Onlara şans diliyoruz! Kalbimiz sizinle

Özel gereksinimli sporculardan oluşan Özel Olimpiyatlar Türkiye Takımı’mız, Berlin’deeee… Olimpiyat Oyunları’ndan sonra dünyanın en büyük ikinci uluslararası spor etkinliği olan 2023 Özel Olimpiyatlar Dünya Yaz Oyunları’nda ülkemizi temsil edecekler.
.
Yaz Oyunları’na, 190 ülkeden 7 binin üzerinde sporcu katılıyor. Bizim sporcular basketbol, yüzme, atletizm ve bocce branşlarında yarışacak. Sporcularımızın her biri, kendi imkansızı gibi görünen engelleri aşmış, başarıya ulaşmış gençler. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum, kalbimiz sizinle…

.
Onları bu süreçte hem maddi hem manevi yalnız bırakmayan, ana sponsorları Toyota Türkiye’yi ve 41 yıldır özel gereksinimli bireylerin yanında olan TÖSSED’i yürekten kutluyorum. İki kurum da sporun bu özel bireylerin hayatlarında büyük etkiler yarattığını biliyor. Onların gelişimine katkı sağlamak ve onları, hayatın içine katabilmek amacıyla desteklemeye devam ediyor. Çünkü spor, kendilerine güvenleri artıyor. Ayrıca binlerce zihinsel engelli gencimize rol model olmalarını sağlıyor.
.

“Bizimki sadece maddi destek değil, bu takıma gönülden bağlıyız” diyen, takıma sonsuz destek veren, antrenmanlarını yakından takip eden ve Berlin’de de yalnız bırakmayan Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt’la kurulmasına da destek verdiği Özel Olimpiyatlar Türkiye Takımı’nı konuştuk…

Ali Bey, geri sayım başladı! TÖSSED’le güçlerinizi birleştirdiniz. Kurulmasına da destek verdiğiniz Özel Olimpiyatlar Türkiye Takımı, 2023 Özel Olimpiyatlar Dünya Yaz Oyunları’nda, 11 sporcumuzla Türkiye’yi temsil edecek… Bu, dünyanın en büyük uluslararası zihinsel engelli sporcular etkinliği. Neler hissediyorsunuz?
-Çok heyecanlıyız. Sporcularımıza başarılar diliyoruz. Onlarla artık aile gibi olduk, hepsinin hikayesini biliyoruz, birlikte spor yaptık, eğlendik, güldük, aramızda bir bağ oluştu. Hepsinin yeri bizde ayrı. Çok da emek verdiler, umarım karşılığını alırlar. 190 ülkeden 7 binin üzerinde sporcu katılıyor. Gerçekten çok büyük bir organizasyon. Sporcularımız için de müthiş bir deneyim olacak. Dilek Sabancı önderliğindeki TÖSSED ile böylesine anlamlı bir iş birliği gerçekleştirdiğimiz için de çok mutlu ve gururluyuz. Sporun birleştirici gücüne inanıyoruz. O yüzden de Berlin’de düzenlenen Dünya Yaz Oyunları’nda Türkiye Takımı’nın ana sponsorluğunu üstlenmek bizim için çok anlamlı. Ama hep dediğim gibi yarışıp başarılı olmak kadar, böylesi büyük organizasyona katılmak da önemli ve gurur verici.

Gerçekten de müthiş kıymetli bir destek bu… Hele o sporcuları bizzat tanıyınca, insan bir kere daha nasıl anlamlı bir destek olduğunu fark ediyor…
-Teşekkürler. Sporun, hayatlarını tamamen değiştiren bir etkisi oluyor. Kendilerine güvenleri artıyor. Hayata farklı bir şekilde tutunuyorlar. Böylesine büyük organizasyonlara katılmaları da gelişimleri için çok iyi oluyor… Hayatlarına birer şampiyon olarak devam ediyorlar. Ayrıca binlerce zihinsel engelli gencimize rol model oluyorlar.

Siz kurum olarak, yine insana dokunurdunuz ve destek olmak için bambaşka bir alan seçebilirdiniz… Zihinsel engelli sporcular alanını seçmenizin özel bir sebebi var mı?
-Kişisel olarak da marka olarak da insanı merkeze alan ve insan yararını önceleyen bir düşünce içindeyiz. Baktığımızda, ülkemizde 85 milyon insanız. Hepimiz kendimizden başka biri için doğa için dünya için en az bir iyilik yapsak, 85 milyon iyilik eder! Bu düşünceyle dezavantajlı durumda olan bu çocuklarımızın, gençlerimizin hayata tutunmaları ve toplum içinde “Ben de varım” demeleri bizim için çok önemliydi. O yüzden yanlarında olduk.

Toyota Türkiye olarak, “Mobilsen Özgürsün” mottosu ve “İmkansız Yok” sloganıyla Özel Olimpiyatlar Türkiye’nin ana sponsorsunuz. Takıma bugüne kadar ne tür destekler verdiniz?
-Özel Olimpiyatlar Türkiye ile iş birliğimizde şunu fark ettik: Bu sporcularımızın hikayeleri, markamızın mottosu olan “Start Your Impossible” (Kendi imkansızını başlat) felsefesine çok uyuyordu. Çünkü bu sporcuların her biri, kendi imkansızı gibi görünen engelleri aşmış, başarıya ulaşmış gençler. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Yani biz, tamamen felsefemize paralel bu programa destek olduk. Aynı zamanda Toyota Türkiye olarak, Özel Olimpiyatlar Türkiye ile iş birliği yaparak, farkındalık yaratmayı da amaçladık.

Sporcuların Berlin yolculuğu öncesi yaptığı son antrenmana da katıldınız, onlarla sahaya çıktınız. Sadece maddi destek değil verdiğiniz, takıma gönülden de bağlısınız…
-Evet, evet. Sık sık bir araya geliyoruz. Her defasında müthiş bir deneyim yaşıyoruz. Biz marka olarak, Türkiye’de pek çok alanda iş birlikleri, sponsorluklar ve sosyal sorumluluk projelerinin içinde yer alıyoruz. Ama bu çok farklı. Özellikle “dezavantajlı” diye nitelenen çocuklarımıza ve gençlerimize dokunuyor olmak, onları anlamak ve hissetmek gerçekten deneyimlerin en farklısı oldu. Aramızda kurulan bağ, günden güne kuvvetlendi.

Daha önce sizinle, Özel Olimpiyatlar Türkiye Karma Basketbol Takımı için buluşmuştuk. Bugün de yüzme, atletizm ve bocce branşlarında ülkemizi temsil edecek sporcularla tanıştık… Sizi en çok hangi özellikleri etkiliyor?
-Azim ve kararlılıkları. Başarmaya olan inançlarını yansıtmaları. Etraflarının ne dediğine aldırmadan yüksek sesle “Başaracağım” diyebilmeleri. Bunlar beni ve tüm ekibimizi çok etkileyen, duygulandıran şeyler oldu. Dezavantajlı olmalarına rağmen onları tanıdık ve gördük ki hepsi ellerinden tutulduğunda “İmkansız yok” diye haykırıyorlar. Bu inançla bu toplumun bir ferdi olmaktan, ülkeyi temsil etmekten mutluluk ve gurur duyuyorlar.

Onlar bizden daha saf ve temiz gibi… Katılıyor musunuz?
-Toyota, 2020 yılında çok cesur bir karar alarak yalnızca bir otomobil markası değil, bir ‘mobilite’ şirketine dönüşme sürecini başlatmıştı. Toyota, böylelikle yeni bir çağın başlangıcını yapmak için engelleri aşmak, imkansızı yok etmek ve herkes için eşit mobiliteyi sağlamak amacıyla üzerine düşen çalışmaları sürdürüyor. Bu çocuklarımızın gelişim ihtiyaçları, diğer çocuklardan farklı değil. Onların da sevilmeye, başarmaya, kabul edilmeye ve toplumun bir üyesi gibi yaşamaya ihtiyaçları var. Onlara attığımız her doğru, sevgi dolu ve iyi adımın misliyle karşılık bulacağına inanıyorum. Evet, onlar saf ve temizler. Onlar, hayatı bizler gibi algılamıyor ve yaşamıyorlar. Ve saf kalmayı başarıyorlar. Yaşamları, idealleri çok farklı ve belki beklentileri çok yüksek değil ama toplum içinde, her koşulda saygı görmeyi, herkes kadar hak ediyorlar.

Toyota, uzun yıllardır, global çapta Özel Olimpiyatlar’ın da sponsorluğunu sürdürüyor. Toyota ve Özel Olimpiyatlar’ın ortak felsefesi ne?
-Bu alanın seçilmesi ve desteklenmesindeki en önemli unsur Toyota’nın, olimpiyat ruhuyla çok paralel bir felsefeyi temel anlayış olarak benimsemesi. Olimpiyat ruhu dediğimiz şeye baktığımızda kazanmaktan daha önemlisi katılmak ve tamamlamak. İşte tam da burada bu olguyu kendi disiplinimize çok benzetiyoruz. Markamız, “Start Your Impossible” ile başlatılan kampanyanın bir kapsamı olarak, olimpiyat ve engelli sporcuların büyük özveriyle yarıştığı paralimpik oyunlar başta olmak üzere, spor organizasyonlarına destek verdi ve vermeye devam ediyor. Bu amaçla; 2024’te gerçekleşecek Paris Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları’nın da sponsorluğunu üstlendi.

Sizinle Toyota CEO’su olarak, daha çok otomobil konuşmamız gerekirken, ben hep hayata dair şeyler konuşuyorum. Onları yazıp çiziyorum… Festivaller, karnavallar, engelli hakları, zihinsel engelli sporcular… Harika bir şey bu! Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın da yaratıcısısınız… Şimdi de bütün gücünüzle zihinsel engelli sporcuları destekliyorsunuz, onların Türkiye’yi dünyada temsil etmesine çalışıyorsunuz… Artık kurumlar da insan hayatına 360 derece değiyor ve değmeli di mi? Siz buna en güzel örneklerden birisiniz…
-Dünya kaynakları sınırlı ve maalesef ki 8 milyar insan bu kaynaklara eşit şekilde ulaşma şansına sahip değil. Eğer kendinden başkasına bir iyiliğin olmasını samimiyetle istersen, üzerinde çalışıp fikir üretecek o kadar çok şey var ki… Şöyle ki; şirketimizde çalışan herkesin senelik hedefleri arasında, mutlaka bir “Kişisel Sosyal Sorumluluk Proje Hedefi“ de var. Kimi görme engellilere kitap okur, kimisi gönüllü ebeveynlik yapar… Her sene, o kadar çok proje çıkıyor ve bundan o kadar çok insan faydalanıyor ki… İşte Özel Olimpiyatlar Türkiye ile iş birliğimiz bu çerçevede birleşti. Bu tür destekleri arttırmak, kurumlar ve kişilerin temel düşüncesi olmalı. Bu toplumda bir bütünü oluşturuyorsak, bu çabayı harcamalıyız. İham verici olmalıyız ki ayrımsız bir şekilde yaşamanın tadına varabilelim.

Yorum Bırak