BUGÜN yine o gün…
Kadın girişimcileri yazdığım, içimin açıldığı gün…
Vay beeee!
Bu ülkede ne kadar çok kadın farklı alanda değişik işlere imza atıyormuş, hep yeni fikirler peşinde koşuyormuş ve yürünmeyen yollarda yürüyormuş…
Geçen hafta, teknolojik bir çamaşırhane kuran bir kadın girişimci vardı bu sayfada, bugün ise modern bir tahsilatçı. Daha doğrusu, tahsilat amacıyla çağrı merkezi hizmeti veren bir şirketin kurucusu…
Evet, ülkemizde olumsuz şeyler de oluyor ama böyle güzel şeyler de oluyor. Kadına uygulanan şiddet, zorbalık, ayrımcılık, haksızlık beni perişan ediyor. Deliye dönüyorum. Bazen umutsuzluğa da kapılıyorum ama işte bugünkü konuğum Gonca Ergün gibi, yel değirmenlerine karşı savaşan, mücadeleden hiç vazgeçmeyen, pes etmeyen kadınlar da bana hep devam etme gücü veriyor…
Siz de hiç yılmayın!
Neyse kafanızdaki o fikirler, hep hayata geçirmek için uğraşın. Unutmayın, üretmekten, yaratmaktan güzel bir şey yok…
Yaşasın kadınlar! Yaşasın girişimci kadınlar!
– Siz “modern tahsilatçı” mısınız?
Evet, öyle de denebilir. Tahsilat amacıyla çağrı merkezi hizmeti veren bir şirketin kurucusuyum. Bu açıdan bakınca, “modern tahsilatçı” diyebilirsiniz!
– 15 yıl önce bir hukuk bürosunda asistan olarak işe başlıyorsunuz ve sonra neler oluyor?…
Doğru, bankaların alacaklarını icra yoluyla tahsil eden bir hukuk bürosuydu. Borçlular hakkında icra takibi, devamında haciz işlemleri yapılıyordu. Bir sürü insan da büroya gelerek işlemleri durdurmaya, borçlarını ödemeye çalışıyordu. Hukuk bürosundaki iş akışını beğenmedim ve değiştirmek istedim. Patronuma, borçluları telefonla arayarak borçlarını hatırlatmak, icra takibi hakkında bilgi vermek istediğimi söylediğimde reddedildim. Çünkü çok gençtim, tecrübesizdim, avukat değildim ve işlerini nasıl yapmaları gerektiğini onlara anlatmaya çalışıyordum…
– Eeeee?
E’si, reddedilmek beni durdurmadı! Gizlice, icra takibi yapılan borçluları aramaya ve borçlarını ödemeleri için onları bilgilendirmeye başladım. Borçlular bu aramalardan çok memnun oldular, borçlarını ödeyip hacizden kurtuldular. İşler gayet iyi gitti yani…
– Sizi reddeden patronunuz ne yaptı?
Başarıma kayıtsız kalamadı ve benden bir ekip oluşturarak bu alanda çalışmamı istedi! Ben bir anda, onlarca insanı yöneten bir ekibin yöneticisi olmuştum! Aradan yıllar geçti ve hukuk bürosu bünyesinde bu işi artık yapamayacağımı anladım ve 2009’da kendi şirketimi kurdum…
– Sizinki bir ‘Borç Bilgilendirme Çağrı Sistemi’ mi…
Evet.
– Tam olarak n’apıyorsunuz? Nasıl bir hizmet veriyorsunuz?
Alacaklı kurumlar, müşterilerinin borç miktarları ve iletişim bilgilerini bize bildiriyor. Biz de hızlıca borçlulara ulaşmaya çalışıyoruz. Ulaştıktan sonra da borçlulara borç hakkında detaylı bilgi veriyoruz. Borçlunun ödemeyi neden yapmadığını ya da yapamadığını anlamaya çalışıyoruz. Sonrasında hem alacaklının hem de borçlunun buluşabileceği en uygun çözümü sunarak, tahsilatın gerçekleşmesini sağlıyoruz.
ÇOKLU MEMNUNİYET
– Ben doğru mu anlıyorum: Siz, alacaklı kurumlarla borçlular arasında köprü oluşturarak, mağduriyeti memnuniyete dönüştürmeyi hedefliyorsunuz…
Tam da bu! Hem mağduriyet, memnuniyete dönüşüyor hem müşterilerimiz, müşterilerini yeniden kazanıyor. Buna “çoklu memnuniyet” de diyebiliriz. Mağduriyeti erken uyarı sistemlerimizle önlediğimizi söyleyebilirim.
– Yani bütün gün insanlara, “Borcunuz var, borcunuzun vadesi geçmiş, borcunuzu ne zaman ödeyeceksiniz?” gibi bilgileri mi hatırlatıyorsunuz?
Evet öyle. Ancak bunu otomatik makine edasıyla değil, sohbete çevirerek yapıyoruz. Bu arada biz, doğrudan tahsilat yapmıyoruz. Yani para bize değmiyor. Borçluya, borcunu nereye ve ne şekilde ödemesi gerektiği konusunda bilgilendirme yapıyoruz.
– Ve oleeey! Geçtiğimiz günlerde, yabancı bir firmadan gelen son derece süper bir teklifle, şirketinizin bir kısmını sattınız…
Evet.
– Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Şirketimin sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için yöneticisi olarak başında kalmaya devam edeceğim. Aslında şirketi satmak gibi bir düşüncem yoktu. Bir kadın girişimci olarak, şirketim benim çocuğumdu ve çocuğumu satamazdım. Biraz duygusal bakıyordum meseleye. Ama tabii gerçekler böyle değil, şirketim çocuğum değil, ben de onun annesi değilim! Ama ben kurdum, ben büyüttüm, bu gerçek asla değişmeyecek…
BEDELİNİ ÖDEMEYEN BAŞARI KALICI OLMUYOR
– Kadın girişimcilere önerileriniz nedir?
Bu coğrafyada ne kadın olmak kolay ne de kadın girişimci olmak… Ama kolay olan ne var ki? Zaten biz kadın girişimciler kolayı seçmediğimiz için bu yola giriyoruz. Ben çok çalışmaktan hiç vazgeçmedim. İşten, yoğunluktan ve zorluklardan hiç şikâyet etmedim. Şikâyet etmemek, tadını çıkarmak lazım. Ayrıca bedelini ödemediğiniz hiçbir başarı kalıcı olmuyor, sürdürülemiyor. Yılmadan mücadele etmek, sürekli gelişmek için de durmadan çalışmak gerekiyor. Kadınların kafalarında her zaman yeni fikirler olur. Esas olan da korkmadan fikirlerini hayat geçirmeleri ve mücadeleye hep ama hep devam etmeleri…
BORÇLULARA SUÇLU GÖZÜYLE BAKMIYORUZ
Sistemimizin bu kadar şahane bir şekilde işlemesinin tek nedeni bizim tahsilata bakış açımız. Biz borçlulara “suçlu” gözüyle bakmıyoruz. Alacaklı ve borçlu arasında bir köprü oluşturuyoruz.
Sorunun değil, çözümün parçası olmak istiyoruz…