DİKKAT… Dikkat…
Burada mutluluktan eriyen bir kadın var!
Çünkü Toplum Gönüllüleri Vakfı’yla Gürece için hayata geçirdiğimiz “yerel kalkınma projesine destek” hareketimiz tam gaz devam ediyooor!
Hani geçen hafta yazmıştım, o gün ilk kolye dizimi ve Alya’nın dans workshop’ları gerçekleşecekti Gürece’deki “İyilik Kolyeleri Atölyesi”nin bahçesinde…
Pek heyecanlıydık.
Pır pır ediyordu içimiz insanlar gelirler mi diye…
O da ne!
Yaşasın yerel kalkınmaya destek
Geldiler, hem de akın akın geldiler. Kapıdan, bacadan geldiler. En sevdiğim şey. Bahçemiz doldu taştı. Misafirlerimiz, TOG Vakfı’na 200 lira bağışta bulunarak geldi, iki-üç saat kaldılar, kendi kolyelerini tasarladılar veeee kolyelerini boyunlarına takıp gittiler.
Deli güzel bir iş kolye dizmek!
Çok çok eğlenceli bir uğraş.
Bir tür terapi.
Ben zaten kadın gücüne ve emeğine inanıyorum. Birlikte üretmeye inanıyorum. Kadınların bir araya gelmesine ve gönüllülüğe bayılıyorum. Gelen bütün misafirler yerel kalkınmaya destek oldular. Çünkü TOG, atölyeler sayesinde yaratılan kaynağı yine bu köy için kullanacak.
Rengârenk cam ve ahşap boncuklar masaların üzerindeydi. Seçiyorsun, nasıl bir kolye yapmak istiyorsan yapıyorsun. Biz, Hindistan’daki komşum Mine Serez Çınar, Maribel, Anton ve ben kolyelerin kısaca nasıl yapıldığını anlattık, sonra herkesi özgür bıraktık. Eğlenceli olan da o zaten, kafana göre takılmak. Sonra kolyeleri kapatma kısmında onlara yardımcı olduk. Tüm katılımcılar birbirinden estetik kolyeler yaptılar. Aynı anda köyümün kadınları da vardı, onların katılımı ücretsiz. Dilerlerse, bu işi severlerse kolye yapacaklar bize, minik dükkânımızda satılacak, yine TOG yararına ve sonra yine onlara dönecek…
Hindistan maceram boyunca rengârenk Hint kıyafetlerim ve takılarım oldu. Ben onlarla fotoğraf çektirdikçe “Getirsene, biz de giyelim!” diyorlardı. Onları da astım bahçenin bir köşesine, misafirlerimiz sırf eğlencesine onları giydi, fotoğraflar çektirdi. Havandan Bodrum’un sahibi Ekin, inanılmaz güzel yulaflı kurabiyeler yapmıştı, bu hafta da mücver ve beyaz çikolatalı brownie yapıyor. Midemizi de ihmal etmiyoruz yani! Köyümüzde bir karı-koca var, Arzu ve Uğur, onlar da Bodrum Mavi Dondurma’nın sahipleri. Atölyelerinde dondurma yapıyorlar; lavantalı, tahinli, adaçaylı, taze naneli dondurmalar… Dans eden gençlere, dans workshop’ı bitiminde dondurma ikram ettiler.
Alya’nın dans workshop’ı da anlı şanlı geçti. 7-13 yaş arası dansa ilgi duyan, kızlı-erkekli bir grup katıldı. Köyden de çocuklar vardı. Alya, her hafta çimlerin üzerinde onlara farklı dans rutinleri öğretecek. Bir buçuk saat çalıştılar, sonra bize minik bir gösteri sundular.
Bazı kadın katılımcılarımızın eşleri de gelmişti, onların bir kısmı da ağaçların altında kitaplarını okudular. Kim ne isterse onu yaptı, çok keyifli ve eğlenceli zaman geçirdik.
Yarın ikinci workshop’ımız gerçekleşecek. Yine bahçemiz dolup taşacak, TOG ilan eder etmez herkes parasını yatırdı. Araya torpil koyup dahil olmaya çalışanlar var. Bu ilgi beni mest ediyor. En güzeli de herkes işin bir ucundan tutuyor. Köyden çocuklar, “Alya Abla’nın dans dersi ne zaman, arkadaşım da gelebilir mi?” diye koşturup duruyorlar. Topluca bir heyecanımız var anlayacağınız. Annesiyle yaptığın doğal ürünleri satan bir Fatma’mız var, nefis köy yumurtaları ve peynirleri var, “Benim kız da geliyor!” diyor. “Tabii ki!” diyoruz.
*
Bu hafta bir de şöyle bomba bir gelişme oldu. Kadın kanserlerinde erken teşhisin ve taramanın önemini vurgulayan Pembe İzler Derneği’yle de tıpkı TOG’la olduğu gibi güçlerimizi birleştiriyoruz.
Geçen sene ben onlara moderatörlük yapmıştım, birbirinden değerli hocalara sahnede kadın kanserleriyle ilgili sorular sormuştum, onlar da Gürece kadınlarının kanser taramasını yapmışlardı.
İki gün önce Pembe İzler Derneği’nin kurucusu ve başkanı Arzu Karataş ile Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a gittik. Hem yeni görevini tebrik etmek hem de Gürece’deki gelişmeleri anlatmak için. Anlattıklarımız ve bu yerel kalkınma projesine destek başkanın hoşuna gitti, Gürece’ye ve Gürecelilere tüm desteğini vereceğini söyledi. Özellikle yerel yönetimlerle ortak çalışma isteğimize çok sıcak baktı. Başkanın yardımcısı Ummahan Yurt da vardı. Bir de belediyenin yakışıklı, duman rengi kedisi Cabbar. O da pürdikkat dinledi her şeyi, ara ara başkanın kucağına atladı. Başkan ilginç bir kişilik, önümüzdeki günlerde Bodrum üzerine kendisiyle röportaj yapmak istiyorum.
Başkan Aras’a “Kolyeleri sadece kadınlar dizmiyor. Haftaya erkek cerrahlar, ‘Ameliyat da yaparız kolye de dizeriz’ konseptiyle Gürece’deki atölyede kolye dizecekler, siz de gelir misiniz?” dedim. “Tabii ki!” dedi. Gelen hocalar da kadın kanserleri konusunda minik bir bilgilendirme yapacaklar köyümüze…
Haftaya çarşamba da böyle bir etkinliğimiz var yani, o da Pembe İzler Derneği yararına gerçekleşecek. Pembe İzler, son 14 ayda, İstanbul, Bursa, Muğla ve Mardin’de 902 muayene yaptı, 47 ameliyat gerçekleştirdi, 11 kanser teşhisi koydu ve 26 girişimde (kanserden koruyucu tedavi) bulundu. Kısacası, pek çok kadının hayatını sağlıklı hale getirdiler.
Bizden havadisler şimdilik bu kadar. Sizi baymazsam ara ara yazmaya devam ederim.
Bu workshop’lar esnasında bir kere daha gördüm ki kadınlar müthiş üretken varlıklar. Beni ziyarete gelenlerin çoğu bir tür girişimci, kimileri nefis çantalar yapıyorlar, kimileri peştamaller… Şahane sirke yapan kadınlar var, kitap yazanlar, videolar çekenler…
O kadar etkileniyorum ki kadınların yaratıcılıklarından. Bizim kolyeler solda sıfır kalır yani. Ama bir araya gelmek, birlikte üretmek ve birilerine fayda sağlamak için bir araç oldu. Her şey çok güzel oldu.
Yaşasın yerel kalkınmaya destek!