Müjdeler olsun…Kantin Kemer’de!
Kadın muhteşem. Kadın efsane. Kadın Şemsa. En iyi stilize esnaf lokantası Kantin’in sahibi ve şefi Şemsa Denizsel. Hem sevgiyle selamlıyorum hem de 15 yıldır şehrimize kattığı güzelliklerden dolayı önünde saygıyla eğiliyorum. Hissiyatım bu. Yazdım gitti.
Nasıl yani? Kemer’e mi açılıyor? Kantin mi? Bildiğimiz Nişantaşı Kantin mi? Şemsa Kantin yani… Hadi yaaaaa! Yaşadık desene!
EFSANE LOKANTA
3 yıldır Kemer’de yaşıyoruz, Antalya Kemer değil, Kemerburgaz Kemer. Ormanda yani. Röportajlar ve haberler için şehrin keşmekeşine giriyorum, sonra kendimi ormanıma atıyorum. Bizim ormanda kurt da yok! Vakit buldukça yürüyorum, koşuyorum, çok da seviyorum burayı, günden güne de bu minicik köye bir sürü kafe, lokanta açılıyor. Son olarak da efsane lokanta Kantin açıldı. Sevindirik oldum. Açıldığı gün hemen koştum gittim.
30 YAŞINDA AÇIYOR
Dokuz yaşında ilk köftesini, 11 yaşında ilk pilavını yapan ve 19 yaşından beri ‘aşçı’ olmak isteyen birinden söz ediyoruz. Şimdinin moda söylemiyle ‘şef-mef‘ değil. Bildiğin aşçı. Çaresizce, akıl dışı bir şekilde yemek pişirmek isteyen bir aşçı. 30 yaşında kendi dükkânını açabiliyor. O günden beri de Kantin nam salmaya devam ediyor. Herhalde Nişantaşı’nda yaşayıp Kantin’i ve harika yemeklerini bilmeyen yoktur.
ŞEMSA DENİZSEL
YEMEK GİBİ YEMEKLER
Şemsa, nevi şahsına münhasır bir kadın. Bal dök yala biri değil. Öyle sevgi yumağı da değil. Net, dürüst ve çok direkt. Yamuğu yok. Yalanı dolanı yok. İnatla ve inançla sunduğu şey de ‘yemek gibi yemekler‘ hazırlamak. Pişirmek istediği, kendisinin de yemeyi tercih ettiği türden şeyler… Mevsimde olmayan hiçbir yemeği pişirmiyor mesela… Yerli ve has olanı seçiyor. Evine sokmayacağını dükkânına da sokmuyor. Ve pişiriyor, pişiriyor, pişiriyor… Tabii onunla birlikte seneler içinde 50 kişiye varan ekibi de…
HUYSUZ VE TATLI KADIN
Şemsa’nın yemekleri, insanı mutlu eden, içini ve ruhunu ısıtan, ağırlık yapmayan yemekler… O yüzden millet ölüp bitiyor. Bir de onun lokantasının prensipleri var. Şemsa’nın var aslında. Şemsa, ünlü ünsüz, paralı parasız ayırmıyor, adam kayırmıyor, onun lokantasına giren herkes eşit muamele görüyor. En güzel tarafı da… Şemsa az biraz huysuz. Bence en şahane ve onu herkesten ayıran özelliği bu. Huysuzluk aslında şu: Kimseyi takmıyor, o ne der, bu ne der aldırmıyor, Şemsa ne düşünüyorsa onu yapıyor, doğru bildiğini yapıyor. İşte o yüzden 15 yıldır Kantin dimdik ayakta ve hep yeni kalmayı başarıyor.
15 YILDIR HAYATIMIZDA
Sadece yerli üretim malzeme kullanıyorlar. Kars’tan un ve gravyer, Ayvalık’tan zeytinyağı, lor ve teneke tulumu, Edremit’ten tahin ve tahin helvası, Bayramiç’ten nohut, Düzce’den tarhana, Eskişehir’den organik domates getiriyorlar. İstanbul’da bir yeme içme işletmesinin 15 yılını devirmesi üstelik hem Bebek’te hem Kemer’de şube açması bence ödüllendirilmesi gerek bir şey. Bir de kitap çıkarmışlar, ona da bayıldım. Kantin’deki bir günü nasıl geçirdiklerini fotoğraflamışlar, anbean görebiliyorsunuz. On beş sene her gün. Gerçekten tebrik ediyorum. Müthiş bir ekipler!
60 KİLO VERDİ!
Bir şeyi daha tebrik ediyorum: Şemsa’nın giden kilolarını. İnanılır gibi değil. 55-60 kiloya yakın verdi. Oha yani. Alkış yani! 125 kiloluk kadın -ki kilolarıyla her zaman barışıktı- zayıflamaya karar verince, 65 kiloya indi. Müthiş bir azim örneği. Kemer’deki dükkânda sordum tabii. “Nasıl yaptın, âşık mı oldun?” dedim. “Evet” dedi, “Ama bir zeytinliğe…” Ayvalık’ta bir zeytinlik alıyor, o zeytinlik de aklını başından alıyor. Resmen âşık oluyor, kendini onun içinde hayal ediyor. Nasıl mutlu… Ama birdenbire, “İyi de benim sağlığım ne durumda? Ben gerçekten yıllarımı orada geçirebilecek miyim?” diyor. Doktora gidiyor. Değerleri çok da iyi çıkmıyor. Orada uyarı alıyor. Fark ediyor ki kilolar başa bela… Ve zayıflamaya karar veriyor. 60 kiloya yakın veriyor. Şimdi inanılmaz cool bir kadın çıktı içinden! Müthişsin Şemsa, seni çok seviyoruz. Hem bu kadar güzel yemekler yapıp hem de nasıl yemediğini anlatırsan, biz de hayatın sırrını çözmüş olacağız!!!