Ben iflah olmaz bir iyimserim.
Yeni başlangıçlara da bayılırım.
“Ohh” mis gibi bir yıl, bomboş beyaz bir sayfa. Her şey olmasa da pek çok şey bizim elimizde. Hayatımızı nasıl şekillendirmek istiyorsak öyle şekillendiriyoruz. Kontrol edebildiğimiz kadarı bizim elimizde, gerisi için yapabileceğimiz bir şey yok. Ama ben umutluyum, sizi bilmem ama bence her şey iyi olacak…
Buna inanıyorum.
Ben bu sene de hayal kurmaya devam edeceğim. Ruhumuza en iyi gelen şey. Yazacağım da hayallerimi. Her sene yaptığım gibi. Ve o hayalleri hedeflere çevirmek için uğraşacağım. Üretmek, çalışmak beni genç ve diri kılıyor. Sevdiğim işleri yapacağım. Sevdiğim insanlara sarılacağım. Ve bu yıl da yine dünyayı iyiliğin kurtardığına inanacağım. İyiliğin bulaşıcı olduğuna da… Durum bu. Sizi sevmekteyim. Tasasız, sağlık, mutluluk, aşk dolu bir yıl dilerim.
YAPAY ZEKÂ İNSAN RUHUNUN AYNASI OLACAK
ONUR Koç özel bir şirketin teknolojiden sorumlu yöneticisi. Yazılım mühendisi Mustafa Kasap’la birlikte ‘Daha İyi Bir Dünya İçin Yapay Zekâ’ diye bir kitap yazdı. Son derece tatlı ve pozitif bir kitap. Tüm geliri de Darüşşafaka’ya gidecek.
“Yapay zekâ yüzünden işsiz kalacağız! Yapay zekâ dünyanın sonu olacak!” gibi kötücül bakış açıların tersine, insanın içini rahatlatan bir kitap. Hem hiç bilmediğiniz bilgileri okuyorsunuz hem de 8 milyar insan -yani hepimiz- “Teknolojiyi kullanarak nasıl daha iyi bir dünya yaratabiliriz” sorusuna cevap buluyorsunuz.
2019’un bu ilk gününde olumlu olmak hepimize iyi gelir diye düşündüm. Herkese mutlu, ne çok ne de az teknolojili, kararında, bol hayal kurabileceğimiz bir yıl dilerim.
Onur Koç’a sordum…
Sizi tanıyalım…
İzmirliyim. 2001’de Microsoft’a girdim. Ve sonra hayatımın en heyecanlı şey oldu: Dünyanın en güzel kadını Yeşim Koç’la evlendim.
Ne güzel anlattınız…
Öyle ama… Bizimki sanatla içe içe bir mimarla bir teknoloji tutkununun aşkı. Birlikte dünyayı gezdik. 18 yılda, 3 kıtada 5 ayrı görevde bulundum. 11 farklı evde yaşadım. Pek çok heyecan verici projede çalıştım. İnanılmaz insanlar tanıdım. Veeeee 2011’de ailemize oğlumuz katıldı, mutluluğumuz katlandı. O büyüdükçe ben de bir baba ve insan olarak büyüdüm. Sadece oğluna öğreten değil, çoğu zaman oğlundan öğrenen bir baba oldum. 4 yıl önce de Türkiye’ye döndük. Doğduğum, büyüdüğüm ülkeye, teknolojinin sihriyle bir şeyler verebilmek için…
O zaman sorayım hemen: Bu kitabı niye yazdınız? Hangi soruya yanıt vermek için?
Yapay zekâ ve teknolojinin kötü etkileriyle ilgili tonlarca kitap, yazı, film var. Ben tersini yapmak istedim. Çünkü biraz silkinmemiz gerektiğini, kendi yarattığımız araçlardan korkmaktansa aynaya bakıp sorumluluğun bizde olduğunu hatırlamamız gerektiğini düşündüm. Bu dünyada yaşayan 8 milyar insan olarak biz, “Teknolojiyi kullanarak nasıl daha iyi bir dünya yaratabiliriz?” sorusuna cevap vermek için kafa yormalıyız. Kitabın amacı da her yaştan okuyucuya basit bir dille böyle bir dünyayı hayal ettirebilmek…
YAPAY ZEKÂYLA ENGELLİ TANIMI ORTADAN KALKACAK
Eğitimde: Mesela yapay zekâ teknolojileriyle çok daha kişiselleştirilmiş, deneyimsel bir eğitim sunabileceğiz çocuklarımıza. Her çocuğun özel olduğu, çocuklarımızın güneş sistemini öğrenirken yolculuğa çıktıkları bir eğitim düşünün…
Sağlıkta: Doktorların, deneyimleriyle teknolojiyi birleştirerek hastalıkları daha önceden doğru teşhis edip hatasız ameliyatlar yapmaları mümkün olacak. Tıpta pek çok şey hayata geçti, gerisi de geçecek.
Tarımda: Çiftçilere ve çiftçi olmak isteyen herkese yol gösterebilir yapay zekâ teknolojileri. Bölgede ne ekilir, tohum nerden alınır, ne zaman dikilir, zararlılarla nasıl mücadele edilir gibi…
Engelsiz bir dünya için yapay zekâ: Görmeyenin gözü, işitmeyenin kulağı, ayağı bacağı olmayanların kolu bacağı olacak teknoloji. 10 sene içinde “engelli” tanımını kullanmayacağız, görün bakın.
Yaşadığımız gezegenin geleceği için: Geçmişe ve geleceğe dayalı verilerle (iklim, kirlilik, ısınma, ormanlar, enerji, tarım ve biyolojik ekosistemdeki değişimler) çözüm önerileri geliştirilebilir. Yani, insanın yapay zekâ aracılığıyla daha tehlikeli silahlar yapmaktansa, bu tür barışçıl ve faydalı senaryolara kafa yorması ve hayata geçirmesi önemli…
YENİ DOĞAN ÇOCUĞUNUZA SÜREKLİ KÖTÜ DAVRANDIĞINIZI DÜŞÜNÜN SİZCE ÇOCUK BÜYÜYÜNCE NASIL BİRİ OLUR?
Yapay zekâ deyince bir taraftan da korkuyoruz. Aklımıza insana zarar verdiği korkunç filmler geliyor. Ama siz tam tersini savunuyorsunuz, öyle mi?
İnsanın negatife olan eğilimini düşündüğünüzde böyle kötücül senaryolar kurmak kolay. Zor olan güzel bir gelecek tasarlamak. Ama bu bizim elimizde…
Yapay zekâ hayatımızı nasıl değiştirecek? Evlerimiz nasıl daha ‘akıllı’ olacak?
Evlerimiz bizi çok iyi tanıyacak. Evin odaları beş duyunuzla iletişim halinde olacak. Bir odada yağmur ormanı deneyimi yaşarken -kokusu, sesi, görüntüsüyle- diğer bir odada, misafirlerinizle çölde akşam yemeği yiyebileceksiniz. Evinizdeki her cihaz, kendi kendine yeterli ve akıllı olacak. Ev, aile doktorunuzla birlikte ailenizin sağlığını 7-24 izleyebilecek. Sadece ailenizin değil, evcil hayvanlarınızın, bitkileriniz ve bahçenizin sağlığını da… Evinizdeki eşyaları bir daha hiç temizlemek zorunda kalmayacaksınız. Tüm ev aletleri hem kendi enerjilerini kendi üretecek, hem de kendilerini temizleyecekler…
En büyük korkularımızdan biri, işlerimizi kaybetmek. Böyle bir şey olabilir mi?
Teknoloji her zaman bazı sektörler için iş alanlarını kapatmış, ama çok daha fazlası için de açmış! Kitapta örnekler verdim. Başka gezegenlere yelken açmaya hazırlandığımız bu dönemde önümüzde açılacak yeni fırsatlar arkamızda bıraktığımızdan çok daha fazla olacak…
İnsanın yarattığı şey kendinden daha zeki olabilir mi?
Zekâ dediğimiz şey veriye dayalı hızlı karar vermekse evet, olabilir. Ama aşktan, hayal gücünden, yaratıcılıktan, sanattan, sevgiden bahsediyorsak hayır, olamaz. İnsan hep farklı olacak bence…
Yapay zekânın dünyaya saldırmasından bile korkuluyor. Bunlar ne kadar gerçek olabilir?
Bu bizim elimizde. Yapay zekâ teknolojileri insan ruhunun aynası olacak. İşte bu yüzden yapay zekânın insanlığın iyi değerleriyle büyümesi çok önemli. Yeni doğan çocuğunuza sürekli kötü davrandığınızı düşünün, sizce çocuk büyüyünce nasıl biri olur?