Ve tutuklandılar!!!!

NEFESİMİZİ tutmuş bekliyorduk.
Sonunda oldu.

7 senelik hukuk mücadelesi sonuçlandı.

Vahşice öldürülen 16 yaşındaki Sezgi Kırıt’ın katilleri cezalarını buldu.

Bu kadar olumsuzluk içinde, insanın yüreğine sular serpiliyor.

Geç de olsa bu iğrenç katillere, hak ettiği cezayı veren adalete, en çok da 7 yıl boyunca bu davanın peşini bırakmayan Avukat Sibel Önder’e, bütün kadınlar adına teşekkür ederiz.

O benim için Saadet Öğretmen gibi…

Cesur, mücadeleci bir kadın rol modeli.

Ülke olarak böyle boyun eğmeyen, sorgulayan, savaşçı kadınlara çok ihtiyacımız var.

Bu davada yine bütün kadınlar bir araya geldiler.

Güç birliği yaptılar.

Biliyorsunuz, o üç pislik, 16 yaşındaki Sezgi’ye tecavüz etti, kolundan uyuşturucu verdi, ağızını burnunu kırdı ve 41 kiloluk kız bunca vahşete, şiddete dayanamayarak öldü. Paniğe kapılıp üzerindeki spermler gitsin diye yıkadılar, sonra da çıplak halde ikiye katlayıp bavula koydular ve arı kovanlarının olduğu bir araziye attılar… Bu kadar aşağılıklar…

Bu kadar acımasızlar…

Bu kadar caniler…

Ama tabii, o dönem bir hayat kadını da kayıp olduğu ve bulunan ceset o zannedildiği için adli inceleme ve otopsi üstünkörü yapılıyor.

Adli Tıp, tecavüz raporu vermediği için de o üç aşağılık katil hak ettikleri cezayı almadılar.

İşte bu yüzden Sibel Avukat bu kadar özel…

7 yıl bu işin peşini bırakmadı.

O alçak heriflerle yazıştı bile sahte kimlikle…

Sadece daha fazla delil elde edebilmek ve tanık bulabilmek için…

Böyle bir kadına şapka çıkarılmaz da n’apılır?

O rapor Adli Tıp’a 7 sene içinde 4 kere geldi gitti.

Fakat bizimki pes etmedi, sorular sordu, sordu…

Ve “Ben bu soruların cevabını veremiyorum!” dedirtti Adli Tıp’a.

Sonunda iş, Ulusal Kriminoloji’ye geldi.

Ve orada tecavüz de, dayak da, uyuşturucu da, her türlü delil tespit edildi.

Mahkemeye gönderildi.

Türkçesi, Sezgi’nin ölümünün tecavüz ve işkenceyle gerçekleştiği kabul edilmiş oldu.

Bu da 7 yıldır ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşan katillerin ceza alması demek.

Az önce nihayet tutuklandılar!!!!

Bu arada unutmadan, Sibel Avukat da, Kadın Dernekleri Federasyonu’nun Acil Yardım Hattı’nı arayanlardan biri…

Ben kendisinden ve davadan başkan Canan Güllü sayesinde haberdar oldum.

Yardım Hattı’na “Bana destek olun!” diye başvuruyor.

Ben bu dava sonucu için inanılmaz mutluyum.

Sezgi’nin ruhunun şimdi huzur bulduğuna inanıyorum.

Bir de kadınlara inanıyorum bu ülkede.

Yaşasın kadınlar!

Yaşasın kadınların güç birliği!

avukatttt

İşte cesur avukat Sibel Önder:
İŞTE ADALET BUDUR

Tutuklandılar. Neler hissediyorsun?

– Tarifsiz bir mutluluk içindeyim. Duruşma salonunda yanımda Sezgi’nin ablası Sevgi, annesi ve babası oturuyordu. Elimi tutmuşlardı, titriyorlardı. Tutuklama kararı açıklandığında, anne ağladı, Sevgi’den “Oh” dedi, baba ise “Şükürler olsun!” Hiç unutmayacağım bir andı…

Peki ya sen? 7 yıl uğraştın…

-“Adalet yerini buldu!” dedim. Benim gözlerim doldu. Bu dava ile duygusal bir bağ kurdum ben. Sezgi, hep rüyalarıma giriyordu. “Kurtar beni abla!” diyordu. Ben de öyle rüyalara filan inanan biri değilim ama pek çok kere gördüm onu. Bu arada bir önceki gece hiç uyumadım, sabah kahvaltı yapmadım. Ama hiçbir şey hissetmiyordum. Aç değildim. İki kere mide kanaması geçirmiş insanım, hiçbir şey hissetmedim. Sadece bu olaya kilitlermiş vaziyetteydim. Şu an üzerimde aşırı bir yorgunluk ve tüy gibi bir hafiflik var. İkisi bir arada. İnanılmaz mutluyum. Karar açıklandığında, duruşuma salonda müthiş bir alkış koptu. Çığlıklar atıldı. Herkes çok sevindi. Ve şunu söyledi:

“İşte adalet budur… İşte adalet budur!”

Ablası Sevgi anlatıyor:
7 yıl sonra nihayet ilk defa bu kadar mutluyuz

Senin de duygularını alalım…

– Nasıl mutluyuz anlatamam. Gerçekten şükürler olsun, şükürler olsun… Son ana kadar tedirgindik, çok gergindik. Ama sonra karar açıklandı. Alkış kıyamet koptu. Nasıl bir hafifleme… 7 yıldır ilk defa acımız biraz olsun dindi. Annemin sesi değişti, o hasta annem, bugün değilmiş gibi konuşuyor, mutluluktan sesi çınlıyor. Ne mutlu bize ki adalet yerini buldu!

ÖLÜNÜN DİLİ YOK AMA BENİM VAR…

Yorum Bırak