Türkiye’nin her yerinden gelen üniversite öğrenci kulüpleri üyeleriyle sohbetimiz sürüyor. İki üniversite kulübü üyesiyle daha sizleri tanıştıracağım. Önce Gazi Üniversitesi Kitap Bankosu’ndan Yağmur Dilara Efe’yle. Üniversitedeki arkadaşlarıyla harika bir çevre projesine imza atmışlar. Alkışlıyorum… Odakları, ‘Ekolojik Okuryazarlık.’ Hedef kitleleri, çocuklar.
Çünkü çocukların eko-anksiyete içerisine girip, çevre ile ilgili konulardan kaçmaları ihtimalinin en büyük felaket olacağını söylüyor Yağmur.
.
Sonra Fırat Üniversitesi’nden Kürşat Keskin’le, ‘Su Bilinci’ni konuştuk. Projenin çıkış noktası üniversitenin bulunduğu Elazığ’daki su kaynakları olmuş. ‘’Temel amacımız gelecek nesillerde su bilincini oluşturabilmek ’’ diyor Kürşat. Hedef kitleleri olan 10-14 yaş aralığındaki çocuklar ve onların anne- babalarını da projelerinin içerisine entegre ederek su bilincinin ev ortamında da devam etmesini hedefliyorlar.
.
‘Gelişim Seninle’ projesi sayesinde tanıştığım gençlerden aldığım ortak bir his var: O da hepsinin mezun olduktan sonra da, ‘sosyal fayda’ için çalışmaya devam edecekleri… ‘Sivil topluma bir kez girince ayrılmanın imkansız olduğundan hepimiz haberdarız‘’ diyor gençler. Ne kadar anlamlı ne kadar farkındalığı yüksek sözler bunlar. Böyle gençlerin geleceğimizi yazacak olmalarından gurur duyuyorum. Bu gençlere destek olan her markaya da sonuna kadar destek olacağımı buradan söylemek istiyorum.
Yaşasın sosyal fayda üreten gençler!!!
Siz odak alanı olarak “su tüketimi”ni seçmişsiniz. Neden?
-Yaşamdaki döngünün çok önemli bir parçası su. Bu nedenle, suyu korumalı ve bilinçsizce tüketmemeliyiz. Üniversitemizin bulunduğu Elâzığ ilinde, birçok su kaynağı bulunmakta. Ancak su kaynaklarının korunması ve gelecek nesillere su bilincinin aktarılması üzerine çok az çalışma yapılmakta. Bu eksiği fark ettiğimiz için su bilinci üzerine yoğunlaşıp, sürdürülebilir bir proje yazmayı hedefledik.
İçme suyunun azalmasında en önemli etken olarak neyi görüyorsunuz?
-En önemli etken, dünyadaki artan nüfusun beraberinde getirdiği belirli tüketim problemleri ve bununla birlikte su bilincinin gelecek nesillere aktarılmaması. Bu ve benzeri etkenler, bilinçsiz tüketim sorunu olarak günümüzde kendini göstermekte. Projemizde öncelikle 3 hedef kitlemiz bulunuyor: 10-14 yaş aralığındaki öğrenciler, projede görev alacak üniversite öğrencileri ve eğitime katılacak olan öğrencilerin velileri. Hedef kitlelerimizi belirlerken, su bilincini sürdürülebilir kılmak en önemli şeydi bizim için. Bu yüzden, hedef kitlemizi, Z kuşağının başı ve sonu olarak belirledik. Projemizde birbirlerini daha iyi anlayıp, problemlere iş bitirici çözümler bulabileceklerini düşünüyoruz.
SEÇİLEN 9 PROJEDEN BİRİ BİZİMKİ
Projeniz hibe desteği alan 9 projeden biri seçildi. Şimdi ne yapacaksınız?
-Projemiz için gerekli olan maddi desteği, bp Türkiye’nin, “Gelişim Seninle” programı sağlıyor. Aldığımız hibe ile alt yapısını oluşturduğumuz projemizi gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Projemizde ortaklarımızla görüşmelerimizi ilerletmeye başladık. Bir sonraki adımımız ise projeyi hayata geçirmek olacak.
Kitap Bankosu’nu ve “5 Adımda Türetim” adlı projenizi sizden dinleyelim…
-Bir Avrupa Birliği gençlik projesi olarak hayatına başlayan Kitap Bankosu, önce iki üniversitede öğrenci topluluğu oldu. Şimdi aynı zamanda, bir dernek olarak da hayatına devam ediyor. Amacımız, Gazi Üniversitesi’nin destekleriyle oluşturduğumuz eğlenceli ve renkli “gezici kütüphanemiz”le okul okul, kütüphane kütüphane gezip, okuma kültürünü yaymak. Bu sene amacımızı genişlettik ve ekolojik okuryazarlığın geliştirilmesi için de bir proje geliştirdik: “5 Adımda Türetim.”
ÇOCUKLARLA ÇALIŞACAĞIZ ÇOCUKLARIN DOĞA VE ÇEVRELERİYLE İLETİŞİMLERİNİN FARKINDA OLMALARINI SAĞLAYACAĞIZ
Nedir ekolojik okuryazarlık?
-Son 2 yıldır Türkiye’de popüler olmaya başlamış bir kavram. İnsanların, doğa ve çevreleriyle iletişiminin farkında olmalarını ve bu ilişkiyi en sağlıklı şekilde yürütmelerini sağlıyor. Biz projemizde, ekolojik okuryazarlığın temelinde yatan tüketim bilincinin, “bireysel atık yönetimi”ni ele aldık. Bireysel olarak en çok fark yaratabileceğimiz alanda, en uzun süreli fark yaratacak kişilerle, yani çocuklarla çalışacağız.
EKO-ANKSİYETE’DEN KORUMAK İSTİYORUZ ÇOCUKLARI
Çocuklarda nasıl bir farkındalık yaratmak istiyorsunuz?
-Hedef kitlemizin çocuklar olmasının en büyük nedenlerinden biri, tüm dünyada gittikçe yaygınlaşmaya başlayan eko-anksiyete. Eko-anksiyete çocuklarda kendini iki şekilde gösteriyor. Çocuklar ya kendilerini çok yetersiz hissediyorlar ve pes ediyorlar ya da sadece büyük aktörlerin krizi çözebileceğine inanıp, zararlı alışkanlıklarını artırarak, yola devam ediyorlar. Bu iki durumun da, dünyamız için yıkıcı sonuçlar doğuracağını düşündüğümüz için, çocukların uygulanabilir çözümlerin farkında olmalarını ve pes etmelerini engellemeyi hedefliyoruz. Bireysel aksiyonların önemini ve bu savaşta onların da var olabileceklerini anlamalarını istiyoruz.
Projenizde akran eğitimleri yer alıyor. Nedir bu akran eğitimleri?
-Akran eğitimleri, non-formal (yaygın) eğitim anlayışının temel taşlarından. Öğrencilerin kendilerine yakın hissettikleri akran gruplarından bilgi almalarını sağlayarak hem kolayca rol model bulabilmelerini hem de o soruna çözüm üreten insanlar arasında kendilerini görmelerini sağlayan tekniklerden. Biz de bu eğitim modeliyle, çocukların aksiyon almalarını ve kendi arkadaşlarına bu bilgileri aktarmalarını kolaylaştırmayı hedefliyoruz.
HEPİMİZ, TOPLUMU GELİŞTİREN, İYİLEŞTİREN PROJELERE DEVAM ETMEK İSTİYORUZ
Üniversite döneminde gerçekleştirdiğiniz sosyal fayda projelerini meslek hayatınızda nasıl devam ettirmeyi düşünüyorsunuz?
-Tüm kulüp üyeleri olarak, sivil topluma bir kez girince ayrılmanın imkânsız olduğundan hepimiz haberdarız. Belki bazılarımız için sosyal fayda projelerine ilk giriş bp Türkiye sayesinde oldu ama hiçbirimiz için son olmayacak. Hepimiz toplumu geliştiren, iyileştiren, topluma liderlik eden bölümlerde okuyoruz. Okuduğumuz bölümlerin temel amacı toplumun kalkınması. Bu nedenle meslek hayatımızda da bu gayeyi sürdürmeyi hedefliyoruz.