İNSANIN içi almıyor.
Kusası geliyor.
Ama ne yazık ki, bu ülkede tacizin, tecavüzün, ensestin, kadına şiddetin ardı arkası kesilmiyor.
Biliyorsunuz, Tekirdağ Marmaraereğlisi’nde 73 yaşındaki akaryakıt istasyonu sahibi sapık, yanında çalışan çaresiz Moldavalı kadının 12 yaşındaki kızına tacizde bulundu.
Ben o kızla röportaj yapmıştım, ağlaya ağlaya anlatmıştı yaşadıklarını…
Annesi meseleyi öğrenince olayı örtbas etmemiş, uzlaşmayı kabul etmemiş ve dava açmıştı. Annenin daha sonra evlendiği Türk eşi de yardımcı oldu, bu rezilliğin peşini bırakmadılar.
Ama tabii yaşadıklarından dolayı küçük kızın psikolojisi bozuldu, okula gidemez oldu, durup durup ağlar oldu, dengesi bozuldu ve o Allah’ın belası adam yüzünden hayatı kaydı.
Ben onunla röportaj yaptıktan sonra, “İlk defa huzurlu uyudum!” demişti.
Bir süredir devam eden dava sonucunda 73’lük tacizci sapık, 16 yıl hüküm yedi.
Yedi ama iş orada bitmedi, Anayasa Mahkemesi’nin 15 yaş hükmünü iptal etmesi yüzünden bu adam, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı…
Söz konusu iptal gerçekleştiğinde, bütün kadın örgütleri ve bu konuya hassas gazeteciler yazdılar, çizdiler, bağırdılar, “Bu olaydan sadece sapıklar yararlanır!” diye.
Ve oldu.
Hürriyet, pazar günü bu konuyu manşet yapmasaydı, sapık hâlâ özgürlüğünün tadını çıkarıyor olacaktı.
Hürriyet’in manşeti ve sosyal medyada çığ gibi büyüyen tepkiler üzerine, ne olduysa oldu, mahkeme heyeti hiç alışık olmadığımız şekilde pazar günü toplandı ve kararı iptal etti…
73’lük sapığı tekrar tutuklayıp yeniden cezaevine koydular.
Şimdi soruyorum size…
Sizce de bu, tuhaf bir durum değil mi?
Ne yani, kamuoyunun ve medyanın baskısı olmasa, adalet tecelli etmeyecek mi?
İlle de adalet yerini bulsun diye, her olayın manşet yapılması, yazılıp çizilmesi, sürekli tweet’ler mi atılması gerekiyor?
Nasıl güveneceğiz biz bu hukuka?
Soruyorum, nasıl bir hukuk işleyişidir bu?
Demek ki, kamuoyunun ve sosyal medyanın baskısı, STK’ların karşı çıkışı olmasa ve gazeteler bu olayları manşete taşımasa vay halimize!!!
Otobüste yaşanan vahim olayda, toplumu ayağa kaldıran yaşam tarzına müdahaleyi görmezden geleceksin, Tekirdağ olayında 12 yaşında Birleşmiş Milletler’in tanımına göre çocuk olan küçüğün istismarını yok sayacaksın…
Ama öte yandan, iki dilim baklava çalan çocuğa yaşı küçük olduğu halde ceza vereceksin…
Biz, bu ülkenin kadınları, erkekleri, evrensel hukuk normlarına uygun ceza maddeleri istiyoruz.
Çok şey mi istiyoruz????