Artık daha neler!
Bu ülkede iki kadın filmleri festivali var…
Dünya tanımış onları, uluslararası haber olmuşlar, ödül almışlar, faydalı ve şahane bir iş yapıyorlar…
Üstelik sen onları bunca yıldır tanımışsın, destek olmuşsun…
Ve sonra bu yıl, birdenbire, “Verdiğim desteği uygun görmüyorum” diyorsun…
Yani desteğini çekiyorsun.
Niye?
Soru bu.
Gerekçe yok ortada.
Hiçbir açıklama da yok.
Ben yaptım oldu.
Neden?
Biz kadınlar o festivallerin devam etmesini istiyoruz, o kadar.
Zaten size rağmen de edecek.
Amu bu yıpratmaya ne gerek var? Bugün iki konuğum var, biri Uçan Süpürge’den Sündüz Hasar, diğeri Filmmor’dan Ülkü Songül… Sizi onlarla baş başa bırakıyorum…
UÇAN SÜPÜRGE KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ BAŞKANI SÜNDÜZ HASAR: SUÇUMUZ KADIN OLMAK VE KADINLAR İÇİN ÇALIŞMAK
– Bu ülkede sadece iki kadın filmleri festivali var. Ve ikisine de devlet desteği kesildi. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce “Uçan Süpürge” olarak cezalandırılmanızın sebebi nedir? Ne yaramazlık yaptınız!
Bilmiyoruz. Biz aslında her yıl ne yapıyorsak, onu yaptık. 20. yaşını devirmiş bir festivaliz biz. Şimdiye kadar aldık, 21’incide alamadık. Türkiye’de böyle bir festivali bu kadar yıl sürdürmek çok zor ve meşakkatli iş. 21 yıldır hiçbir kesintiye uğratmadık. Her yıl, bir öncekinin biraz daha ilerisinde, daha fazla filmle, daha fazla kadına ulaşıyoruz. Geçtiğimiz yıl 20 şehre ve Kıbrıs’a yaydık festivali. Bu yıl da temamız “umut”tu. Belki de yaramazlığımız budur: Israrla, istikrarla, kadınların her alanda varlığını ortaya koymaya çalışmaktır!
– Peki hiçbir gerekçe sunmadılar mı?
Hayır! 2.5 satırlık bir yazı aldık: “Sinema destekleme komisyonu toplantı gündemine alınarak değerlendirilmiş olup, nokta nokta tarih ve x sayılı kararıyla uygun bulunmamıştır.” Bu kadar.
– “Uçan Süpürge” kadınların hayatına nasıl dokunuyor?
Biz 1996’da kurulduk. Kurulduğumuz günden itibaren kadınlar için çalıştık. Sinemada, kadın emeğinin görünür olmasını istediğimiz için yola koyulduk. Ama kadın örgütlerinin güçlenmesi için de çaba sarf ettik. “Kız çocuklarının okullaşması”, kamu ve sivil toplum örgütleri arasındaki diyalogların arttırılması gibi hedeflerimiz de vardı. Ve bunları bakanlıklar ve yerel yönetimlerle birlikte yaptık. Pek çok projemiz kamu kurumlarının desteğiyle sürdü. Mesela “Çocuk Gelinler” projesinin illerde yapılabilmesi için, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde, Cumhurbaşkanlığı destek yazısıyla şehirleri gezdik. Bu yıl da bir “erkeklik toplantısı”yla pek çok şehre gideceğiz. “Erkekliği sorgulayan, erki de sorgular” diyerek. Ayrıca “Malala Projesi”yle yılda 250 kız çocuğunun okullaşması için çaba göstereceğiz. Yani devletin desteğini çekmiş olması, bizi durdurmuyor. Devam hep devam…
SADECE BİZİ DEĞİL, SİNEMAYA EMEK VERMİŞ TÜM KADINLARI KARŞILARINA ALMAK BU!
– Derdinizi anlatmaya çalıştınız mı?
Sayın Bakan’dan bir randevu talebimiz var. Henüz yanıt alamadık. Şu önemli: Bu 21 yılda, iktidar ve kültür bakanları defalarca değişti. 12 ya da 13 bakanla çalıştık. Ama bugüne kadar hiç böyle bir tutumla karşılaşmadık. Devlette devamlılık yok mudur? Bir kültür bakanlığı, önemli bir yön değişikliği, yasal bir suç olmaksızın “uluslararası festival” gibi organizasyonlardan desteğini çekmemeli. Bu olmuşsa da, bir açıklama gerekmez mi? Biz, sadece bir festival değiliz, Filmmor gibi, Türkiye’de, sinemada, kadının birikmiş emeğinin bir temsiliyiz. Sadece bizi değil, bugüne kadar sinemaya, sanata, kültüre emek vermiş bütün kadınları karşılarına almak değil midir bu? İtiraz yazımızı yazdık, bekliyoruz. Öte yandan, bu konuda Sayın Bakan’ın bilgisi olmadığına dair bir düşüncemiz de var. Herkes şaşkın, insanlar arıyorlar, “Bir yanlışlık olmasın” diye. Biz de öyle diyoruz, bir yanlışlık olmasın!
FİLMMOR KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ BAŞKANI ÜLKÜ SONGÜL: FERMAN ONLARIN… EMEĞİMİZ, DİRENCİMİZ, FESTİVALİMİZ BİZİMDİR!
– Bunca yıl devlet desteği alan FİLMMOR’a da bu yıl destek birdenbire kesildi. Hangi gerekçeyle?
Henüz hiçbir gerekçe söylenmedi. Bize gelen yazıda sadece “uygun bulunmadığı” buyrulmuş!
– Ne yaptınız da böyle oldu?
Vallahi, yaptığımız yeni bir şey yok. Daha önce ne yapıyorduysak, onu yapmaya devam ettik, edeceğiz de. Yani hep uygunsuzuz!
– Derdinizi anlatmaya çalıştınız mı?
Geçmiş deneyimler ışığında hiç denemedik bile. Kadın kısmı mı, festival kısmı mı uygunsuz onlara göre duymak istiyoruz ama dinleyen de yok. Sanırım sonuçta, elde var sıfır.
– Peki bu durum moralinizi mi bozdu? Yoksa tam tersine motivasyonunuzu mu arttırdı?
Ferman onların; emeğimiz, direncimiz, festivalimiz bizimdir! Biz ne sorunları, ne borç duvarlarını aştık. Destek kısmı vız gelir tırıs gider. Ama bu yıl, filmimizin yasaklanması, bakanlığın hiçbir katkısı olmaması, her an yıpratılmak, tedirgin olmak yorucuydu gerçekten. Fakat tüm bu zorluklar garip bir şekilde, dediğiniz gibi motivasyon da sağlamıyor değil! Her şeye ve herkese rağmen, bir avuç kadınla ve kadın dayanışmasıyla yaptığımız şeyleri sürdürmek, inandığımız gibi devam etmek hepimize yeterli enerjiyi sağlıyor!
– FİLMMOR’un cezalandırılması kadınlar açısından ne anlama geliyor?
Evet tam da bu, cezalandırıldık biz. Ama biz, bu topraklarda doğarak cezalı başladık! O yüzden de şerbetliyiz… “İktidar sahibi erkekler ya da elalem ne kadar destek verir” diye düşünerek yola çıkmadık ki. Kadınların sinemada da öyle tek ayak üstünde durmaya çabaladığı zamanları çoktan geçtik. Ayaklarımız artık yere sağlam basıyor ve çok daha kalabalık bir dayanışma içinde yürüyoruz…
Her yıl 7-8 şehirde, birçok kadın örgütüyle birlikte binlerce kadına “iyi gelen” bir festival yapıyoruz. Bunun ödüllendirilmesini elbette beklemiyoruz ama keşke köstek olmasalardı…