VE huzurlarınızda Kürşaaaaat…
Kürşat Ceylan.
Kürşat, görme engellilerin hayatını kolaylaştırmak için “akıllı bir baston” geliştirdi.
Bence o kadar feci şeyler oluyor ki ülkede, hepimizin umut veren işlere, projelere, gençlere ihtiyacı var. İşte Kürşat, o umut veren gençlerden.
Boğaziçili, zeki, bilgili, müthiş vizyoner, eğlenceli ve enerji dolu biri. Bu arada, Kürşat da görme engelli. Ama bu bir “ayrıntı”. O kadar komplekssiz, o kadar tatlı ve yaratıcı ki, görmediği, insanın aklına bile gelmiyor…
O bir YGA’lı.
YGA da insana umut veren, “Ben de onların bir parçası olayım!” diyeceğiniz bir Sivil Toplum Kuruluşu. Olağanüstü işler yapıyorlar. Gelecek nesillere iyi bir dünya bırakmak için çalışıyorlar. Türkiye’nin her tarafından 50 bin üniversite öğrencisi genç, her yıl onlara başvuruyor, aralarından 3 bin tanesi gerçekleştirdikleri zirveye katılıyor (geçen hafta sonuydu) ve 50 tanesi konularının uzmanı olan insanlar tarafından eğitiliyorlar. O gençler de sonra 5 bin saat ve gönüllü çalışıyor…
Hep birlikte dünyayı güzelleştiriyorlar…
EGOSU KÜÇÜK KALBİ BÜYÜK GENÇLER
Fişek gibi, zımba gibi gençler onlar. Sloganları da “Egosu küçük, kalbi büyük!”
Ne güzel değil mi?
Ülkemizde bu aralar pek rastlayamadığımız şey…
Maşallah, herkesin egosu tavan!
Neyse ki, YGA’lı gençlerin öyle değil!
Başkanları ODTÜ’lü, şahane, pırıl pırıl biri:
Asude Altıntaş.
İşte Kürşat, YGA’lı mühendisler ve Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen mühendislik öğrencileri bir araya geldiler ve görme engelliler için yeni teknolojiler nasıl geliştirilir, buna kafa yordular. 3 ay boyunca bir ARGE sürecinden geçtiler ve ortaya bu akıllı baston çıktı.
Vestel de YGA girişimcilerine kapılarını sonuna kadar açtı. Görme engellilerin hareket özgürlüğünü artırmak için geliştirilen bu akıllı baston Wewalk, Turkcell’in kitlesel fonlama platformu Arıkovanı aracılığıyla destekçilerle buluştu. 48 saat içinde, sosyal bir iyilik faaliyeti olarak 200 bin lirayı geçen ilk proje oldu Türkiye’de… Genelde biz felaketlerden sonra bir araya geliriz ama işte bu örnekte, geleceği inşa etmek için pek çok güç bir araya geldi. Günü kurtarmak değil de gelecekte bir şeyi değiştirmek için…
Bravooooo!
Böyle gençlerle tanışınca içim açılıyor…
Yaşasın görme engelliler! Yaşasın Kürşat! Yaşasın YGA ve ona destek veren kurumlar…
DİJİTAL TOPUKLAR!
Bugün Türkiye’nin ilk Dijital Kadın Zirvesi var.
Dijital Topuklar.
İsmi bile ne güzel değil mi?
Alanında özgün içerik üreten, takipçilerine ilham veren birçok kadın, Dijital Topuklar’da bir araya gelecek.
Kaçırmam mümkün değildi, koşarak gidiyorum.
Ben de bir oturum yöneteceğim.
Konuklarım eğitim bilimci Özgür Bolat, eğitimci ve Fide Okulları kurucusu Ali Koç ve Teknolojik Anneler’den Derya Divrikli Gül.
Hepsi şahane tipler, tonlarca sorum var.
Konumuz da “Dijital yerliler, Dijital göçebeler”.
Anladınız, göçebeler biziz, yerliler çocuklarımız.
İlginç tespitlerini sizlerle de paylaşırım.
Dijital Topuklar’ın yaratıcısı iki blogger kadın: Elif Doğan ve Perihan Gürer.
Tanıdığım bütün kadınların oturumları izlemeye gidiyorum. Çünkü hayatımız artık dijital. Ve yepyeni sorunlarla karşılaşıyoruz. Sosyal medyada linç kültürü, dijital vatandaşlık, teknolojiyi kullanırken hangi normlara dikkat etmeli, dijital dünyada ne tür alternatif söylemler geliştirilmeli ve güvenlik açısından nelere önem verilmeli vesaire vesaire…
Elif ve Perihan’ı tebrik ediyorum. Çünkü içimizin karardığı bugünlerde, süper bir fikirle ortaya çıktılar…
Zaten güzel fikirler hep kadınlardan çıkıyor…
Hadi ben dijital zirveye, oturum yönetmeye…
NEDEN Mİ DİJİTAL TOPUKLAR?
Ha bu arada, ilginç bir bilgiyi sizlerle paylaşayım, neden mi Dijital Topuklar?
– Çünkü kadınlar, sosyal medyanın arkasındaki gerçek güç.
– Çünkü kadınlar, sosyal medyayı daha sık ve daha özgün bir şekilde kullanıyor.
– Çünkü kadınlar, sosyal medyada deneyim paylaşmaya daha açık.
– Çünkü dijital dünya, kadınların özgür ve güçlü olabildikleri, seslerini duyurabildikleri, bir araya gelerek fark yaratabildikleri, birbirlerinden ilham alabildikleri en geniş mecra.
Ya işte böyle…
Ayağınızı denk alın yani!!!