Huzurlarınızda Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Nagihan Yılmaz!!!
Müthiş bir kadın. Kimya mühendisi. Çevreci. Girişimci. Sivil toplumcu. Eş. İki çocuk annesi. Yaptığı şeyi duyunca “Vayyyy!” dedim. Bitkisel atık yağların toplanması ve geri kazanımı konusunda faaliyet gösteren bir şirketi var. Bu girişimiyle, tam 30 bin noktaya hizmet veriyor!!! Brav0. Hızlı düşünen bir kadın. Yenilikçi. 14 yıl farklı firmalarda çalışıyor. Ama işimi, kendi bildiği gibi yapmak istiyor. O yüzden girişimci oluyor. Ama babadan, kocadan filan parası yok. Ne yapıyorsa kendi yapıyor!! Mesele derin. Bitkisel atık deyip geçmeyin. Lavabolara dökülme ya da çöpe atılma riski var. Lavabolara dökülen yağlar, ciddi çevre kirliliğine yol açabiliyor. Bu yağlar, denizlere, göllere ulaştığında, su kirliliğinin yüzde 25’ini oluşturuyor. 1 litre bitkisel atık yağ, 1 milyon litre içme suyunu kirletebiliyor! Nagihan, ‘İnsanlar, lavaboya dökülmemesi, toplanması gerektiğini biliyorlar. Ama nereye verilmesi gerektiğiyle ilgili bir bilgi eksikliği var” diyor. Önce bu farkındalığı arttırmak için Dönüştüren Kadınlar Derneği’ni kuruyor. Dönüşümün, mutfaktan başladığını, israfı, bununla dünyaya nasıl bir zarar verdiğimizi ve son noktada neler yapmamız gerektiğini anlatıyor. Nagihan ve ekibinin hizmet alanı, aklınıza gelebilecek yemek yapılan tüm restoran, kafe, otel, fabrikalar…. büyük bidonları var. Onu atık toplama alanlarına bırakıyorlar. Belirli periyotlarda ziyaret ederek, atık yağlarını alıyorlar, yerine temiz bidon bırakıyorlar. Bitkisel yağlar, gıdada kullanıldıktan sonra, içerisinde çok fazla kanserojen madde oluşuyor. Bu nedenle sabun yapımında kullanılması da, hayvan yemine katkı maddesi olarak kullanılması yasaklandı. Şu an sadece biyodizel üretiminde kullanılabiliyor. Ama bir yönetmelik çalışması var. Çıkarsa, biyodizel üretiminin yanında sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üretiminde de kullanılabilir hale gelecek. Yani uçaklarımız, evlerimizde biriktirdiğimiz bitkisel atık yağlar ile uçacak!! @kagider_ @garantibbva #hayırlı #işbirliği
BİTKİSEL ATIK YAĞLARIN TOPLANMASI VE GERİ KAZANIMI KONUSUNDA 30 BİN NOKTAYA HİZMET VERİYOR
Nagihan tebrikler! Bitkisel atık yağların toplanması ve geri kazanımı konusunda, sektörde uzun yıllar çalıştıktan sonra, kendi firmanı kurdun. Şu an 9 şube, 52 bitkisel atık yağ toplama aracı ve 8 adet depoyla, Türkiye’nin en büyük firmasına sahipsin! 30 bin noktaya hizmet veriyorsunuz. Ve geçtiğimiz günlerde Garanti BBVA ve KAGİDER işbirliğinde gerçekleşen yarışmada, “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” seçildin. Neler hissediyorsun?
Çok çok mutluyum! Benim için, mesleğim için inanılmaz bir adım. Birbirinden güzel projeler yarıştı. İnanılmaz kadınlarla tanıştım. Hepsinin hikayesi birbirinden değerli. Bu kadar güzel projenin arasından seçilmiş olmak beni hem çok mutlu etti hem de çok özel bir iş yaptığımı hatırlattı. Layık görenlere teşekkürler.
Girişimci olmaya nasıl karar verdin?
Karakterim gereği ben zaten kendi işimi yapmalıydım. 14 yıl farklı firmalarda çalıştım. Başarılıydım da. Ama hayallerim vardı. Bu işi herkesten farklı yapmak istiyordum. Kabul gören fikrilerim vardı, “Şimdi bir dur, zamanı değil…” denilen fikirlerim de. Ama ben durmayı sevmiyorum. Koşmam lazım! Zaman akıyor! Ben, kendi çatım altında, sorumlulukları, sonuçları ve kararları bana ait olacak şekilde, bu işi daha iyi yapacaktım. O yüzden girişimci oldum. İyi ki de olmuşum!
ÇEVRECİ OLDUĞUM İÇİN GİRİŞİMCİ OLDUM!
Peki bu atık işine nasıl girdin?
Tamamen tesadüf. Kimya mühendisi olarak üniversiteden mezun olunca, bir geri kazanım tesisinde iş buldum. Sonrasında bu iş, benim yolum oldu. Kendimi, dünya için, ülkem için iyi bir şey yapıyor olarak hissettim hep. Atık topluyorduk, bundan yenilenebilir enerji kaynağı biyodizel üretiyorduk. Hem ekonomiye katkı sağlıyorduk hem de karbon emisyonlarını düşürüyorduk. Bundan daha büyük bir tatmin nasıl olabilirdi?
Şu anda kendini daha çok “girişimci” mi yoksa “çevreci” olarak mı hissediyorsun?
Öncelikle çevreciyim! Ama benim gibi bir insanın çevreci olarak sesini duyurabiliyor olması için girişimci de olması gerekiyordu. Çevreci olduğum için girişimci oldum!
1 LİTRE BİTKİSEL ATIK YAĞ 1 MİLYON LİTRE İÇME SUYUNU KİRLETEBİLİR
Bu bitkisel atıklar toplanmaz ve geri dönüştürülmezse ne oluyor?
Lavabolara dökülme ya da çöpe atılma riski var. Lavabolara dökülen yağlar, kanalizasyon sistemlerinin tıkanmasına, patlamasına ve bunun sonucunda da çok ciddi çevre kirliliğine yol açabiliyor. Bu yağlar, denizlere, göllere ulaştığında, su kirliliğinin yüzde 25’ini oluşturuyor. Suların üstünü ince bir tabaka gibi kaplayarak oksijen geçişine engel oluyor ve su altı canlı varlığını tehdit ediyor. 1 litre bitkisel atık yağ, 1 milyon litre içme suyunu kirletebilir. Bu nedenle lavaboya dökmeden önce, bir kez daha düşünmek lazım! Çöp kutularına attığımız bitkisel atık yağlar ise, çöp alanlarında patlama riskine sebep olabiliyor. Toprağa karışarak da toprağın verimini düşürüyor.
BİTKİSEL ATIKLARIN TOPLANMASI GEREKTİĞİNİ BİLİYORLAR AMA NEREYE VERİLMESİ GEREKTİĞİYLE İLGİLİ BİR BİLGİ EKSİKLİĞİ VAR
Peki bu konudaki farkındalığı arttırmak için neler yapıyorsunuz?
Pek çok şey. Dönüştüren Kadınlar Derneği”ni bu yüzden kurdum. Bu dernek çatısı altında, Türkiye genelinde, “Dönüştüren kadınlar” ve “Dönüştüren sahne etkinlikleri” yapıyoruz. “Dönüştüren kadınlar” etkinliklerinde kadınlarla bir araya geliyoruz, dönüşümün mutfaktan başladığını, israfı, tüketim çılgınlığımızı, aslında bununla dünyaya nasıl bir zarar verdiğimizi ve son noktada neler yapmamız gerektiğini konuşuyoruz. “Dönüştüren sahne etkinlikleri”nde ise, üniversite öğrencileriyle bir araya gelip, biraz daha iklim değişikliği, karbon ayak izi, atıklarımızın değerlendirilmesiyle enerji üretimi gibi konuları konuşarak, farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Bu arada, farkındalığı yüksek insanlar da var. Lavaboya dökülmemesi, toplanması gerektiğini biliyorlar. Ama nereye verilmesi gerektiğiyle ilgili bir bilgi eksikliği var.
BELEDİYELERİ ARAYARAK, BİTKİSEL ATIK YAĞLARI TOPLAYIP TOPLAMADIKLARI HAKKINDA BİLGİ ALABİLİRSİNİZ.BÖLGEDEKİ TOPLAMA NOKTALARINI ÖĞRENEBİLİRSİNİZ. EĞER BELEDİYELERİNDEN BİR HİZMET ALAMIYORSANIZ BİZİM GİBİ LİSANSLI TOPLAMA FİRMALARINI ARAYARAK DESTEK İSTEYEBİLİRSİNİZ
Çok doğru söylüyorsun, evlerde bitkisel atıkları biriktiriyoruz ama ne yapacağımızı tam bilemiyoruz… Ne önerirsin?
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çıkartmış olduğu yönetmelikte, hanelerden toplamayla ilgili görev, belediyelere verilmiş durumda. Bu konuyla ilgili çalışma yapan belediyeler var. Atık noktaları oluşturmuş belediyeler var. Öncelikle belediyelerini arayarak, bitkisel atık yağları toplayıp toplamadıkları hakkında bilgi alabilirsiniz. Bölgedeki toplama noktalarını öğrenebilirsiniz. Eğer belediyelerinden bu konuyla ilgili bir hizmet alamıyorsanız, bizim gibi lisanslı toplama firmalarını arayarak destek isteyebilirsiniz. Biz bir şekilde size ulaşıp, o atığı alıyoruz.
Siz, bitkisel atıkları esas olarak nerelerden topluyorsunuz? Sistem nasıl işliyor?
Hanelerden atık yağ toplama konusunda sözleşmeli olduğumuz belediyeler var. Bu belediyelerin sınırlarında, hanelerden toplama faaliyeti yürütüyoruz. Bunun haricinde, aklınıza gelebilecek yemek yapılan tüm restoran, cafe, otel, fabrika bizim hizmet alanımız içinde. Öncelikle atık üreticisi olarak tarif ettiğimiz bu noktalarla sözleşme yapıyoruz. 50 kilogramlık bir bidonumuz var. Onu atık toplama alanlarına bırakıyoruz. Belirli periyotlarda ziyaret ederek, atık yağlarını alıyoruz, yerine temiz bidon bırakıyoruz. Buradaki en önemli nokta, toplayan firmanın bakanlık tarafından lisanslandırılmış olması, toplama araçların lisanslı olması ve yağları alırken Bakanlığı’nın MOTAT sistemi ile atığını teslim ederek, kayıt altına aldırması gerekiyor.
YAĞINIZI TESLİM EDERKEN, FİRMANIN LİSANSI OLUP OLMADIĞINA DİKKAT ETMENİZ VE KESİNLİKLE MOTAT İLE TESLİM ETMENİZ GEREKİYOR!
Doğru yapılmayan geri toplama nasıl oluyor?
Lisansı olmayan kişiler tarafından toplanabiliyor bu yağlar. Lisans olmadığı için herhangi bir kontroll mekanizması da çalışmıyor maalesef. Bu nedenle yağınızı teslim ederken, firmanın lisansı olup olmadığına dikkat etmeniz ve kesinlikle MOTAT ile teslim etmeniz gerekiyor. Lisanssız kişilere MOTATsız olarak teslim ettiğimiz yağların, maalesef ki tekrar bize gıda olarak geri dönme olasılığı yüksek!
Bir kimya mühendisi olarak sen sürecin ne kadarına hakimsin?
Tamamına hakimim diyebilirim! Bundan da çok mutluyum. Tamam mühendislik okudum ama sadece mühendislik yapmadım. Sözleşme de yaptım. Bidon da dağıttım. Yağ da topladım. Depo da temizledim. Bu yağlardan üretim de yaptım. Laboratuvarda analiz de yaptım. Kendi şirketimi kuralı dört yıl oldu, hala sahadayım. Belirli periyotlarda bölge ziyaretleri yaparım, kurumsal firmaların görüşmelerine muhakkak ben giderim. Atık toplamıyorum şu an. Ama o yollardan geçtiğim için, sahadaki arkadaşların yaşadıkları zorluklarını ve hizmet verdiğimiz noktaların isteklerini anlayabiliyorum.
BİTKİSEL YAĞLAR, GIDADA KULLANILDIKTAN SONRA İÇERİSİNDE ÇOK FAZLA KANSEROJEN MADDE OLUŞUYOR BU NEDENLE SABUN YAPIMINDA KULLANILMASI DA, HAYVAN YEMİNE KATKI MADDESİ OLARAK KULLANILMASI DA YASAKLANDI!
Daha önce neye dönüştürülüyordu bu bitkisel atıklar. Şimdi neye dönüştürülüyor?
Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği çıkmadan önce, bu yağlar yine toplanıyordu ama lisanssız kişiler tarafından. Hayvan yemine katkı maddesi olarak kullanılıyordu ya da sabun yapımında kullanılıyordu. Bitkisel yağlar, gıdada kullanıldıktan sonra, içerisinde çok fazla kanserojen madde oluşuyor. Bu nedenle sabun yapımında kullanılması da, hayvan yemine katkı maddesi olarak kullanılması da yasaklandı. Şu an yönetmelik gereği, sadece biyodizel üretiminde kullanılabiliyor. Yeni bir yönetmelik çalışması var. Bu yönetmelik çıkarsa, biyodizel üretiminin yanında sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üretiminde de kullanılabilir hale gelecek. Yani uçaklarımız, evlerimizde biriktirdiğimiz bitkisel atık yağlar ile uçacak!
Hedefin ne? Bu girişimi daha da büyütmek istiyor musun?
Şu an, Ankara’da Atıktan Türetilmiş Yakıt (ATY) tesisi kuruluşumuz devam ediyor. Mayıs ayı içerisinde lisans işlemlerini tamamlayarak, hizmet vermeyi planlıyoruz. O zaman sadece bitkisel atık yağlarıyla ilgili değil, diğer tüm atıklarla ilgili de hizmet verebilir hale geleceğiz. Entegre bir atık yönetim hizmeti vermek istiyoruz. Benim hedefim açıkçası Türkiye’de atık toplama ve atık geri kazanım işi nasıl yapılır onu göstermek. Yolumuz uzun ama inancım yüksek!
ERKEK EGEMEN BİR SEKTÖR ATIK SEKTÖRÜ KADIN GİRİŞİMCİ, BİZİM SEKTÖRDE ÇOK GÖRÜLMÜŞ BİR ŞEY DEĞİL!
Cam tavanlar sizin sektörde de var mı?
Olmaz mı? Erkek egemen bir sektör atık sektör. Kadınlar hep geri planda işleri toparlamayla ilgili süreçleri yürütüyorlar. Kadın girişimci, bizim sektörde çok görülmüş bir şey değil!
Girişimcilik yolculuğunda karşılaştığın en büyük zorluklar nelerdi?
Ben memur bir babanın, ev hanımı bir annenin dört çocuğundan üçüncüsüyüm. Aileden ya da eşten herhangi bir finansal kaynak olmadığı için, tabii ki finansmanla ilgili çok zorlandım. Şirketi, beni ve yaptığımız işi tanıdıkça, bankalar işimize destek oldular. Bir finansçı gibi çok iyi hesap kitap yaparak şirketi büyütmeye çalıştık ve bu ekonomik şartlarda hala aynı şekilde devam ediyoruz. Beni zorlayan en büyük konulardan biri de herhalde arkada bir erkek olmadığını anlatmaktı. Maalesef ki ülkemizde hala kadınların kurmuş olduğu şirketlerin arka tarafında hep bir erkek olduğu düşüncesi hakim. Uzun uzun bu işle ilgili geçmişimi ve tecrübelerimi anlatmam gerekiyor ki ikna olsunlar. Bende bir yara açtı bu konu. Değişik konuşmalara ve yargılamalara maruz kaldım. Ama kulak asmadan yoluma devam ettim.
Peki bu süreçte sana en çok kim destek oldu…
Ailem tabi ki ve ekip arkadaşlarım. Birbirimize inanan bir yol arkadaşlığı bizim ki.
Sen kadın mühendisleri destekliyor musun?
Desteklemem mi? Geri dönüşüm, atık dediğimizde çevre mühendisliği geliyor aklımıza öncelikle. Çevre mühendisliğinde kadın popülasyonu yüksek. Çok güzel işler çıkartıyorlar ama hep arka plandalar. Daha görünür olmaları gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle onlara rol model olmak istiyorum. Ben hep birilerini izleyerek öğrendim. Neyin nasıl yapılması gerektiğini de öyle öğrendim, nasıl yapılmaması gerektiğini de… Hep söylüyorum, “İzleyin, soru sorun…” Ben tüm kalbimle açığım onlara. En güzeli başaracak potansiyelleri, vizyonları var, eksikleri birlikte tamamlarız…
ATIKLARIMIZI DOĞRU ŞEKİLDE GERİ KAZANMALI, BU ATIKLARDAN YENİ HAMMADDELER ÜRETİLMELİ, YENİ ÜRÜNLER HAYATA GEÇİRMELİ, HEM ÇEVREMİZİ KORUMALI, HEM EKONOMİYE KATKI SAĞLAMALI, HEM DE KAYNAKLARIMIZI DOĞRU YÖNETMELİYİZ
Girişiminle, toplumda yaratmayı umduğun etki/ fayda nedir?
Sanırım ben atık konusuna farklı bir felsefeyle bakıyorum. Birincisi niye bu kadar çok atık oluşturuyoruz? Bunun temelini inilmesi gerekiyor. Gerçekten atık mı onlar? İkincisi, atığımızı niçin öngörülen ölçülerde toplayamıyoruz? Neden toplanan atıklar farklı yerlere atılmış olarak bulunuyor, biz neyi yanlış yapıyoruz? Ben bunların Türkiye’de konuşulmasını ve doğru bir şekilde yönetilmesini istiyorum. Biz artık kaynağında ayrı toplama modeline geçmeliyiz. Biz artık atıklarımızı doğru şekilde geri kazanmalı, bu atıklardan yeni hammaddeler üretmeli, yeni ürünler hayata geçirmeli, hem çevremizi korumalı, hem ekonomiye katkı sağlamalı, hem de kaynaklarımızı doğru yönetmeliyiz. Aslında israfı önleyerek, attıklarını ayrı toplayarak ve geri kazanımıma yönlendirerek bu attıkları nasıl fayda sağlayacaklarını insanlara anlatmak hedefindeyim.
FİKRİNİZE VE KENDİNİZE GÜVENİYORSANIZ MUHAKKAK GİRİŞİMCİLİĞE ADIM ATIN!
Girişimcilik dünyasına yeni adım atan kadınlara ne gibi tavsiyelerde bulunursun?
Kadın olarak farklı sorumluluk alanlarınız da olduğu için çok emek harcamak zorunda kalacaksınız. Çok çalışacaksınız. Bazen kendinizi ailenize karşı yetersiz hissedeceksiniz. Motivasyonunuzun yüksek, psikolojinizin uygun olması gerekiyor. Ama fikrinize ve kendinize güveniyorsanız, muhakkak girişimciliğe adım atın! O ilk adımı attıktan sonra güzel şeylerin arkası gelecektir.
İşin ve kişisel yaşamın arasında nasıl bir denge kuruyorsun? Zor olmuyor mu?
Zor olmaz mı? Benim iki tane küçük çocuğum var, 8 ve 6 yaşında. Ben şirketi kurduğumda, kızım iki yaşındaydı ve beni görmeden uyumuyordu. Tabii benim de sürekli seyahat etmem gerekiyordu, şirketin tam kuruluş aşaması, Türkiye geneline hizmet verebilir hale gelmeyle ilgili hedeflerimizin olduğu dönemler. Uyku saatine yetişebilmek için günde 1000 km’nin üzerinde yol yaptığım yıllar geçirdim. Ama şimdi herkes alıştı, çocuklar büyüdü, bir düzen içerisinde işliyor süreç. Onlar da biliyorlar ki, “Annemizin böyle bir işi var ama bizi de ihmal etmiyor. Eve gelip ödevlerimizi de yardım ediyor, kursa da götürüyor ama bir yandan işini de yapmak zorunda!”
YAĞIN KOKUSU VE RENGİ DEĞİŞİNCE KÖPÜRMEYE BAŞLAYINCA MUHAKKAK GIDADAN ÇEKİN
Girişimcilik yolculuğunuzda örnek aldığın veya hayranlık duyduğun kadın girişimciler var mı?
En çok örnek aldığım ve takdir ettiğim Gamze Cizreli. Tabi ki Ebru Baybara, Demet Mutlu… Ama annem başka. Yoklukla 4 çocuk büyütmüş ve hepsini okutmuş, iş sahibi yapmış tam bir girişimci!
Son Soru: Bitkisel atık konusunda asla ve asla yapmamamız gereken şeyler neler?
Kızartmada kullanmış olduğumuz yağın kontrolünü iyi yapmalıyız. Yağın kokusu değişince, rengi değişince, köpürmeye başlayınca muhakkak gıdadan çekmemiz gerekiyor ki bize sağlık açısından problem yaratmasın. Ben bilgilendirme toplantılarında örnek verirken hep, “Aynı yağı, 15 gün içerisinde üç kez kullanacaksınız, o yağ kullanım için uygun değildir” diyorum. Tabi ki bu ev kullanımı için. Restoranlarda bambaşka bir prosedür var. Ve belirli aralıklarla polar madde tayin cihazıyla yağlarını kontrol ediyorlar. Yağı kullanım sonrası, ağzı kapalı, oksijenle teması olmayan karanlıkta saklamanızı öneriyorum ki, bozulması hızlanmasın. Kullanım süresi bittikten sonra da, artık atık kategorisine geçiyor. Evinizde bir pet şişe içerisinde biriktirin, belediyenizi ya da lisanslı toplama firmalarını arayarak, geri dönüşüm için teslim edin. Kesinlikle lavaboya çöpe ya da toprağa dökmeyin! #hayırlı#işbirliği