Şişman ve mutlu
Hey, siz hâlâ evde mi oturuyorsunuz?
Şehre çok eğlenceli bir sergi geldi, sakın kaçırmayın: ‘Şişman ve Mutlu.’ Serginin adı bile gülümsetiyor değil mi? O şişman kadın heykellerinin kendisi de öyle… İçlerinden enerji fışkırıyor, insana coşku veriyor… Çin devlet sanatçısı Xu Hongfei’ye ait bu şahane şişman kadınlar. Daha doğru deyişle, tombul kadınlar. Avrupa’nın önemli dünya şehirlerinde gezintiye çıkan bu tatlı tombullar şimdi İstanbul’da. Altı heykel 5 Ağustos’a kadar Ortaköy Meydanı’nda sergilenecek, o arada 15 heykel daha gelecek, 21 şişman kadın 5-12 Ağustos tarihleri arasında Nişantaşı ve Şişli bölgesinde olacak.Sergiye, Şişli Belediyesi ev sahipliği yapıyor. Serginin bir de sıkı bir amacı var. Kafamızda şekillenmiş ideal kadın ölçülerini tuzla buz etmek. Gerçekten de sürekli ‘ideal kadın formu’ diye bir şey dayatılıyor bize… Bizim de o standarta uyacağız diye anamız ağlıyor, diyet, detoks… Hep daha fit ve hep daha zayıf olmaya çalışıyoruz. O yüzden de Xu Hongfei’nin eserleri bu kadar dikkat çekiyor, bu kadar seviliyor. Ama ne heykeller! Neşeliler, hareketliler, özgürler, komplekssizler kendi bedenleriyle barışıklar.
En önemlisi mutlular. Hayata güzel bakıyorlar. Üstelik hepsi seksi, dişi… Xu Hongfei’nin kendisiyle tanıştım. Mini minnacık bir adam. Hemen muziplik yaptım. “Sizi şişman bir kadına sarılırken hayal edemiyorum!” dedim. “Tam kapanmayabilir kollarım ama sarılırım!” dedi. Şişman kadınların yaydıkları enerjiden çok etkileniyor. Ve bu konuda ciddi. Onları çok seksi buluyor. Kahkahalar içinde yapıldı bu röportaj.Bir ara, gıcığım ya, “Şişman kadınlar belki de sizin zannettiğiniz kadar mutlu değildir” dedim, “Belki de yanılıyorsunuzdur belki de mutlu ve neşeli görünmek onların maskesidir. Belki de zayıf olmak istiyorlardır…” “Asıl siz yanılıyorsunuz!” dedi bana, “Onlar mutlular. Onların huzurunu bozan toplumun ideal kadın bedeni algısı.” Arkadaş, şişman kadınlar mutsuzsa, mahalle baskısı yüzünden demeye getiriyor. Onu alkışlıyorum. Buyurun, yaptığım röportajı buradan okuyun
Binlerce kez sorulmuştur, ama ben de soracağım. Böyle bir sergi hazırlama fikri nerede, ne zaman aklınıza geldi?
-Önce anlaşalım, ben şişman kadın seviyorum. Ama obez değil. Sağlıklı şişman. Kilolu ama hatları olan… Kıvrımları olan… Coşkusu ve hayat enerjisi olan… Onları çok özel buluyorum. Parıldadıklarını düşünüyorum. Bulundukları yere neşe getiriyorlar. Ve tuhaf bir kendilerine güvenleri oluyor. Büyüleniyorum onlardan. Bir de işin sanat kısmı var, bir heykeltıraş olarak, sıska kadın bedeni benim için bir şey ifade etmiyor, çünkü belli standart ölçülere sadık kalmak zorundasın, oysa tombul kadın dediğin anda, ellerinle istediğin formu verebiliyorsun…
Peki nereden çıktı bu tombul kadınlar?
-1999 yılıydı, Guangzhou’da bir cafede otururken içeri şişman bir kadın girdi. 100 kilo filandı. Tam karşıma oturdu. Ben gözlerini dikip, kadınları taciz eden biri değilim. Ama o kadından gözlerimi alamadım. İnanılmaz çekiciydi. Ve mutluydu. Bir bahane uydurdum, tanıştık. Sohbete başladım. Odur yani benim ilham kaynağım. Zaten sonra onun heykelini de yaptım. Devamı da geldi… Sonra da bu heykellerden sergi yapmaya karar verdim.
Eşim kilo alamıyor
Peki vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
-Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, bize, “Zayıf kadın moderndir”i dayatıyorlar. Açık açık söylemiyorlar ama tüm endüstri kadınlara, “Zayıfla zayıfla!” diyor. Amaç sağlıksa, karışamam. Ama onun dışında, gerçekten zayıf olmaları gerekiyor mu? Bunu sorguluyorum eserlerimde ben. “Tombul güzeldir” diyorum, “tombul mutludur” diyorum, “tombul neşelidir” diyorum. Tabii ki genellememek lazım ama şişmanlardan hayat enerjisi fışkırır… Ben şişman kadınlarımı bisiklete bindiriyorum, belki gerçek hayatta zor ama neşe veriyor insana bakınca, gülümsüyorsun. Aslında “Elalem ne derse dersin ben kafama göre takılıyorum” mesajı da veriyor benim kadınlarım.
Sizin kültürünüzde şişmanlığın anlamı ne?
-Çin kültüründe kilolu olmak, dişi enerjisi demek. Biraz sizdeki Kibele gibi. Bolluk. Bereket. Anaçlık. Merhamet. Biraz da soyluluk ifadesi. Çünkü eskiden soylu kadınlar çalışmazmış, hep evde oldukları için de şişman olurlarmış.
Peki çalışmadan hayatını idame ettirmek neden tembellik değil de iyi bir şey oluyor?
-Yok, tembellik demiyoruz. Çünkü tembel değiller. Benim heykellerimdeki gibi dans ediyorlar, gülüyorlar, zıplıyorlar, bisiklete biniyorlar, koşuyorlar, hatta uçuyorlar… Müthiş aktif ve mutlular. Onların mutluluğu, coşkusu bize de yansıyor. Ben umut da vermek istiyorum insanlara.
Şu ana kadar kaç şişman kadın heykeli yaptınız?
-100’ü geçti… Bu arada her gittiğim ülkede bir başka şeyden etkileniyor ve şişman kadınlarımı o ülkeden aldığım ilhamla yapıyorum. İtalya’da bisiklete binen kadınlar etkiledi beni, bisiklet üzerinde şişman kadınlar yaptım. İngiltere’de kol kola sokakta dolaşan kızlardan etkilendim, öyle heykeller yaptım. Pusetle bebek arabası iten kadınları Fransa’da gördüm, öyle eserlerim de var. İstanbul’da bir sürü güzel sokak kedisi ve köpeği gördüm. Ve onların başını okşayan şefkatli kadınlar. Döndüğümde bunlar da heykele dönüşecek.
Eşiniz kilolu mu?
-Hayır işte! Ne yese olmuyor. Çok denedi. Kilo almayan bir yapısı var.
Arada demiyor musunuz “Ye!” diye…
-Demez miyim? Ama kilo almaya çalışmak, vermeye çalışmaktan daha zor.
Siz, Botero’dan etkilendiniz mi?
-Elbette. Ama onun tuvale yansıyan şişman kadınları durağan ve sade… Benimkiler hayat dolu… Kıpır kıpır…
Bir sanatçı için galeriler mi yoksa sokaklar, parklar mı daha enteresan eserlerini sergilemek için?
-Tabii ki parklar, sokaklar… Hayatın içinde benim heykelerim. Ve konuşuyorlar. Onlara bakanlara bir şey söylüyorlar, bir duygu iletiyorlar. Bakıp da gülümsemeyen görmedim. Birlikte fotoğraf çektirmeyen de… Umarım İstanbullular da sever!
Şişman ve Mutlu/Xu Hongfei/ 6 heykel 5 Ağustos’a kadar Ortaköy Meydanı’nda… 5 Ağustos’tan itibaren 15 heykel Nişantaşı ve Şişli’de…
Xu Hongfei, Çin’de Müslümanlara yapılan baskılara misilleme olarak Uzakdoğululara yönelik saldırılardan çekinmiş, sergisini getirmekten vazgeçmişti. Ancak, sanatçı ikna edildi ve eserleri şimdi İstanbul’da.