Yaratıcı Çocuk Festivali röportaj serimizin sonuna geldik
Bu bölümde konuğum, Faber-Castell’in sözcüsü, Adel Kalemcilik Pazarlama Direktörü Nazlı Soylu… Faber-Castell olarak, 12 milyon kişiyi kapsayan çok geniş bir araştırma yaptırmışlar. En temel bulgu; duygusal zeka ve yaratıcılık bağlantısı.
Gelişmiş duygusal zeka, daha güçlü ilişkiler kurmayı, daha iyi bir iş performansını, kısacası hayatın her alanında bizlerin daha başarılı ve tatmin edici bir yaşama yönlenmesini sağlıyor. Duygusal zeka bu kadar önemli bir konuyken, desteklenmesi de çok çok kıymetli. Çocukların duygusal zeka gelişimine katkı sağlayan Yaratıcı Çocuk Festivali gibi etkinliklerin desteklenmesi de çok kıymetli. Cumhuriyetimizin 100. yılına özel, 100 nitelikli etkinlik sunan bu festivalin önemini Nazlı Soylu’dan dinliyoruz…
Bravo! Çok değerli bir şey yapıyorsunuz. Faber-Castell olarak, üst üste 4 yıldır “Yaratıcı Çocuk Festivali”ni destekliyorsunuz. Yaratıcı Çocuk Festivali sizin için neden bu kadar önemli?
-Çünkü çok samimi bir festival. Çocukların yaratıcılıklarını geliştirip desteklerken, aynı zamanda onları eğlendiriyor da. Pek çok kazanımı var. Bu özellikleriyle benzerlerinden ayrışan bir festival. Anadolu Grubu şirketlerinden Adel Kalemcilik olarak, dünyanın en köklü ve lider kırtasiye markası Faber-Castell’le, kurulduğumuz günden bu yana devam eden güçlü bir iş ortaklığımız var. 4 yıldır Yaratıcı Çocuk Festivali’nin ana sponsorluğunu üstleniyoruz. Bu festivalde yer almak istememizin en önemli sebeplerinden biri, yaratıcılığa ve bir deneyim markası olmaya verdiğimiz önem. Geliştirdiğimiz her ürünle içinde yer aldığımız her oluşumla çocuklarımıza, yaratıcılık odaklı deneyimler yaşatmak istiyoruz. Çocuklarımızla atölye çalışmaları yaparak, ürünlerimizin dünyasıyla, hayal güçlerini buluşturup, kendi renklerini keşfetmelerine destek oluyoruz. Yaratıcı Çocuk Festivali, bizim tüm bu değerlerimizle örtüşüyor.
O zaman, bu iş birliği sizin için sponsorluktan öte bir şey…
-Kesinlikle öyle! Faber-Castell, konumlandırması yaratıcılık gelişimi üzerine olan, dünya nesillerinin gelişimine eşlik eden 260 küsur yaşında bir marka. Ne mutlu bize ki Yaratıcı Çocuk Festivali, hem markanın dünyadaki söylemiyle örtüşüyor hem de Türkiye’deki ebeveynlerin, yaratıcılık kavramından beklentilerini bire bir karşılıyor.
Biraz da yaptırdığınız son araştırmadan söz eder misiniz?
-Bu sene, 12 milyon kişiyi kapsayan çok geniş bir tüketici araştırması yaptık. Ebeveynlerin, pandemi sonrasında değişen kırtasiye satın alımlarıyla ilgili motivasyon ve tercihlerini tespit etmeye çalıştık. En temel bulgumuz; duygusal zeka (EQ) ve yaratıcılık bağlantısı. Gelişmiş duygusal zeka, daha güçlü ilişkiler kurmayı, daha iyi bir iş performansını, daha yüksek bir iyi oluş halini; kısaca hayatın her alanında bizlerin, daha başarılı ve tatmin edici bir yaşama yönlenmesini sağlıyor. Araştırmaya dahil olan tüm hedef kitlelerimiz için duygusal zeka ile yaratıcılık arasındaki bağlantı son derece önemli ve herkesin ortak paydası. Üstelik EQ, eğitim ve aktivitelerle geliştirilebilir. O yüzden markamızı, bir deneyim markası olarak konumlandırıyoruz, “Herkes için duygusal zeka, herkes için yaratıcılık” diyor ve Yaratıcı Çocuk Festivali Faber-Castell Her Şey Atölyesi’nde, çocuklara, istedikleri her şey olabildikleri bir alan yaratıyoruz.
Derya Topçu ve Yaratıcı Çocuk Festivali’yle yolunuz nasıl kesişti?
-Sadece çocuklara yönelik bir festival fikri ve çocuklar için ortaya koyduğu vizyon, bizim de kurum ve marka değerlerimizle hedeflerimizle bire bir örtüştü. Tabii Derya’nın bitmek tükenmek bilmeyen harika enerjisinin de bunda etkisi var mutlaka! Birbirimize inandık ve birlikte yürümeye karar verdik. İyi ki de böyle olmuş, birlikte harika işler çıkarttık ve çıkartmaya devam ediyoruz.
Çocukların, sanat ve yaratıcılıkla erken yaşlarda tanışması neden önemli?
-Çocuklar öğrenmeye, kendilerini geliştirmeye biz yetişkinlerden çok daha açıklar. En doğru ve kalıcı öğrenme ise deneyimleyerek oluyor. Sanat ise deneyimlemenin yanı sıra, çocukların yaratıcılıklarını kullanabilecekleri en geniş, en güzel alanlardan bir tanesi. Elbette sanat, duygusal zeka gelişiminde de olağanüstü etkili.
Teknolojinin hızla geliştiği bir dönemde, geleneksel yazı ve çizim araçları hala önemseniyor mu? Gün gelir de kalem yok olur mu? Bu konudaki öngörüleriniz nedir?
-Teknoloji, her yönüyle hayatlarımızda önemli bir yere sahip olmaya devam ediyor, devam da edecek. Ancak kalemin kağıtla buluşmasının sağladığı deneyim ve gelişim alanlarına baktığımızda, çok daha özel ve ayrı bir yere sahip. Fiziksel ürün ve aktivitelerin sağladığı faydalar, kazanımlar farklılaşıyor. Özellikle de gelişme çağında olan çocuklarımızın, motor becerilerinin gelişimi için kalem ve kağıt çok önemli. Bu yüzden, teknolojinin gelenekselle buluştuğu ürünler de elbette hayatımıza girecek; ancak geleneksel yazı ve çizim araçları daima hayatımızda olacak.
Kağıda, kaleme dokunmak çocuklara ne kazandırıyor?
-Kağıt ve kalem, özel ve biricik bir deneyim sunuyor. Çocuklar kağıt, kalemle yazmayı, düşüncelerini doğru aktarmayı, kendilerini ifade etmeyi deneyimliyor. Dediğim gibi, çok önemli bir konu olan motor becerilerini geliştirme imkanını da çocuklara, en fazla kalem-kağıt sağlıyor.
Cumhuriyetimizin 100. yılına özel 100 nitelikli etkinliği, bu festivalde çocuk ve aileleriyle buluşturacaksınız. Nedir bu etkinlikler?
-Yaratıcı Çocuk Festivali’nde, iki gün boyunca, çocukların yaratıcılıklarını keşfetmesi ve geliştirmesi için farklı yaş gruplarına yönelik atölye çalışmalarımız var. Festival süresince düzenleyeceğimiz Faber-Castell Her Şey Atölyesi’nde, grip boya kalemiyle boyanan şatolar, prensler, prensesler ve şövalyeler, AR teknolojisiyle canlandırılacak ve çocuklar istedikleri her şey olabilecek! Küçük şefler hamur atölyesinden, külahlarına yerleştirdikleri rengarenk hamurdan dondurmalarıyla ayrılacaklar. Faber-Castell ürünleriyle kendi modasını şekillendiren çocuklar, tarzlarını konuşturacak. Festival alanında, pastel boyalarla diledikleri gibi boyama yaparak, kendi renklerini enstrümanlara taşıyacaklar.
Faber-Castell olarak, çocukların sanatsal yeteneklerini desteklemek için başka ne tür girişimleriniz var?
-İyilik Ağacı kurumsal sosyal sorumluluk çatımız altında, hayata geçirdiğimiz projelerimizde, BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında yer alan Nitelikli Eğitim alanını önceliklendiriyoruz. 2012’de başlattığımız, sınıf öğretmenlerinin çocukları için yaratıcı içeriklere ulaşmalarını sağlayan atölye çalışmalarımızla bugüne kadar 10 binin üzerinde öğretmene ve 100 binlerce çocuğumuza ulaştık. Yine öğretmenlerimizin gelişimine katkı sağlayan “İz Bırakan Öğretmenler” platformumuz ile öğretmenlerimizin dijital ortamda, yaratıcı içeriklere erişimini sağlayarak, çocukların pedagojik gelişimlerine katkı sağlıyoruz. İstanbul Oyuncak Müzesi, Pera Müzesi ve Rahmi Koç müzesi gibi değerli müzelerimizle olan iş birliğimiz uzun yıllardır devam ediyor. Yine İyilik Ağacı Kurumsal Sosyal Sorumluluk çatımız altında, çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparak, ihtiyaç sahibi çocuklarımızın eğitim ve yaratıcılıklarını desteklemek için onlara kırtasiye malzemesi desteği veriyoruz. Bu kapsamda, depremlerden etkilenen illerimizde sürdürülebilir, uzun soluklu fayda sağlayacak desteklerde bulunduk. Bu desteklere devam etmeye de kararlıyız. Bugüne kadar 15 binin üzerinde çocuğumuza, kırtasiye malzemesi yardımlarımızı ulaştırdık. Okula Dönüş Dönemi yaklaşırken, hem kırtasiye ve eğitim malzemeleri ihtiyaçları hem de yaş gruplarına yönelik eğitici atölye çalışmaları ile bölgede on binlerce çocuğumuza umut olmaya devam edeceğiz.