Vodafone, şiddete karşı #BenVarım diyerek benim de tüm kalbimle desteklediğim kadına yönelik şiddete karşı bir kampanya başlatmış. Kampanyanın en büyük destekleyicisi ise teknolojik bir uygulama: ”Kırmızı Işık”. Türkiye Vodafone Vakfı tarafından geliştirilen uygulama, tamamen ücretsiz ve tek amacı kadınları korumak. Kırmızı Işık uygulamasını şimdiye kadar 331 binden fazla kadın indirmiş. Vakıf Başkanı Hasan Süel ile Şiddete Karşı #BenVarım kampanyasını ve ”Kırmızı Işık”ı konuştuk.
Tebrik ederim! Müthiş bir işe imza attınız. Hepimizi delirten, Türkiye’nin kanayan yarası olan bir soruna el attınız… Kadına şiddete karşı yepyeni bir kampanya başlattınız: “Şiddete Karşı Ben Varım.” Nasıl ortaya çıktı bu kampanya?
-Teşekkür ederim. Aslında, kadınları güçlendirmeye ve kadına karşı şiddet konusunda farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalarımız uzun süreden beri devam ediyor. Bu kampanyamız da bu bakış açımızın bir izdüşümü. Kendimizi sadece bir şirket olarak görmüyor, toplum içindeki rolümüze daha geniş bir perspektiften bakıyoruz. Hedefimiz, insanların sosyal ihtiyaçlarına pozitif dokunuşlar yapmak…
HEDEFİMİZ… HERKESİN ŞİDDETE KARŞI “BEN VARIM!” DEMESİNİ SAĞLAMAK
Yani kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalığı artırmak istiyorsunuz…
-Evet, kesinlikle! Amacımız, herkesin şiddete karşı “Ben varım” demesini sağlamak… Onları şiddete karşı durmaya çağırmak… Teknolojiyi kadınların iyiliği için kullanmak… Şiddetin karşısında ve her şart altında kadınların yanında duran bir marka olduğumuzu hatırlatmak…
Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
-Müthiş olumlu geri dönüşler alıyoruz.
Kampanya hedefine ulaşıyor yani…
-Evet, epey ses getirdi. Özellikle sosyal medyanın büyük etkisi oldu.
NE KADAR ÇOK KADINA ULAŞIRSAK, ŞİDDETE KARŞI BİLİNÇLENME VE ŞİDDETTEN KORUNMA ORANINI O KADAR ÇOK ARTIRABİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ
Sizce kadına karşı şiddetin azalmasında ne kadar faydalı olacak?
-Amacımız farkındalığı artırmak. Ne kadar çok kadına ulaşırsak, şiddete karşı bilinçlenme ve şiddetten korunma oranını o kadar çok artırabileceğimize inanıyoruz.
Sizin bir de “Kırmızı Işık” uygulamanız var. Ne işe yarıyor? Kadınların hayatında nasıl bir fark yaratıyor?
-Kırmızı Işık’ı 6 yıl önce tanıttık. Kadınların şiddetten korunmasına destek olmak üzere geliştirdiğimiz bir uygulama… Kadınların şiddete maruz kaldığı anlarda, kolluk kuvvetleri ya da yakınlarına kolaylıkla haber verebilmesini sağlıyor. Böylece, mağdura yönelik ilk yardımı daha hızlı ve kolay ulaştırmayı hedefliyoruz. Uygulamamıza geçen yıl, “Yol Arkadaşım” özelliğini de ekledik. Kendinizi güvende hissetmediğiniz bir yolculukta ya da durumda konum paylaşımı yaparak güvendiğiniz bir kişinin sizi takip etmesini sağlıyorsunuz.
KADINLARIN EKONOMİYE KATILIMINI YÜREKTEN DESTEKLİYORUZ ÇÜNKÜ ŞUNU İNANIYORUZ: “GÜÇLÜ KADIN… GÜÇLÜ AİLE… GÜÇLÜ TOPLUM” DEMEK
Vodafone deyince akla, kadın çalışmaları geliyor. Kurum kültürünüzde kadının yeri nedir? Kadına bakış açınızı nasıl özetlersiniz?
-Kadınların ekonomiye katılımı, “Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum” demek. Araştırmalar, nüfusumuzun yarısını temsil eden kadınların, ekonomik ve sosyal hayata katılımının teşvik edilmesine olan ihtiyacı açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor. Daha iyi bir geleceğin, güçlü kadınlarla mümkün olduğuna inanıyoruz… Dolayısıyla, çeşitliliği, iş yapış biçimimizin bir parçası olarak görüyoruz. Şirketimizde kadın ve erkeklerin eşit olanaklardan faydalanabildiği bir kurum kültürü yaratılmasına önem veriyoruz.
TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDE KADIN ÇALIŞAN ORANI YÜZDE 23. BİZDE İSE YÜZDE 42… YANİ SEKTÖRÜMÜZÜN YAKLAŞIK İKİ KATI!
Her yerde kadın çalışan oranı hâlâ az… Peki Vodafone Türkiye’de durum nasıl?
-Telekomünikasyon sektöründe kadın çalışan oranı yüzde 23. Bizde ise yüzde 42. Yani sektörümüzün yaklaşık iki katı. Orta ve üst düzey pozisyonlarda kadın çalışan oranımız ise yaklaşık yüzde 40…
Kadın çalışanlarınıza sağladığınız kolaylıklar var mı?
-Evet, çeşitli uygulamalarımız var. Örneğin, işe alımlarda, yüzde 50-50 kadın-erkek eşitliği gözetiyoruz. Üst ve orta yönetimden ayrılan ya da rolü değişen yöneticilerin yerine ise, kadın adayların yerleştirilmesini hedefliyoruz. Teknoloji ve satış fonksiyonlarında kadın çalışan oranını artırmak amacıyla çeşitli programlarımız var.
KADINA ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDET NE YAZIK Kİ EL ELE GİDEN SORUNLAR
Aile içi şiddet konusunda da çalışmalarınız var… Çalışanlarınıza bu konuda nasıl yardımcı oluyorsunuz?
-Grubumuzun, Türkiye dahil faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde, yayınladığı “Aile İçi Şiddet Prosedürü” var. Bu prosedürle, aile içi şiddetten doğrudan ya da dolaylı etkilenen çalışanlarımıza 10 güne kadar ek ücretli izin, finansal destek, çalışana özel 7/24 Aile İçi Şiddet Destek Hattı’na erişim gibi hizmetler sunuyoruz.
Hasan Süel: Yasalarda yazmayan sorumluluklarımızdan biri de ülkemizin sosyal ihtiyaçlarına cevap vermek…
TÜRKİYE VODAFONE VAKFI’NI “SORUMLU KURUMSAL VATANDAŞ” KİMLİĞİMİZİN BİR GEREĞİ OLARAK KURDUK!
Vodafone, bir telekomünikasyon şirketi… Ama vakfınız da var… Bu, normal mi? Her telekomünikasyon şirketinin bir vakfı var mı? Neden bir vakıf kurma gereği hissettiniz?
-Bugün bir şirket, müşterisi olsun olmasın, toplumun tüm kesimlerinin sosyal ihtiyaçlarına duyarlı olmak ve bu ihtiyaçları karşılayacak çözümler geliştirmek zorunda. Topluma hizmet götürmeyi yalnızca devletin sorumluluğu olarak görmemek gerekiyor. Ürün ve hizmetlerinizi pazarladığınız toplumun yalnızca tüketim ihtiyaçlarını değil, sosyal ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmalısınız. Dolayısıyla, biz şuna inanıyoruz; eğer bu topraklarda faaliyet gösteriyorsak, yasalarda yazmayan sorumluluklarımızdan biri de ülkemizin sosyal ihtiyaçlarına cevap vermek. Bu anlayışla, ticari faaliyetlerimiz kadar sosyal sorumluluklarımızı da önceliklendiriyoruz. Türkiye Vodafone Vakfı’nı bu “sorumlu kurumsal vatandaş” kimliğimizin bir gereği olarak kurduk…
KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÖNCELİKLİ ODAK ALANLARIMIZ…
Vakfınızın ana çalışma alanlarında, kadın soruları ne kadarlık bir kısmı kapsıyor?
-Vakfımızın ana misyonu, toplumsal değişimin ve gelişimin öncüsü olmak. Sosyal hayatın olanaklarından yeterince faydalanamayan veya ekonomik hayatta varlık gösteremeyen bireylerin önündeki engelleri kaldırmayı hedefliyoruz. Yaptığımız sosyal yatırımlarda da ülkemizin toplumsal gereksinimleri doğrultusunda, uzun ve titiz bir çalışma sonucunda ortaya çıkardığımız sosyal ihtiyaçlar haritasını temel alıyoruz. Projelerimizi, bu haritada yer alan açıklara çözüm üretme ve bu şekilde sosyal değişim yaratma hedefiyle geliştiriyoruz. Kadınlar ve çocuklar, öncelikli odak alanlarımız…
Kadınların güçlenmesi için nasıl projeler geliştiriyorsunuz?
-Bir ülkenin sürdürülebilir kalkınmasının dijitalleşmeyle olduğu kadar, toplumun yüzde 50’sini oluşturan kadınların ekonomik ve sosyal hayatta tam katılım göstermesiyle mümkün olduğuna inanıyoruz. Kadınların, üretime katılan, ekonomik ve sosyal yaşamda eşit, kendi ayakları üzerinde duran bireyler olmalarına katkı sağlamak için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye özen gösteriyoruz. Projelerimiz de bu yönde şekilleniyor… Örneğin, 4 yıl önce Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliğiyle, “Girişimcilikte Önce Kadın” projesini başlattık. Yola çıkarken tek bir amacımız vardı: Kadınların girişimcilik yoluyla ekonomiye katılımlarını sağlamak ve işini kuran, hatta istihdam yaratan kadınlara destek vermek… Proje kapsamında yaklaşık 54 bin kadına ulaştık. Bu konuda Bakanlığımız’la iş birliğimiz sürüyor. Bu alandaki çalışmalarımıza yeni projelerle devam edeceğiz. Bu projeleri de çok yakında herkesle paylaşacağız.
“GİRİŞİMCİLİKTE ÖNCE KADIN” PROJESİNİ BAŞLATTIK. YAKLAŞIK 54 BİN KADINA ULAŞTIK…
Kadına yönelik şiddet tüm dünyada önemli bir sorun. Dünya Bankası, kadına yönelik şiddeti, her 3 kadından birini hayatları boyunca etkileyen küresel bir salgın olarak nitelendiriyor. Türkiye’de de benzer bir durum söz konusu…
-Haklısınız, kadına yönelik şiddet, ağır bir insan hakkı ihlali ve ciddi bir toplumsal sorun. Bu şiddetle etkin bir şekilde mücadele etmek için, teknolojinin gücü kullanılabilir. Ama daha da önemlisi, bu toplumsal sorunu el ele vererek, şiddete karşı sesimizi birlikte yükselterek çözebileceğimize inanıyoruz. Hep birlikte kararlılıkla mücadele edilmesi gereken bir sorun bu…
Teknolojinin gücü bu konuda ne kadar yardımcı olabilir?
-Dijitalleşme, fırsat eşitliğini de beraberinde getiriyor. Akıllı telefonlar üzerinden yer ve zamandan bağımsız olarak kadınlara ulaşmanız mümkün. Özellikle “Kırmızı Işık” gibi uygulamalarla kadınların yanında olmak mümkün. Teknolojinin gücünü kullanarak kadınlara yardım ulaştırabilir, destek olabilirsiniz…
Bu uygulamayla, kadınlar, kolluk kuvvetlerine SOS mi gönderiyorlar?
-Uygulamaya, acil durumlarda ulaşmak istediğiniz 3 kişiyi tek tuşla kaydedebiliyorsunuz. Salla-Uyar özelliğiyle, telefonu salladığınızda, kayıtlı kişilere acil durumda olduğunuzu belirten otomatik mesaj ve konum bilgisi “Acil SMS” olarak gönderiliyor. Alo 183, 155 Polis İmdat, 156 Jandarma ve Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı acil numaralarını da tek tuşla arayabilirsiniz. Ayrıca, en yakın Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin adresleri ve telefonları harita üzerinden bulunabiliyor.
“KIRMIZI IŞIK” BUGÜNE KADAR 331 BİNİ AŞKIN KADINA ULAŞTI
Bu uygulama şu ana kadar ne kadar kullanıldı? Ne kadar kadına ulaştı?
-“Kırmızı Işık” bugüne kadar 331 bini aşkın kadına ulaştı.
Aktif kullanıcı sayısı kaç?
-Aylık 1.400 kişi.
Nasıl artar? Bu yeni başlayan kampanyayla kullanıcı sayısı artar mı?
-Kampanyamızın ana hedefi, şiddete karşı farkındalığı artırmak… “Kırmızı Işık” uygulamasıyla da kadınların yanında olduğumuzu hatırlatıyoruz. Dolayısıyla, kampanyamızın uygulamamızın kullanıcı sayısı üzerinde pozitif etkisi olacağına inanıyoruz…
PANDEMİDE KADINA ŞİDDET NE YAZIK Kİ ARTTI! AİLE İÇİ ŞİDDET, YÜZDE 38 ARTIŞ GÖSTERDİ
Pandemi sırasında kadına şiddet arttı mı?
-Evet. Salgın döneminde, ne yazık ki Türkiye’de de kadına şiddet vakaları arttı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün verilerine göre, Covid-19’a karşı yapılan “Evde Kal” çağrıları sonucu asayiş olaylarında yüzde 14.5’lik azalma yaşanırken, aile içi şiddet yüzde 38.2 artış gösterdi. Araştırmalar, karantina nedeniyle aile içi şiddet oranlarının bazı ülkelerde yüzde 25’in üzerinde arttığını gösteriyor. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun acil yardım hattına gelen aramaların sonucu da şiddetin arttığını ortaya koyuyor. Yardım hattını arayanların sayısı yüzde 7 artarken, fiziksel şiddetin yüzde 80, psikolojik destek talebinin yüzde 93, hukuki destek talebinin ise yüzde 96 arttığı görülüyor.
Bu rakamlar dehşet değil mi?
-Evet. Maalesef, çok üzücü. İşte tam da bu yüzden şiddete karşı harekete geçmeliyiz! Tam da bu yüzden, uygulamamız, salgın döneminde daha anlamlı hale geldi. Biz de daha fazla kadına ulaşmak üzere çalışmalarımıza hız verdik.
KOMŞUNUZ, ARKADAŞINIZ, İŞ ARKADAŞINIZ, HATTA AİLENİZDEN BİRİ BİLE SİZİN HABERİNİZ OLMADAN ŞİDDET GÖRÜYOR OLABİLİR…
Daha fazla kadına ulaşmak için ne yapmak lazım?
-Uygulamamızı yeni özelliklerle sürekli geliştiriyoruz. Yeni özellikleri belirlerken paydaşlarımızla birlikte kapsamlı ihtiyaç araştırmaları yapıyoruz.
Görme engelli bireyler de kullanabiliyorlar mı?
-Evet, yeni özelliklerimizden biri de uygulamamızı görme engelli bireylerin de kullanabilmesini sağlayan sesli ekran okuyucusu. iOS kullanıcıları için Voice Over, Android kullanıcıları için TalkBack erişilebilirlik seçeneğini ekledik. Bu eklenti sayesinde, dokunmayla seçilen öge okunarak görme engelli kadınlara sesli geribildirim sağlanabiliyor.
Peki ya mülteci kadınlar…
-Onları da unutmadık! Uygulamamızın tamamında, Arapça dil seçeneğini aktif hale getirdik. Böylece, uygulamamızı mülteci kadınlar da kullanabiliyor.
Ana mesajınız şiddete karşı #BenVarım denmesi mi? Acıların maskelenmesini önlemek mi?
-Evet. Kampanyamızla şunu anlatmak istiyoruz: Komşunuz, arkadaşınız, iş arkadaşınız, hatta ailenizden biri bile sizin haberiniz olmadan şiddet görüyor olabilir. Bu kadınlar artık acılarını maskelemesin diye Kırmızı Işık uygulaması var. Uygulamayı indirin veya etrafınızdakilerle paylaşın. Şiddete karşı “Ben varım” deyin. Çünkü biz şiddete karşı “Ben varım” dedikçe, acılar maskelenmeyecek.
Kadınlar etraflarındakilerle de paylaşsınlar bu kampanyayı?
-Evet, kesinlikle. Instagram hesabımızdan herkesi #BenVarım demeye çağırıyoruz.
Şu ana kadar kaç bin kişi ‘’Şiddete karşı #BenVarım’’ dedi?
-Türkiye’de bir kampanya ilk kez bu denli bir toplumsal hareketi Twitter dışında farklı platformlara da taşıdı. Instagram ve LinkedIn gibi platformlarda da sesimizi duyurduk. Şu ana kadar 50 bin kişi bizimle birlikte “Şiddete karşı #BenVarım’’ dedi. Kampanyamız milyonlarca kişiye ulaştı.
Ne kadar gurur duyuyorsunuz bu kampanyanızla?
-Gurur demeyeyim. Bu bizim sorumluluğumuz. Bir mücadele. Mücadeleyi kazanmak, elbette hepimizi çok mutlu edecek; ama daha gidilecek çok yolumuz var…