HEPİNİZE binlerce teşekkürler.
Bir kere daha beni yanıltmadınız.
Bir kere daha beni ihya ettiniz.
Cumartesi günü yazdığım “Elbirliğiyle Gözde’ye destek olalım, onu kurtaralım” yazısına ses verdiniz.
O kadar çok insan Gözde Becerikli’ye yardımcı olmak için harekete geçti ve seferber oldu ki, gerçekten müthişsiniz!
Ameliyat masrafları çoktan toplandı bile…
Fazlasıyla…
Onun adına, ailesi adına ve kendi adıma binlerce, milyonlarca teşekkürler.
Bu ülkede bir sürü fena şey oluyor, ama hiçbir şart altında insanlık ölmüyor. Dünyanın başka bir yerinde, anında, böyle bir kenetlenme, yardımlaşma, imece usulü para toplama olur mu, inanın bilmiyorum.
Sadece para da değil, benzer sorunları yaşayanlar da aradı. Gözde’ye ulaştılar, biri raporlarını Japonya’da bir hastaneye iletmekten söz etti, diğeri Çin’de bir yere…
Bu kadar merhametli insanlar yaşıyor bu ülkede.
İnşallah tekrar eski sağlığına kavuşacak Gözde.
Birkaç güne size gelişmeleri ileteceğim.
Yaşasın yardımlaşma!
Yaşasın iyilik!
YUH OLSUN SİZE AYYILDIZ TEAM!
SİZİ terbiyesizler!
Sizi utanmazlar!
Sizi ergen bozuntuları…
Duyuyor musunuz beni?
Ayyıldız Team size sesleniyorum.
Ya siz ne fena, ne düşük adamlarsınız!
Yan yana gelsem kafa atacağım.
Ben sizden daha delikanlıyım.
Gücünüz bana mı yetiyor?
Bu mudur sizin şerefiniz, milliyetçiliğiniz?
Nedir benimle alıp veremediğiniz?
Şurada Türkiye-Hindistan arası mekik dokumasam, vaktim olsa, yemin ederim savcılığa gidip suç duyurusunda bulunacağım.
Yettiniz be!
Düşün yakamdan!
Bilmem kaç kere hack’lediniz.
Ne elde ettiniz? Elinize ne geçti? Netice?
Çocuk musunuz siz, nesiniz!
Ne mail’lerimde ne mesajlarımda gizli bir şey yok.
Bulsaydınız zaten ortalığı ayağa kaldırırdınız.
Beni niye uğraştırıyorsunuz?
Sürekli şifre değiştiriyorsunuz.
İş sadece şifre değiştirmek değil, yurtdışıyla her seferinde bir sürü prosedürle uğraşmak zorunda kalıyorum.
Bana çektirdiğiniz bu sıkıntı bir şey bulamadığınız için mi?
Ben imkânım olsam şifre bile kullanmayacak biriyim, o kadar açık ve şeffafım ve her şeyim ortada…
Evet, beni rahatsız ediyorsunuz ama elinize bir şey geçmiyor.
Yaptıklarınız boş boş işler.
Marifetmiş gibi telefon numaramı da YouTube’dan yayınladınız, hâlâ yayınlıyorsunuz.
Boyunuz mu uzadı?
Ne oldu?
Ne geçti elinize?
Beni rahatsız etmekten başka…
Geri zekâlı ekibiniz, her gün, her gece 30 kere arıyor.
Ergen sesli “Alööööö” diyen, alo bile demesini bilmeyen zavallı tipler.
Abuk sabuk şeyler söylüyorlar.
Tehdit edenler de var.
Gecenin bir yarısı.
Gün içinde defalarca.
Diyeceksiniz ki “E sen de değiştir telefonunu!” öyle yapacağım da ne gerek vardı, niye uğraştırıyorsunuz beni?…
Ben sizi, millete fayda sağlayan bir yeraltı örgütü olarak ciddiye alır mıyım?
Asla!
Saygınlığınız sıfır.
Anca geri zekâlıların topluluğusunuz benim için!
Adam olun, beni rahat bırakın.
Kaybolun gidin.
Cehenneme kadar yolunuz var.
Ayyıldız Team lafını duyunca kusmak istiyorum, o hale geldim.
BAYRAMA ÖZEL ÇEKİM GELİYOOO
BEN tıpkı Dubai dönemi gibi iki ülke arasında mekik dokumaya başladım.
Eskiden Dubai-İstanbul’du, şimdi Mumbai-İstanbul oldu.
Uçuş saati biraz uzadı ama olsun.
Cuma geldim, pazartesi gece döndüm.
Siz bu satırları okurken ben Hindistan’da olacağım.
Hâlâ uçaktan tırsıyorum ama olsun, uçamayacak boyutta değil.
Cumartesi 1, pazar 2, pazartesi tam 5 iş yaptım.
Çekimler, yazı olacak işler, röportajlar.
Sonra hoooop iki haftalığına tekrar Mumbai.
Ve sonra tekrar İstanbul.
Böyle böyle bir yıl geçecek.
Allah’a şükür yeteri kadar enerjim var, bana mısın demez, aksine beni zenginleştirir. Ayrıca beni daha planlı yaşayan bir kadın haline de getiriyor.
Bu arada, evlere şenlik bir Hint çekimi yaptık Emre Yunusoğlu’yla, bayrama, size özel…
Hindistan’da pazardan aldığı kıyafetlerle ve takılarla… Ama yıkılıyor kıyafetler…
Renkler menkler…
Hafta sonu yayınlayacağız, bakalım sevecek misiniz?
Hadi öptüm.
Kalın sağlıcakla.
BRAVO PUCCA!
ŞAHANE bir yazı yazmış.
Yanaklarından öpüyorum.
“Şebnem Bozoklu’nun Bodrum’da kendinden küçük bir adamla fotoğrafları çıktı, yazmadığınızı bırakmadınız. Size göre bu çok anormal… İyi de bizim etrafımız çocuğu yaşında kızlarla ortalıkta dolaşan adamlarla dolu, onlara laf yok, di mi!” demiş.
Valla doğru söze sadece şapka çıkarılır!
Ali Ağaoğlu’na değinmiş mesela, “32 yaş küçük kızlarla dolaşması normal geliyor insanlara. Ama bir kadının kendisinden küçük erkeklerle dolaşması Allah muhafaza… Parçalayın gitsin!”
Gerçekten bu ikiyüzlülüğü, çifte standardı anlamak mümkün değil.
Gerçi bu ülkede her şey kadınlar için farklı erkekler için farklı ama yine de insan isyan edemeden duramıyor.
Şebnem Bozoklu haberi gerçekten bir değer düşüklüğünün kanıtıydı.
Yok, kendinden küçük erkekle dudak dudağa gelmiş!…
Yok iç çamaşırlarıyla denize girmiş!
Evliymiş de ayrılmış, ama ayrılmadığını tam söylememiş.
Her hareketi suç, her hareketi yanlış!Kime ne ya…Size ne ya…
Şebnem Bozoklu ne yaşar, kendini ilgilendirir.
Onun nasıl yaşaması gerektiğini siz tayin edemezsiniz, yok böyle bir hakkınız!
Ali Ağaoğlu’nun nasıl yaşayacağını tayin edebiliyor musunuz?
O 32 yaş küçük bir kızı sevgili yaptığı zaman niye normal kabul ediyorsunuz?
Yetti bu ikiyüzlülük!
Neyse Pucca’yı okuyun, döktürmüş.Helal sana Pucca!