GÖZDE SULAR

Aile Bakanı Ayşenur İslam 1 milyon 30 bin kişinin imzasına tenezzül etmiyor.

Farkında mısınız müthiş bir şey oluyor.

Özgecan cinayetinden sonra, ilk kez 1 milyon 30 bin insan bir kampanya için imza verdi. Tek ses oldu ve yetkililere dedi ki: “Artık yeter! Önlem alın. Özgecan Yasası çıkarın. Kadın cinayetlerinde şu indirimleri kaldırın!” 1 milyon 30 bin, muazzam bir rakam var. Change.org’da dünyanın en büyük altıncı kampanyası. Başlatan da 21 yaşında gencecik bir kız. Helal olsun ona!  Gözde Salur’a… Israrla, “Çok işimiz var!” deyip (bundan daha önemli ne işi olabilir ki!), imzaları teslim almaktan kaçınan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Gözde Salur ve kadın derneklerini savuşturuyor. Ama Salur vazgeçeceğe ve pes edeceğe benzemiyor! Ben bu konuda iktidarın harekete geçeceğine inanmıyorum. Çünkü birtakım öğretmenlerin kızlara, “Başınızı örtmezseniz siz de Özgecan gibi olursunuz!” diye vahim olayı tehdit aracı haline getirdiklerini duyuyoruz… Cumhurbaşkanı’nın bu konudaki kefaleti gerçekse, samimiyetle kadına karşı şiddetin takipçisiyse, imzaların bir an önce teslim alınmasını ve gereğinin yapılmasını sağlar. Takipçisi olacağız!

‘Özgecan Yasası’ dünya çapında en yüksek imzaya ulaşan altıncı kampanya

Haftanın kampanyası: Özgecan Yasası! Durma imza ver!

Sen kimsin, seni tanıyalım…

-Gözde Salur. 21 yaşındayım. Aslen Bayburtluyum ama İzmir’de yaşıyorum. Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı’nda okuyorum. Üçüncü sınıfım. Üç abim var ve ailenin en küçüğüyüm.

Nereden aklına geldi Özgecan kampanyası başlatmak?

-Haberi ilk duyduğumda herkes gibi ben de perişan oldum ve “Artık bir şeyler yapmak lazım!” dedim. Daha doğrusu, “Ben Gözde olarak ne yapabilirim?” diye düşündüm. Change.org’da daha önce kampanya imzalıyordum ve kampanyaların başarılı olduğunu biliyordum. Özgecan’ın maruz kaldığı vahşet paylaşılmaya başlayınca, sosyal medyadaki mesajlar, siyah yapılan profil fotoğrafları hepsi bir şey söylüyordu. Bir şeylerin değişmesi için çığlık atıyordu. Ben de kampanya başlatarak, benim gibi düşünen insanları bir araya getirmek, bir hedefe odaklanmak ve sesimizi duyurmak istedim.

Senin isyanının kaynağı ne?

-Türkiye’de kadının yeri. Gitgide yok olan yeri. Her gün üzücü ve acı olaylar yaşıyoruz ve galiba farkında olalım derken bir yerde artık kanıksamaya başladık. Hikâyeleri, isimleri duymuyoruz, bilmiyoruz ve çoğu zaman öldürülen kadınlar adli tıp raporlarında yer alan birer rakam olarak kalıyor bizim için. Özgecan’dan sonra bile kaç kadın cinayeti işlendi. Artık somut adımlar atılmalı. Tabii ki yapılması gereken birçok şey var. Ama öncelikle bu cinayetleri işleyenler, “Ne olacak, en fazla 2-3 ay yatar çıkarım!” diye düşünememeli. Ben bu kampanyayla tam da bunu istiyorum: “Kadın cinayetleri, kadına karşı şiddet ve istismar davalarında keyfi uygulanan tahrik indirimi, iyi hal indirimi gibi, cezayı caydırıcı olmaktan çıkaran, suçu sıradanlaştıran kararların alınmasının önüne geçecek gerekli hukuki düzenlemeler yapılsın”.

Harikasın! Hepimizin istediği bu! Feminist misin?

-Hayır.

Politik bir geçmişin var mı?

– Hayır. Ne politik bir geçmişim var ne de feminist hareketin içindeyim. Sadece tek istediğim, kadının bu toplumda bir yerinin olması. Can güvenliğinin sağlanması. Doğuştan sahip olduğu hakların ellerinden alınmaması. Yani biz kadınları biraz rahat bıraksalar ne iyi olur değil mi? Her gün biri çıkıp gündelik yaşamımızla ilgili konuya dair yorum yapıyor. Siz hiç bu ülkede bir erkeğin kılık kıyafetine laf edildiğini duydunuz mu? Ama bizim etek boyumuz, saat kaçta nerede olduğumuz hep bir sorun. Belki naif gelecek ama ben bunların tartışılmadığı bir Türkiye hayali kuruyorum.

48 saatte rekor imza

Ne hissettin kampanyan böyle bir rakama ulaşınca…

-İnanamadım! Change.org’dakilerin söylediğine göre 48 saatte 700.000 imzayla bir rekor kırılmış. Gerçekten çok mutlu oldum. 21 yıllık hayatımda ilk kez yaşadığımı hissettim! İnsanlık için bir adım atmış gibi hissettim. Elektriğin bulunması gibi bir şey sanki. Bana, sosyal medyadan ulaşan insanların mesajlarını da okuyunca, hiç olmadığım kadar umutlandım. Şu anda bu kampanya change.org’da, dünya çapında en yüksek imza sayısına ulaşmış altıncı kampanya. Bu, artık kimsenin sabrının kalmadığını gösteriyor!

Seninki ‘farkındalık’ yaratılmasını istediğin bir kampanya mı, yoksa ‘aksiyon’ alınmasını mı?

-Hayır, bu bir farkındalık kampanyası değil! Artık hepimiz olanların farkındayız zaten. Daha ne kadar farkına varabiliriz ki? Elbette ki bu zamana kadar yürütülen farkındalık kampanyaları çok çok önemli. Ama bu sefer, ben ve kampanyamı destekleyen 1 milyonu aşkın kişi, yetkililerden ellerini taşın altına sokmalarını istiyoruz. Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri davalarında tahrik ve ceza indirimi olmasın istiyoruz. Buna ‘Özgecan Yasası’ diyorum ben. Yani artık Özgecan milat olsun, yasalar kadınları korusun.

change.org/ozgecan adresinden imzanızla destek olun

1 milyon 30 bin imzayla ne yapmak istiyorsun?

– 1 milyon 30 bin insanın sesini taşıyorum bir anlamda. Tabii ki benden beklenen şeyi yapıp imzaların tam adresine ulaşması için elimden geleni, hatta fazlasını yapacağım. Ve sesimiz duyulana kadar da vazgeçmeyi düşünmüyorum.

Harekete geçtin mi?

– İmzalar bir milyona ulaştığından beri bakanlıkla iletişim halindeyiz. Son üç haftadır da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’dan randevu almaya çalışıyoruz. Ancak ne yazık ki henüz bir dönüş yok. Önce bakanın takvimi yoğundu, şimdi de başka bir birimin imzaları teslim alma ihtimalinden bahsediyorlar. Duyduğumuz şey hep aynı: “Vaktimiz yok, çok yoğunuz.”

Bir milyonu aşkın insanı yok mu sayıyorlar yani?

-Öyle görünüyor. Bakan çok yoğunmuş. Oysa istediğim 1 saatlik bir randevu. Benimle birlikte bu ülkenin en önemli kadın örgütlerinin temsilcileri de olacaktı. Yaptıkları nezaketen de yanlış. Bakanlığı aradığında özel kalemi geçemiyorsun bile. Bu yüzden de şaşkınım. Tabii, bu noktada bize net bir tarih vermeyerek bu kampanyayı destekleyenlere nasıl bir mesaj veriyorlar, farkındalar mı bilmiyorum. Bir yandan, “Kadına karşı şiddet dursun!” demek bir yandan da somut bir adım atılmasını isteyen 1 milyondan fazla kişiyi görmezden gelmek… Tabii bu durum bana samimiyetlerini sorgulattı. Sonuçta herkesin gözü bu konu üzerinde. Ben de beni destekleyen 1 milyondan fazla kişinin sorumluluğunu taşıyorum ve sesimizi duyana kadar kampanyamdan vazgeçmeyeceğim. Onlarsa zamana yayıp, unutturmaya çalışıyorlar.

Peki Ayşenur İslam sizinle görüşmeyi kabul etmezse…

-O zaman dava sürecinin birebir takipçisi olacağını belirten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a imzaları taşıma niyetindeyim. Ve bu gerçek olacak. Hâlâ bu kampanyaya destek vermeyen varsa, lütfen change.org/ozgecan adresinden imzanızla destek olun. Birlikten dirlik doğar…

Yorum Bırak