SENİ sefil lağım faresi…
18 yaşındaki bir üniversiteliyi evinin yolunda, bıçak zoruyla kıstır…
Karnına bıçağı daya…
Genç kız, “Abi yapma” dedikçe, “Bana aşkım de!” de…
Tecavüz et…
Yaptığın insanlık dışı ve aşağılık şey yetmiyormuş gibi, kızın parasını ve telefonunu da al…
Allah’a bin şükür ki yakalan…
Ve hâkim karşısına çıktığında, geceleri uyumadığını ve tedavi gördüğünü söyle ve ifade verme!
Bağdat Caddesi’nde yaşanan tecavüzden söz ediyorum.
33 yıl hapsi istenen servis şoförü Cengiz A., hâkim karşısına çıktı ama korkudan konuşamadı, ruhsal olarak travma yaşıyor… Muş!
Ruhsal travma şimdi mi geldi aklına!
O genç kıza çektirdiğin bütün acılar, bak sana kat kat geri dönecek…
Bence beter ol!
(İnşallah o da indirimsiz ceza alır… Ve kadın tecavüzlerinde caydırıcı örnek teşkil eder!)
2 CESUR AVUKAT
BAĞDAT Caddesi’ndeki tecavüz davasında farklı bir şey oldu. Davaya müdahil olmak isteyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın talebi, tecavüze uğrayan kızın avukatları Nuray Ünal ve Efkan Bolaç tarafından reddedildi.
Şu gerekçeyle:
“Bakanlık bu olayın mağduru değil suçlusudur! Olaydan sonra bakanlık, ‘Gece o saatte ne işi varmış! Zaten bakire de değilmiş! Zaten alkollüymüş!” diyenlere karşı çıkmadı. Bu aşağılanmalarına karşın hiçbir koruyucu davranışta bulunmadı!”
Müdahale taleplerini kabul etmedikleri gibi ayrıca bakanlığa tazminat davası açacaklarını söylediler.
Avukatların bu tavrını cesur buluyorum.
Ne var ki mahkeme, bakanlığın talebini kabul etti.
Sizce avukatlar haksız mı?
Bu hükümet, üyeleri, AKP’iı bakanlar, yöneticiler her fırsatta, “Hamile kadın sokağa çıkmasın, kadın gülmesin, mini etek giymesin, kızlı-erkekli aynı evlerde kalmasınlar, banklarda yan yana oturmasınlar, hatta halkoyunu oynamasınlar, kadınlar kahkahalarla gülmesinler!” demedi mi?…
Buyurun size sonuç…
Tecavüz haberinden başımızı alamıyoruz…
CEZALANDIRILMALI AMA HAYVAN SAHİPLENME HAKLARI ELLERİNDEN ALINMAMALI
DÜN AKP Manisa milletvekili Selçuk Özdağ ile ilgili bir yazı yazdım.
“Özdağ, hayvan tecavüzüne verilen 6 ay cezayı çok bulduğunu açıklıyor, üstelik bu cezayı alanların hayvan sahiplenmekten men edilmesi teklifine de karşı çıkıyor. Ben de ona karşı çıkıyorum!” diye… Benim gazetelerde okuduğum bir haberdi.
Aradı.
Asla böyle bir beyanı olmadığını söyledi.
Dedi ki…
“Bir kere, neredeyse 2 yıl önceki bir olay. Şimdi gündeme getirilmesini manidar buluyorum! Meclis’teki Çevre Komisyonu toplantısında, Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı görüşmelerinde, hayvan haklarına aykırı davrananlara verilen hapis cezasının yanında, ayrıca hayvan sahiplenmekten de men cezası önerisi getirildi. Ben de bunun üzerinde söz alarak özellikle köylerde, çiftçilikle uğraşan vatandaşların hayvanlara ihtiyacı olduğu düşüncesiyle, şiddet ve benzeri sebeplerden dolayı cezalandırılmalarını desteklediğimi ama hayvan sahiplenme hakkının ellerinden alınmaması gerektiğini ifade ettim!”
Ben de hemen sordum, “Nasıl yani? Tecavüz eden de mi tekrar hayvan sahiplenebilsin?”
“Hayır efendim!” dedi, “Kesinlikle tecavüz edenler hayvan sahiplenebilsin şeklinde bir düşünce içerisinde değilim, böyle bir ifade de kullanmadım. Sadece herkese şans vermek gerekiyor, bunu kastettim” dedi.
Çevre Alt Komisyonu Başkanı olarak hayvan haklarının korunmasına dönük yasal çalışmada emeğinin çok olduğunu belirtti. Hayvana yapılan işkencenin Kabahatler Kanunu’ndan çıkarılıp ceza kapsamına alınmasına vesile olduğunu da… “Panter Emel de, Yonca Evcimik de çabalarımı gayet iyi bilir” dedi.
Kısacası, hakkında söylediği iddia edilen şeylerin bir kısmının onun ağzından çıkmadığın, bir kısmının da çarpıtıldığını söylüyor.
Sizinle de paylaşmak istiyor…
MERT OLMAK İÇİN TABİİ Kİ ERKEK OLMAK GEREKMİYOR!
DÜN Yeni Akit’le ilgili yazı yazdım, başlık da “Erkek ol, başka fotoğrafımı kullan”dı. Sabah yazıyı bir kere daha okudum. Şöyle bir not ekledim, dikkatlerden kaçmış olabilir diye buraya da alıyorum…
“Arkadaşlar! Yazımı tekrar okudum da… Tabii ki mert olmak için erkek olmak gerekmiyor. Üstelik ben kadınların çok daha mert ve cesur olduklarını düşünüyorum. Ama Yeni Akit, beni kadınlığımdan vurmaya çalıştığı için, sürekli sapık, sekskolik, pornocu gibi laflar kullandığı için, ben de onların cinsiyetçi yaklaşımlarına karşın o çok övündükleri erkekliklerine laf etmek istedim. ‘Erkek ol, başka fotoğrafımı kullan. Bu namertliktir. Gerçi sizden mertlik beklenemez ya’ dedim. Yoksa cinsiyet ayrımcılığı filan yaptığım yok. Siz anladınız beni de yanlış anlamalar olabilir diye!”
İYİ Kİ KADIN DERNEKLERİ VAR
“KADIN düşmanı kadın dernekleri!” diye başlık attılar.
Oha yani!
Sözünü ettiği dernek de Kadın Federasyonları Derneği. Başında da Canan Güllü var.
Bu kadınlar örnek bir şey yaptılar.
Türkiye’nin Ensest Atlası’nı çıkardılar.
Şehir şehir, köy köy gezip cinsel istismar araştırdılar, kayıt düştüler, rapor ettiler, yardım götürdüler. Pek çok genç kadının, genç kızın hayatını kurtardılar.
Bir süre önce de daha önce Hürriyet’e ait olan Acil Yardım Hattı’nı devraldılar.
Her gün onlarca çağrı alıyorlar, gerçekten müthiş kadınlar onlar.
Ama Yeni Akit’e göre yıllardır devlet teşvikleriyle lüks bir hayat süren, STK sıfatıyla metropollerin en kıymetli yerlerinde bina ve hizmet tahsisi alan ideolojik kadın düşmanı bir dernek onlar…
Bu zavallılık karşısında söylenecek bir şey yok! Kadınlar için çabalayan bütün kadın derneklerini desteklemeye devam…
İyi ki varlar!
“Benim gibi düşünmeyenin canı cehenneme!” felsefesiyle gazetecilik yapmaya çalışanları da kendi çukurlarında boğulmaya bırakıyoruz…