Biz, temiz kalbi rakının yanına soğuk meze yapıyoruz güzel ablam!
Kötü Kedi Şerafettin’in ilk röportajı
Duyduk duymadık demeyin!
Yıllardır konuşulan ve artık şehir efsanesi olan Kötü Kedi Şerafettin, film teklifi aldı, oyuncu oldu ve filmi vizyona girdi.
Koşun sinemalara, koşun!
Ciddiyim. Manyak iyi bir film olmuş.
10 senelik bir proje olduğu için herkes bekliyordu.
Ama böyle durumlarda genelde sonuç hayal kırıklığı olur. Çıtayı çok yükseğe koyarsın, film ona yetişemez filan…
Ama filmi izleyince bende tam tersi oldu. “Oha!” oldum.
Çünkü bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. Acayip şaşırdım.
Ertuğrul Özkök de abartmış sanıyordum, hayır gerçekten Pixar ve Warner’la benzer bir kalitede.
Bugüne kadar Türkiye’de yapılan animasyonların çok çok üzerinde.
Karikatürist Bülent Üstün’ün efsanevi karakterinin hikâyesinin anlatıldığı filmin yönetmenliğini Mehmet Kurtuluş ve Ayşe Ünalüstlendi. Anima İstanbul’un yapımcılığında beyazperdeye aktarıldı. Star Wars’un başanimatörü de projenin danışmanlığını yaptı. Erdil Yaşaroğlu yapımcıları arasında yer alıyor, Levent Kazak da yazarlarından.
Ve olağanüstü güzel seslendirilmiş. Seslendirme kadrosu uçurmuş işi:Uğur Yücel – Şero, Demet Evgar – Misket, Okan Yalabık – Çizer / Adnan, Güven Kıraç – Rıza, Gökçe Özyol – Rıfkı, Ahmet Mümtaz Taylan – Tonguç, Yekta Kopan – Cemil, Ayşen Gruda – Hasene, Cezmi Baskın – Şemistan… Hepsine kocamaaaan bir “Alkıııış” diyorum.
Yani diyeceğim, izlemeyen kaybeder!
Yazıyorum buraya.
Bir de karizmatik Şero ile tanışmayan… Türk basın tarihine, onunla röportaj yapan ilk gazeteci olarak geçtim.
Nasıl desem, farklı bir elektriği var Şero’nun. Ve raconunun dayanılmaz bir cazibesi… Sizi, ‘malı meydanda’, çekici, “yaşasın kötülük kedisi”yle baş başa bırakıyorum…
Nerede doğdun?
– Doğma büyüme Cihangir kedisiyiz, çok şükür!
Kendini nereli sayıyorsun yani?
– Kâh Pürtelaş, kâh Ülker Sokaklı diyebiliriz.
Cihangir sokakları kediler için tehlikeli mi?
– Yoo hayır, ben Cihangir sokakları için tehlikeliyim.
Burcun ne?
– Tonguç’a sormak lazım. Böyle tırpo-pırto burç mevzularıyla o ilgileniyor. Ben anlamam.
Kriminal kariyerin ne zaman başladı?
– Doğduğum an. Çünkü ben doğarken annem ölmüş. Tonguç’un eline kalmışım.
Bu ülkenin en popüler kedisi olmak hoşuna mı gidiyor, nefret mi ediyorsun?
– Benim popiyle falan işim olmaz, akşama piizime bakarım! Ama mahalleden arkadaşlar, arkamdan “Parayı bulunca kendini bozar, mahalleden de taşınır” diye dedikodu yapmaya başlamışlar. Buradan onlara seslenmek istiyorum: “Ağzınızı kırarım!”
Bu kadar küfürbaz olmanın bir sebebi var mı?
– Küfür dilin baharatıdır. E hak eden olunca, biz de ağzımızı korkak alıştırmıyoruz tabii. (Gülüşmeler)
Kedilerin ağır abisi olmanın raconunu bir anlatsana…
– Bu işlerin bir okulu yok, olsa okurduk. Beni şımartıyorsunuz!
Garfield’ı kıskanıyor musun?
– Kıskancım, parçalarım!
Senin için yabancılar, “Barbar Türklerin barbar kedisi” demiş. Cevabın?
– Barbarım eyvallah, ne oldu ki? Bi problem mi var?
Tekirin malı meydandadır
Bülent Üstün, seni kullanıyor, temiz kalbini ve saf kişiliğini sömürüyor. Ve senin üzerinden para kazanıyor. Ne diyeceksin?
– Biz temiz kalbi, rakının yanına soğuk meze yapıyoruz güzel ablam! Sen başka bir kediyle karıştırdın herhalde!
Özel hayatının böyle ortalığa düşmesi hoşuna mı gidiyor?
– Tekirin malı meydandadır!
Daha da meşhur oldun şimdi. Dişi kediler martta daha mı fazla peşine düşecek?
– Bizi bilen bilir zaten. Bilmeyenlere de hazır meşhur olmuşken buradan diyeceğim şudur: “Bundan sonra akıllı olsunlar. Çenelerinizi kırmak istemem!”
Senin için dişi kedinin hangisi makbul? Ev kedisi, siyam, Van kedisi, sokak kedisi?
– Cins kedilere zaafım olduğu doğru. Hangimizin yok ki?
Sevişmediğim günlerde dinlenirim
Bir kediyle sevişmek için yaptığın en büyük delilik neydi?
– Yaptığım en büyük delilik, kediye değildi. Sizden güzel olmasın, bir insanla ayaklarımın yerden kesildiği zamanlar oldu. Ah ulan ah! Eskilere gittim yine.
Gerçekten bu filmdeki kadar kötü müsün? Yoksa hayat mı seni bu hale getirdi?
– Evet, var öyle bir imajımız. Ama o kötü yaftayı yapıştıranlara buradan sesleniyorum: Arkadaşlar, bir akşam gelin mangalımızı yapalım, rakımızı içelim, güzelleşelim. Finalde çeneleriniz hakkında konuşuruz.
Biz antikahramanlar mı seviyoruz Şero? Yoksa sen bizim içimizdeki terso ve hırt mısın?
– Bizim öyle antikahramanlıkta, kunti kahramanlıkta gözümüz yok. Kamu âlem birdir bize.
Hangi cins kediler daha ateşli oluyor?
– Ateşli olmayanı var mı ki? Siyamından angorasına, çinçilasından kunkilasına hepsine ayrı hastayım!
Bir mart sabahı hiç sevişmek istemediğin olur mu?
– Sevişmediğim günlerde dinlenmeyi tercih ederim. Ama dinlenmeye vaktim olmuyor.
En sevdiğin küfür?
– Şimdi söylesem yazacak mısın harbiden? Hazırsan söylüyorum: Ha… Peki ya senin? (Gülüşmeler, küfürleşmeler)
E şimdi filmin de vizyona girdi, ya çok sevilirse, herkes senden söz ederse ve sen, iyi bir kediye dönüşürsen?
– Bir keresinde iyi bir kediye dönüşmüştüm. Ama tam hatırlamıyorum, bayılmışım.
Bir gün yetişkinlere animasyon olacağın aklına gelir miydi?
– Ya kedi aklına gelecek bir şey mi bu? İnsan işi bunlar hep. İnsan mıyız ulan biz?
Valla bugüne kadar bu ülkede yapılmış en iyi animasyon filmi. Son olarak duygularını alalım…
– Şimdi namımız yürüsün istiyoruz, istemiyoruz değil. Bugüne kadar semt kedisiydik, bundan sonra da memleketin kedisi oluruz, fena mı olur Ayşem?