29 Nisan’da ayakkabıları atıyoruz!
Şu espadril gibi olan, sabah plaja giy, akşam bara, rengârenk, rahat ayakkabılar…
Ben onları Tom diye bir adamın, bin yıllık espadrilleri yeni formla allayıp pullaması olarak düşünüyordum. “Vay be Tom, ne harika, ne yaratıcı bir adam!” diyordum. Oysa Toms, ‘tommorrows shoes’dan geliyormuş. ‘Yarının ayakkabıları’ yani. Ve ayakkabı deyip geçmemek gerekiyormuş. Arkasında şahane bir felsefe yatıyormuş. 150 lira ödeyip, bir tane Toms’dan ayakkabı satın aldığınızda; dünyanın herhangi bir yerinde ihtiyacı olan birine, bir tane de bağış yapmış oluyorsunuz… Hayır, hemen üzerine atlamayın, bir pazarlama stratejisi değil, ciddi bir yardım programı, sadece finansmanına siz de katılmış oluyorsunuz. Bugüne kadar 64 ülkede, ihtiyacı olan 10 milyon çocuğa dağıtılmış. Üstelik, bizzat götürüp teslim ediyorlar. Daha da güzeli, bir kerelik bir işlem değil, o çocuklar büyüyene kadar sürüyor. Fikrin ve Toms’un yaratıcısı Blake, müthiş saygı duyulan bir girişimci. Forbes dergisi, onu dünyanın en ilham veren 18’inci girişimcisi seçmiş. Üniversitelerde Toms kulüpleri var. Gerçekten muazzamlar! Toms Türkiye deyince de fotoğrafını gördüğünüz bu genç adamdan söz etmemiz gerekiyor. Rıfat Elhadef. Vakko ailesinden. Babaannesi, Vitali ve Alberto Hakko ile kardeş. Evet, anladınız, Cem Hakko’nun da kuzeni. 15 yıldır Vakko’da çalışıyor, bir taraftan da bu Toms işine sardırmış durumda. Onun sayesinde Türkiye, bu programa dahil edilecek 65’inci ülke oldu. Bu yıl Güneydoğu ve Doğu Anadolu’nun köylerine gidilip, ihtiyacı olan çocuklara verilecek ayakkabılar. Yanlış anlamayın, verilecek ayakkabılar, tabii ki espadril değil, bot türü yaşadıkları çevreye uygun ayakkabılar. Toms bir çılgınlık ve işin tuhafı onlar, işlerini ayakkabı satmak olarak değil, sosyal sorumluluk projesi olarak tanımlıyorlar. Dünya üzerinde bir Toms gözlük alan, ya ihtiyacı olan birine reçeteli gözlük hediye etmiş ya da katarakt ameliyatı masrafının bir kısmını karşılamış oluyor. Bence çok anlamlı ve fonksiyonel. Sistem de basit ve net. Bu arada 29 Nisan’da Bebek Parkı’na gidiyoruz… ‘One day without shoes’ günü, yani ‘ayakkabısız gün.’ Ayakkabıları fırlatıyoruz ve çıplak ayak dolaşıyoruz, sebebini Rıfat El Hadef’in ağzından okuyacaksınız…
Hadi bize şu Toms’un hikâyesini anlat…
-2006’da Blake tarafından kuruluyor…
Blake de kim?
-Blake Mycoskie… Dünya tatlısı bir adam. Aslen Teksaslı ama Los Angeles’ta yaşıyor. Enteresan merakları olan, internet işine girip paralar kazanmış, yeni jenerasyon, girişimci bir arkadaş…
Peki bu arkadaşın espadril üretme sebebi ne? Ve bin yıldır bildiğimiz espadriller nasıl oluyor da yeniden bu kadar popüler hale geliyor?
– Toms sayesinde!
Bu Toms’un manası ne?
-‘Tomorrows shoes’dan geliyor. Yani ‘yarının ayakkabıları.’ Hikâye şöyle gelişiyor: Bizim Blake, bir arkadaşıyla Arjantin’e tatile gidiyor. Yıl, 2006. Buenos Aires’te her şey iyi güzel de, köylere gittikçe, ayakkabısı olmayan çocuklar görüyorlar. Blake’in bir özelliği de sosyal sorumluluk ve yardım üzerine çok kafa yoruyor olması. Bir dönem, Kızılhaç ve bazı yardım kuruluşlarından gelen ayakkabıların, ihtiyacı olanlara verilme işiyle uğraşmış mesela. Fakat fark etmiş ki ayakkabıların çoğunda belli numaralar yok, yırtık pırtık. “Keşke bütün bu çocuklara ayakkabı sağlayabilsem” diye düşünmüş, “Tam ayaklarına uygun ayakkabılar!” Zaten altında, ‘yarının ayakkabıları’ yazar…
Neden yarının ayakkabıları yazıyor?
-Çünkü Blake, bir kerelik bir ayakkabı yardımından söz etmiyor. Devamlılığı olan bir proje bu. Çocuk büyüyene kadar ayakkabı yardımı yapıyor.
Vayyyy. Nasıl oluyor bu?
-Sistem basit. Her satılan ayakkabı karşılığında, ihtiyacı olan bir çocuğa bir ayakkabı bağışlanıyor. Felsefe bu.
Şahaneymiş…
-Evet öyle, o yüzden de dünya üzerinde büyük bir başarı kazandı. Güzel yanı şu: İnsanları iyiliğe teşvik ediyor. Bir de şu var: Şirketler derler ya, “Kârımızın yüzde 10’unu şuraya bağışlayacağız, ciromuzun şu kadarını şuraya…” Bunların hepsi gri alanlar. Oysa Toms’da böyle şey yok. Altı kişiyle işe başladılar. İlk yaz 10 bin ayakkabı sattılar, 10 bin tane de hediye ettiler. Ve çok hızlı büyüdüler. Dünyanın 64 ülkesinde faaliyetteler. Sürekli hangi ülkelerdeki, hangi yoksul çocuklara bu ayakkabıların verilmesi gerektiğini araştırıyorlar. Ve bizzat gidip veriyorlar. Asıl güzel haber de…
Nedir?
-Bu seneki seçilmiş ülke Türkiye. 2014’ün ikinci altı ayından itibaren Güneydoğu ve Doğu’da ayakkabı veriyoruz. 6 ayda bir o çocukların ayakkabıları yenilenecek…
‘Çıplak ayak eylemi’ nedir peki?
-Amaç, ayakkabının önemini vurgulamak. Ayakkabısı olmayan çocukların sıkıntısını bir günlüğüne yaşamak. Empati yapmak. Her yıl, dünyanın her yerinde aynı günde kutlanıyor. Adı da ‘One day without shoe.’ Ayakkabısız bir gün. Bu sene, 29 Nisan’da kutlanacak. Yer olarak da Bebek Parkı’nı seçtik. Çeşitli parkurlar yapılacak. Birtakım malzemeler döşeniyor. Taş, kum, toprak. İnsanlar, çıplak ayak onların üzerinde yürüyecekler. Herkesi de 29 Nisan’da Bebek Parkı’na bu deneyimi yaşamaya ve bir farkındalık yaratmaya davet ediyoruz…
KENAN DOĞULU GÖNÜLLÜ MARKA ELÇİSİ
Dünyada çok ilgi görüyor. Bu projenin gönüllü elçiliğini üstlenen ünlüler Richard Branson, Charlize Theron, Lenny Kravitz ve Ben Affleck. Türkiye’de de Kenan Doğulu. Eminim arkası gelecek…