Bir başkadır benim memleketim Adana
Memleketimin güzellikleri say say bitmez…İnsanı sıcaktır, samimidir, bir kere Allah’ına kadar Adanalıdır, bonkördür, benim tanıdığım Adanalılar hesap ödetmez, ölür de ödetmez, acayip cömerttir, galiba en önemlisi de Adanalılar sahicidir. Doğaldır, kendileri gibidir. ‘Mış’ gibi yapmazlar. Bir de gerçekten eğlenceli, çılgın, biraz deli ve nevi şahsına münhasır insanlar Adana’dan çıkar.
Kebabımız, portakal çiçeğimiz, kendimize özgü yemeklerimiz, sarı sıcağımız, ovamız, toprağımız, çiftçiliğimiz, pamuğumuz, narenciyemiz, kadın çiftçilerimiz, Alman gelinlerimiz, palmiye ağaçlarımız, barajımız, balığımız, Karataş’ımız, şırdanımız, yazlık sinemalarımız, şalgamımız, bici bicimiz, yaylalarımız… Sanatçılarımız ve sanatımızla da öne çıkıyoruz. Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Yılmaz Güney, Muzzaffer İzgü, Şener Şen, Karacaoğlan, Barış Manço, Erol Büyükburç, Ümit Besen, Nebil Özgentürk, Ali Sabancı, Suna Kan, Nurhan Damcıoğlu…
Ve daha niceleri… Al sana benim Mami, o da 50 yıldır Adanalı, 33 yıldır bale okulu var, daha geçenlerde öğrencilerinin resitali vardı, ben de Adana’daydım…
Konservatuvarımız, senfoni orkestramız, her sene kutlanan Portakal Çiçeği Karnavalımız… Veeee Uluslararası Adana Film Festivalimiz… Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ile festivali konuştuk…
Hayırlı uğurlu olsun! Bir Uluslararası Adana Film Festivali daha geliyor…
– Evet, 19-25 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek. Bu sene biliyorsunuz, 23’üncüsü. Ama hiç fark etmiyor, insan her seferinde, sanki ilkiymiş gibi heyecanlanıyor. Hazırlıklarımız son sürat devam ediyor. Çok zengin bir içerik hazırlamaya çalışıyoruz.
Bu sene bir fark var, festivalin adı değişti… Neden böyle bir ihtiyaç hissettiniz?
– Valla, dünyadaki festivallerin çoğunda festivalin yapıldığı şehrin adı öne çıkarılıyor. Montreal, Cannes, Berlin… E bizim neyimiz eksik, biz de Adanamızı ön plana çıkarmak istedik. ‘Altın Koza’dan ‘Adana Uluslararası Film Festivali’ne çevirdik. Bundan böyle, Altın Koza isminde bir ödülümüz olacak, her sene onu takdim edeceğiz…
Festivali nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Adana, pek çok özelliğinin yanı sıra bir kültür ve sanat şehridir. Gerçekten de bu topraklarda, Türkiye’ye hatta dünyaya mal olmuş sanatçılar, sinemacılar, yazarlar yetişmiştir. Adana’da, sanatın kalbi de, Adana Film Festivali’dir, dolayısıyla üzerine titriyoruz.
Bugüne kadar Adana’ya neler kattı?
– Sinema, kültür ve sanatın çok önemli bir dalı. Muhakkak ki bu festivalin Adana’yı bu konuda diri tutmak açısından fevkalade önemi var. Adanalının sinemaya daha yakın olmasını sağladı bir kere. Türk sinema endüstrisine de katkımız var ama henüz Adana ekonomisine çok önemli bir katkısı yok. İnşallah o da olacak.
Portakal Çiçeği Karnavalı’na halk sahip çıkıyor. Aynı şekilde film festivaline çıkıyor mu?
– Evet ama film festivalini halkla daha çok bütünleştirmek lazım. Mesela biz jüri yarışması yaparken, bir de halk yarışması yapıyoruz. Bunu çok önemsiyorum. Adana’nın sinema salonlarının yüzde 75’inde festival filmleri gösteriliyor. Halkımız neredeyse festivalin olduğu hafta, 240 film izleyebiliyor, ücret de almıyoruz.
KÜLTÜR SANAT ŞEHRİ
Bu belediye binasını, resim heykel müzesine çevirmeyi düşünüyorum. Paksoy ailesiyle görüşüyoruz. Aynı şekilde Ertuğrul Ateş’le de Adana Kız Lisesi projesi üzerine çalışıyoruz, biliyorsunuz o da Adanalı. Adana’da sanata, tiyatroya, müziğe, resme hakikaten ilgi duyan bir kitle var. Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’na da ev sahipliği yapıyoruz. Güzel bir orkestra. Türkiye’nin en iyilerinden. Dünyanın her tarafından önemli şefler geliyor buraya…
PROGRAMDA NELER VAR?
Festival, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması, Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ve Adana Konulu Senaryo Yarışması olarak 4 yarışmalı bölümden oluşuyor. Hafta boyunca törenler, söyleşiler, atölye çalışmaları, sergiler, konserler ve sokak gösterileri gibi etkinlikler halkla buluşacak.
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda En İyi Film’e 350 bin liralık ödül veriliyor. Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nda da üniversitelerde eğitim gören genç sinemacıları destekliyorlar. Onlara da para ödülü var. Amaç Türk sinemasına katkı sağlamak ve geleceğin sinemacılarını teşvik etmek.
Bir de Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışması ilginç. İspanya, Fransa, Yunanistan, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Sırbistan, Kosova, Makedonya, Tunus, Cezayir, Fas gibi 30’a yakın Akdeniz ülkesinden yönetmenler bu bölüme katılıyor. Onlara da para ödülü var.Adana konulu bir senaryo yarışması var. Geçen yıl çok ilgi görmüş.
Orhan Kemal, Yaşar Kemal ve Muzaffer İzgü ödülü veriyorlar ve yine para ödülü. Amaçları Türk sinemasına, sanatına ve sanatçıya destek sağlamak olduğu için, festivalin her bölümünde dağıtılan ödüllerin toplamı 843 bin lira.
Sosyal Sorumluluk kapsamında da önemli çalışmalar var. Festival, Engelsiz Festival unvanı almış. Festivalde özel bir salonda engellilere özel filmler bir hafta boyunca gösterime konulmakta.Yazlık sinemalarıyla meşhur Adana’da, bir de yazlık Sular Sineması vardır. İşte orada, tahta sandalyelerde çekirdekler çıtlatılarak, yıldızların altında sinema nostaljisi yaşatılıyor.
Bir hafta boyunca ödüllü Türk filmleri gösterimleri yapılıyor.Bir haftada 134 bin izleyici festivalde film izliyor.
KEBABINDAN FİLM FESTİVALİNE
Bu sene festivalin afişi de ilginç…
– Evet. Hürriyet Kırmızı Ödülleri sırasında festival afişimizi seçtik. Kemal Hayıt kazandı. Kırmızı Ödülleri, biliyorsunuz Türkiye’de reklam konusundaki sanırım en saygın ödül töreni. Biz de kendileriyle işbirliği içinde olmaktan mutluluk duyuyoruz. Hem Kırmızı’nın içeriği zenginleşiyor hem de bizim afişleri profesyonel insanlar seçmiş oluyor.
Bu afişte film rulosu, kebap şişine geçirilmiş… Yani Adana kebaptan Adana Film Festivali’ne mi ulaşıyoruz?
– (Gülüyor) Yaratıcı buldum ben. Geçen senekini de beğenmiştim. Hep iyi işler seçiliyor.
