Z kuşağı, maalesef en mutsuz kesimlerden biri

Yakın gelecekte, bize z kuşağı olarak adlandırdığımız gençler yön verecek. Ama maalesef bu kuşak, en mutsuz gruplardan biri…
.
Evet, iklim krizi, doğal afetler, pandemi, finansal kriz, savaşlar ve daha pek çok şeye tanık olduğumuz, sosyolojik ve psikolojik açıdan zorlayıcı bir yüzyıldayız. Belirsizliklerle dolu bu yüzyılda, hepimiz yalnızlık, anksiyete ve endişe hissetmeye daha meyilliyiz. Sadece Türkiye değil, dünyada durum böyle. Ama bu kaotik ortamdan en çok etkilenen, önünde koca bir gelecek olan gençler…

.
Ahbap ve HiDoctor, gençlerin yaşadıkları zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olmak için bir araya geldi. Veee ”Üniversitelilerin konuşacağı biri var” projesiyle gençlere ücretsiz online psikolojik destek vermeye başladılar. Gençlerin ruh sağlığını korumak ve onları daha mutlu bireyler haline getirmek için önemli bir adım…
.
Bu projenin nasıl doğduğunu ve hangi ihtiyacı karşılamayı hedeflediğini HiDoctor CEO’su Ahmet Bal ile konuştuk…

GENÇLERİN KAYGILARINDAN ARINMALARI, ÖZ GÜVENLİ VE MUTLU BİREYLER HALİNE GELMELERİ BİZİM İÇİN ÖNEMLİ

HiDoctor olarak, Ahbap’la güçlerinizi birleştirdiniz ve “Üniversitelilerin konuşacağı biri var” mottosuyla, desteğe ihtiyaç duyan gençlere online psikolojik destek vermeye başladınız. Onları, online’da psikologlarla buluşturuyorsunuz. Çok değerli bir şey bu, sizi tebrik ediyorum…
-Teşekkür ediyorum. Biz de iyi bir şey yaptığımıza inanıyoruz. Heyecanlıyız ve canla başla çalışıyoruz.

Öncelikle nedir bu HiDoctor?

-Uzman psikologların ve diyetisyenlerin sunduğu hizmetleri, ihtiyaç sahipleriyle bir araya getiren online bir mecra. Yakın zamanda, tanı ve tedaviye yönelik ihtiyaçlara da cevap veren bir online sağlık platformu haline geleceğiz.

Psikolojik desteğe ihtiyaç duyan üniversite öğrencilerini, uzmanlarla buluşturma fikri, hangi ihtiyaçtan doğdu?
– Gençlerin kaygılarından arınmaları, öz güvenli ve mutlu bireyler haline gelmeleri bizim için önemli. Hepimiz için olmalı. Yakın gelecekte, topluma yön verecek olan onlar. Gelişen, dönüşen, değişen, teknoloji çağına ayak uyduran, daha sağlıklı bir toplum oluşturmak gayesiyle geliştirdik bu projeyi.

LİSEDEN ÜNİVERSİTEYE GEÇİŞ YILI, GENÇLERİN EN ZORLANDIĞI DÖNEM

Gençlerin en fazla zorlandığı dönem hangisi?
-Liseden üniversiteye geçiş yılı. Bir yandan alabildiğine özgür bir ortam var. Bir yandan da çocukluktan yetişkinliğe geçilen ve kendi tercihlerinin sorumluluğunu üstlenmek durumunda kalınan bir dönüm noktası. Küçük bir kasabadan İstanbul’a geldiklerinde ya da tam tersi büyük metropollerden küçük illere gittiklerinde, adaptasyon dönemi geçiriyorlar. Mezuniyete doğru da bir gelecek kaygısı sarmaya başlıyor. Biz de bu tür sorunların önüne geçmek istiyoruz.

Pandemiyle evlere kapanınca, pek çok şeyi online yapabileceğimizi keşfettik. Psikolojik danışmanlık da onlardan biri mi?
-Aynen öyle. Çünkü zamandan ve mekandan bağımsız hizmet alabiliyorsunuz.

Peki insan, yüz yüzeyken bile bazı şeyleri anlatmakta zorlanırken, bir ekranın arkasından konuşmak daha zor değil mi…
-Şöyle düşünün: Küçük bir kasabada yaşıyorsunuz. Psikoloğa gitmek, çoğu zaman çekinilen bir şey. Psikolojik danışmanlık hizmeti aldığınızın bilinmesini istemiyorsunuz. Yargılanabileceğini düşünüyorsunuz. Böyle bir durumda, online platformlara yönelmek bir çözüm. Çünkü kişi, yüzünü göstermek, ismini söylemek, hatta bir yerden bir yere gitmek zorunda bile değil. İhtiyacı olan tek şey, o an için kendine ait bir oda ve internet bağlantısı. Dikkat edilmesi gereken şeyler var tabii: Mahremiyete önem veren, veri güvenliğini, teknolojik alt yapısıyla sağlayan kurumlardan bu hizmeti almak.

18-24 YAŞ GRUBUNDAKİLERİN, DİĞER YAŞ GRUPLARINA GÖRE PSİKOLOJİK DESTEK ALMAYI DÜŞÜNME ORANI DAHA YÜKSEK. BİZ DE BU YAŞ GRUBUNU ANLAMAYI VE DESTEKLEMEYİ SORUMLULUĞUMUZ OLARAK GÖRDÜK

Hedef kitlesini neden üniversite öğrencileri yani Z kuşağı olarak belirlediniz?
-Kendi deneyimlerimizden ve özellikle iş dünyasına yönelik yaptığımız araştırmalarda gördük ki, Z kuşağı, mutsuzluğun, yüksek olduğu ve daha fazla desteğe ihtiyaç duyan gruplardan biri. 18-24 yaş grubundaki çalışanların, diğer yaş gruplarına göre psikolojik destek almayı düşünme oranı da daha yüksek. Biz de bu yaş grubunu anlamayı ve desteklemeyi sorumluluğumuz olarak gördük.

Herkesin kaygı seviyesi yüksek de… Z kuşağının neden en yüksek?
-Küresel olarak iklim krizi, doğal afetler, pandemi, finansal kriz ve savaşlar göz önüne alındığında, sosyolojik ve psikolojik açıdan zorlayıcı bir yüzyıldayız. Küresel karmaşanın yüksek olduğu bu ortamda, hepimiz yalnızlık, anksiyete ve endişe hissetmeye daha meyilliyiz. Bu, sadece ülkemize özel bir durum da değil. Dünya genelinde, bir akıl sağlığı krizi var.
Z kuşağının ise önünde kocaman bir gelecek ve belki de teknolojinin hızla gelişimini de arkasına alan, her zamandakinden daha çetin bir nesil çatışması var. İş hayatı özelinde yaptığımız araştırmada da Z kuşağının en mutsuz kesimlerden biri olduğunu maalesef görüyoruz.

AHBAP, PSİKOLOJİK DESTEĞE İHTİYACI OLAN GENÇLERE ULAŞMAMIZI SAĞLIYOR

Ahbap’la yollarınız nasıl kesişti?
-Gençlerin ruh sağlığı desteğine ulaşabilmelerine dair bu bir sosyal sorumluluk projesini tasarlarken, üniversite gençliğiyle iç içe olan, bu kitlenin dinamiklerini, ihtiyaçlarını iyi bilen ve güvenilir hangi kuruluşu yanımıza alabiliriz diye düşündük. Tabii ki aklımıza Ahbap geldi. Sağ olsunlar çok sıcak karşıladılar teklifimizi.

Haluk Levent ve AHBAP’ın katkıları ne oldu?

-Projemizin en içimize sinen şekilde hayata geçmesini sağladılar. Ahbap, bizim ihtiyacı olan gençlere ulaşmamızı sağlıyor. Kendi üniversite bursiyerleri arasından psikolojik destek almak isteyenleri, bire bir iletişim kurarak ve yine kendi onay süreçlerinden geçirerek programa dahil ediyorlar. Biz program özelinde oluşturduğumuz hizmet kodlarını Ahbap’a teslim ediyoruz, onlar da öğrencilere iletiyor. Programa dahil olan öğrenciler, bu kodları kullanarak, ayda 4 kere psikolog seansını HiDoctor web sitesi veya mobil uygulaması üzerinden kendi takvimlerine göre organize edip, diledikleri yerden gerçekleştirebiliyor. Burada mahremiyet esası var, biz kesinlikle kişisel bilgilerini almıyoruz. Tek görebildiğimiz bu servisi kaç kişinin kullandığı oluyor.

Peki psikolojik destek veren uzmanlarınızı platforma dahil ederken nelere dikkat ediyorsunuz?
-Yolun en başında, “Bu hizmeti nasıl dizayn etmeliyiz, seansları kimler, nasıl vermeli?” diye sorduk tabii kendimize. Ve bunu, akademik kurumlarla çalışarak belirlemeye karar verdik. HiDoctor Danışman Heyeti de böyle ortaya çıktı. Yetkinlik, uzmanlık alanları, geçerli sertifikasyonlar gibi hizmetin niteliğini artıracak unsurları, bu akademik isim ve derneklerle belirliyoruz. YÖK onaylı diplomalarını da mutlaka kontrol ediyoruz.

HER İKİ GENÇ ÇALIŞANDAN BİRİNİN PSİKOLOJİK SAĞLAMLIĞI DÜŞÜK!

“Akıl Sağlığını Destekleyici Kurumsal Uygulamalar, Türkiye Farkındalık Seviyesi ve İhtiyaçlar” adını taşıyan, iş hayatını konu alan bir araştırma gerçekleştirdiniz… Bu araştırmanın en çarpıcı sonucu ne?
-İki çarpıcı sonuç çıktı. Birincisi, her iki çalışandan birinin psikolojik sağlamlığının düşük olması. Bu çok sarstı bizi! Bu arada, bugüne kadar psikolojik destek almadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 88! Çok geniş bir kitle, ihtiyacı olduğu halde psikolojik destekten yoksun olarak iş hayatında var olmaya çalışıyor. İkinci çarpıcı sonuç ise mutluluk bilincinin şaşırtıcı seviyede düşük olması. Çalışmaya katılanların yaşamda mutlu hissetme net skoru 58 iken, bu kişilere mutluluk ölçeği uygulandığında, çıkan net skoru 13.6! Hissedilen mutluluk ile ölçümlenen mutluluk arasındaki skor farkı 44.4. Bunu ciddi anlamda sorgulamak lazım! Çünkü insanlar mutlu olup, olmadığının farkında değil maalesef…

GENÇLER, İŞ HAYATINI BİZDEN ÇOK DAHA FARKLI YORUMLUYOR… İŞ-YAŞAM DENGESİ KONUSUNA DAHA FAZLA DUYARLILAR

En yüksek istifa da Z kuşağında… Neden?
-Çünkü en mutsuz gruplardan biri Z kuşağı. Neredeyse yarısı kendini çoğu zaman stres altında hissediyor. Yani ortada duygusal dayanıklılık anlamında, negatif bir tablo var. Bir yandan da bu gençler, iş hayatını bizden çok daha farklı yorumluyorlar. İş-yaşam dengesi konusuna daha fazla duyarlılar. Ruh sağlığına dair farkındalıkları da daha yüksek ve bu konuda destek veren şirketlerde çalışmayı tercih ediyor, iş yeri seçerken bu kriteri göz önünde bulunduruyorlar. Yine aynı araştırmada görüyoruz ki; gençler yöneticileriyle özel bir sorun paylaştıklarında, profesyonel psikolojik desteğe yönlendirme değil, sohbet etmek ve yol gösterici tavsiyeler vermek gibi geleneksel yöntemlerle karşılaştıklarını ifade ediyorlar.
Aslında yöneticisinden bir şey talep ettiğinde, akıl almak istemiyorlar, zaten akıl almak onların işine de yaramıyor. Çünkü aradaki bakış açısı farkı her zamankinden daha keskin. Onlar anlaşılmak ve somut çözümlere yönlendirilmek istiyorlar. Açıkçası Z kuşağının, iş hayatına gümbür gümbür geldiğini düşününce, bu durumun önüne geçilmezse katlanarak artıp, iş hayatının en büyük problemi haline geleceği ön görülmeli.

Biz Z kuşağını yeterince tanımıyor muyuz?
-Tanımıyoruz ve empati kuramıyoruz. Onlardan kendimiz gibi olmalarını bekliyoruz. Bu, bizi de yoran, boşuna bir bekleyiş. Aslında tarih boyunca, tüm nesiller çok çatışmış. Fakat dünyayla bağlantının artık çok kolay olması, bu çatışma durumunu muhtemelen daha da keskinleştiriyor.

Yorum Bırak