AVRUPA ŞAMPİYONU SEDA KAÇAN

Bir kadın düşünün, erkek uğraşı olarak algılanan otomobil yarışında, pistlerde rüzgar gibi essin. Hatta, turnuvanın bitimine daha bir yarış kalmışken, Avrupa Şampiyonu olmayı garantilemiş olsun!!!
Seda Kaçan, TCR Avrupa Dayanıklılık serisinde, DSG klasmanında, diğer tüm erkek rakiplerini geçerek, partneriyle birlikte Avrupa Şampiyonu oldu!!! Bu bir ilk…. Hem tek kadın ve ilk kadın şampiyon.
Bayılıyorum böyle kadınlara!!! Kafalarına bir şey koyuyorlar ve sonuna kadar mücadele ediyorlar. Ve asla yılmıyorlar.
Dahası Seda, Avrupa Şampiyonu olacak kadar usta bir pilot olmanın yanında, eş zamanlı olarak PepsiCo gibi dünya devi bir şirkette Doritos markasının kıdemli marka müdürlüğünü sürdürüyor.
Bu genç kadını özellikle tanımak istedim. Size de tanıtmak istiyorum. Otomobil aşkıyla başlamış ve başarıya ulaşmış bu güzel hikayeyi seveceksinizzzz. @pepsicoturkiye @doritosturkiye #işbirliği

OTOMOBİL SPORLARINDA BU ÜNVANA SAHİP, İLK TÜRK KADIN SPORCU OLMAK VE TARİHİ BİR İLKE İMZA ATMAK, TABİİ Kİ ÇOK GURUR VERİCİ

Sedaaaa, seni tebrik ediyorum! TCR Avrupa Dayanıklılık Şampiyonası’nda, daha yarışlar tamamlanmadan, yarış partnerinle Avrupa Şampiyonu olmayı garantilediniz. Neler hissediyorsun?

Hislerimi tarif etmem zor. Çünkü arkasında o kadar fazla emek, kan, ter, göz yaşı, iniş ve çıkış var ki… Uğruna savaştığım her şeyin ve takımımın bana inanmasının en net karşılığı bu şampiyonluk. 17 erkekle birlikte yarışıyorum. Genel klasmanda 3., kendi kategorimde de şampiyon konumdayım. TCR Avrupa Dayanıklılık Serisinde, DSG klasmanımda, Şampiyon olarak “Avrupa Şampiyonu” ünvanına hak kazanmış oldum. Otomobil sporlarında, bu ünvana sahip, ilk Türk kadın sporcu olmak ve tarihi bir ilke imza atmak tabii ki çok gurur verici. Ama şampiyonada, yarışan 18 sporcu arasındaki tek kadın pilot olmamayı da isterdim!

TCR NEDİR? DAYANIKLILIK ŞAMPİYONASI NEDİR?

Motor sporlarında pek çok dal var ve benim kafam karışıyor. Hadi bizi aydınlat: TCR nedir? Dayanıklılık Şampiyonası nedir?

Motor sporları; içerisinde motosiklet yarışları, otomobil yarışları gibi birçok farklı branşı içeren ortak çatı. Bizler, otomobil sporu yapıyoruz. Bunu da yine en sade şekliyle, pist yarışları, ralli yarışları ve off-road yarışları olarak üçe ayırabiliriz. Bizim yarıştığımız TCR (Touring Car Racing) yani binek otomobil yarışları ise, Formula 1 gibi bir pist yarışı. Dünyada, en çok şampiyonanın, markanın ve katılımın olduğu yarışlar. Dayanıklılık yarışları ise, genelde 1 saatten fazla süren, en az iki pilot ile yarışılan ve en az bir pit stop ile lastik, pilot değişimi gibi gerekliliklerin yerine getirildiği ve hız kadar sporcuların ve otomobillerin dayanıklılığını da sınayan bir yarış formatı.

BARBİE’LER DEĞİL, ARABALARLA OYNAYAN BİR ÇOCUKTUM

Daha çok erkek egemen bir spor mu?
Sayı olarak baktığınızda, evet. Ama elde ettiğimiz başarı gösteriyor ki, nicelik değil, cinsiyet değil, nitelik önemli. Ki benim zaten kanıtlamak ve değiştirmek istediğim kavram da bu…

Sen hep böyle çalışkan, dayanıklı, istikrarlı ve tutturuk biri miydin?

Oğlak burcuyum ben. Çalışkan ve disiplinliyim. Annem öğretmen, babam asker. Çok idealist ebeveynler tarafından büyütüldüm. Hayattaki en büyük önceliğim de, ailem dahil hiç kimseye bağlı olmadan kendi ayaklarımın üstünde durarak, kendi hayallerimi gerçekleştirmekti. Bunu da disiplinli ve çalışkan biri olmasaydım yapamazdım.

İLKOKULDA, OYUN SATAN BİR DÜKKANA GİDİP “BANA ARABA YARIŞI OYUNU VERİR MİSİNİZ?” DEDİM

Motor sporlarına ilgin ne zaman başladı peki? Otomobilleri hep sever miydin mesela…

Küçüklüğümden beri aşıktım. Barbie’lerle değil, arabalarla oynayan bir çocuktum. İlkokulda, eve bilgisayar alındığında, oyun satan dükkana gidip, “Bana araba yarışı oyunu verir misiniz?” dediğimi hatırlıyorum. İlk oynadığım oyun, ‘Need for Speed’ idi. Ama “Neden?” diye soracak olursanız, hiçbir fikrim yok. Seviyordum. Ama bunun bir spor olduğunu öğrenmem ise daha geç yaşlarda oldu.

BENİM TUTKUM, TAMAMEN “İÇTEN YANMALI” KIRKLARELİ GİBİ KÜÇÜK BİR İLDE DOĞDUM. ANNEM ÖĞRETMEN, BABAM ASKER. NE AİLEMDE DE NE DE ÇEVREMDE DE BU SPORLA İLGİLENEN BİRİ VARDI…

Peki kendini direksiyon başında hatırladığında kaç yaşındasın?
13 yaşlarında. İlk direksiyona geçtiğimde ise, şu anda da hissettiğim şeyi hissettim: Hep ait olduğum bir evdeymişim gibi…

Baban mıydı otomobillere meraklı olan?

Yok hayır. Benim tutkum, tamamen ‘içten yanmalı’. Çünkü Kırklareli gibi küçük bir ilde doğmuş ve büyümüş biri olarak ne çevremde ne ailemde bu sporla ilgilenen, hatta bunun Türkiye’de de yapılabilir olduğunu bilen biri bile yoktu. Sanırım bunu bende tutku yapan şey de bu. Tamamen kendime ait sevgi.

Senin eve gelen misafirlerin bile arabalarını yürüttüğün doğru mu?

Hikayemdeki örnek olmasını istediğim bir kısım değil ama evet doğru:)) Bacak boyum pedala basmaya yetiştiğinden beri, araba anahtarı gördüm mü içimde bir şeyler kıpır kıpır oluyor, merak ediyor ve dayanamayıp kaçırma teşebbüsünde bulunuyordum. Doğal olarak, bu girişimlerim pek hoş karşılanmıyordu. Tam da bu yüzden, başlarına daha büyük bir bela olmamam için, bana trafiğe kapalı bir alanda araba kullanmayı öğretmek zorunda kaldılar. Azmin zaferi diyebiliriz…

ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜNDEN “ ONUR ÖĞRENCİSİ” OLARAK MEZUN OLDUM

Lise yıllarında, Formula 1 izlemeye başlayıp, kendini o kaskın içindeki pilotlardan biri olarak hayal ediyormuşsun…
Evet:))

Ama bir yandan da, eğitim hayatı hep ciddiye almışsın. Çok da parlak bir eğitim hayatın olmuş…

Doğru. Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü kazandım ve yüksek ortalama ile “onur öğrencisi” olarak mezun oldum. Okurken aynı zamanda 3. sınıftan itibaren kurumsal şirketlerde staj yaparak, kurumsal kariyerimin de en önemli tohumlarını atmaya başladım. Üniversitenin ilk yıllarından itibaren aslında isteğim netti: Çok iyi bir pazarlamacı olmak. O yüzden kurumsal kariyerimin, staj aşamasından itibaren hep pazarlama departmanında çalıştım. Şu anda da kıdemli marka müdürü olarak çalışıyorum.

ÜNLÜ BİR YARIŞ PİLOTUNUN SÖZÜYLE DUVARA TOSLADIM: ”BABAN BENİM BABAMDAN DAHA ZENGİN DEĞİLSE, YARIŞ PİLOTU OLAMMAZSIN GÜZELİM!”

Üniversitedeyken, yarış pilotu olabilmek için, ünlü bir yarış pilotuna gitmişsin, ondan tavsiye almak için… İsmini vermen gerekmiyor… O hikayeyi bizimle paylaşır mısın?
Kendisi, idol alarak aldığım bir yarış pilotuydu. Bir söyleşisi olduğunu görüp, dinlemeye gitmiştim. Söyleşi çıkışı, kalabalık da olsa yanına gitmeyi başardım ve onun gibi bir yarış pilotu olmak istediğimi söyleyerek nasıl olabileceğimi sordum. Bana baktı ve, ‘Baban benim babamdan daha zengin değilse, olamazsın güzelim!’ diyerek uzaklaştı.

Senin üzerinde nasıl bir etkisi oldu bu yorumun?
Berbat hissettim tabii. Balon gibi söndüm. İstanbul’da henüz 2. senemdi, 20 yaşındaydım. Köyden indim şehre durumları yani. Kırklareli’nden gelmiş, yarışçı olmayı hayal bir kız. Kendisi de, bu alanda ulaşabildiğim tek kişiydi, onu bilir kişi kabul etmiştim. Ulaşılamayacak bir hayal kurduğumu düşünerek, yarışçı olma hayalimi halı altına süpürdüm!

7 SENE SONRA FARK ETTİM Kİ, TUTKUMUN PEŞİNDEN SADECE BİRİ, “YAPAMAZSIN!” DEDİĞİ İÇİN VAZGEÇMEMELİYDİM! BUNU HEM KENDİM HEM DE BBENDEN SONRAKİLER İÇİN DEĞİŞTİRMEK İSTEDİM

Peki sonra?

Halı altına süpürdüğüm şey, hayatımın en büyük tutkusu olduğu için, 27 yaşında tekrar hortladı! Biraz daha büyümüştüm. Hayat amacımı, dünyada neleri değiştirmek istediğimi daha iyi tartabiliyordum. Ve fark ettim ki, tutkumun peşinden sadece biri, ‘Yapamazsın!’ dediği için vazgeçmemeliydim! Bunu hem kendim hem de benden sonrakiler için değiştirmek istedim. Ve Türkiye’de bu sporun en tecrübeli isimlerinden biri olan İbrahim Okyay ile tanışmak için Kars’ta, donmuş Çıldır Gölü üzerinde performans sürüş eğitimi etkinliğine katıldım. Benim maceram işte böyle başladı…

YILLIK BONUSUMLA KARTİNG EĞİTİMİ ALDIM SONRA DA KREDİ ÇEKEREK KARTİNG ARACI SATIN ALDIM

Gerçekten işten kazandığın bonus’unla bu spora girdiğin, hatta kredi çektiğin doğru mu?

Evet doğru! Çünkü oturduğun yerden, sadece istemekle ulaşılmıyor hayallere. Motor sporlarının ilk okulu olan kartingden başlamam gerektiğini öğrendim İbrahim Bey’den ve karting eğitimi için o zaman çalıştığım şirketten aldığım yıllık bonusumu buna yatırdım. Yapabildiğimi gördükçe, yarışmak için destek bulmaya çalıştım ama bulamadım. Ben de kredi çekerek kendime karting aracı satın aldım ve hayatımdaki her şeyden kısarak, 2021 yılında Türkiye Karting Şampiyonası’nda full sezon yarıştım. Sonra gerisi geldi. Kolay mı oldu? Hayır. Ama hep mücadeleye devam ettim!

HEM KURUMSAL HAYATTA ÇALIŞIYOR HEM DE PİSTLERDE YARIŞIYOR

PepsiCo’da yöneticisin, Doritos’tan sorumlu kıdemli marka müdürü olarak çalışıyorsun. Pazarlamacılık ve motor sporları birbiriyle çelişmiyor mu?

Hayır, tam tersine birbirini besliyor. İkisinde de çok hızlı olmak, pisti/tüketiciyi iyi anlamak, yaptığın araştırmalara göre doğru stratejiyi belirlemek ve stresli anları doğru yönetmek gerekiyor. Yani çok benzer kaslarımı geliştiriyorum.

Peki çalıştığın kuruma, ‘’Kusura bakmayın, ben yarışa gidiyorum, uluslararası bir yarışa… Bir süre işte olamayacağım!” demek tuhaf olmuyor mu?

Bu açıdan çok şanslıyım. Çünkü PepsiCo, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığa çok değer veren bir şirket. Bu kapsamda; kadının, toplumda her alanda, eşit şekilde temsiliyetine önem veriyorlar. Bununla de kalmayıp, aynı zamanda, ellerini taşın altına koyarak birçok programla kadınları destekliyorlar. Şirketin bir çalışanı olarak, benim de bu ajandaya çok uyumlu amacım var. Müdürüm başta olmak üzere, tüm çalışma arkadaşlarım benim en büyük destekçilerim. Zaten aksi olsaydı, bu tarihi başarıları gerçekleştiremeyebilirdim.

BAŞARILI OLURSAM, BANA “YAPAMAZSIN!” DİYENLERİN ÖN YARGILARINI KIRABİLECEĞİMİ, BUNUN İÇİN DE DEVAM ETMEM GEREKTİĞİNİ BİLİYORUM

Bravo sana! 350 beygirlik bir otomobille, 2 saat süren bir yarışa hazırlanmak, eş zamanlı olarak global büyük bir markanın pazarlama departmanında yoğun bir şekilde çalışırken çalışırken kolay olmasa gerek?

Bazen zorlandığım, yetişemeyeceğimi, yapamayacağımı düşündüğüm anlar oluyor. Ama o anlarda kendime hep şunu hatırlatıyorum: Çok yorulmadan güzel hiçbir şey olamaz! Ayrıca başarılı olursam, bana “Yapamazsın!” diyenlerin ön yargılarını kırabileceğimi, bunun için de devam etmem gerektiğini biliyorum. Çünkü bu sadece benim ya da takımımın başarısını değil, genç kızlara neler yapabileceklerinin bir göstergesi olacak.

BAŞLARDA EN ÇOK HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN ŞEY, BAŞARMAK İSTEDİKLERİMİ ANLATTIĞIMDA, HEDEFLERİME İNANAN VE BUNU BAŞARABİLMEM İÇİN DESTEKLEYECEK BİRİLERİNİ BULAMAMAK OLDU

Kadın olduğun için zorluklar yaşadın mı? Seni en çok yaralayan ne oldu? Nasıl üstesinden nasıl geldin?

Aslında kadın olduğum için yaşadığım zorluklar değildi beni en çok yaralayan. Çünkü onları bilerek bu işe başladım ve takımımdan çok büyük destek gördüm. Başlarda beni en çok hayal kırıklığına uğratan şey, başarmak istediklerimi anlattığımda, hedeflerime inanan ve bunu başarabilmem için destekleyecek birilerini bulamamak oldu. Umutsuzluğa kapıldım ama hiç vazgeçmedim, pes etmedim. Çünkü başaracağımı biliyordum.

BU KASKIN ÜZERİNDE ERKEK EGEMEN ALLANLARDA İLKLERİ BAŞARMIŞ KADINLARIN RESMİ VAR

Kaskının arkasında, çok özel kadınların resimleri var…

Evet. Bu kask tasarımını, 28-29 Ekim 2023 tarihinde -yani Cumhuriyet’imizin 100. Yılında- çıktığım ilk yurt dışı yarışım için yaptırmıştım. O yarışta, ülkemizi, yurt dışında pistlerde temsil eden ilk kadın sporcu olarak yarışa çıkacaktım. Ve Atatürk’ü ve kurduğu Cumhuriyet’te olmasını hayal ettiği Cumhuriyet kadınlarını anmak istedim. O yüzden de üzerinde, erkek egemen alanlarda ilkleri başarmış kadınların resmi var. İlk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen, ilk kadın jet pilotu Leman Altınçekiç, ilk kadın otomobil yarışçısı Samiye Morkaya gibi… O hafta sonu, yine tek kadın olarak çıktığım yarışları 3. olarak tamamlayıp kürsüye bu kask ile ve üzerinde Atatürk’ün resmi olan Türk bayrağı ile çıkmak, ömür boyu hatırlayacağım en gurur verici andı.

51 KİLOYUM, HER YARIŞTA 3 KİLO KAYBEDİYORUM

Yarış otomobilinin içinde kendini nasıl hissediyorsun?

Tek kelimeyle: Canlı! Yarış otomobilinin içinde yaşadığımı hissediyorum, kendim olduğumu hissediyorum. Gözümün içi parlıyor, yüzüm gülüyor, nabzım artıyor… Ve en önemlisi, sadece tek bir şey düşündüğüm, tek bir şeye odaklandığım yer orası. Onun dışında, her an beynimde, 85 farklı konu dönüyor, ama yarış otomobilinin içinde sadece ve sadece yarışı düşünüyorum. Kendi terapim sanırım.

Her yarışta 3 kilo kaybettiğin doğru mu?

Evet. Motor sporları, düşünülenin aksine çok fazla fiziksel efor gerektiriyor. Kapalı bir araçta, klima olmadan, sıcakta, minimum yarım saat yüksek nabız ile kuvvet antrenmanı yapıyoruz. Hem de üzerimizde kask, içlik, tulum gibi bir sürü koruyucu katman ile. Yarıştan sanki olduğum gibi duşa girmiş kadar terlemiş ve yüzüm pancar gibi kıpkırmızı geliyorum. Normalde 51 kiloyum. O yüzden 3 kilo su kaybı vücudu hem yarışta hem de sonrasında oldukça zorluyor.

İNSAN, NEFES ALMAYI UNUTABİLİR Mİ? YÜKSEK NABIZ ALTINDA, SALİSELERLE KARAR VERMEYE O KADAR ÇOK ODAKLANIYORUM Kİ BEN UNUTUYORUM…

Biraz da kokpitte yaşadıklarını anlatır mısın? O virajlar nasıl aşılıyor? Neler geçiyor o an aklından?

İnsan, nefes almayı unutabilir mi? Yüksek nabız altında saliselerle karar vermeye o kadar çok odaklanıyorum ki ben unutuyorum… İşler yolunda giderken zaten her şey güzel oluyor ama işler kötü gittiğinde mental olarak yüzde 100 performans göstermek çok zor olabiliyor. O anlarda, pistte sadece kendimi değil, ülkemi ve özellikle de tüm kadınları temsil ettiğimi düşünerek yarışa odaklanıyorum.

TAKIMDAKİ HERKES, KENDİ ALANINDA BU KADAR İYİ OLMASAYDI BEN BU TARİHİ İLKLERİ ASLA BAŞARAMAZDIM

Bu iş bir takım işi ve senin ekip arkadaşların var. Kimler onlar?

Ben Texaco Team AMS takım pilotuyum. Evet, bu bir takım işi ve ben Türkiye’deki en profesyonel, 30 yılı aşkın tecrübesi olan bir takımın pilotu olduğum için çok şanslıyım. Takımdaki herkes, kendi alanında bu kadar iyi olmasaydı, ben bu tarihi ilkleri asla başaramazdım. Takım direktörümüz ve aynı zamanda yarış partnerim İbrahim Okyay, telsizimde takım koordinatörümüz Elif Tanca, ki şu anda Türkiye’deki tek kadın takım koordinatörü, mekanik şefimiz Recep Özaltun ve ekibi, yarış mühendisimiz Mario Folchi ve Orhan Dinçer, yarış koçumuz Eric Brigliadori gibi çok geniş bir ekibin emeği var arkada.

CESARETİ OLANA AÇILIR YOLLAR!

Tam neyin rol modelisin sence: Şampiyonadaki tek kadının, tüm erkekleri geçerek birinci olabilmesiyle toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşı gelebilmesinin mi? Plaza hayatı yaşayan insanların, hobi diye başlayan tutkularında, Avrupa Şampiyonu bile olabileceklerinin mi?

İkisi de! Herkesin kendi hayat yolculuğunda, çıkarım yapacağı konu başka olabilir. Ama ortak payda şu: Eğer çok istenirse, yapılamayacak hiçbir şey yok! Bence hayattaki en değerli şey, bize kendimizi yaşadığımızı hissettiren, yaparken yüzümüzü güldüren şeyler. Bunu bulabilmek bazen kolay bazen de zor olabiliyor. Ama mutlaka içlerini kıpır kıpır yapan bu şeyi bulmaya çalışsınlar ve bir kere bulduktan sonra da kim ne derse desin, bir adım atmaktan korkmasınlar. Çok güzel bir söz okumuştum bununla ilgili: Cesareti olana açılır yollar!

PEPSİCO TÜRKİYE YİYECEK KATEGORİSİ KIDEMLİ PAZARLAMA DİREKTÖRÜ SEREN ÇANKIRI: SEDA’NIN BAŞARILARI BİZİ MÜTHİŞ GURURLANDIRIYOR

PepsiCo olarak, bir şirketin başarısının, organizasyonun en değerli varlığı olan çalışanların mutluluğuyla çok yakından ilgisi olduğuna inanıyoruz. O yüzden çeşitlilik ve kapsayıcılıktan beslenen, çalışanlarımızın memnuniyetini ve mutluluğunu önceliklendiren bir şirket kültürü oluşturmak için çalışmaya devam ediyoruz. Bu anlayışla, çalışma arkadaşlarımızı kendilerini geliştirmeleri için teşvik ediyor, onlara hem PepsiCo içerisinde yaptıkları işlerde hem de iş dışında kendi yetkinliklerini geliştirme konusunda cesaret ve ilham veriyoruz.

ONA SONUNA KADAR İNANIYORUZ VE DESTEKLİYORUZ

Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik dünya çapında etki yaratan projelere imza atan, kadınların hayatın her alanında daha güçlü bir şekilde yer alması için çalışan bir şirket olarak; bir kadının, özellikle de PepsiCo çalışanı olan bir kadının, motor sporları gibi oldukça zorlu bir alanda elde ettiği başarı bizi müthiş gururlandırıyor. Seda Kaçan’a sonuna kadar inanıyoruz ve bu inançla, kendisini Pepsi ve Doritos markalarımızla destekliyoruz.  #işbirliği

Yorum Bırak