Eğitim sistemimizde problemler olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz. Bundan şikâyet ediyoruz. Ama bazılarımız, söylenmek yerine, elini taşın altına koyuyor ve tespit ettiği sorunu çözmek için harekete geçiyor. İşte Benal Tanrısever Şimşek de bu güzel insanlardan biri. Gaziantep’teki devlet okullarında görevli sınıf öğretmenlerine müzik eğitimi verip, şimdiye kadar yaklaşık 2000 öğrenciye dokundu. Bir kısmı da dezavantajlı bölgelerdeki okullar. Projenin ilk kısmı tamamlandı, devamı da gelecek. Bravo Benal!
Benal, senede sadece birkaç piyano öğrencisi alan, girişi Harvard, Stanford, MIT gibi okullardan çok daha zor olan New York’taki The Juilliard School’un sınavını, başarı bursuyla kazanıyor. Lisans ve yüksek lisans derecelerini aynı eğitim senesinde tamamlayan ilk öğrenci oluyor. Gösterdiği üstün başarıdan ötürü, yüksek lisans Professional Studies Programı’na kabul ediliyor. Ve okul tarafından ABD’nin çeşitli kentlerinde konserler vermek üzere görevlendiriliyor.
Sonra bir başka başarı bursuyla, Berlin’de Hochschule der Künste’de Prof. Georg Sava’yla eğitimini sürdürerek “piyano virtüözü” unvanını kazanıyor. Bakar mısınız kariyere? Müthiş!!!
32 yaşında, meslek hayatında neredeyse tüm hayallerini gerçekleştiriyor. “Ama bunları paylaşacak bir dünya olmadıkça ne değeri var?” düşüncesiyle, mesleki birikim ve yaşam deneyimlerini aktarmak üzere, 20 sene önce ayrıldığı Türkiye’ye geri dönüyor.
“Benim her zaman müzisyenlik yaşantıma eşlik eden ikinci bir tutkum oldu: Öğretmek. Yani, müziği anlatmak, aktarmak ve paylaşmak” diyor Benal. Ve bu tutkusunun peşinden giderek, önce Bilkent’te doktora yapıyor, akademisyenliğe kayıyor, sonra kendi eğitim kurumu, “BT Müzik ve Sahne Sanatları”nı kuruyor. Müzik okumak isteyen gençlere destek veriyor. Onların yeteneklerinin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Hayal kurmaları için yüreklendiriyor, yaratıcılıklarını sergilemeleri için onları teşvik ediyor. Ne şahane di mi?
“Müzik bilgimi, ülkemdeki çocuklara, gençlere nasıl ulaştırabilirim?” diye düşünüyor. Ve birbirinden güzel sosyal projeler hayata geçirmeye başlıyor.
İlk olarak; bestecilerin yaşam öykülerini, anlatan ve öğreten “Klasik Müzik Masalları” kitap dizilerinin yaratılışına öncülük ediyor. Bugün bu kitaplar, 6 milyonun üzerinde okuyucu kitlesiyle buluştu, buluşmaya da devam ediyor. Ayrıca uluslararası platformda da “En Yaratıcı Kitaplar” ödülüne layık görüldü. Birkaç senedir de Türkiye çapında düzenlediği bir yarışma var: “Uluslararası Genç Yetenekler Müzik Yarışması.”
Müziğe gönül vermiş binlerce profesyonel, amatör ve özel gereksinimli gençlere yeteneklerini sergileyecekleri dijital bir platform yaratıyor. Yarışma, büyük ivmeyle her yıl tekrarlanarak devam ediyor.
Şimdilerde de devlet okullarında, tamamen gönüllülük esasına dayalı harika bir sosyal proje yürütüyor!
Müzik derslerini de işleyen, sınıf öğretmenlerinin, eğitim fakültelerinden mezun olurken, ne yazık ki müzik eğitimi almadıkları ve bir enstrüman dahi çalamadıklarını fark ediyor. Bu duruma “Ahh vahh!” demek yerine, kolları sıvıyor.
Kültürler köprüsünde eşik olan Gaziantep, aynı zamanda eğitime verdiği değerle de dikkatini çekiyor Benal’in. Tam da bu yüzden çocuklara dokunan sınıf öğretmenleriyle çalışmaya Gaziantep’ten başlıyor.
Peki n’apıyor Benal? Öğretmenlere, tasarımsal ve sistematik öğrenme metodolojilerini aktaran seminerler vermeye başlıyor.
Bu seminerlerde güçlenen öğretmenlerin, meslekleri boyunca karşılaşacakları binlerce öğrencinin yaşamına, müzikle dokunacağını ve müziğin o öğrenciler için fırsat yaratacağına inanıyor.
Projenin daha ilk ayağında…
47 ilköğretim öğretmeni, izin günlerinden feragat ederek, “Kendimi nasıl geliştirebilirim, öğrencilerim için daha faydalı nasıl olurum?” sorularının cevabını bulmak üzere koşarak gelmişler.
Böyle öğretmenlerin var olması da inanılmaz umut verici. Onlara da bir alkış!
Bitmedi! Benal, BT Müzik’ten meslektaşı Ezgi Demirtaş ile Antep’teki dezavantajlı okulları da geziyor. Eğitimde öğrettiklerini, öğretmenlerle birlikte sınıflarda uyguluyorlar. Yani projeyi, sadece teorik eğitimde bırakmayarak, sınıf ortamında uygulamalı da yapıyorlar.
Sonunda da eğitimler, öğretmenlerden kurulan koro ve ödül töreniyle sonlanıyor. Daha önce hiç şarkı söylememiş hocalar, bu koroyla İstiklal Marşı’nı ilk kez “doğru” yöneterek söylüyor. Meğer ülkemizde herkes kafasına göre söylüyormuş İstiklal Marşı’nı! Doğru şekilde söyleyebilen azmış!
MÜZİĞİN İYİLEŞTİRİCİ, BİRLEŞTİRİCİ VE ONARICI GÜCÜNE ÇOCUKLARIN İHTİYACI VAR
Proje aynı zamanda “sosyal uyum” hizmeti de sunuyor. Yoğun göç alan bölgedeki okul ziyaretlerinde, müziğin iyileştirici, birleştirici ve onarıcı gücüne bizzat tanıklık ediyorlar. Öğrencilerin birlikte şarkı söyleyerek nasıl bütünleştiklerini, kaynaştıklarını görüyorlar.
Diyor ki Benal: “Çocuklar, keyifle, eğlenerek öğrendikleri zaman, bilgiyi kabulleniyor ve içselleştiriyor. Biz bunun nasıl mümkün olabileceğini müziği kullanarak anlattık, gösterdik!”
Ne mutlu ki, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, MEB İl Müdürü Yasin Tepe de bu projeyi sahipleniyor. Ve desteklerini esirgemiyor.
Benal diyor ki, “Projenin ilk adımı bizim için çok önemliydi. Çok mutluyuz çünkü müthiş bir başarı elde ettik. Hayalimiz, ileriye dönük proje ortaklarımızla, sistematik bir yapıyla ilerlemek ve eğitimdeki öğretmenlerimizi güçlendirmek. Onları da bu eğitimi verebilecek noktaya taşımak. Böylelikle sürdürebilir bir mekanizmayla, bölgede binlerce öğretmen ve on binlerce öğrencinin yaşamlarına dokunmuş olacağız!”
Tabii ki hayalleri sadece bu bölgeyle sınırlı değil. Projeyi tüm Türkiye’ye yaymak istiyor, Benal Tanrısever Şimşek!
Diyor ki, “Henüz müzikte yetenekleri keşfedilmemiş on binlerce öğrenci olduğunu biliyorum. Okul yaşamlarında onlara bir ‘müzik penceresi’ açalım, görün bakın ne müthiş gençlerle tanışacağız…
Her şey hayal ve arkasına koyduğunuz bilgi, donanım, kararlılıkla devam eder ve yolda küçük mucizeler oluşur. Hepimizin küçük mucizelere inanmaya ihtiyacı yok mu????”