DEĞER Deniz cinayetinin karar duruşması dündü.
Nihayet sonuçlandı.
Gece yarısı, evinin balkonundan girip hiçbir şeyden habersiz içeride uyuyan müzisyenDeğer Deniz’e tecavüz eden ve boğarak öldüren “insan müsveddesi” tam 45 yıl yedi!
45 yıl!
O, 4 ve 5 rakamını yan yana görmek, ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti.
“Bir ömür!” diye geçti içimden, “Üçte ikisini yatar… Temiz bir 30 yıl yani… Müstahak! Can alan birinin, ‘can alırsam benim de hayatım kayar’ı öğrenmesi gerekiyor!” dedim kendi kendime…
Kaydı işte…
Daha fazla ceza alsa, daha iyi olurdu ama bu da hiç yoktan iyidir.
Bir kadının hayatını söndürdü.
Saf kötülük, iyiliği yedi!
40 dakika işkence yaptığını söylüyor Adli Tıp raporu ve sonra Değer’i o iğrenç elleriyle boğduğunu…
Ve siz, o mahkeme salonunda, o aşağılık adamı görüyorsunuz…
Yalanlar atıp duruyor…
O iğrenç ellerini de görüyorsunuz…
O çok sevdiğiniz ablanızı/kardeşinizi/kızınızı/canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuzu, o ellerle boğduğu geçiyor şimşek hızıyla aklınızdan…
O narin boynunu sıktığı, sıktığı…
Düşününce…
Az bile 45 yıl!
Dava sonuçlandıktan sonra Değer Deniz’in ailesiyle de konuştum, buruk bir sevinç yaşıyorlar.
O suç makinesinin içeri girmiş olmasından dolayı mutlular.
Çünkü hiçbir indirim uygulanmadı.
Değer Deniz cinayeti, benim gözümde, Özgecan cinayetinden sonraki ikinci emsal dava.
Gerçi Değer’in ailesi ve avukatı temyize gidecek.
Çünkü dava, adi bir cinayet davası gibi sonuçlandı. Oysa burada canavarca işlenen bir darp, işkence, tecavüz ve cinayet var.
Bunların hepsi üst üste gelince, o lağım faresinin 45 yıldan daha fazla alması gerektiğini savunuyordu avukatları.
Yine de, yine de…
Ben bu ülkede yaşayan bir kadın olarak, kadın haberleri yapan bir gazeteci olarak, bir kız çocuğu annesi olarak kararı veren mahkemeye ve hâkime teşekkür ediyorum.
Olması gereken oldu, kanun uygulandı.
Tamam bunun Değer Deniz’e artık bir faydası yok.
Ama başka kadınlara var.
Belki bu emsal davalar, o aşağılık suç makineleri için caydırıcı olur…
Bütün temennimiz bu!
BİZ NASIL BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ?
PEKİ bu iğrençliğe ne dersiniz…
İzmir’de adam, arkadaşının 13 yaşındaki erkek çocuğuna tecavüz ediyor.
İki-üç ay boyunca.
Aşağılık herif.
Git iğrenç fantezilerini reşit insanlarla, rızası olanlarla yaşa.
Adam belli ki sapık!
Tecavüz ettiği yetmezmiş gibi, çocuğun çıplak görüntülerini filme alıyor.
Başına gelenleri birilerine anlatırsa, o görüntüleri etrafa yayacağını ve onu öldüreceğini söylüyor.
Olay, neresinden tutsanız rezillik, şantaj, tehdit!
Çocuğun ruh sağlığı bozuluyor.
Okulda hocasına anlatıyor.
Ailesi öğreniyor.
Ama n’oluyor?
TECAVÜZDEN SERBEST
Tecavüzcü sapık, çocuğun babasının suç duyurusunda bulunmasına rağmen, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.
İki yılı aşkın süredir devam eden davadan şu ana kadar bir sonuç alınamıyor.
BİR DE DAYAK YİYOR!
Neden?
Formaliteler, bürokrasi, hantal işleyiş, özensizlik, insan hayatının bir kıymetinin olmaması….
Ve o çocuk, iki hafta önce, tecavüzcüden ve tecavüzcünün ailesinden ölesiye dayak yiyor!
İnanabiliyor musunuz?
Bütün güvenlik kameralarına yansıyor bu şiddet. Yaklaşık bir hafta komada kalıyor ve ölüm kalım mücadelesi veriyor.
İnsan kafayı yer!
Bu nasıl bir şeydir?
Bu nasıl bir ilkelliktir?
Nasıl bir zavallılıktır?
Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz?
Bu ülkenin en büyük sınavı cinsellikledir.
Cinsel baskılar, o ayıp, bu ayıplar, sonunda işte böyle sapık insanlar yaratıyor.
Hepsinin en ağır cezaları aldığı ve böyle kötü haberler okumadığımız bir Türkiye’de yaşamak dileğiyle…