Sen Gençsin Güç Sensin

En sonunda hastalığım geçti. Bomba gibi geri döndüm. Hem de gençlerin enerjisiyle. Size nefis bir projeden bahsedeceğim: ‘Sen Gençsin Güç Sensin.‘’
.
ETİ ve TOG (Toplum Gönüllüleri Vakfı) geleceğimiz olan gençleri, harika bir amaç için bir araya getiriyor. Bilim, sanat, spor ve sosyal sorumluluk alanlarında başarılı projeler gerçekleştirmiş gençleri ödüllendiriyor. Bayıldım bu projeye. Çok etkilendim. Çünkü gençleri desteklemekle kalmıyor bu güzel örnekleri hepimize göstererek gelecek nesillere umut aşılıyor. Onlara hem maddi destek veriyor hem de mentörlük programına dahil ediyor. Emeği geçen herkesi alkışlıyorum.
.
‘ETİ Sen Gençsin Güç Sensin’ projesi, bir amacı olan tüm gençlere açık. Başvuru süreçleri ve seçim kriterlerini TOG organize ediyor. Dahası şimdiye kadar sanat, spor ve bilim alanında çeşitli ödüllendirmelere bir şekilde alışık olduğumuz halde sosyal sorumluluk alanında bir şeyler yapan gençlerinde ödüllendirilmesi ayrıca değerli geldi bana. Alanında emek vermiş binlerce genç arasından seçilmiş 16 tane pırıl pırıl zihinle bir aradaydım!! Onların ağzından hikayelerini dinlemeden önce, bu güzel projeyi ortaya çıkaran iki kurumun temsilcileriyle konuştum.
.
Hepimizin yıllardır bildiği ‘Mutluluk Denince Akla‘ sloganını hayatımıza sokan ETİ, gençlere dokunmak ve onların geleceğe umutla bakmasını sağlamak için bu projeyi TOG’la birlikte hayata geçiriyor. ETİ Pazarlama Grup Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Zeynep Dipçin Akdoğan’la birlikteyiz. Gelin önce bu proje nasıl ortaya çıkmış ona bakalım. Bir belgesel desteklemekten nefis bir sosyal sorumluluk projesine dönüş sürecini birlikte anlayalım.

Tebrikler! Eti olarak, Toplum Gönüllüleri Vakfı’yla birlikte harika bir sosyal proje hayata geçiriyorsunuz: “Sen Gençsin Güç Sensin.” Gençlere umut veren, onları destekleyen bir proje…
-Teşekkürler.

Konuştuğum bütün gençler de bomba! Şahane sosyal girişimleri var. İnsan, geleceğe dair müthiş umutlanıyor. Nasıl doğdu bu proje?

– “Sen Gençsin Güç Sensin” projesine bizi teşvik eden fikir, aslında ülkemizde ve dünya genelinde genç kuşağın yaşadığı gelecek endişeleri ve umutsuzluk oldu. Özellikle pandemiyle birlikte, bu umutsuzluk daha da tetiklendi. Hayatın her alanına yansıyan olumsuz ekonomik ve çevresel koşullar, gençler için eğitimden barınmaya kadar pek çok sorunu beraberinde getirdi. Bu zorluklar karşısında gençler artık umutlarını yitiriyor. İmkânı olanlar gençler de yurt dışına gitmeyi çare olarak görüyor. Gençlerin hayal kurması, hayallerine ulaşmak için çabalaması ve kendilerini gerçekleştirebilmeleri, onlar için bugün ve gelecekte mutlu bir hayatın en temel taşlarından birini oluşturuyor. Bu yüzden gençleri cesaretlendirmek istiyoruz. İhtiyaç duydukları desteği sağlamak için gayret ediyoruz.

Yanılmıyorsam, bu anlamlı projenin başlamasında gazeteci-yazar Tuluhan Tekelioğlu’nun da büyük payı var…
-Aynen öyle! Bundan 4 yıl önce, çok çalışarak büyük başarılar kazanan gençlere dair bir belgesel filmi hazırlama isteğini bizimle paylaşınca, çok heyecanlandık. Bu denli önemli bir konuyu, uzun soluklu bir projeye dönüştürmek istedik ve böylece “Sen Gençsin Güç Sensin” projesi doğdu. 19 Mayıs’ın 100. yılı gibi anlamlı bir tarihin, projemizi hayata geçirmek için çok uygun olacağını düşündük ve projemizi başlattık.

Peki proje partneriniz TOG’la yollarınız nasıl kesişti?
-TOG, Türkiye’nin dört bir yanında gençlere erişebilen, gençlerin potansiyel ve enerjilerini doğru yönde desteklemek için çalışan, çok deneyimli bir sivil toplum kurumu. “Sen Gençsin Güç Sensin” projesinde hayallerine ulaşmak için azimle çalışan gençlere, yine gençler aracılığıyla ulaşma düşüncesi, bize çok anlamlı geldi ve projemizi kendileriyle paylaştık. 2019’dan bu yana çok güzel ve verimli bir iş birliği sürdürüyoruz. Gençler de bu iş birliğinin sonuçlarından yararlanıyor.

“Sen Gençsin Güç Sensin” projesinde, Türkiye genelinde bilim, kültür-sanat, spor ve sosyal sorumluluk konularında fark yaratan, yaptıkları ve başarılarıyla ilham kaynağı olan 15-25 yaş aralığındaki gençlere geniş bir çağrıda bulunuyorsunuz…
-Evet. Ve bunu her yıl yapıyoruz. Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın internet sitesi üzerinden başvuru açıyoruz. TOG, proje için belirlenen kriterler doğrultusunda, ön elemeyi gerçekleştiriyor ve 128 genci belirliyor. Bu aşamada, gençleri, çevrimiçi ortamda iki günlük bir kampta buluşturuyoruz. Bu kampa çok değerli isimler katılarak, gençlerimize ufuk açıcı konuşmalar yapıyor. Aynı zamanda gençler birbirlerinin hikayelerini öğrenme fırsatı da buluyor. Kampın ardından TOG’un ikinci elemesiyle belirlenen 64 gencin başvuru formlarını, jüri üyelerinin değerlendirmelerine sunuyoruz. Jüri üyeleri, proje için belirlenen çok yönlü kriterlere göre aday başvurularını inceliyor. Öncelikle gençlerin kurdukları hayale ulaşmak için gösterdikleri azim ve kararlılığa bakıyorlar. Bunun yanı sıra adayın tutkusunun diğer gençler için ilham verici olup olmadığını inceliyorlar. Hayata geçirilmek istenen projenin sürdürülebilirliğini, sosyal etkisini ve toplumsal gelişime katkısını da değerlendirerek, projeyle elde edecekleri hibe ve mentorluk desteğinin, gençlerin hayalini gerçekleştirmesine ya da ilerleme kaydetmesine yardımcı olup olmayacağını değerlendiriyorlar. Bu sürecin sonunda, her kategoride 4 genci belirliyorlar.

SOSYAL SORUMLULUK KATEGORİSİ TOG’UN BU PROJEYE KAZANDIRDIĞI DEĞERLİ BİR AÇILIM OLDU

Müzik, spor ve bilim geçmişte de bildiğimiz ödül kategorileri ama sizin proje içerisinde bir de sosyal sorumluluk kategorisi var. Bunu neden dahil etme gereği hissettiniz?
-Sosyal sorumluluk kategorisi, TOG’un bu projeye kazandırdığı değerli bir açılım oldu.
Çevreden eğitime ve sağlığa, kapsayıcılık ve eşitliğe kadar her alanda yaşanan sorunlara duyarlı olan, çare arayan, buldukları çözümleri daha da geliştirerek toplumun geniş kesimlerine ulaştırmayı amaçlayan gençlerimiz bulunuyor. Biz gençleri, bu tür projeleri daha çok geliştirme ve hayata geçirmeleri için teşvik ediyoruz. Sosyal sorumluluk kategorisi tam da bu alanda hayali ve projesi olan gençlere alan açıyor. Sevinerek söylemek isterim ki; bu kategoride de her yıl çok sayıda başvuru alıyoruz ve jürimiz, birbirinden nitelikli bu projeler arasında seçim yapmakta zorlanıyor.

Gençlerin belirlenmesi nasıl bir süreçte gerçekleşiyor?
-Uzun ve emek isteyen bir süreç. Her yıl, Mayıs-Temmuz döneminde yeni dönemin duyurularını yaparak, başvuruları topluyoruz. Ne mutlu bize ki projemize ilgi, her geçen yıl daha da artıyor. Geçtiğimiz yıl 1177 olan başvuru sayısı, bu yıl 1742’ye çıktı. Bu, bizim için çok mutluluk verici bir gelişme. Başvuru süresinin dolmasının ardından, tüm aday formları tek tek ve titizlikle inceleniyor. Jüri üyelerinin 64 adayı değerlendirme sürecinin tamamlanmasına istinaden, Kasım ayı içerisinde dört kategoride toplam 16 genç belirlenmiş oluyor.

Peki 4 kategorideki toplam 16 gence nasıl destek oluyorsunuz?
-Hayallerine ulaşmak için engelleri aşma azmi göstermiş ve bu yolda başarı elde etmiş bu 16 gence, hibe desteği vererek, onların yanında oluyoruz. Ama bence bundan daha önemlisi gençlere sunduğumuz mentorluk desteği. Gençler kendi kategorilerindeki uzman isimlerle birebir görüşme fırsatı da elde ediyor. 6 ay boyunca devan eden bu görüşmeler, gençlerin kendilerini geliştirmelerine büyük katkı sağlıyor. Buna değer biçmek çok zor. Eti olarak biz de bu gençlerin önünü açmaya odaklanıyor, projelerini hayata geçirme sürecinde onları takip ediyoruz.

Mentorlar nasıl belirleniyor? Şimdiye kadar kimler mentorluk yaptı bu projede?
-Mentorlarımızı kendi alanlarında yaptıkları ve fikirleriyle fark yaratan, ilham veren, gençleri anlayan ve genç dostu olan, yaptığı çalışmalarda gençlere alan tanıyan, genç kavramı üzerinde farkındalığı olan ve gençlerin bir arada olmaktan mutluluk duyacağı isimlerden seçiyoruz. Uzmanlıklarına ve deneyimlerine dikkat ediyoruz. Geçen yıl 4 mentorumuz vardı. Bu sene 8 oldu. Böylece artık 4 gence değil, 2 gence bir mentor düşüyor.

Neden “Sen Gençsin Güç Sensin” diyorsunuz…
-Bugüne kadar çevresel ve toplumsal alanlarda Türkiye’nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projelerini hayat geçirdik. Gençleri, gençlerin hayalleri ve kendilerini gerçekleştirerek mutlu olmalarını da çok önemsiyoruz. Bugünün gençleri kendilerine inandıkça, hayallerini gerçekleştirme azmini kendilerinde buldukça, geleceğimizi şekillendirecek. Bizim görevimiz de gençlerimizin hayal kurmaya devam etmelerini sağlamak, hayallerinin peşinden koşmalarına teşvik etmek ve onların yanında olmak. İşte bu nedenle gençlere; “Umudunu yitirme, Sen Gençsin Güç Sensin” diyoruz. “Gücüne güven” diyoruz. Çünkü biz, size güveniyoruz ve yanınızdayız.

Günümüzde artık bir kurumun sadece üretim ve satış yapması yeterli değil. Tüketici daha fazlasını istiyor. Tüm şirketler de sosyal fayda odaklı faaliyetler peşinde. Bu kapsamda Eti’nin amacı ne?
-Firuz Kanatlı’nın Eti’yi kurarken, “İnsanlığın mutluluğundan daha yüce bir amaç yoktur” sözleri, kurumsal amacımızı ortaya koyuyor. Bizim amacımız, insanları mutlu etmek. Ama bir noktayı özellikle vurgulamak isterim: Biz, mutluluğu sadece ürünlerimizin yaşattığı keyif anlarıyla sınırlı tutmuyoruz. Biz, sosyal sorumluluk projelerimizle, gelişime ihtiyaç duyulan toplumsal ve çevresel konulara hizmet ediyoruz. İnsanlara kendilerini gerçekleştirebilecekleri deneyim fırsatları sunarak, onların mutlu olmalarını sağlamak için çalışıyoruz. Bu, bizim hem kurumsal amacımızı hem de sosyal sorumluluğa bakış açımızı tanımlıyor. Eti’yi başarıya ulaştıran en önemli unsurun, 60 yılı aşkın süredir sahiplendiğimiz bu yaklaşım olduğu kanısındayım…

Yorum Bırak