Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın fikir önderi Ali Haydar Bozkurt

Hepinize iyi pazarlaaar!!! Nisan ayı yaklaşıyoooo!!! Eli kulağındaa Nisan ne demek??? #NisandaAdanada demek. Memleketimde her sene büyük coşkuyla kutlanan Adana Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı demekk!!! Karnaval, bu sene 13-21 Nisan arasında kutlanacak!!!  AdanalılarAdana’yı sevenler… Adanalıları sevenler… Akdenizliler… Portakal çiçeğini sevenler… Kebap sevenler… Nisan’da baştan çıkanlar… Hadiyin hazırlanın!!! Gidiyoruzzz… Hepiniz davetlisiniz! Bu sene 12.’si kutlanacakkk. Özledik yahuu!!! Bu Nisan’da, hepimiz yine bir arada olacağız, sokaklarda, el ele, kol kola… Mis gibi bir havada. Adana’da, portakal çiçeği kokuları arasında karnavalı kutlayacağızzz. Bu memlekette sürekli gerginlik yaşıyoruz. Gerginlik yaşamadığımız nadir etkinliklerden biri. Bu kadar gerginlikten sonra hepimize iyi gelir!!! Ama sadece o hafta gelmeniz de gerekmiyor, tüm Nisan ayında, Adanalılar sizi kucaklamaya hazırlanıyooo.. Ben her sene bu zamanlar, bir Ali Haydar Bozkurt röportajı yaparım.12 senedir bu böyle. Bir gelenek. Bir Adanalı olarak, bu güzelim karnavala destek olmak boynumun borcu. Bir de, doğuşuna tanıklık ettimm. Emekliyordu ordaydım, yürüyordu ordaydım, şimdi artık koşuyooor, yine orda  olacağım. Eminim ileride uçacak da bu karnaval!!!! Ali Haydar Bozkurt, bu karnavalın fikir babası.Onun hayaliydi hoşgörü ve neşe içinde kutlanan bi karnavalda, herkesin bir olması, birlik olması… Oldu da…12 yıldır ekibiyle birlikte, her şeyiyle bizzat ilgileniyor.Kutluyorum..yine bize harika bi karnaval programı hazırlıyorlar.  Huzurlarınızdaa Ali Haydar Bozkurt…

GELİYOOO… GELİYOOO… 13-21 NİSAN ARASI YİNE MUHTEŞEM BİR KARNAVAL BİZİ BEKLİYOR KESİNLİKLE KAÇMAZ! BU KARNAVAL HOŞGÖRÜNÜN ÖNDE TUTULDUĞU KİMSENİN KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEDİĞİ SİYASETSİZ BİR KARNAVAL 

BİZ ADANALILAR, ADANA’YI SOKAKTA YAŞAMAYI SEVERİZ SİZİ DE NİSAN’DA ADANA’ BEKLİYORUZ!!!

Yaşasın! Nisan yaklaşıyooor. Yine yılın o şahane zamanları geliyor! Adana Portakal Çiçeği Karnavalı bu yıl, 13-21 Nisan arası gerçekleşecek. Herkes planını, programını yapsın, biletlerini alsın. Karnavalın fikir babası olarak her sene seninle röportaj yapmak benim için bir gelenek. Ve başlıyorum sormayaaaa: Karnavala olan bu derin bağının ve tutkunun kaynağı nedir? Sadece Adanalı olman mı?

Benim bağlılığım karnavaldan çok, Adana’ya! Özellikle de Nisan ayında Adana’da olmaya! Çocukluğumda ve tüm gençliğimde, her sene Nisan ayının gelmesini iple çekerdim. Şehrin sokaklarının portakal, turunç koktuğu o büyülü mevsime hep bayılmışımdır. Ben tam bir sokak çocuğuydum. Hala da öyleyim. Bizim için Nisan demek, kalın kıyafetlerden kurtulup, kendimizi sokaklara atacağımız mevsimin gelmesi demek. Biz Adanalılar, Adana’yı sokakta yaşamayı severiz. Masalar bahçelere atılır, restoranların bahçeleri açılır. Okuldan gelirsin, duşunu alır, kotunu ve beyaz Converse’lerini giyip Gazipaşa’ya çıkarsın… Tüm Adana oradadır! Müthiştir. Bu büyülü koku, yaşam enerjisiyle doldurur içini, ruhunu yıkar, tertemiz yapar. Dikkatli olmak lazım, sokakta gördüğün ilk kişiye aşık edebilir hatta seni… :))

ACELE EDİN ERKENDEN UÇAK VE OTEL REZERVASYONLARINI YAPTIRIN!

Bu yıl 12.’si kutlanacak. Karnavalı bugünlere getirirken karşılaştığın en büyük zorluklar neydi?

Zorluk yok aslında, o kadar tutkuyla yaptığımız bir şey ki… Sadece ilk sene henüz ortada olmayan bir hayali anlattım. Pek çok kişiye, kuruma. O biraz yorucuydu. Ama sanırım ben anlatırken, benim heyecanım onlara da geçti. İlk sene, 2-3 ay gibi kısa bir süre içerisinde Nisan ayına kadar hazırlıkları tamamlayıp, ilk karnavalı hayata geçirmeyi başardık. Genel olarak en büyük mesele, “Herkesi memnun etmek.” Çünkü herkesin kafasında “farklı” bir karnaval var. Kimi şehir merkezinde olsun istiyor kimi de şehrin daha dışında. Her fikre saygı duyuyor ve makul dengede bir program hazırlamaya çalışıyoruz. Ve her seferinde çok güzel bir şeye imza atıyoruz. Bu gelen memnun kalıyor. Bu sene de inşallah öyle olacak. Erkenden uçak ve otel rezervasyonlarınızı yaptırın!

SAĞOLSUN ADANALILAR DA BU KARNAVALA SAHİP ÇIKTI 2. SENE KORTEJDE 120 BİN KİŞİ YÜRÜDÜK!!!

Bir Adanalı olarak ben de defalarca geldim, tabii ki bu sene de geleceğim. O hoşgörü ortamına, sokakların cıvıl cıvıl olmasına, o özgürlük duygusuna, o enerjiye, çeşitliliğe, renge, kostümlere, sokaklarda yediğimiz lezzetlere, gülen yüzlere, insanların birbiriyle kurduğu muhabbete bayılıyorum. Kortej desen o da başka bir şahanelik… Bir Adana halkı çok sıcak, herkesi evinde hissettiriyor…

Haklısın. Beni en çok mutlu eden şey, ne zaman Adana’ya gitsem, yolda karşılaştığım, hiç tanımadığım insanların bile bana “Hoşgeldin!” demesi. Her seferinde bunu yaşatıyorlar bana, beni ”eve gelmiş” gibi hissettiriyorlar. Herkese hissettiriyorlar. Korteje gelince, benim için de büyük heyecan. İlk sene, karnaval için hazırlık süremiz yeterli değildi ve herkesi belirlediğimiz tarihte meydanda toplanmaya ve kortej yürüyüşü yapmaya davet etmiştik. Kaç kişi geleceğini bilmiyorduk. O gün arabada toplanma alanına giderken yüreğim ağzımdaydı: “Ya kimse gelmezse?” Köşeyi döndüğümde, meydanın binlerce insanla doldu olduğunu gördüğümde, gözlerim doldu… Gençliğimde yürümeye doyamadığım o caddelerde, yüzbinlerce kişiyle beraber yürümek, bir çocukluk hayalimin gerçeğe dönüşmesi, balkonlardan sevgiyle el sallayan gülümseyen insanların selamları, yerli yabancı basın tarafından bu muhteşem görüntünün dünyaya yayıldığını görmek… Daha ne ister insan?! O anı unutabilmem mümkün değil! Adanalı, bu fikre sahip çıkmıştı. Zaten ikinci sene, kortejde 120 bin kişi yürüdük.

BİRLİKTE EĞLENEBİLDİĞİMİZ KADAR MEDENİYİZ ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI BİZE BUNU YENİDEN HATIRLATTI

Karnavalın, Adana’nın kültürel mirasını ve topluluk duygusunu nasıl pekiştirdiğini ve dönüştürdüğünü düşünüyorsun?

Karnaval boyunca, hoşgörünün önde tutulmasını, kimsenin kimseyi ötekileştirmemesini, siyasetsiz bir karnaval gerçekleştirilmesi gibi mesajları her sene ön planda tutuyoruz. Adana halkı da bu mesajı çok güzel bir yerden anladı. Tüm kurumlar buna destek veriyor. Karnavalda sokakta gülümseyen insanlar gördüğümüzde, bunu başarmış olduğumuzu görmek bütün yorgunluğumuzu alıyor. Aslında hoşgörü ve birlikte eğlenme kültürü, bizim hamurumuzda var, hele de Adanalının hamurunda… Ama biz, yıllar içinde bunları biraz unutmaya başlamıştık. Karnaval ruhu, bunu bizlere hatırlattı, diyebilirim. Yeniden aynı şarkıya, birlikte tempo tutmayı hatırladık. “Birlikte eğlenebildiğimiz kadar medeniyiz” diyorum. Bunu bize yeniden hatırlattı bu karnaval!

KARNAVALA GELEN MİSAFİRLERİMİZİN SADECE ADANA’YI DEĞİL, BÖLGEMİZDEKİ KAPADOKYA, TARSUS, MERSİN, HATAY, GAZİANTEP, ŞANLIURFA, MARDİN, NEMRUT DAĞI GİBİ DEĞERLERİ DE ADANA’YA GELMİŞKEN ZİYARET ETMELERİNİ SAĞLAMALIYIZ

Peki karnavalın geleceği hakkında nasıl hayaller kuruyorsun? Önümüzdeki yıllarda karnavalı nasıl bir noktaya taşımak istiyorsunuz?

Öncelikle yurtdışı tanıtımlarını daha artırmamız gerekiyor. Ve sadece Adana’yı değil, bölgemizdeki Kapadokya, Tarsus, Mersin, Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Nemrut Dağı gibi tüm değerleri de Adana’ya gelmişken ziyaret etmelerini sağlamalıyız. En büyük hayalim, bunu başarmak aslında. Zaten tanıtım sitemizde İngilizce olarak da bu bölgelerin hepsini anlatıyoruz.

Her yıl, karnavalı daha da ilgi çekici kılmak için nasıl yaratıcı fikirler ve yenilikler üretiyorsunuz?

Karnavalın temel kurgusu, sanat, spor, bilim alanlarında bir platform yaratmak üzerine tasarlandı. “Karnaval ruhuna” uygun tüm etkinliklere açık bir organizasyonuz. O yüzden, Türkiye’nin ve hatta dünyanın birçok yerinden inanılmaz yaratıcı fikirler geliyor. Biz de yüzlerce etkinliği hiç zorlanmadan etkinlik takvimimize ekliyoruz.

nisandaadanada.com SAYFASINDAN TÜM ETKİNLİK PROGRAMINA ULAŞABİLECEKLER

Karnavala ilk kez katılacak birine vereceğin bir tavsiye var mı?

Bizim nisandaadanada.com  sayfamızda hem etkinlik programına ulaşabilecekler hem de Adana’da gezilecek, yemek yenilecek yerlerle ilgili tavsiyelere ulaşabilecekler. Ama en önemli tavsiyem, erkenden uçak ve otel rezervasyonlarını yaptırsınlar. Adana otellerinde yer bulamayanlar, Tarsus, Mersin, Osmaniye, İskenderun, Gaziantep gibi çevre illerdeki otellerde de konaklayabilirler.

BU KADAR KISA SÜREDE, BU KADAR GENİŞ BİR ULUSLARARASI BİLİNİRLİĞE ULAŞILMASI BÜYÜK BAŞARI YAKLAŞIK 13 FARKLI ÜLKENİN BÜYÜKELÇİLİKLERİ KATILIM GÖSTERECEKLERİNİ BİLDİRDİLER

Karnavalın bu büyüleyici atmosferinde kendini nasıl hissediyorsun?

Her seferinde sokaklarda insanların coşkuyla eğlendiğini gördükçe, “Bunlar gerçekten oldu mu sahiden, bunu biz mi yaptık?” diye soruyorum kendime. Tabii ki ben tek başıma değilim, kocaman bir ekibiz. Tek tek emeği geçen herkese teşekkür ederim. En önemlisi karnavala bu kadar sahip çıkar Adanalılara teşekkür ederim.

Bir defasında Polonya’dan gelen karavancılarla tanışmıştım. Çok şaşırmıştım. Taa ordan kalkıp gelmişler. Motorcular, klasik otomobilciler… Yok yok… Dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılar karnavala nasıl bir renk katıyor?

Gerçekten de dünyanın her tarafından insanlar geliyor… Kanada, Brezilya, Kore, Japonya… Bu kadar kısa sürede bu kadar geniş bir uluslararası bilinirliğe ulaşmamız müthiş! Bu sene yaklaşık 13 farklı ülkenin büyükelçilikleri de katılım göstereceklerini bildirdiler.

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVAL’NIN FİKİR ÖNDERİ ALİ HAYDAR BOZKURT KARNAVAL’DA BİRBİRLERİNE RAKİP SİYASİ PARTİLER, FUTBOL TAKIMLARI BİLE REKABETE ARA VERİYOR BU ATMOSFER DE HEPİMİZE, “İŞTE BUNU ÖZLEMİŞİZ! ” DEDİRTİYOR

İLLE DE KARNAVALI BEKLEMEMEK LAZIM PORTAKALLAR ÇİÇEK AÇTIĞINDA, ÇIKIP GELİN ADANA’YA!!!

Sloganınız Nisan’da Adana’da. Yani siz sadece karnaval haftası değil, tüm Nisan Adana’ya gelin diyorsunuz di mi?

Elbette! “Nisan’da Adana harikadır, gelsenize” diyoruz. İlle de karnavalı beklememek lazım. Portakallar çiçek açtığında çıkıp gelsinler. Karnavalın yoğun kalabalığından ziyade sakin Nisan günlerini yaşamak isteyenler, karnaval dışı günlerde de gelebilirler Adana’ya. Kebabımız, şalgamımız, bici bicimiz… Adana halkının sıcak misafirperverliği her zaman kendilerini bekliyor olacak.

ÇOCUKLUĞUMUZDAKİ BAYRAMLARIN O POZİTİF ENERJİSİ

Karnavala katılan bir sürü insan, “Ya Adana’yı hiç böyle hayal etmiyorduk. Bir Ege şehri gibiymiş burası!’ dedi. Sence bunu demelerinin ardında yatan asıl sebep ne?

Maalesef Adana’nın, geçmişten gelen, hak etmediği abartılmış bir imajı vardı. Karnaval sebebiyle Adana’ya gelenlerin, olumlu yorumlarıyla bu imajı kırmaya başladığımızı görmek beni çok mutlu ediyor. Adana’yı yeniden marka şehir yapmayı da başardık sanki. Şirketler, toplantılarını Adana’da yapmaya başladı. Bireysel gezi programlarında, “Adana’ya gitmek” diye bir konsept gelişti. Tüm bunlarda karnavalın da etkisi muhakkak ki vardır.

Karnaval sayesinde sokakların bu denli canlanması, Adana’nın sosyal ve kültürel dokusunu nasıl etkiliyor?

Her şeyden önce, halkın moralini yükselttiğini görüyoruz. Herkes, birbirine “İyi karnavallar” diyor. Çoluk çocuk, aileler yaratıcı kostümlerle, kafalarında taçlarla caddelerde yürüyor. Çocukluğumuzdaki bayramların o pozitif enerjisi, küslerin barıştığı hoşgörü ortamı yeniden canlandırıyor. Birbirlerine rakip siyasi partiler, futbol takımları bile karnavalda bu rekabete ara veriyor. Bu atmosfer de hepimize, “İşte biz bunu özlemişiz!” dedirtiyor.

YAŞLI ÇİÇEKÇİ BİR  TEYZE, “ ALLAH SENDEN RAZI OLSUN, 1 AYDA SATAMAYACAĞIM KADAR ÇİÇEK SATTIM” DEMİŞTİ YİNE BİR KEBAPÇI, 3 GÜNDE 50 BİN KEBAP SATTIĞINDAN BAHSETMİŞTİ!

Karnavalın şehrin ekonomisine olan katkısını nasıl değerlendiriyorsun? Bu etkiyi nasıl daha da büyütebiliriz?

Aslında bu etkiyi büyütmek, biraz da esnafın ve yerel kurumların elinde. Sadece karnaval zamanında değil, portakal çiçekleri açtığı dönemdeki 3 hafta boyunca dükkanlarını süslesinler, sokak müzisyenleri yerlerini alsın, şehirde bir bahar şenliği havası estirsinler. Karnaval tarihlerini beklemesinler sadece. Bizim şenliğimiz, karnavalla sınırlı değil. Portakal çiçeklerinin açtığı 3 hafta boyunca herkesi davet edelim, inanın herkes gelir. Yeter ki şehirde o renkliliği yaratalım. Karnaval döneminde mağazalar, gece yarılarına kadar açık oluyor. Restoranlar, oteller dolu. Taksiler devamlı müşteri alıyor. Kısaca tüm şehir, o birkaç gün içinde, belki de 2-3 ayda gerçekleşecek olan bir ekonomik hareketlilik yaşıyor. Yolda yürürken bileğimi tutan bir çiçekçi yaşlı teyze “Allah senden razı olsun, 1 ayda satamayacağım kadar çiçek sattım!” demişti. Yine bir kebapçı, 3 günde 50 bin kebap sattığından bahsetmişti.

HAYALİM FARKLI TÜRLERDEN NARENCİYE AĞAÇLARIYLA DOLU MİS GİBİ KOKAN BİR AÇIK HAVA MÜZESİ OLUŞTURMAK!!! İÇİNDE BİZİM SANATÇILARIMIZIN, BİZİM KÜLTÜRÜMÜZÜN SERGİLENDİĞİ BİR AÇIK HAVA MÜZE PARKI YAPMAK

Karnavalın sunduğu hoşgörü ve birlik ortamını daha geniş bir çerçevede, Türkiye’ye nasıl yayabiliriz?

Türkiye genelinde sanırım yüzlerce festival gerçekleştiriliyor. Biz karnaval komitesi olarak bizlerden fikir almak isteyen herkese yardımcı olup, nasıl yaptığımızı anlatıyoruz. Ülkemizin her köşesi ayrı bir güzel. Daha çok anlatmak lazım. Biz destek vermeye devam ediyoruz.

Karnavalı ve Adana’yı ilgilendiren en büyük hayalin nedir?

Galleria civarında 10 dönüm bir arazi içerisinde, farklı türlerden narenciye ağaçlarıyla dolu bir açık hava müzesi yapmak. Böylece o ağaçların yoğun çiçek kokularını gelenlere yaşatırken, müze içerisinde Adana’nın değerlerini sergileyerek bir Adana Müzesi oluşturmak. İçinde bizim sanatçılarımız, bizim yemeklerimiz, bizim kültürümüzün sergilendiği bir açık hava müze parkı yapmak. Hiç de zor değil. Belediye bir yer verse, Adanalı narenciye üreticileriyle birlikte birkaç ayda yaparız bunu. Bunu yaparsak, girişine de geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz sevgili Arif Ağabey’in -Arif Keskiner, ya da herkesin bildiği ismiyle Çiçek Arif- karnavalın ilk yıllarında yazmış olduğu o muhteşem yazıyı astırma hayalim var.

 

BİR ADANALI, DÜRÜMÜN DİBİNİ PAYLAŞAMAZ!!!

Adana tabii ki sadece kebaptan ibaret değil… Ama kebabın da, en kralı orada yenir! Senin de kebabının geldiği oluyor mu? Ve Adana’da kebap yiyip, sakinleştiğin…

Hahahaha elbette! Ben kebabı dürüm olarak severim. Özellikle de dürümün “dibi” en lezzetli yeridir. İnsan kimseyle paylaşmak istemez. Dibine geldiğin ve yediğin an, müthiş bir mutluluk anıdır. Hazzın en üst noktasıdır! Aylarca Adana’ya gidemediğim bir dönemden sonra, bir Adanalı arkadaşımla şehre geldik ve iner inmez dürümcüye gittik. Arkadaşımın nişanlısı, “Aç değilim” dedi. Biz dürümlerimizi sipariş ettik. Birazdan geldi, hasretle yemeye başladık. Ne büyük bir keyif, mutluluk anlatamam… İkimiz de dünyadan koptuk, kebabın haz denizine daldık, gittikçe de dürümün sonuna yaklaşıyoruz. Aylarca da bunu konuşmuşuz, yani dürümün sonunu yemenin keyfini… Tam o sırada arkadaşımın nişanlısı arkadaşıma dönüp, “Ya şu sonunu da ben yiyeyim bari!” demesin mi” demez mi?! Desin:))))) Arkadaşımın gözlerindeki o bakışı hiç unutmuyorum, nişanı atacak diye çok korktum… Hahahaha olmadı tabii öyle bir şey! “Aşkım, biz senin de isteyeceğini tahmin ettik, sana da mini bir dürüm sipariş ettik. Benimkini değil, kendininkini ye…” dedi de, olay tatlıya bağlandı.

 

 

Bu sene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un önerisiyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kültür Yolu Festivali kapsamına da alındı Karnaval. Böylece yıllardır Adana Valiliği, Büyükşehir ve ilçe belediyelerin desteklerine ilaveten Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çok önemli katkısıyla gerçekleştirmiş olacak.

Yorum Bırak