Edepsiz olacaksın, edepsiz!
Ece Gamze Atıcı. Kafa kız. Gırgır şamata. Çağın değerleriyle bir güzel dalga geçiyor. Edepsizliğinin teorisini geliştiriyor. Yazdığı kitap, ‘Edepsizin El Kitabı’. 21 derste, edepsizlik öğretiyor. Bu kitap, zaaflarımıza ayna tutup, onlarla eğlenmenin bir yolu. Ece’nin deyimiyle, “Kılavuz olarak mı kullanırsınız ya da bütün bu meseleyi hiciv olarak mı alırsınız o sizin kendi edepsizlik ihtiyacınıza bağlı!”
Neden ‘Edepsizin El Kitabı’ diye bir kitap yazmak zorunda hissettin? Orijinal olmak için mi?
– Ne alakası var! Dünya, zannettiğimiz kadar güzel bir yer değil! Bizi de sevgi kurtarmayacak! Önce bir gerçekleri görelim, sonra çareler üretiriz… Demek istedim…
Neymiş gerçekler?
– Bu dünyaya uyacaksan, edepsiz olacaksın! Böyle… Başka çaren yok! Ciddiyim. İyi-mutlu insan fikrini ve bunu pazarlamayı komik buluyorum. Nefes terapisi görerek, bütün bedeni yogalayarak, havalı dağlarda inzivaya çekilerek iyi insan olma fikri saçma değil mi? Benim için öyle. Diğer bir deyişle ben, “Yanlış hayat, doğru yaşanmaz!” fikrinden yola çıkıp, ters istikamete gidiyorum. E haliyle, bir miktar gırgırımı da geçiyorum. Mizahın da karası güzel! İnsanın, kendi sıradanlığını kabul etmesini yeterince orijinal buluyorum ve milleti edepsizliğe kışkırtıyorum.
İyi bir kıza benziyorsun… Bu yola nasıl düştün?
– (Gülüyor) Teşekkür ederim! Doğru bakış ve tebessümle herkes iyi bir kıza benzeyebilir, Donald Trump bile… Ben bu yola düşeli epey zaman oldu. Benzer hisleri başka türlü anlattığım iki roman yazdım, üçüncü romana psikopat başkahraman çalışırken, arada bu kitap çıktı. Neyse ki, libido bakımından zengin bir aileden geliyorum! Yani yaşam gücü ve direnci yüksek… Aşk, ihtiras, entrika, ihanet fazlasıyla var bizim ailede… Bitmeyen bir hareket, mini skandallar derken kaosa teşne bir bünye oluştu haliyle. O da bugün burada edepsiz oluyor, ‘Chava’ diye görünüyor. Bu kitaptaki kahramanın adı. Yarın Yadigâr olur, Cem olur…
Bir başka deyişle, kötücül bir kitap yazarak, kötünün parodisini yapıyorsun…
– Aynen! O esnada, “Herkes ne hali varsa bir an önce görsün” diyorum. Yani batacaksak batalım, zira bu araf, cehennemden sıkıcı sevgilim! Şimdi konuşmanın bu noktasında çalabiliyor olsaydık, ‘İspanyol Meyhanesi’ çalardık…
HERKES KENDİ EDEPSİZLİĞİNE SAHİP ÇIKSIN LÜTFEN
Kara mizah yaptım. Bu edepsizlik oyununu sahiplenen bir karakter yarattım: ‘Chava’. Elbette karakterime feci inandığım yerler var. Benim inandıklarımla sizin ikna olduğunuz kısımlar aynı değildir! İşin edepsizliği de burada! Ben sadece yazdıklarımdan mesulüm. Herkes kendi edepsizliğine sahip çıksın lütfen!
Önce tavla, sonra geri çekil
“Biraz sahtekârlık dünyanın daha kıvrak dönmesini sağlar” mı gerçekten?
– Elbette! Ama sahtekârlıktan ne anladığımıza bakmak lazım. Roman yazmak da bir sahtekârlık türü olabilir. Ama bak, göz kırpıyorum.
Şu edepsizlik tüyolarını tek tek anlatır mısın?
– Artık herkesin ortak özelliği, hiçbir özelliğinin olmaması. Bu fikirden yola çıkıyorum ve “Kalabalıktan azıcık sıyrılmak herkesin hoşuna gider, değil mi?” diyorum. E o zaman ihtiyaçlarınıza göre, doğru kişiye, özel olduğunu düşündürterek pekâlâ istediklerinizi yaptırabilirsiniz. Küçük bir sahtekârlık, küçük bir entrika… Ama işe yarıyor…
Kitapta “En yakın arkadaşınızı sevgilisinden ayırmak için ne yapmalı?” bölümü var…
– Evet. Hemen formülü söyleyeyim: Denk geldiğiniz ilk kavgalarında onları barıştırmanız gerekiyor. Bunu iki kez daha tekrarlayın. Sonrasında o ilişki, size ait olacak. İstediğiniz gibi yönlendirebilirsiniz…
İyi de niye yapıyoruz bunu?
– Bir insanın güvenini kazanıp, onu kötüye kullanma talimi yapmak için! Yakın çevrede talim etmek daha masrafsız olacaktır. Bir de içinde kazık barındırmayan dostluğun verimli olduğu söylenemez…
Ailenin en popüler kişisi olmak için ne yapmamız gerekiyor?
– Hemen anlatayım. Bu sefer de, “Hayatta hiçbir şey olamayanlar bari aile arasında popüler olsunlar!” fikrinden yola çıkıyorum. Bunun yolu da rakipleri elemekten geçiyor. Aile büyükleri içinde, en itibarlı olanı seçin ve sizin önünüzü kesen diğer rakipleri bertaraf edin. Nasıl mı? Biraz ilgi, duygu sömürüsü ve küçük hediyelerle…
Aşk için de ‘sevdiğimiz değil sevildiğimiz bir kişi’ bulmamızı öneriyorsun. Neden?
– Çünkü ideali ve acısızı bu! Sevmek zorunda kalmadan, doyasıya sevileceğiniz bir ilişki. Formül net: Önce tavla, sonra geri çekil. Sonra yeniden tavla ve yeniden geri çekil. Karşındakinin dengesini bozana kadar devam et. Bu döngüyü doğru ayarlarsan asla yalnız kalmazsın.
Boşanmanın da bir edepsiz için en güzel yükseliş olduğunu söylüyorsun. Neden?
– Çünkü bir para kazanma biçimi, üstelik özgürleşerek… Ama boşanma için doğru evliliğe ihtiyaç var. Onun formülünü de kitapta uzun uzun anlattım.
Hayatta yapılması gereken her şeyi, tersten almanın ve insanlara önermenin bir sebebi var herhalde. Neden insanları kullanmamız, arkalarından dedikodu yapmamız, intikam almamız gerekiyor? Demek istiyorsun ki, çağ, bu değerlerin çağı…
Acaba gerçekten öyle mi? Yoksa çok mu acı çektin?
– Bunların hiçbiri gerekmiyor olabilir. Ama “Dünya şimdilik böyle dönüyor!” diyorum ben. E serde yamukluk da var. Bir de söyleyen ben değilim aslında, Chava! Edepsizlik bahane de, yörüngeye çelme takmak şahane! Fikri yeter. Acı çekme konusuna gelince, bulunca çekerim tabii de o konuda iddialı değilim. Bu kitap, zaaflarımıza ayna tutup, onlarla eğlenmenin bir yolu.