Bugün müthiş enerjik, renkli, yaratıcı, yapıcı ve gençleri sonuna kadar destekleyen bir konuğum var. Petrol Ofisi CMO’su Beril Alakoç…
Petrol Ofisi olarak harika bir şey yaptılar. Alkışlıyorum…
Dünyanın en iyi 5 üniversite girişimcilik merkezi arasında yer alan İTÜ Çekirdek’in girişimcilere yönelik yaptığı #FightCOVID19 çağrısına tam destekle yanıt verdiler. Yani İTÜ Çekirdek’in COVID-19 savaşçılarını desteklediler.
Birbirinden zeki, pırıl pırıl gençlere “can suyu” oldular. İyilik için teknoloji üreten 11 genç girişime… Sadece finansal destek de değil. Çok daha ötesi. Her türlü mentorluk…
Sözünü ettiğim genç girişimciler, zehir gibiler… Mutlaka tanışmalısınız onlarla… Geleceğe dair umut veriyorlar.
Biri, mesela Covid hastalarının nefeslerinden, enfeksiyonu erken aşamada teşhis edilmesine yarayacak test cihazı geliştirmiş… Bir diğeri, ATM’lerde parayı hızlı ve kolay şekilde dezenfekte eden bir cihaz geliştirmiş. Düşünün, Türkiye’de ve dünyada benzeri yok bu cihazın.
Bir başkası, kartlı geçiş sistemlerinin yerini alacak, biyometrik bir güvenlik sistemi geliştirmiş. İçindeki yapay zeka, kartın sahibi olup olmadığınızdan emin oluyor, maske takıp takmadığını kontrol ediyor, bir de ateşinizi ölçüyor.
Aklım uçtu yani! Birbirinden müthiş girişimler… Tüm bu parlak gençlere destek olan İTÜ Çekirdek’e ve Petrol Ofisi’ne teşekkürü borç bilirim.
Beril Alakoç’un ardından sizi, İTÜ Çekirdek’in kurucusu Arzu Eryılmaz’la tanıştırmak istiyorum. Bu iki şahane kadını okuduktan sonra, yarın da 4 parlak Covid savaşçısıyla tanışacaksınız.
YAŞASIN İYİLİK İÇİN TEKNOLOJİ ÜRETENLER!
Nefis bir şey yapıyorsunuz! Sizi alkışlıyorum! İyilik için teknoloji üretenleri destekliyorsunuz. Neler hissediyorsunuz?
-Bir işe yaradığımızı hissediyorum. Hem de kuvvetli bir şekilde. Bu da çok güzel bir duygu. Onun dışında herkes gibi, biz de işimizi yapıyoruz ama inanın, bu, bambaşka bir motivasyon. İnsanın içini kabartan, yüreklendiren, cesaretlendiren bir his. Türkiye’de fark yaratacak, insan hayatına dokunacak iyiliklerde bir yardımımız olması, büyük mutluluk. Bu gençlerin başardıklarını görünce insan müthiş gurur duyuyor, içini umut kaplıyor.
İTÜ Çekirdek’le yollarınız nasıl keşişti?
-İTÜ’yle uzun zamandır iş birliği içindeyiz. İki kurum da çok köklü, dokuları çok benzer, uyumlu. Pandemi başladığında, tüm markalar finansal yardımlar yaptılar, biz de yaptık, bunları çok değerli bulmakla birlikte, “Daha fazlasını yapmalıyız! Ne yapabiliriz?” dedik. Kalıcı, kapsamlı, topluma faydası olacak bir şey ararken, karşımıza paydaşımız İTÜ bünyesindeki İTÜ Çekirdek’in #FightCOVID19 çağrısı çıktı. Fikre bayıldık. Bu projeye destek kararı vermemiz 5 dakika, imza süreçlerinin tamamlanması ve işin resmiyet kazanması da 1 hafta içinde oldu.
TÜRKİYE’NİN GELİŞİMİNE KATKI SAĞLAYACAK KİŞİ VE KURUMLARI DESTEKLEMEK ANA FELSEFEMİZ
Covid-19 savaşçılarını destekliyor olmak sizin için ne ifade ediyor? Sanki sizin için sponsorluktan öte bir şey…
– Aynen öyle. Biz, 1941’den beri, Türkiye’nin her yerindeyiz, en büyük 3 markadan biriyiz. Bu topraklardan doğmuş, her gün milyonlarca müşteriye dokunan bir şirketiz. Her yaptığımız işte, bir şeyleri ileriye taşımak, Türkiye’nin gelişimi adına çalışmak için içimiz kaynıyor. O yüzden duruşumuz, olaylara yaklaşımımız, iletişim dilimiz de hep bu gerçekçilikte ve ciddiyette. Tüm sponsorluklarımızın arkasında şu felsefe var: Türkiye’nin gelişimine katkı sağlayacak kişi ve kurumları desteklemek. Bunları, popülerlik için yapmıyoruz. Gerçek fayda için yapıyoruz. Bu sebeple de desteklediğimiz projelerde kesinlikle sponsorluğun ötesine geçiyor ilişkilerimiz.
İTÜ ÇEKİRDEK’LE BU YOLA BİRLİKTE BAŞ KOYDUK
İTÜ Çekirdek’le bazı girişimlere destek olmanızın arkasında yatan saik nedir?
-Pandemi ilk ortaya çıktığında sağlık sisteminin ihtiyaç duyduğu, entübasyon kabini, dezenfeksiyon cihazı, siperlik gibi ekipmanların temini konusunda aksiyona geçtik. İhtiyacı olan yerlere destek olduk. Ancak pandemi bitse bile, geride sağlık, toplumsal ve davranışsal değişiklikleri getirecek ciddi tortularının kalacağını düşündük. Daha fazlasını yapmak istedik. İTÜ Çekirdek girişimleri de tam bu noktada, hem Covid-19 özelinde hem de pandeminin sebep olduğu zorluklara karşı toplumsal hayatı kolaylaştırıcı önlemler/uygulamalar alanında birçok proje üretiyordu. İtici güç olarak topluma fayda sağlayabileceğimize inandığımız projeyi, gökte ararken yerde bulmuştuk. İTÜ Çekirdek çağrısına sponsor olup, bütçesini verip çekilmek de bize yakışmazdı. Bizimkine sponsorluk dememek lazım, biz, bu yola beraber baş koyduk. Hem İTÜ Çekirdek gibi bir değerin daha çok bilinmesi, herkesin bu güzellikten haberdar olması hem de buradan çıkacak projelerin filizlenmesi için tüm yönetim ekibi çalıştı. Kalben inandık ve elimizi taşın altında koyduk.
ÖYLE BİR FİKİR YA DA TEKNOLOJİ BUL Kİ BİR ŞEKİLDE TOPLUMA FAYDASI OLSUN
“Sosyal inovasyon” hayatımıza yeni giren bir kavram. Yani: “Öyle bir fikir ya da teknoloji bul ki, bir şekilde topluma faydası olsun. Yani bir nevi “iyilik teknolojisi.” Sizin, İTÜ Çekirdek’le güçleri birleştirmenizin temelini bu mu oluşturuyor?
-Doğru, inovasyonlara, toplumsal faydayı katan bu projeler yeni çağımızın gerekliliği. Bunu markalarda da görüyoruz. Marka yönetimlerinde, en kritik gelişme, bir marka amacının varlığı. Pazarlama fonksiyonu da zaman içinde evrildi: Popülerlik peşinde olan pazarlama oyunları artık etkili olmuyor. Çabuk şişen, popülerlik getiren balonlar sönüveriyor. Topluma fayda sağlayan bir amaç uğruna çalışan ve yaptıkları her işi, her projeyi bu amaç çerçevesinde yapan markalar başarılı oluyor. Petrol Ofisi’nin marka amacı da en küçük bireyden en büyük kurumlara kadar, Türkiye’nin gelişimine fayda sağlayacak işlerde itici güç olmak. Bizim gibi etki alanı geniş kurumların, sosyal inovasyonların ortaya çıkması, gelişmesi, yaygınlaştırılması konusunda üzerlerine büyük sorumluluk düşüyor. Bu sorumluğu derinden hissediyoruz. İTÜ Çekirdek’le güçlerimizi birleştirmemizin de temelinde bu var.
Sosyal girişimciler bu ülkenin gururu mudur?
-Sosyal girişimciler, ruhu yüce insanlar bence. “Alalım-satalım-para kazanalım” düzeninin ötesine geçen, kalbi tertemiz, toplum için kalbi çarpan vizyoner insanlar. Akıllarını, emeklerini, ama en önemlisi gönüllerini ortaya koyuyorlar. O yüzden, evet. Bu ülkenin gururular. Bu insanları gördükçe, tanıdıkça umut doluyor insanın içi. Gencecik girişimciler, bencil değil, toplumcullar!
257 PROJE BAŞVURDU… İTÜ ÇEKİRDEK TEK TEK DEĞERLENDİRDİ, FİNALE 45 PROJE KALDI… BİZ DE 11 PROJEYE DESTEK OLMA KARARI ALDIK
Kaç başvuru oldu?
-Toplamda 257.
Hepsini teker teker değerlendirdiniz mi?
-Bütün girişimler İTÜ Çekirdek tarafından tek tek değerlendirildi ve 125 proje ön elemeden geçti. İTÜ Çekirdek’in devam eden değerlendirmelerinden sonra, Petrol Ofisi’ne finale kalan 45 proje geldi. Bu 45 projenin değerlendirilmesi için Petrol Ofisi Genel Müdürümüz de dahil olmak üzere, üst yönetimin katıldığı 3 jüri toplantısı yaptık. Girişimciler tek tek bize projelerini anlattı. Bizler de projelerin etki alanı, toplumsal faydası, yapılabilirliği gibi kriterlerle değerlendirdik ve 11 projeye destek olma kararı aldık.
BU GİRİŞİMCİLERİN PROJELERİ ARASINDA DÜNYAYA AÇILABİLECEK POTANSİYELDE OLANLAR VAR
Yerli girişimcilik ekosistemini desteklemenizin özel bir amacı var mı? “Petrol Ofisi, yerli teknolojileri koruyor” diyebilir miyiz?
-Petrol Ofisi’nin bu memlekete karşı bir sorumluluğu var. Marka amacımız da bu yönde. Kişi ve kurumları destekleyerek, Türkiye’nin gelişimine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu topraklarda doğmuş, bu topraklarda beslenmiş, gelişmiş bir şirket. Petrol Ofisi, Türkiye’ye hizmet veriyor. Türkiye’nin gelişimi için çok büyük projelere imza atıyor, memleketin en ücra köşesine yakıt götürüyor. Elbette yerli girişimcileri, yerli teknolojileri de bu sebeple destekliyoruz. Yerli teknolojilerle geliştirilmiş çözümlerle kendi ayaklarımızın üstünde durabildiğimizi görmek istiyoruz hepimiz. Bu projelerden dünyaya açılabilecek potansiyelde işler var. Düşünsenize ne kadar şahane olur!
KONU, PARA-PUL MESELESİ DEĞİL, GÖNÜL MESELESİ… SPONSORLUK DEĞİL, YOL ARKADAŞLIĞI… İŞ DEĞİL, SORUMLULUK… POPÜLERLİK DEĞİL, İNSANLIK
7 rakamlı bir destek mi söz konusu olan?
-İnanın, burada rakamlar önemli değil. Verilen destek, elbette ufak değil, ancak bu projenin değeri, verilen rakamsal desteğin çok ötesinde. Tüm şirket çalışanlarının sahiplendiği, gönüllü olarak zaman ve emek verdiği bir proje bu. Bunu rakama nasıl dökelim? Bugünden yarına sınır koyduğumuz bir birliktelik de değil bu üstelik.
Siz, desteğin maddi boyutuna girmemeye çalışıyorsunuz. Bunu da çok hoş ifade ediyorsunuz: “Vereni mağrur, alanı da mahcup etmemeli” diyorsunuz.
-Genel Müdürümüz Selim Şiper, böyle özlü sözleriyle çok meşhurdur! Hakikaten de çok hoş bir ifade ve bizim duruşumuzu çok net anlatıyor. Bu proje özelinde değil, tüm sosyal sorumluluk projelerinde bu yaklaşımı benimsiyoruz. Verilen rakamı telaffuz etmek ayıp geliyor ve konuyu da basite indirgiyor. Konu, para-pul meselesi değil, gönül meselesi. Maddi, manevi. Sponsorluk değil, yol arkadaşlığı. İş değil, sorumluluk. Popülerlik değil, insanlık.
“GÖNÜLLÜ MENTOR HAVUZU” OLUŞTURDUK. MENTORLUĞU, SADECE COVİD-19 KAPSAMINDA DEĞİL TÜM İTÜ ÇEKİRDEK GİRİŞİMCİLERİ İÇİN VERDİK
Bir de en şahanesi, yanılmıyorsam, sadece finansal destek değil akıl da verdiniz… Nasıl bir mentorluk mekanizması kuruldu?
-Projeyi bir Pazarlama, ya da Kurumsal İletişim işi olarak görmedik. Tüm şirketi bu sürece dâhil ettik. Tüm departmanlardan orta ve üst düzey yöneticilerden “gönüllü mentor havuzu” oluşturduk. Pazarlama, finans, satış, İK, her departmandan yöneticiler, projelerle ilgili her konuda bu arkadaşlarımıza destek olduk. Üstelik bu mentorluğu sadece Covid-19 kapsamında değil, tüm İTÜ Çekirdek girişimcileri için verdik.
KONUSUNDA UZMAN OLAN HERKESE ÇAĞRI YAPMAK İSTERİM: GÖNÜLLÜ MENTOR OLUN!
Girişimcilerin mentorluğa çok ihtiyacı var değil mi?
-Evet. Takvimimdeki boş saatleri, sisteme giriyordum, bir saati geçmeden hemen bir girişimci, takvimdeki o boşluğu kapıyordu. Bir saatlik görüşmelerdi bunlar. Projelerini anlatıyorlar, tıkandıkları noktaları soruyorlar… Yol göstermeye çalışıyoruz. Büyük keyif. Müthiş bir manevi tatmin. Ben, konusunda uzman olan kişilere de buradan çağrı yapmak isterim. Siz de “gönüllü mentor” olun. İhtiyaç çok fazla.
NEDEN RAKİBİNKİNİ DEĞİL DE SENİNKİNİ ALAYIM, NERESİ FARKLI, BU PARAYI NEDEN VEREYİM… BUNLARIN ÇOK NET OLMASI GEREKİYOR
Girişimci olmak, bir şekilde marka yaratmak, yeni dünya düzeninin trendi. Ama birçoğu da, parladığı gibi sönebiliyor. Böyle olmaması için bu genç insanların neyi bilmesi gerekiyor?
-Girişimlerin büyük bir çoğunluğunun maalesef başarılı olamadığını biliyoruz. Bu, sanırım işin doğasında var. Başarılı bir girişim için fikrin ne kadar büyük bir ihtiyaca çözüm getirdiği, bunu yaparken ne kadar etkin ve ekonomik olarak uygulanması kolay ve yaygınlaştırılabilir olduğu çok kritik. Buradaki teknik bilgi yeterliliği ve girişimci ekibin becerisi, zaten olmazsa olmaz, ama yeterli değil. Projenin fizibilitesi, pazara uygunluğu ve daha sonra marka pozisyonlaması, varsa rakiplerden nasıl ayrıştığı ve iletişimindeki etkinlik başarısı çok kritik faktörler. Çoğu zaman mentorluk yaparken, projelerin marka pozisyonlamalarının çok zayıf olduğunu gördüm. Neden rakip değil de seninkini alayım, neresi farklı, bu parayı neden vereyim… Bunların çok net olması gerekiyor. Eğer iyi bir fikrin temelleri, kuluçka aşamasında iyi atılırsa, ilerleyen aşamalarda yatırımcı bulması ve ölçeklenmesi de bir o kadar kolay. Ağaç, yaş iken eğilir.
PETROL OFİSİ OLARAK İHTİYAÇLARI OLAN HER NOKTADA YANLARINDAYIZ
”Can suyu” güzel bir şey. Ağaç dikerken de can suyuyla başlar her şey. Ama devamında da sürekli kontrol etmek, korumak, kollamak gerekir. Seçtiğiniz bu girişimcileri hangi noktaya kadar takip edeceksiniz?
-Takibimiz elbette devam edecek. Maddi destek ihtiyaçları olan noktada tekrar değerlendirmeye alacağız. Mentorluk çalışmalarımız da sürekli devam edecek. İhtiyaçları olan her noktada yanlarındayız girişimcilerimizin.
Sizin en çok etkilendiğiniz hangi girişim oldu?
Buna cevap vermek zor. 11 tane girişim, her biri farklı alanlarda güzel girişimler. Bu kadar ay emek verdikten sonra birini seçmem haksızlık olur.
KİMİ HASTANELERDE KULLANILACAK TEKNOLOJİLER, KİMİ KURUMLAR TARAFINDAN, KİMİ DE SON KULLANICIYA ERİŞEN PROJELER
Sizce insanların en çok etkileneceği girişim hangisi olacak?
-Projelerin hedef kitleleri farklı. Kimisi hastanelerde kullanılacak teknolojiler, kimisi kurumlar tarafından kullanılacak hayatı kolaylaştıran topluluk içinde kullanılacak projeler, kimisi de son kullanıcıya erişecek projeler. Etki alanları da etkileyecekleri kitleler de farklı. Herhalde günün sonunda, son kullanıcıya erişen projeler daha çok duyulur ve insanları etkiler. Ama diğerleri de kendi hedef kitlelerinde eminim etki yaratacaklar.
Bu ortaya çıkan girişimcilerin icatlarından, Petrol Ofisi olarak satın alacak mısınız?
-Bu konuyla ilgili çalışıyoruz. İstasyonlarımızda uygulanabilir olanlarla ilgili denemelerimizi şu anda yapıyoruz.
İTÜ Çekirdek’le olan iş birliğiniz devam edecek mi?
-Elbette! “Yaptık, bitti!” bizim anlayışımıza uymuyor. Bu iş birliğine uzun soluklu bakıyoruz. 2021’de de bir çağrı yapacağız. İTÜ Çekirdek çok değerli bir merkez. Daha çok girişimci başvursun, daha fazla kurum destek versin, herkes duysun, bilsin, gurur duysun istiyoruz. Böyle güzel şeyler de oluyor Türkiye’de. Umarım başkalarına da ilham verebiliriz.