Dünyanın en iyi 5 üniversite girişimcilik merkezi arasında yer alan İTÜ Çekirdek’in girişimcilere yönelik yaptığı #FightCOVID19 çağrısına, Petrol Ofisi tam destekle yanıt verdi. Birbirinden zeki, pırıl pırıl gençlere “can suyu” oldular. İyilik için teknoloji üreten 11 girişimci sözünü ettiğim. Ben sizi üçüyle tanıştırdım. Bugün sırada dördüncüsü var. Ritter’in yaratıcısı Davut Şadoğlu…
Ritter, UVC teknolojisi kullanan yüzey ve hava dezenfeksiyon sistemi. Şu anda 17 hastanede, Covid-19’la savaşan sağlık çalışanlarımıza yardımcı oluyor. Özelliği şu: Üzerinde bulunan lambalar, yaydıkları ışıkla, mikropları üreyemez hale getiriyor. Yani virüsleri kısırlaştırıyor! Üreme yetisi yok edilen virüsler de etkisizleşiyor ve zararsız hale geliyor. Davut, ilk robotunu lise 2’deyken yapmış. Geleceğe umutla bakmamızı sağlayan müthiş gençleri tebrik ediyorum. Onları destekleyen kurumları da…
ÜREME YETİSİ YOK EDİLEN VİRÜS ETKİSİZLEŞİYOR VE ZARARSIZ HALE GELİYOR
Bizi girişiminizle tanıştırır mısınız?
-Hay, hay. Huzurlarınızda, otonom dezenfeksiyon yapan Ritter Robix! Şu anda 17 hastanede Covid-19’la savaşan sağlık çalışanlarımıza yardımcı oluyor. Yılın sonuna kadar bu sayıyı 2 katına çıkarmak için çalışıyoruz.
Nasıl işliyor bu arkadaş?
-Üzerinde bulunan lambalar, yaydıkları ışıkla, mikropları üreyemez hale getiriyor.
Kısırlaştırıyor yani…
-Evet kısırlaştırıyor! Üreme yetisi yok edilen bir virüs de etkisizleşiyor ve zararsız hale geliyor.
SADECE HASTANE DEĞİL, OTEL, RESTORAN, OFİS GİBİ TOPLU ALANLARDA DA KULLANILABİLİR
“İnsandan bağımsız virüsü yok etmek” ne demek?
-Şu: Cihazımız, hastanedeki dezenfeksiyon süreçlerinin bir parçası. Yerleri ve yüzeyleri sildikten sonra odanın büyüklüğüne göre, 10-60 dakika arası çalıştırılmasıyla dezenfeksiyon süreci tamamlanıyor.
Hastaneler kullanım yerleri. Başka?
-Otel, restoran, ofis gibi toplu alanlarda da kullanılabilir. Biz, pandemi nedeniyle öncelikle hastanelere odaklandık.
ÜÇ ADET KAMERAYLA SÜREKLİ İNSAN TESPİTİ YAPIYOR
Peki bu lambaların insanlara zararı var mı?
-Robix, 5 metreden yakın mesafede, insan için zararlı hale gelebiliyor. Bu nedenle 3 adet kamerayla, sürekli insan tespiti yapan cihazımız, riskli durumlarda lambaları otomatik olarak kapatıyor.
ÜRÜNLERİMİZ SAHADA KULLANILIYOR
Rakiplerinizden farklılaştığınız noktalar neler?
-Son zamanlarda rakip olabilecek çalışmalar artıyor, bu da bizi mutlu ediyor. Bizim rakiplerimize göre, en belirgin farkımız, ürünlerimizin sahada kullanılıyor olması. Hastanelerden bu konuda sürekli geri bildirim alıyoruz mesela. Bu doğrultuda da onların ihtiyaçlarını, sorunlarını çözecek geliştirmeler yapmaya, yeni ürünler tasarlamaya gayret ediyoruz. Yakın bir zamanda, hem hava hem de yüzey dezenfeksiyonu sağlayan yeni ürünümüzün patent başvurusunu yapacağız.
Mobil versiyonu bulunuyor mu aletin?
-Bir de Ritter Uvix’imiz var. O işte mobil dezenfeksiyon çözümü sunuyor. Pille çalışan ve akıllı telefon ile kontrol edilen bu cihazımızla, ofisinizdeki ya da evdeki masanızı, koltuklarınızı, kıyafetlerinizi, marketten aldıklarınızı ve odanızı dezenfekte edebilirsiniz. Bu ürünle alakalı ön sipariş aşamasındayız.
Covid-19 olmadan önce böyle bir cihaz geliştirmek gibi bir düşünceniz var mıydı?
-Evet, hatta hastane mikrobuna yönelik kişisel olarak ciddi araştırmalar da yapmıştım. Konsept tasarımlar sonrası bazı hastanelere ziyaretlerde bulunmuştum. Ancak o dönem, pazar, henüz olgunlaşmadığından talep yoktu.
İTÜ ÇEKİRDEK’E BAŞVURDUK ‘FIGHTCOVID19’ PROGRAMI KAPSAMINDA BİZİ DESTEKLEDİLER
Petrol Ofisi’yle yollarınız nasıl kesişti?
-Petrol Ofisi’yle ilk olarak, İTÜ ARI Teknokent’le yürüttükleri ‘Destek Bizden’ sosyal sorumluluk projesi sürecinde tanıştık. O dönem, onların desteğiyle, henüz bir girişim değilken, bilabedel hastanelere dezenfeksiyon üniteleri teslim ettik. Sonrasında, elimizde konsept çizimleri olan robotla İTÜ Çekirdek’e başvurduk ve ‘FightCovid’ programı kapsamında bizi desteklediler. Onlardan, aldığımız destekle de yolumuza devam ediyoruz.
PANDEMİ BİTSE DAHİ MİKROPLAR SÜREKLİ BİZİMLE BERABER OLMAYA DEVAM EDECEK!
Hayalleriniz neler? Bu cihaz popüler olsun ve ne bileyim, elektrik süpürgesi gibi hepimiz evimize alalım mı?
-Evet, açıkçası hayalimiz bu. Çünkü, pandemi bitse dahi, mikroplar sürekli bizimle beraber olmaya devam edecek. Dolayısıyla her eve girebilecek maliyette bir ürünü, orta ve uzun vadede geliştirmeyi düşünüyoruz. Bu dönemde büyük risk hastanelerde olduğundan tüm enerjimizi oraya ayırdık.
Çok yaygınlaşması mı ya da çok para kazanma hayalleriniz mi var?
-Girişimciliğin motivasyonlarından biri de çok para kazanmak. Ama şu anda mevcut çabamız; ürünün etkin olması ve çok yaygınlaşması. Temel gelir kaynağımızın ise, ihracatla olmasını hedefliyoruz.
Sizi tanıyalım?
-27 yaşındayım. Endüstri mühendisiyim. İlk robotumu lise 2. sınıfta yaptım. Sonrasında ise, onlarca robotik, otomasyon projesinde yer aldım. Ortağım Emre Turam’la birlikte Ritter’de dezenfeksiyon teknolojileri geliştiriyoruz.
Siz, teknoloji girişimcisi misiniz? Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
-Evet, şimdiye kadar yaptığım tüm girişimlerim teknoloji tabanlı. Kendimi; ‘hedeflediği alanlarda sürekli kendini geliştiren ve vasattan nefret eden’ biri olarak tanımlıyorum.
Tüm teknoloji girişimcileri mühendis olmak zorunda mıdır?
-Girişimin teknoloji kısmına hâkim bir kurucu ortak var ise, değildir. Fakat tek kurucu ise, kesinlikle mühendislik bilgisi gerekir. Hatta, mühendis olmayan bir ortağın, işin teknoloji kısmını yüzeysel de olsa bilmesi gerekir.
Fabrikanız atölyeniz olmadan prototip üretimleri nerede gerçekleştiriyorsunuz?
-İTÜ Magnet içerisinde bulunan prototipleme atölyesi, prototip geliştirmede çok ciddi bir katkı sağladı. Atölyede bulunan 3D yazıcılar ile ürünlerimizin birçok parçasını imal ettik. Ayrıca İTÜ Magnet Fab|TRİDİ de bize ciddi katkılar sağladı.
Melek yatırımcı, her girişimcinin hayali mi?
-Evet. Türkiye gibi girişimcilik kültürünün yeni yeni oluşmaya başladığı, aile ve arkadaşların ‘Girişimcilik mi? Saçmalama! Gir bir işe çalış’ dedikleri bir ortamda, elbette melek yatırımcıdan gelecek ‘can suyu’ çok önemli. Ama hayal değil. Ortaya iyi bir şey çıkarıyorsanız, yatırım teklifi zaten onlardan geliyor. Fakat iş, sadece para vermekle bitmemeli. O, iyi bir yatırım olmaz. Yatırımcı, ürünümüzün ilk müşterisi, ilk bayisi, ilk ihracatçısı, ilk tedarikçi olur mu? Bize, para dışında ne gibi hizmetler veya katkılar sunabilir? Bunlar da bizim önem verdiğimiz kriterler.
İTÜ ÇEKİRDEK’TE ALDIĞIMIZ MENTORLUKLAR, EĞİTİMLER BİZE ÖZGÜVEN VERİYOR
Sizler bir nevi mucitsiniz. Ama bir marka yaratmak onu yaygınlaştırmak bambaşka konular. Bu, sizi korkutmuyor mu?
-İTÜ Çekirdek’e ilk geldiğimde, değerli bir mentor, “Şu an burada, bizi dinleyen 100 girişimden 99’u, ilk 5 yılda batacak!” demişti. Ve sebeplerini açıklamıştı. Dolayısıyla, bunun bilincindeyiz ve riski azaltmak için neler yapabileceğimizi araştırmaya çalışıyoruz. Başaran girişimlerin nasıl başarılı olduğunu inceliyoruz. Yaptığımız iş ve kullanıcılardan gelen olumlu geri bildirimler bize moral ve enerji veriyor. En önemlisi, İTÜ Çekirdek’te aldığımız mentorluklar, eğitimler, tavsiyeler tüm bu zorluk karşısında bize özgüven veriyor.