Dünyanın en iyi 10 dijital artistini say deseniz, 5’i Türk çıkar!


Samsung dART Platformu içerisinde genç dijital sanatçılara rehberlik etsin diye bir uzman kurulu barındırıyor. Hakan Yılmaz bu uzman kurulun sanatçı üyesi. İlginç şeyler anlattı. Dünyanın en iyi 10 dijital sanatçısından beşinin Türk olduğunu biliyor muydunuz mesela?

Gençlere ilham veren bir dijital sanatçı olan Hakan Yılmaz dijital sanatı “Üreten ve tüketen arasında otoritenin olmadığı” bir kavram şeklinde tanımlıyor. Sanatçı olarak dART Platformu’yla üstlendiği temel görevi de yeni başlayanlara yol arkadaşlığı olarak görüyor.

Ne güzel bir sanatçıdan bunları duymak. Yeni olanı keşfetmeye çalışırken en çok ihtiyaç duyulan da bir yol arkadaşı değil mi???

dART Platformu’nu keşfetmeye devam edeceğiz…

Çağdaş medya sanatçısınız. dART Dijital Sanat Platformu Uzman Kurulu Üyesi’siniz. Bu sergiyi sırtlanan eserlerden biri, sizin eseriniz. İnsan, gözünü alamıyor. Rengarenk dalgalar! Yanılmıyorsam, eseri eşinizin dalga korkusundan üretmişsiniz. Öyle mi?
-Evet. Sevgi, o zamanlar sevgilimdi. Henüz evli değildik. Hafta sonu denize girmek için hoş bir sahile gitmiştik. Ama hava rüzgarlıydı, deniz dalgalıydı. Epey büyük dalgalar. Sevgi, dalgalardan ürktü. O hafta sonunu denize hiç giremeden geçirdi. Mayosuyla, sabırla dalgaların dinmesini bekleyen halini sevgiyle izledim. Dalgaların sesi, denizin kokusu, Sevgi’nin uçuşan pembe mayosu, sırtıma değen güneş ve yediğim küçük tatlı çilekler… Hiç aklımdan gitmedi bunlar. Tatil bitip, stüdyoya dönünce, onun korkmayacağı dalgalar yaratmaya çalıştım. Benim yarattığım dalgalar, milyonlarca yüzükten oluşuyordu ve mest edici bir sakinliği vardı. Bu eser, bir evlilik teklifiydi Sevgi’ye! Hediye de birkaç yıl sonra geldi. Kızımız Mira yeni doğdu. Ömrü uzun olsun.

Nedir dijital sanat?
-70’lerde Londra’da ortaya çıkan deneysel bir sanat alanı. Dijital araç gereçler kullanılarak, dijital ortamlarda üretilen, çoğunlukla yine dijital ortamlarda sergilenen, elektronik temelli, yenilikçi bir sanat olarak tanımlayabiliriz.

Geleneksel sanatla, dijital sanat farkını nasıl anlatırsınız? Dijital sanata dokunamıyoruz mesela… Dijital eserleri içselleştirmek daha zor değil mi?
-Bence değil. Geleneksel sanat eserlerinin çoğuna da dokunamıyoruz aslında. Genellikle ya bir camın arkasında ya da bir kaidenin üzerinde sunuluyor. Ve belli bir mesafeden izleniyor. Galeri ve müzeler, eserlere dokunmanızı engelleyecek şeylerle dolu. Zaten yeni nesil izleyici, sanata dokunmak istemiyor! Onun bir parçası olmak istiyor! Bu yüzden dijital sanat eserlerini, projektörlerle dev ölçeklerde duvarlara yansıtıyoruz ve sarmalayan mekansal deneyimler haline getiriyoruz. Dokunmaktan daha etkili olduğunu düşündüğüm bir şey deniyoruz aslında. Sanat eserinin içinde kalmanıza müsaade eden bir yaklaşım sunuyoruz. Bu, dijital sanatı devrimsel kılan özelliklerden en belirgin olanı bence.

Dijitalde üretilen bir şeyin, sanat olup olmadığına kim karar veriyor?
-Dijitalde üretilen eserler, çoğunlukla dijital ortamlarda NFT olarak satışa sunuluyor. O çalışmayı beğenen ve ona sahip olmak isteyen kişi, arada hiçbir aracı ve otorite olmadan eseri alabiliyor. Dijital sanatın ideolojik yapısı, merkeziyetsiz bir felsefeyi benimsiyor. Dolayısıyla üreten ve tüketen arasında bir otorite yok. Benim kişisel görüşüm ise şu şekilde: Bence “dijitalde görsel üretmek”le “sanat üretmek” arasında bir fark var. Ürettiğiniz görselin, bir bağlamı varsa sanattır. Yoksa, o sadece dijital bir görseldir.

Hem ülkemizde hem de uluslararası alanda ciddi başarılar gösteren dijital sanatçılarımız var. Nasıl açıklıyorsunuz bunu?
-Gerçekten dünyanın en iyi 10 dijital artistini say deseniz, 5’i Türk çıkar! Yurt dışında sık sık Türkiye’de nasıl bir sanat eğitimi olduğunu sorarlar bize. Bence konu eğitimle ilgili değil. Bizim gibi artistlere geçmişte ana akım medyada pek yer vermezlerdi, biz de çalışmalarımızı Instagram, Twitter gibi kişisel medyalarımızda sergilerdik. Buradaki düzenli çabamız; bizleri, dünyanın her yerinde görünür hale getirdi. Çalışmalarımız ilgi görünce, doğru yolda olduğumuza hemen ikna olduk ve üretimlerimizi günlük hale getirdik. Üretken ve disiplinli olduğunuzda, sanatçı olmak için parlak bir aday haline dönüşüyorsunuz. Ayrıca Türkiye’deki illegal yazılım kullanımı da sanatçıların rahat rahat denemeler yapmasına, dijital araç gereçleri öğrenmesine imkân sundu. Tüm araç gereçleri deneyen sanatçılar, kendilerine özgün bir yol bulmakta zorlanmadı. Tıpkı tüm sanatsal devrimler gibi dijital sanat devrimi de bu verimli kaostan beslendi.

Türkiye’de üniversite seviyesinde dijital sanatçıların eğitimi konusuna nasıl yaklaşılıyor? Dünyada nasıl yaklaşılıyor?
-Yaklaşık 10 yıl kadar önce, Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde İhsan Derman Hoca’mız vardı. Bugün Türkiye’nin dijital sanat alanında bu kadar ileride olmasının mimarı o’dur diyebilirim! Refik Anadol, Can Büyükberber, Ouchhh, Burak Beceren ve daha birçok ismin çıktığı o harika torna 🙂 Bir daha öylesi gelmedi! Ama tohumlar ekildi, fideler büyüdü, ağaçlar yeşerdi ve birçok meyve verdi. Dijital sanat öğrenmek için üniversite düzeyinde bir eğitime ihtiyacınız olduğunu düşünmüyorum. Yazılımlar, internetteki ücretsiz dersler izlenerek öğrenilebilir. Sanata dair bilgi edinmek isterseniz, sanat tarihi kitapları okuyabilir ya da podcast’ler dinleyebilirsiniz. Soyut düşünme yeteneklerinizi geliştirmek için film ya da sanat okumaları yapmaya çalışabilirsiniz. Dünyada da durum aslında bu şekilde.

Teknoloji yardımıyla, sanatı ortaya çıkarmak nasıl bir süreç? Kolay mı, zor mu? Nelere hâkim olmak gerekiyor?
-Giderek kolaylaşan bir süreçteyiz. Ben 20 yıl kadar önce başladığımda, mouse ve internet bağlantısı olmayan ilkel bir bilgisayarda sayfalarca kod yazmanız gerekiyordu. Bugün, yaratmak istediğiniz eseri, kelimelerle tarif etmeniz yeterli. NFT öncesinde, dijital alanda sanat üretebilmek için temel film yapım ve tasarım programlarını bilmeniz, biraz kodlama bilmeniz, bilgisayarların huyunu suyunu biraz tanımanız gerekirdi. Bugün, popüler yapay zeka uygulamalarını (MidJourney, Dall-e) kullanarak, yazdığınız cümleleri, görsellere birkaç dakika içinde dönüştürebilirsiniz. Fakat sanat ortaya çıkarmak için gereken tek şey yazılım değil. Sanat üretebilmek için öncelikle söyleyecek bir sözünüz olmalı. Bu sözle ilgili her şeyi araştırmalısınız ve bir bağlam yaratmalısınız. Soyut düşünce yetenekleriniz gelişmiş olmalı. Sanatı sanat yapan şey, üretim teknikleri değildir. İçine koyduğunuz akıldır. İyi bir artist, elinde ne varsa onunla bir bağlam yaratabilendir bence.

dART Platformu’nda, sizin gibi başarılı olmak isteyen genç sanatçı adaylarına nasıl yardımcı olacaksınız?
-Dijital sanatlar, bilgisayar ortamında üretilse de usta-çırak ilişkisine ihtiyaç duyan bir alan bence. dART Platformu olarak, temel görevimiz, ilk adımlarını atmak isteyen insanları yüreklendirmek ve ilk adım sonrasında ihtiyaç duyacakları bilgileri onlara sunup, yol arkadaşlığı etmek. Sanat kariyerlerini yönlendirmek için iplerin onların elinde olduğunu hatırlatmak. Bunun için eğitim odaklı video serileri yapıp, en çok merak edilen soruları tek tek cevaplıyoruz. Fikri nasıl bulduğumuzdan başlayıp, eseri hangi platformda satışa sunacağımıza varana kadar tüm adımlar üzerinde duruyoruz ve bu sisli puslu yolları onlar için daha berrak bir hale getirmeye gayret ediyoruz.

Yorum Bırak