Her şeye hazırlık gerekir. Bence yani.
Herhangi bir şeye kafamı hazırlamayı severim, kalbimi, zihnimi, bedenimi, ruhumu.
Aşka da hazırlanıyorsun. Sevişmeye de. Hem kafanı hem bedenini…
Ben röportaja da hazırlanıyorum. Ve aslında her şeyin hazırlığı, bana en az onu yaşamak kadar keyif veriyor.
Yazın da bir hazırlığı var. Ve ben onu çok seviyorum. Fazla kilolarından kurtulmaya çalışıyorsun, kendini bikiniyle hayal ediyorsun, sadece kendini mi, evini de hazırlıyorsun. Evi hazırlamak benim için, o yazı yaşamaya başlamak aslında.
Bir hafta filan sürüyor. Eksiklere bakılıyor, listeler çıkarılıyor. Bazı şeyler tamir ediliyor, yeniden bitkiler, çiçekler ekiliyor, boya, vernik yapılıyor, bahçe elden geçiyor, eski yüzlü her şey yenileniyor, eve tekrar canlılık, dirilik, enerji geliyor.
Ve ruhun, “Yaşasın yine yaz!” diye çocuklar gibi seviniyor. Bu hazırlık beni hiç yormuyor, aksine mest ediyor.
Benim için yolculuk, varmak değil, yolda geçirdiğim zaman, yolun kendisi, o yolda olma hali… Bu da böyle bir şey… Hazırlıklar bitti. Şimdi arkadaşlarımızı bekliyoruz, bu işler böyledir, evi hazırlarsın ama sadece kendin için değil, sevdiklerin için…
Paylaşmayınca bir halta yaramaz!