Dinçer Güner Ayşe Arman’a anlattı: 2016’da Türkiye’de neler olacak?
Şike davasının sonucundan Kâbe’deki faciaya, uçak düşmesinden depreme pek çok şeyi öncesinde köşesinde yazan Dinçer Güner’in yeni kitabı ‘Zamanlamanın Gücü’ rafta. Astrolog Güner, önümüzdeki yıl neler öngördüğünü Ayşe Arman’a anlattı.
Son zamanlarda söylediklerinin çoğu gerçek olan astrolog Dinçer Güner: OY VE ÖTESİ seçimin kaderini belirleyecek
Dinçer Güner. Burcu Boğa, yükseleni Akrep olan bir astrolog. 31 yaşında. Yeni kitabı ‘Zamanlamanın Gücü’nde 2016’da neler olacağını anlatıyor. Sosyal medyada aktif, bir süredir de attığı tweet’ler gerçek oluyor. E tabii geçtim karşısına sordum…
Son zamanlarda yaşanacağını söylediğiniz birçok şey gerçek oldu. N’apıyorsunuz da böyle oluyor?
– Hesap yapıyorum! Gökyüzü hareketlerini hesaplıyorum. Ve o yaptığım hesapların, geçmişte nasıl bir etki yarattığını araştırıyorum. Tarihsel döngülerine bakıyorum. Her şey, o tarihsel döngülerde gizli. Geçmişte yaşanan sembolizmi çözerek bugünü inceliyorum.Astroloji böyle bir şey.
Şu an durumumuz ne?
– Şu an Satürn, Yay burcunda. Medyada baskıların ve yayın yasaklarının olmasının sebebi bu. Geçtiğimiz iki buçuk yıl boyunca Akrep burcundaydı. 28-29 yıl önce de yine Akrep burcundaydı. Akrep nedir? Kaostur. Sekstir. Kadınla ilgili konulardır. Akrep’in içerisinde ‘ya hep ya hiç’çi bir tavır vardır. Mafyatik durumlar, ölümler, kapalı kapılar ardında konuşulan derin konular. İşte son iki buçuk yılın teması bunlardı Türkiye’de. Bir de kadın meselesi üzerine dönen konular. Kadına uygulanan baskılar, bitmez tükenmez kadın cinayetleri, üreme, yasaklar. 28 sene öncesine giderseniz de benzer temalar var. 28-29 sene önce Bülent Ersoy cinsiyet değiştirdi. Bu seferki Satürn Akrep döneminde de Rüzgar Erkoçlar…
Peki Satürn’ün Yay’a geçmesi ne anlama geliyor?
– Önce 2013 Aralık’ta geçti. 18 Aralık’ta. Bütün o süreçte yaşananlar, Satürn Yay sürecidir. Bu eylülde Satürn tekrar Yay’a girdi. Türkçesi, 2013 Aralık’ta başlatılan konuların devamı gelecek.
Nasıl yani? Benzer şeyler mi yaşanacak?
– Evet.
Yolsuzluk anlamında mı?
– Her şekilde.
Kasalar, paralar…
– Gırla, ne ararsanız.
Daha ne kadar devam edecek?
– İki sene.
Bu önümüzdeki seçim bir şeyleri değiştirmeyecek mi yani?
– Hayır. Aynı tas aynı hamam devam. Medya üzerindeki baskılar da devam, hatta artacak. Yine koalisyon şeması çıkacak ortaya, değişen bir şey olmayacak. Kaos hangi alanda mı? Din, dini örgütler, ibadetle ilgili olan yerler, medya, basın ve yayınla ilgili konular. Satürn’ün aslında amacı şu: “Ben senin önüne bir konu getiriyorum, seni test ediyorum. Sen bu testten alnının akıyla çıkarsan ne âlâ ama batabilirsin de. Eğer test edildiğin konuda batarsan, önümüzdeki 29 sene bu konuyla ilgili batık yaşayacaksın!” O yüzden bizim 2017’nin Aralık’ına kadar, Yay temalı konularla ilgili ödevlerimizi çok iyi yapıyor olmamız gerekiyor. Mesela, medyayla ilgili bir baskı var, bizim de ifade özgürlüğümüze ve habere ulaşma haklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor.
İyi de nasıl olacak o?
– Valla olacak! Eğer iki sene boyunca sahip çıkamazsak, 28 sene boyunca sahip çıkamayacağımız anlamına geliyor. O yüzden şu an nasıl tavır aldığımız çok önemli.
SINAVDAN GEÇİYORUZ
** İstanbul Tıp Fakültesi ağız ve diş sağlığı mezunu. Üzerine halkla ilişkiler ve iletişim okuyor. ** Astroloji hep hayatında. ** Kafasındaki sorulara yanıt bulabilmek için astrolojiyle ilgileniyor, sonunda da tutku haline geliyor. ** Pozitif ve yüksek enerjili biri.** Buna rağmen önümüzdeki iki yıl için hiç de iç açıcı şeyler söylemiyor. ** Biz bir sınava tabi tutuluyoruz. Geçemezsek yandık, 29 sene o sınavın yarattığı sorunlarla uğraşmak zorunda kalacağız! Eyvah ki ne eyvah! O yüzden ödevlerimizi eksiksiz yerine getirmemiz gerekiyor…
AKREP BURCU ÜLKEYİZ, KAOS SEVERİZ
Hadi son zamanlarda attığınız tweet’leri tek tek konuşalım… Olacakları nasıl bildiniz? –
İstatistik! Bu kadar basit. Benim bir kehanet gücüm yok. Geçmişte ne yaşandı, şimdi ne yaşanabilir. Bunlara bakıyorum.
Peki insanları en çok şaşırtan tweet’leriniz hangileriydi?
– Bir sürü var. Dört yıl önceden başlayayım. İbrahim Tatlıses’in vuruluşu. “Türkiye’nin en ünlü erkeklerinden biri suikasta kurban gidebilir” dedim. Sonra Japonya’daki depremin olacağını yazdım. Akabinde Gezi olaylarını, Soma faciasını… Tabii her şeyi sembolizmle anlatıyorum…
Ahmet Hakan’ın saldırıya uğramasıyla ilgili ne yazdınız?
– Bu da bir Satürn Yay olayıdır. “Bu hafta, dili sivri ve eleştiri yazan erkek köşe yazarlarının dikkat etmesi gereken bir hafta, zarara uğrayabilirler” diye yazdım. Güner, Ahmet Hakan saldırısıyla ilgili görüşlerini söyledi.
Diyarbakır’daki patlamadan bir gün önce…
– “Türkiye bu kadar sessiz sakin kalamaz. Gökyüzündeki tabloya göre bu mümkün değil. Astrolojinin bütün dayanaklarının çökmesi gerekiyor…” dedim. 24 saat sonra Diyarbakır patlaması gerçekleşti. Evrenin muhteşem bir sembol dili var. Bu sembol dilini, onu anlamaya yönelik kullanırsanız, bütün soruların cevapları orada.
Ankara’daki katliamdan önce ne yazdınız?
– Şu anki siyasi sessizlikten pek hoşlanmıyorum. Seçimlere bu kadar az zaman kalmışken pek normal gelmiyor” diye yazdım. Kâbe’de yüzlerce insanın ölümünden önce de, “Satürn Yay burcuna geçince, ibadet yapılan yerlerde, Kâbe gibi ya da kilise ve sinagog; çok ciddi ölümler meydana gelebilir” dedim. Can Dündar üzerine de yazdım, Aziz Yıldırım davası üzerine de…
Siz de hep kötü şeyler mi söylüyorsunuz?
– Yok canım. İyi şeyler de söylüyorum. “Avrupa’da şampiyon olacağız, bu maçı alacağız” gibi. Ama insanlar iyi şeyleri unutuyorlar hemen. Biz acıdan beslenen bir toplumuz, çünkü Akrep burcu bir ülkeyiz. Güneş Akrep’te, Venüs Akrep’te, Merkür Akrep’te. Biz kaosu seviyoruz. Stockholm Sendromu vardır ya, bizi döven, tekmeleyen, hayatımızı karartan adamlara âşık oluruz. Türkiye işte böyle bir sendrom yaşıyor. Aslında kurulduğu günden beri yaşıyor.
Oy ve Ötesi gönüllülerinden bir kısmı
Peki n’olacak?
– Biz hep bu kaostan beslenmeye devam edeceğiz. Bize efendi adamlar yaramıyor. İyi mesajlar veren insanları ülke olarak sevmiyoruz. Çünkü ülkenin Akrep ruhunu beslemiyor bu insanlar. Çıkacak biri, hep böyle rahatsız edecek, uç şeylerden bahsedecek ya da hep böyle bir gizli devlet olacak. Akrep, bulmaca çözmeyi sever. Dedektiftir. Öyle yöneticiler olmalı ki, ortaya bir bulmaca atmalı. Biz halk olarak o bulmacayı çözmeliyiz. Türkiye böyle bir ülke.
Seçimle ilgili öngörüleriniz…
– Seçimin yapılacak olduğu günün genel haritasında, gökyüzü konumunda Başak ve Yengeç vurgusu çok fazla. Başak burcu, sivil toplum kuruluşlarını gösterir, Yengeç de vatan, millet, beraberliktir. Bu seçimde gördüğüm kadarıyla sivil toplum kuruluşları seçimin kaderini belirleyecek. Oy ve Ötesi gibi. Size komik gelebilir ama bizi Oy ve Ötesi kurtaracak. Oylara ve sandıklara sahip çıkma ve seçime katılma konusunda halkı bilinçlendirmede önemli rol oynayacaklar. Hemen müdahale edecekler sandıkta.
ZAMANLAMANIN GÜCÜ
Bu arada yeni kitabınız çıktı? Kitap neyi anlatıyor?
-2016 için zamanlamanın gücü.
Nasıl yani?
– Neye ihtiyacımız var bu hayatta? Doğru yerde, doğru insanla, doğru zamanda adım atmaya, öyle değil mi? İşte astroloji bize doğru zamanda adım atabilmek için bir anahtar aslında. Biz, gökyüzünün ve o anın durumuna bakıyoruz. O anda ne yapmak uygun, ne yapmak uygun değil? Ben de bu kitapta her gün için gökyüzünün bütün pozisyonlarını anlatıyorum. Ne yapılabilir, ne yapılamaz, bunun listesini çıkarıyorum. Venüs ile Satürn arasında sert etkileşim varsa diyorum ki, “Bugün botoks yaptırma!” Ya da Merkür-Satürn üçgeni varsa, “Bugün sözleşme imzalama!” Bazı günler için, “Parkelerini parlat” diyorum, bazı günler için “Saçını kestir!” ya da “Ay boşlukta, git kocanla seviş!” Tam anlamıyla hayatı kolaylaştırma kılavuzu…
CHP’NİN OYLARI ARTACAK
1 Kasım 2015’te gökyüzü haritası
Seçim günü CHP’nin güneşinin üzerinden Jüpiter geçecek. Bu güneş etkileşimi 12 senede bir yaşanır. Ben bu seçimlerde CHP’nin oylarının artacağını düşünüyorum. Ama yapacakları en büyük hata, kadınları partiye küstürmek olur. Kadınlara çok yatırım yapması gerekiyor CHP’nin. HDP’ye gelince barajı geçecek, o belli. Ama işleri zor. Çünkü bir Satürn-Mars kavuşumu yaşayacaklar. Bu, engel demektir. Bütün yöneticileri dikkatli olmalı.
Ekonomiyi hiç iyi görmüyorum. Bankalar, Türkiye’den elini eteğini çekecek. Doların önünü kesmek zor olacak. Risk almayın.
Dinçer Güner, Sözcü Gazetesi’nde yazıyor.
