizliyor. Balıkçı ağları, çeşitli amaçlarla yapılan tekne demirlemeleri pinaları tahrip ediyor. Dalış faaliyetleri istemeden de olsa pina stoklarına zarar veriyor!
Pinaların yok olması ne anlama geliyor?
-Bizim denizle ilişkimiz yediklerimizle sınırlı. Eğer soframıza sevdiğimiz balıklar geliyorsa denizde sorun yok bizim için. Oysa, soframıza bir porsiyon balığın gelebilmesi için Marmara Denizi’ndeki üç binden fazla canlı grubunun sağlıklı bir şekilde yaşıyor olması lazım. Yani pina yok olursa bu üç binden fazla canlı türü arasındaki ilişkiler farklılaşacak. Denizi temizleyen en önemli canlı grubunu kaybetmiş olacağız. Pina, 20 milyon yıldır Akdeniz’de yaşıyordu. Artık yok. Eğer Marmara’dakini de kaybedersek, bunun ekosisteme olumsuz etkileri çok olacak!
1 saatte 6 litre deniz suyunu filtreleyen pina, müsilaj oluşumunu ne kadar engelliyor?
-Müsilaj, iklim değişimine bağlı deniz suyu sıcaklıklarındaki artış, Marmara Denizi’nin orijinal kararlı yapısı ve kirliliğin ortak tetikleyici etkisiyle felaket boyutunda ortaya çıktı. Bu üçlü tetikleyiciden iklim değişimi ve Marmara’nın orijinal yapısına müdahil olamıyoruz. Yani ikisi kontrol dışı. Kontrol edebildiğimiz tek unsur, kirliliği azaltmak. Bunun için 22 eylemden oluşan ‘Marmara Denizi Eylem Planı’ bir umut. Ama ne yazık ki halen çok etkin uyguladığımızı söyleyemem. Bu durumda, deniz ekosisteminin iyileşmesine yardım edecek organizmaları desteklememiz lazım. İşte tam burada, karşımıza pina çıkıyor. Pinaları korursak, deniz kirliliğini azaltıcı etkisiyle Marmara Denizi’nin müsilaj tekrarı riskini, bir parça da olsa azaltmış oluruz.
Pinaları korumak için nasıl bir proje geliştirdiniz?
-Bir canlı topluluğunu korumak için önce onun stok miktarını, popülasyonunu bilmek gerek. Biz de projemizde önceliği; Erdek Körfezi, Kapıdağ Yarımadası ve Bandırma Körfezi kıyılarındaki, yaklaşık 150 km kıyı şeridinde pina stok tespitine verdik. Yaptığımız çalışmalarda, dünya ortalamalarının çok çok üstünde bir pina varlığımız olduğunu gördük. Üretilen bilimsel veriden yararlanarak, kıyı kullanıcısı ve karar vericiler olmak üzere bütün paydaşlarımızla birlikte, bir koruma stratejisi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir taraftan da pina çok az bilinen bir canlı ve bu bilinci de artırma çabası içindeyiz.
Pinalar sadece iklim krizi nedeniyle mi tehlike altında?
-Şüphesiz en büyük etki iklim değişimi ancak bu etkiyi katlayan ne yazık ki insanlar. Çünkü deniz kirliliği arttıkça, iklim değişiminin etkileri de katlanıyor. Marmara Denizi kıyıları, yerli turizme hizmet sunan küçüklü büyüklü binlerce işletmeyle donanmış durumda. Otel, pansiyon, vb. işletmelerin, belediyelerden her yıl düzenli olarak talep ettikleri hizmet, plaj bandında yer alan deniz çayırlarının sökülmesi! Yani otel müşterisinin ayağına deniz çayırı değmesin diye hem denizin akciğerlerini söküyoruz hem pinanın yaşam alanını yok ediyoruz. Sanırım bu örnek, insanın pinaya nasıl zarar verdiğini yeterince açıklıyor.
Marmara Denizi’ndeki pinaları korumak ve pinalarla ilgili farkındalığı artırmak için neler yapmalıyız?
-Pina, deniz çayırıyla bütünleşik yaşıyor. Kıyılarımızda, pinaların yaşam alanı olan deniz çayırlarının tahribini durdurmak zorundayız. Bunun için turizm işletmeleri ve bu bölgelerde tatil yapan insanların, pinaya ve deniz çayırına dair bilgi düzeylerini artırmalıyız. Yaratıcı etkinlikler geliştirip, sosyal medyanın gücünden istifade etmeliyiz.
Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’na başvurmanız, çalışmalarınıza nasıl bir değer kattı?
-Çok büyük değer kattı: Pina farkındalığı başlatılmış oldu! Proje bütçesinde yer almayan belgesel çekimi, iletişim stratejisi oluşturma ve görsel materyal tasarlama gibi bizim için hayati nitelikte bir sürü katkı geldi Borusan ve Impact Hub tarafından. Borusan desteğiyle başlayan projemize, şimdi bakanlık düzeyinde de destek var.
Marmara’nın Umudu Pina projesiyle ulaşmak istediğiniz nihai hedef nedir?
-Bu ülkede yaşayan insanlar olarak, müsilajsız bir Marmara istiyoruz. Pina tek başına bunu bize sağlayamaz ama biz bir taraftan pinaları koruyarak, bir taraftan ileri biyolojik arıtma tesislerini hayata geçirerek bunu başarabiliriz. Şimdilik 150 km kıyı şeridinde yaptığımız bu bilimsel çalışmayı, geri kalan bütün kıyılarda tekrar etmek istiyoruz. Nasıl ki bir zamanlar caretta carettayı kimse bilmezken, bugün hepimiz bilir hale geldik. Pinanın da herkes tarafından önemi bilinen, tanınan ve korunan bir tür olduğunu görmek istiyoruz!