“Canlı Barbie” ya da Jessica Rabbit olarak tanınıyor; 30 estetik ameliyat oldu, 6 kaburgasını aldırdı… Türkiye’ye vajina estetiği yaptırmak için geldi.
Hamam bu… Herkes, birbirinin her şeyini görür. Bakmamaya çalışıyorum ama bakıyorum. O da ne! O memeler de ne! Allah sizi inandırsın, iki basketbol topundan büyük. Kızın göğsüne yapıştırmışlar gibi, havada duruyor. İnanılmaz abartılı. “Oha!” oluyor insan.
Beli de incecik, koptu kopacak. Gerçekten şaka gibi, çizgi roman karakteri gibi. Güzel diyemem ama tuhaf bir çekiliği var.
Masmavi gözleriyle bana bakıyor. Meğer gözleri de estetikliymiş! Rengini değiştirmiş, mavi yapmış, gözünün içinde implant var.
Vücut ölçüleriyle ve geçirdiği 30 estetik ameliyatla herkesi hayretlere düşüren, ilham aldığı Jessica Rabbit’e benzemek için sağ ve soldan 6 kaburgasını aldıran Pixee Fox karşımdaki. Kim 6 kaburgasını aldırır! Kim böyle deliliğe kalkar? Allah akıl fikir versin! 30 ameliyat arkadaşlar! Kız 26 yaşında, olduğu ameliyat sayısı yaşından fazla!
Tüm bunları aklımdan geçirirken, “Sohbet ederken kese yapacağım sana!” diyorum. “Kese nedir?” diyor. Gel de anlat! Karışık duygular içindeyim, acıyayım mı, kızayım mı, n’apim şimdi?
Neyse hamama giriyoruz ve sohbete başlıyoruz. “Dr.Oz” gibi Amerika’nın en çok izlenen televizyon şovlarının aranan yüzü haline gelen Pixee, her yaptırdığı uygulamayı, Instagram ve Snapchat gibi sosyal medya hesaplarında paylaşıyor. Geçimini de modellikle sağlıyor. 40 cm. genişliğindeki bel ölçüsünü korumak için sürekli korse takarak yaşıyor.
Türkiye’ye gelme sebebi, Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur’un geliştirdiği “genital güzelleştirme” uygulaması… Bir “vajina estetiği” eksik kalmış, onu da Türkiye’de yaptırdı! Haziranda Cihantimur’un “Örümcek Ağı” estetiğini denemişti, memnun kalmış olmalı ki, yeniden geldi…
Bu röportaj kahkahalar içinde yapıldı. Pixee de sandığımın aksine hiç de aptal çıkmadı!
◊ Bana çok sürreal görünüyorsun!
– (Gülüyor) Bu, bir iltifat mı, hakaret mi?
◊ Valla, ne desem bilemedim. Memelerin, kızma ama, iki basketbol topu gibi duruyor! Hayatımda gördüğüm en devasa memeler! Orantısız duruyor. Belin 40 santim, kopacak kadar ince. Toplam 18 ameliyat olmuşsun…
– 30!
◊ Neeeeee?
– İrili ufaklı bütün ameliyatları sayarsan 30!
◊ Aman Allah’ım! 6 kaburganı da aldırmışsın. Sana bakıp, “Bir insan, kendine bunu niye yapar?” demekten alamıyorum kendimi…
– O zaman en başa dönelim. Ben İsveç’te küçük bir kasabada, huzurlu ama sıkıcı bir hayat yaşıyordum. Aslında elektrik teknisyeniyim. Ama beyzbol malzemeleri satan bir mağazada çalışıyordum. Oldum olası Tom Boy’dum, erkek Fatma yani, pek seksi değildim. Yaşadığım yerde de herkes birbirini tanır. Ya oralardan biriyle evlenecektim, sıradan bir hayatım olacaktı, ya da eğlenceli, bol adrenalinli, deli bir hayat yaşayacaktım. Ben ikinci şıkkı seçtim.
◊ İyi de ne alaka! 30 tane estetik ameliyat olunca, sıra dışı bir hayat mı yaşamış oluyorsun…
– Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum. Ama bir felsefesi var yaptığım şeyin. Benim için tabii. Kimsenin anlamasını beklemiyorum. Zaten annem dahil herkes karşı. Herkes aklımı kaçırdığımı düşünüyor. Yalnızım ben bu yolculukta. Ama zaten hepimiz yalnız değil miyiz? Ben, hayatımı kendimden bir masal kahramanı yaratmaya adadım…
◊ Nasıl yani?
– Yani vücudumu bir sanat eseri olarak görüyorum. Dünya da ona sergilediğim bir galeri…
◊ Hadi canım…
– Gerçekten öyle. İnsanlar bana baktıklarında sadece estetik ameliyatları görüyorlar, çünkü şu anda onlara gösterdiğim bu. Ama ben aslında bir oyuncuyum, bir komedyenim. Bütün bunları da bir hikaye yaratmak için yapıyorum. Gazeteciler beni nasıl tanımlayacaklarını bilmedikleri için, Barbie ya da Jessica Rabbit diyorlar. İlham aldığım doğru ama ben bir taklit olmak istemiyorum, kendi karakterimi yaratmaya çalışıyorum.
◊ Anlıyorum da, normal bedeninin içinde yaratamaz mıydın?
– İyi de, beden benim, bunun için hesap vermem mi gerekiyor?
◊ Tabii ki gerekmiyor…
– E o zaman, bu bir tercih ve ben hayatı böyle yaşamayı tercih ediyorum. Bedellerini de ödemeye hazırım.
◊ İnsan, senin fotoğraflarını görünce üzülüyor. Hatta sana acıyor. Bu, seni mutsuz ediyor mu?
– İnsanların benim hakkımda ne düşündüğü hiç önemli değil! Acıyabilirler, üzülebilirler, küçümseyebilirler. Yaptığım şey beni mutlu ediyor. Bir bedeli de olacaksa ödeyen ben olacağım, onlara ne?
◊ Yani kızmıyorsun…
– Yok canım. Bundan önceki hayatımda, yani estetik ameliyatlarımdan önce, kendime güvenim yoktu. Birileri hakkımda olumsuz bir şey söylediğinde perişan oluyordum. Ama sonradan şunu öğrendim ki, mesele nasıl göründüğün, sendeki değişiklikler filan değil; şişman ol, çok zayıf ol, estetik ameliyat olmuş ol ya da olma, insanlar hep hakkında atıp tutmaya devam edecek. Ama bunun da bir önemi yok. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Dış görünüm de bir araç, önemli olan benim kendimi nasıl hissettiğim ve kendime olan inancım. Şimdi çok daha iyi hissediyorum…
KABURGALARIMI ALDIRINCA TÜMDÜNYA MANYAK OLDUĞUMA KARAR VERDİ
◊ Peki böyle bir işe kalkışmak nereden aklına geldi?
– Ben tüm sporları denedim. Tekne kullandım, futbol oynadım, dans ettim, dalış yaptım… İşin tuhafı, yaptığım her şeyde iyiyim. Bu işleri daha da zorlaştırıyor çünkü her işi iyi yaptığında, neyi harika yapacağını düşünüyorsun! Hiç yapılmayan bir şey yapmak istedim. Tartışma yaratacak bir şey yapmak istedim. Rekor kitaplarına girmek istedim. Ve bu estetik ameliyatı fikrini buldum. Önce burnumu ve göğüslerimi yaptırdım…
◊ Nerede?
– İsveç’te hiçbir doktoru ikna edemedim, Tayland’a gittim.
◊ Kaç yaşındaydın?
– 21.
◊ Doktor olsam ve 21 yaşında bir kız bana, “Göğüslerimi basketbol topu kadar büyüt!” dese, ben bunu yapmazdım…
– Zaten en zor kısmı da buydu. Çünkü ikna edemiyordum doktorları, herkes genç ve güzel olduğumu, ileride pişman olacağımı söyledi. Ailem kıyameti kopardı. Bense herkesin bana ne yapıp yapmamam gerektiğini söylemesinden bıkmıştım. Sonunda Tayland’da bir doktor buldum ve bu memelere sahip oldum.
◊ Onlarla insan uyuyamaz ki! Şu anda güzel olduklarını mı düşünüyorsun?
– Tabii ki abartılı, ama olmak istediğim karakter açısından gerekli bu. Gerçekte güzel olup olmamasının bir önemi yok. İlk estetik ameliyatlarım hevesti, ama sonra hayatımı buna adamak istediğimi anladım. Kaburgalarımı aldırınca da rahatladım…
◊ Nasıl yani?
– Tüm dünya iyice manyak olduğuma karar verdi! Ama beni böyle kabul etti. O ameliyatla gizlim saklım da kalmadı. Daha önce gerçek duygularını içinde saklayan bir eşcinsel gibiydim, ama artık itiraf etmiştim. Bütün kartlar masadaydı ve özür dileyecek ya da gizleyecek bir şeyim yoktu. Rahatladım.
◊ Affet, ben hâlâ anlamıyorum… Herkes doğal görünmeye çalışıyor, sen neden tam tersini yapıyorsun?
– Çünkü ben, diğer insanlara benzemiyorum! Ben benim ve bu benim tutkum. İnsanlar paraşütle uçaktan atlıyorlar ya da sky diving yapıyorlar. Tehlikesi var mı? Var. Hayatta kalıp kalmayacaklarını biliyorlar mı? Hayır! Ama yapıyorlar. Ve biz, onların tutkusuna saygı duyuyoruz. İnsanlar, neden pek çok insanın hayatını kaybettiği Everest’e çıkmak ister? Belki de sınırlarını zorlamak için, içlerinden geleni yapmak istedikleri için, özgürlüklerini dibine kadar hissetmek için. Benimki de o hesap. Hayatım bana ait. Kimseye zararım yok, kime ne, size ne?
◊ Ya sağlığınla oynuyorsan?
– Kimse bedenimi benden daha iyi bilemez ki. Neyi yapıp, neyi yapmamam gerektiğini biliyorum. Asla herhangi bir doktora gitmem mesela. Ameliyattan önce ders çalışırım, bütün araştırmaları yaparım. İstediğim sonuca ulaşacağıma yüzde 100 emin olmadan ameliyata girmem…
◊ Kaburgalarını aldırırken ne kadar acı çektin?
– Aslında çok da kötü değildi. Normal insanlara göre benim ağrı eşiğim daha yüksek galiba! Spor salonundan çıkarken de oranız buranız ağrır değil mi, ama bu sizi durdurmaz, aksine teşvik eder. Kulağa biraz garip geleceğini biliyorum ama acı, bu yolculuğun bir parçası…
NE PARA NE ŞÖHRET! BEN BİR PERFORMANS SANATÇISIYIM
◊ Eskiden gerçekten maskülen miydin?
– Evet. Zaten bende arası yok, o zaman çok erkeksiydim, şimdi de ultra kadınsı! Beyzbolla ilgiliydim, otomobil severim, İsveç’e Amerikan arabaları ihraç ettim.
◊ Yani hep erkeksi şeylerle ilgilendin…
– Evet, çünkü erkeklerle daha kolay iletişim kurabiliyorum. Kadınlarla beceremiyordum. Sanırım kendimi yeterli hissetmiyordum. Değişmek istedim. Değişim içeriden başlıyor, sonra dışarıya yansıyor.
◊ Bu estetik ameliyat merakı, bağımlılık mı sende?
– Yok. Bir amacım var, o amaca ulaştığımda duracağım. Geçen sene çok sayıda ameliyat geçirdim. Neredeyse her ay büyük bir ameliyat…
◊ Ameliyatlarda kim oluyor yanında?
– Kimse…
◊ Kız kardeşin, yakın bir arkadaşın, erkek arkadaşın ya da annen?
– Hayır. Çünkü bu benim kişisel tercihim ve kimsenin bu yolculukta benim yanımda olmasını beklemiyorum. Beni destekleyenler var elbette, ama az. Olsun, ben hedefe kilitlendim, estetik ameliyatlardan sonraki aşamalara ilerliyorum…
◊ Nedir o?
– Oyunculuk yapacağım. Teklifler var.
◊ Ama insanlar, senin oyunculuğundan bahsetmiyor. En azından şimdilik. Konuştukları senin vücudun. Alay bile edenler var…
– E ne güzel! Ben insanları eğlendirmek için kendimin en acıklı, en absürd fotoğraflarını paylaşıyorum. Fotoğraflarıma baktıklarında, “Aman tanrım! Bu kız çıldırmış!” desinler diye. Onlara, hakkında konuşacakları malzeme veriyorum. Estetik ameliyatlardan uyandıktan sonra, dudaklarım, ağzım, yüzüm şişmiş oluyor, her yerim yara bere içinde, hepsini paylaşıyorum. Eğlenceli buluyorum. İnsanların kafasını meşgul etmek hoşuma gidiyor. 4 yaşından beri özel bir şey yapacağıma emindim. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, yaptıklarım beni özel kılıyor. Şu anda benim yolumdan gitmek isteyen, benim yaptıklarımı takip eden yüzlerce genç kız var. Küçük Pixee Fox’lar…
◊ Bu hırs ne için peki? Şöhret sahibi olmak için mi?
– Hayır, ne para ne şöhret! Ben bir performans sanatçısıyım. Ve daha önce kimsenin yapmadığı bir şey yapıyorum. Bunun için okula da gidemezsin…
KIM KARDASHIAN DA BENİM KADAR ÇOK ESTETİK OLDU AMA BEN SAKLAMIYORUM
◊ İyi de bütün çizgi film karakterlerinin bile bir hayat görüşü, hayat felsefesi var… Onlar sadece fizikten, memeden, popodan, ince belden ibaret değil! Sen kendi hayat felsefeni nasıl açıklıyorsun?
– Dürüstlük, açıklık… Ben dürüstüm. Ki günümüzde mumla aranan bir şey. Estetik ameliyat yaptıran o kadar çok kişi var ki, Kim Kardashian ya da Kylie Jenner mesela. Aramızdaki fark şu, ben yaptığım şey hakkında konuşuyorum, saklamıyorum, gizlemiyorum, her şeyi paylaşıyorum. Tüm o starlar, estetik ameliyat oluyorlar ama bize doğalmış gibi yutturuyorlar. İnsanlar benim dürüstlüğümü seviyor. Kim Kardashian’ın aynı ameliyatları olmasa da en az benim kadar çok estetik ameliyat geçirdiğine bahse girerim!
UYURKEN BİLE KORSE TAKIYORUM
◊ Mutlu bir çocuk muydun?
– Mutsuz değildim ama sanırım büyüme sürecimde bir noktada yolumu kaybettim. Çünkü içimde büyük bir yaratıcılık vardı ama yaşadığım çevre, ihtiyacım olan heyecanı ve ilhamı bana sunamadı. Yaşadığım kasabada kendimi kapana kısılmış hissettim. Estetik ameliyatları keşfettim, yoluma devam ettim ve şimdi buradayım…
◊ Erkekler peki?
– İlginç geliyorum bu abartılı vücut ölçüleriyle. İri meme, incecik bir bel, uzun bacaklar hoşlarına gidiyor. Seksi bulmaları benim de hoşuma gidiyor. Ama bir sevgilim yok, istemiyorum da. Sürekli seyahat ediyorum, kendimle ilgiliyim.
◊ Korsen de ayrılmaz parçan!
– Aynen öyle. Dış kaburgam gibi…
◊ Ama korsesiz daha güzelsin...
– Bunun güzellikle alakası yok, ben o korseyi takma fikrini seviyorum. Bana bir amacım olduğunu hatırlatıyor. Bir de korse dediğin, yüzyıllardır var. Sayısız faydaları da var. Çok yemek yiyemiyorsun mesela. Fena mı?
◊ Günde kaç saat korse takıyorsun?
– Ortalama 20 saat! Duşa girdiğim ve vücut çalıştığım zamanlar dışında. Uyurken bile takıyorum…
◊ Ayyy çok fena…
– Yooo. Güvendiğin bir şey seni sarıp sarmalarsa rahatlarsın ve gevşersin ya, benim için de korse öyle.
◊ Yaşlandığında ne olacak?
– Sadece geri alınabilecek şeyler var vücudumda. Yani istersem yeniden normal halime dönebilirim. (Bunu yanlış biliyor. Dr. Bülent Cihantimur, Pixee’nin 1200 cc memelerinin eski haline kolay çevrilemeyeceğini söylüyor.)
CİNSEL OBJE OLAMAM ÇÜNKÜ SEKSİ BİR ENERJİM YOK
◊ Gençliğini bir proje haline getirdin. Peki yaşlılığın ne olacak?
– Elbette proje değişecek ama zaten hayatta kesin olan tek şey değişim değil mi? Bulurum yine heyecan verici bir şey. Hayatın güzelliği de bu…
◊ Bu kadar narkoza maruz kalmanın zararı yok mudur?
– Elbette yan etkileri vardır. Ama sigara içmiyorum, alkol, uyuşturucu kullanmıyorum. Ekstrem sporlarla ilgilenmiyorum, yani boksörler gibi kafama darbe filan almıyorum. Narkoz almışım çok mu?
◊ Herkes seksi görünmek ister ama “seks objesi” gibi görülmek başka bir şey… Canını sıkıyor mu?
– Öyle görseler de umurumda olmaz ama kimse “seks objesi” olarak görmüyor. Benimle tanışınca, fotoğrafta gördükleri kadın olmadığımı anlıyorlar. Ben seksi bir enerji vermiyorum. O yüzden de “seks objesi” muamelesi görmüyorum.
HAZİRANDA ÖRÜMCEK AĞI YAPTIRDIM ŞİMDİ SIRA VAJİNA ESTETİĞİNDE
◊ Türkiye’ye daha önce geldin…
– Evet, ülkenizi çok seviyorum. İstanbul büyüleyici bir şehir. Gerçi bu sefer kar yüzünden otelden çıkamadım ama olsun. Doctor B., geçen geldiğimde yüzüme örümcek ağı yaptı. Çok memnun kaldım. Yüzün geriliyor, ama mimiklerin kaybolmuyor. Bu sefer küçük bir uygulama daha yapacak yüzüme. Bir de vajina estetiği yaptıracağım…
◊ O neden?
– Merak ediyorum çünkü. Dünyada da ilgi uyandıran bir uygulama. Doctor B. de, bu konuda ödüllü bir doktor. 45 dakika süren küçük bir işlem.
◊ Kendin için mi yaptırıyorsun? Sevgiliye armağan mı?
– Valla, uzun süredir bir sevgilim yok. Kafamı işimle bozmuş haldeyim, hep seyahatteyim. Estetik ameliyatlar hakkında bir bilinç yaratmak istiyorum. Çok kötü yapılanları var, insanın gerçekten hayatını kaydırabilir. Ama çok iyi şekilde yapılanları da var. İnanılmaz iyi sonuçlar elde ediliyor. Dünyada neler yapıldığını, bu alanda nasıl gelişmeler olduğunu sitemde herkese anlatıyorum.
Genital güzelleştirme için dünyanın her tarafından talep var
◊ Size niye “Doctor B.” diyorlar?
– Kolay olsun diye. Yurtdışında Dr. Bülent diyemiyorlar, Cihantimur’u hiç söyleyemiyorlar, Kore’de aklıma gelmişti, insanlar sevdi, öyle de kaldı…
◊ Siz, buluşları ve kendine özgü yöntemleri olan bir estetik cerrahsınız. Tetik parmağın ameliyatsız tedavisi, iple örümcek ağı estetiği, Cihantimur yağ transferi, iple kepçe kulak estetiği, basit burun estetiği, genital gençleştirme…
– Evet. Hepsinin özünde de aynı şey var, kesi yok…
◊ Şu örümcek ağı estetiğini bir anlatsanıza, en popüleri o galiba…
– Normalde de derimizin altında, yüzün sıkı durmasını sağlayan ağa benzer bir yapı var. Örümcek veya balık ağına benziyor. Burada da o ağın benzerini biz iplerle, içeride dokuyarak yukarı doğru yapıyoruz. Yüzü kesmeden, açmadan. Doğal oluyor, ifade değişmiyor. Zaman geçtikçe da vücut, onun etrafına kolajen örüyor.
◊ Kaç dakika sürüyor?
– Maksimum 40 dakika.
◊ Kime yaptınız?
– Yerli yabancı pek çok insana. Helin Avşar’a yaptım mesela. Hülya Hanım kamuoyuyla paylaştı, o yüzden söyleyebiliyorum…
◊ Yağ transferinin önemi nedir?
– Yağ enjeksiyonu tıpta olan ve bilinen bir şey. Fakat insanlar, yağ enjeksiyonunun işe yaramadığını ve tutmadığını söyleyip, durdular. Bense yağın değerli bir şey olabileceğini kanıtlıyorum. Yeter ki, çok bekletmeden kullanılsın. Biz, 30 dakika içerisinde yağı, bulunduğu yerden başka bir yere transfer ediyoruz. Hani bir yerden bir yere canlı götürülüp, köküyle birlikte ekilen ağaçlar vardır ya, o hesap. Bu çalışmalar esnasında fark edildi ki, yağ, insan vücudundaki en değerli kök hücre kaynağı. Mililitresinde en fazla kök hücre olan doku, yağ dokusu… Hem dolgu yerine kullanılıyor hem de tedavi amaçlı. Mesela yüzdeki ve genital bölgedeki gençleştirme efekti hep yağdan kaynaklanıyor.
◊ Nasıl yani? Göbekten yağ alıp, genital bölgeye mi enjekte ediyorsunuz?
– Evet. O zaman içerisindeki kök hücreler, hangi hücreye ihtiyaç varsa ona dönüşüyorlar.
ADAMLARIN NELER YAPTIRDIĞINI BİLSENİZ, İNANAMAZSINIZ
◊ Pixee ile nasıl tanıştınız?
– Lübnan’da bir güzellik yarışması vardı, ben orada jüriydim. Yanımda da bir İsveçli oturuyordu. Sohbet ederken, “Pixee Fox’u duydunuz mu?” dedi, “Hayır!” dedim. Sonra Pixee’ye benden bahsetmiş. O da değişik şeyler yaptırdığı için, örümcek ağı estetiği ilgisini çekmiş “Yaptırmak istiyorum!” dedi. Haziranda geldi, öyle tanıştık…
◊ Pixee bugüne kadar 30 estetik ameliyat olmuş, 6 kaburgasını aldırmış, o memeleri de basketbol topu gibi…
– Ben kesinlikle karşıyım! Ama dünyada da, kaburga alma ya da göz rengi değiştirme ameliyatlarını yapan doktor sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Camia tarafından da desteklenmez. Ben ona örümcek ağı yaptım…
◊ Siz, vajina estetiğinde geliştirdiğiniz yöntemlerle ödül aldınız. Bu operasyona da, “genital güzelleştirme” adını veriyorsunuz? Neden?
– Genital bölge de, tıpkı yüz gibi yaşlanıyor. Aynı yüzdeki gibi hacim kaybı oluyor, rengi değişiyor, fonksiyonu azalıyor. Nasıl yüzde belli bakımlar uygulanıyorsa, o bölgede de benzer bakıma ihtiyaç duyan kadınlar oluyor…
◊ Adamlar niye duymuyor?
– Adamların neler yaptırdığını bilseniz, inanamazsınız!
◊ Nasıl yani?
– O bölgede bir sorunları varsa, her şeyi yapıyorlar. Zaten benim genital gençleştirme üzerinde bu kadar durmamın nedeni de o. Erkekler, genital bölgelerinde sorun olursa, evini satar, arabasını satar, işini gücü satar, yine de yaptırır. O kadar önem veriyorlar. Penis büyütme, dikleştirme, uzatma çok popüler operasyonlar…
◊ Genital gençleştirme operasyonu sadece güzelleştirip gençleştiriyor mu, yoksa yaşlanmaya bağlı fonksiyon bozukluklarına da çare mi?
– Hepsi birlikte…
◊ İdrar kaçıran biri, bu operasyonla sağlığına kavuşabilir mi?
– Tabii ki. En önemlisi de, o bölgeye koyduğumuz kök hücrelerle, o alanı daralttığımız ve kanlanmayı artırdığımız için hissiyat artıyor. Hissiyat arttığı zaman da, orgazm olmak daha kolaylaşıyor.
◊ Operasyon kaç dakika sürüyor?
– 45 dakika. İyileşme de, yapılan işleme göre değişiyor. Fazlalıkları lazerle alıyoruz. O zaman 4-6 hafta arasına iyileşiyor. Ama kesmezsek, 2 hafta sonra normale dönüyor.
◊ Genital güzelleşme için en çok hangi ülkelerden talep var?
– Afrika ülkelerinden, Arap ülkelerinden, Amerika’dan… Tahmin edemeyeceğiniz kadar çok hasta geliyor.
◊ Kızlık zarı dikimi işlemini etik buluyor musunuz?
– Hayır ama o kadına faydalı olacağını düşünürsem yapabilirim. Hayati bir tehlike varsa, tehdit altındaysa. Yaptım da…