YAŞASIN ya…
Yaşasın!
Ali Koç’un başkan seçilmesine nasıl sevindim anlatamam…
Bir milat bu.
Bir devrim.
Yepyeni bir dönem başlıyooor!
İnanılmaz umutlandım ben.
Hem Fenerbahçe adına, hem de Türkiye adına…
Çünkü umudumu kaybetmeye başlamıştım.
“Hiçbir şey değişmeyecek mi bu ülkede” diye düşünüyordum.
Oysa öyle değilmiş.
Hiçbir şey, hiçbir güç kalıcı değilmiş, kazık çakamıyormuş…
Şartlar oluştuğunda, günü geldiğinde değişim de kaçınılmaz oluyormuş!
Bir kere daha gördük ki bu millet insanı şaşırtabiliyormuş!
“Oh be” dedim “Sonunda bir seçimde, SAMİMİ bir adam kazandı”.
Gençlik kazandı, dinamizm kazandı, umut kazandı.
Tüm Fenerbahçe camiasını kutluyorum.
20 bin oyun, 16 binini almak da, her babayiğidin harcı değil!
Ali Koç’u ve ekibini de kutluyorum.
Demek ki sıtkı sıyrılmış insanların, demek ki değişimi tüm kalpleriyle istemişler…
Bu değişimin, vatana millete hayırlı olması dileğiyle…
¡
Ali Koç’un başkanlık konuşmasına da bayıldım.
Ultra sahiciydi.
O, kendi ekibini ve kampanyasını “organik” diye tanımlıyor ya…
Bence kendisini de öyle…
Süper bir konuşmaydı, kalptendi çünkü.
Dünyanın en iyi hatibi değil Ali Koç… Ama samimi ve sahici, beni büyüleyen de bu… Kendisi gibi… Vücut dili şahane değil, vurgu hataları yapıyor konuşurken… Öyle müthiş derin cümleler kurmuyor… Ama bütün bu özellikleri onu bizden biri yapıyor!
Kodumu oturtanlardan değil…
Poker surat değil…
Başka bir ajandası var gibi durmuyor…
Eşit ilişki kuruyor…
Amacı gerçekten Fenerbahçe’ye hizmet etmek, kendini parlatmak değil. En azından hepimize bu duyguyu verdi.
Özellikle de başkanlık konuşması, tarihe geçecek kadar güzeldi.
Konuşmasının hemen başında ekibinden söz etti mesela, onları yanına davet etti…
Budur ya…
“Ben tekim, tek adamım, bensiz bir hiçsiniz” havası basmıyor…
“Her şeyi ben yaptım” demiyor…
Tek tek, kim neler yaptı saydı…
Herkesi yüceltti…
En önemlisi de kadınlar var ekipte bir kere…
Ortalıkta testosteron bulutu uçmuyor yani…
23 yaşındaki sosyal medyacılarından söz etti…
Gençlik var gençlik o ekipte…
Oh be içim açıldı…
Defalarca taraftara teşekkür etti…
Yalaka bir hali de yok…
Bir Koç Ailesi mensubu olduğunun da altını çizmiyor…
Şahaneydi yani.
Valla 10 numara başkan…
Atıp tutmadı da, “Her şey bitti” demedi, “Asıl her şey şimdi başlıyor. Dikenli yollara giriyoruz, zorlu bir yol, mücadele bizi bekliyor” dedi… Kimseye cennet bahçesi de vaat etmedi yani…
Beni çok etkiledi…
Bir ara içimden, “Acaba Aziz Başkan’a teşekkür edecek mi” dedim…
Onu da yaptı.
Hem de şahane bir şekilde!
“O, olmasaydı ben burada olmazdım” dedi…
“O, olmasaydı bu stat olmazdı” dedi.
“Ülkedeki başka statlar da olmazdı” dedi.
Aziz Yıldırım’ın bir “öncü” olduğunun altını çizdi.
“Fenerbahçe’nin basketboluyla gurur duyuyorsak, Türk kadın voleybolunu izliyor ve saygı duyuyorsak onun sayesinde” dedi.
Fenerbahçe için yaptıklarını tek tek saydı…
Bence yine çok samimiydi…
Usulen yapmadı, gerçekten hissettiklerini söyledi.
3 Temmuz’a da değindi…
“O bizim için, Fenerbahçe için hedef oldu” dedi.
Aziz Yıldırım’ı Fenerbahçe’nin efsane başkanı ilan etti!
Daha ne yapsın?
Tüm grupları kucakladı.
Ve rakibini inanılmaz yüceltti!
Süper, süper, süper!!!
Konuşmasına başlarken…
“Ne diyeceğimi bilemiyorum…” demesini de çok sempatik buldum.
Konuşmasını bitirirken, “Hadi artık eve gidelim” demesini de…
Çocuksu bir coşku, saflık, samimiyet ve SAHİCİLİK vardı konuşmasında.
Ailesine teşekkür ederken babasını, annesini, halasını, herkesi saydıktan sonra eşi Nevbahar’a ismiyle teşekkür etmesine de bayıldım.
Vallahi toplum mühendisleri çalışmış olsalar bir konuşma üzerinde ve o lidere, “Şöyle böyle yapacaksın” deseler, tüm metni yazsalar, dünyanın en vurucu cümlelerini söyletseler, bütün tüyoları verseler…
Bu kadar etkili olmazdı.
Samimiyet, sahicilik ve kalp kazandı bence!!!
Fenerbahçe kazandı.
Bütün Fenerbahçe camiasına saygım arttı.
Evet, bir gün herkes Fenerbahçeli olacak.
Türkiye’yi temsil ediyor Fener benim gözümde…
Değişim rüzgârı başladı, hepimize iyi gelecek…